Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 40. Hukuk Dairesi 2022/1983 E. 2023/586 K. 07.04.2023 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
İSTANBUL
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
40. HUKUK DAİRESİ
TÜRK MİLLETİ ADINA
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ KARARI
Dosya No: 2022/1983
Karar No: 2023/586
İncelenen Kararın
Mahkemesi: İstanbul 5. Asliye Ticaret Mahkemesi
Tarihi: 10/05/2022
Numarası: 2021/438 (E) – 2022/329 (K)
Davanın Konusu: Rücuen Tazminat
Karar Tarihi: 7/4/2023
Yukarıda yazılı İlk derece mahkemesi kararına karşı istinaf kanun yoluna başvurulması üzerine, Dairemiz Heyetince yapılan müzakere sonucunda;
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ: Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; müvekkili davacıya Zorunlu Mali Sorumluluk Sigortası (ZMSS) poliçesi ile sigortalı davalı işleten …’a ait … plakalı aracın sürücüsünün tam kusuruyla, dava dışı …’ın yönetimindeki … plakalı motosiklete çarpmasının ardından olay yerinden kaçtığını, kaza nedeniyle yaralanan ve %4,2 oranında malul kalan … ile 44.413,00 TL üzerinden anlaşma sağlanarak aktüer rapora göre tespit edilen sürekli ve geçici iş göremezlik tutarlarının 17/1/2017 günü ödendiğini, davada dışı 3 üncü kişiye ödenen tutarların rücuen tahsili amacıyla başlatılan İstanbul … İcra Dairesinin … ve … (E) sayılı takiplerine itiraz edildiğini belirterek, davanın itirazının iptali ile takiplerin devamına karar verilmesini talep etmiştir. İlk derece mahkemesince; davanın kısmen kabulüne, İstanbul … İcra Dairesinin … (E) sayılı takip dosyasında davalının itirazının iptaline, takibin 6.225,12 TL üzerinden devamına; İstanbul … İcra Dairesinin … (E) sayılı takip dosyasında davalının itirazının iptaline, takibin 33.356,00 TL üzerinden devamına karar verilmiştir. Bu karara karşı istinaf kanun yoluna başvuran davalı … dilekçesinde özetle; verilen kararın eksiklikler nedeniyle tüm yönleriyle incelenmesi gerektiğini belirterek ilk derece mahkemesi kararının kaldırılmasını talep etmiştir. Davacı … Sigorta AŞ vekili istinaf başvuru dilekçesinde özetle; İstanbul … İcra Dairesinin … (E) sayılı dosyasına konu geçici iş göremezliğe dair taleplerin yalnızca ana para yönünden değerlendirilerek hüküm kurulduğunu, zira geçici iş göremezliğe ilişkin hükmedilen tutarın hesaplanan geçici iş göremezlik tazminat tutarı olan 8.300,16 TL’nin 3/4 ü olduğunu, ZMSS poliçesi uyarınca sadece ana paradan değil faiz, vekâlet ücreti ve yargılama gideri gibi ferilerden de sorumluluğunun bulunduğunu, bu nedenle yerel mahkemenin sadece ana para yönünden hüküm kurmasının hukuka aykırı olduğunu; müvekkili şirket tarafından davalıya gönderilen rücu yazısı ve tebliğ şerhi yerel mahkemeye sunulmuş ise de ilk derece mahkemesince kurulan hükümde dikkate alınmayıp talep edilen alacaklara takip tarihinden itibaren faiz işletilmesine karar verilmesi hukuka aykırı nitelik taşıdığını; arabuluculuk toplantısına katılmayan davalının Hukuk Uyuşmazlıklarında Arabuluculuk Kanunu’nun 18A maddesinin, 11 inci fıkrası uyarınca arabuluculuk ücretinin ve yargılama giderinin tamamından sorumlu tutulması gerektiğini; davaya konu kaza tespit tutanağında tüm kusurun davalıya ait sürücüsüne yüklenmesine ve ilk derece mahkemesince kusura dair inceleme yapılmamasına karşın, kusur oranının %75 biçiminde ele alınıp karar verilmesinin de hukuka aykırı olduğunu belirterek ilk derece mahkemesi kararının kaldırılmasını talep etmiştir.6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanununun (HMK) 355 inci maddesi uyarınca ileri sürülen istinaf nedenleri ve kamu düzenine ilişkin konularla sınırlı biçimde yapılan inceleme sonunda: Dava, zorunlu mali sorumluluk sigortacısı olan davacının zarar gören üçüncü kişiye ödediği tazminatın, sigortalısı olan davalıdan rücuen tahsili amacıyla başlatılan icra takibine itirazın iptali istemine ilişkindir. 28/11/2013 tarihli Resmi Gazete’de yayımlanarak 28/5/2014 tarihinde yürürlüğe giren 6502 sayılı Tüketicinin Korunması Hakkında Kanunun (TKHK) 2 nci maddesinde Kanunun kapsamı, “bu Kanun, her türlü tüketici işlemi ile tüketiciye yönelik uygulamaları kapsar” biçiminde açıklanmış; aynı Kanunun “tanımlar” başlıklı 3 üncü maddesinin, 1 inci fıkrasının (l) bendinde tüketici işlemi; “Mal veya hizmet piyasalarında kamu tüzel kişileri de dâhil olmak üzere ticari veya mesleki amaçlarla hareket eden veya onun adına ya da hesabına hareket eden gerçek veya tüzel kişiler ile tüketiciler arasında kurulan, eser, taşıma, simsarlık, sigorta, vekâlet, bankacılık ve benzeri sözleşmeler de dâhil olmak üzere her türlü sözleşme ve hukuki işlemi ifade eder”; tüketici ise aynı fıkranın (k) bendinde, “Ticari veya mesleki olmayan amaçlarla hareket eden gerçek veya tüzel kişi” biçiminde tanımlanmıştır.TKHK’nin 73’üncü maddesinde tüketici işlemleri ile tüketiciye yönelik uygulamalardan doğacak uyuşmazlıklara ilişkin davalarda tüketici mahkemesinin görevli olduğu belirtilmiş; aynı Kanunun 83 üncü maddesinde ise, taraflardan birini tüketicinin oluşturduğu işlemler ile ilgili diğer kanunlarda düzenleme olmasının, bu işlemin tüketici işlemi sayılmasını ve bu Kanunun görev ve yetkiye ilişkin hükümlerinin uygulanmasını engellemeyeceği belirtilmiştir.Hemen belirtmek gerekirki, bir hukukî işlemin TKHK kapsamında kaldığının kabul edilmesi için taraflardan birinin tüketici olması gerekmekle birlikte, hukukî işlemin yalnızca TKHK’de düzenlenmiş olması da tek başına o işlemden kaynaklanan uyuşmazlığın tüketici mahkemesinde görülmesini gerektirmediğinden, davacı sigorta şirketi ile davalı arasındaki ilişkinin hukuki niteliği, görevli mahkemenin belirlenmesinde dikkate alınacaktır. Somut olayda, davacı sigorta şirketi tacir ise de, davalı sigortalı gerçek kişi, davalıya ait davacıya ZMSS poliçesiyle sigortalı aracın ruhsat bilgilerine göre de kullanım amacının hususi olduğu anlaşılmaktadır. Bu itibarla eldeki davaya bakma görevinin tüketici mahkemesine ait olması nedeniyle HMK’nin 114 üncü maddesinin, 1 inc fıkrasının, “c” bendi uyarınca, mahkemenin görevsiz olması nedeniyle davanın usulden reddine karar verilmesi gerekirken, yargılamaya devam olunarak, esas hakkında hüküm verilmesi yerinde görülmemiştir. Kararın kaldırılma gerekçesine göre davacı … Sigorta AŞ vekilinin dilekçesinde ileri sürdüğü diğer istinaf nedenleri bu aşamada inceleme dışı bırakılmıştır.
KARAR: Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere: 1-Davacı … Sigorta AŞ vekili ile davalı …’ın istinaf başvurularının ayrı ayrı kabulüne, yukarıda esas ve karar numarası belirtilen ilk derece mahkemesi kararının HMK’nin 353/1-a/3 üncü maddesi uyarınca kaldırılmasına, 2-Davanın yeniden görülmesi için dosyanın mahkemesine gönderilmesine, 3-İstinaf başvurusu için yatırılan istinaf karar ve ilam harcının, istekte bulunulması durumunda ilk derece mahkemesince yatıran tarafa geri verilmesine, 4-İstinaf incelemesi duruşmalı yapılmadığından, vekâlet ücretine hükmedilmesine yer olmadığına, 5-İstinaf kanun yolu başvurusundan ötürü davacı ve davalı tarafından sarf edilen yargılama giderinin, ilk derece mahkemesince yeniden verilecek kararda gözetilmesine, 6-İstinaf kanun yolu incelemesi için yatırılan gider avansından artan tutarın, HMK’nin 333 üncü maddesinin, 1 inci fıkrası uyarınca ilk derece mahkemesince kendiliğinden yatıran tarafa geri verilmesine, Dosya üzerinde yapılan inceleme sonucunda HMK’nin 353/1-a ve 362/1-c,g maddeleri uyarınca kesin olmak üzere oy birliğiyle karar verildi.7/4/2023