Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 40. Hukuk Dairesi 2022/1902 E. 2022/2204 K. 13.12.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
İSTANBUL
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
40. HUKUK DAİRESİ
TÜRK MİLLETİ ADINA
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ KARARI
DOSYA NO: 2022/1902
KARAR NO: 2022/2204
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ: İstanbul 13. Asliye Ticaret Mahkemesi
TARİHİ: 11/05/2022
NUMARASI: 2020/423 (E) – 2022/366 (K)
DAVANIN KONUSU: İtirazın İptali
KARAR TARİHİ: 13/12/2022
Taraflar arasında görülen davada verilen ve yukarıda tarih numarası gösterilen karara karşı istinaf kanun yoluna başvurulmakla; re’sen dikkate alınabilecek hususlar ayrık olmak üzere istinaf talep ve gerekçeleri ile tarafların ilk derece mahkemesinde ileri sürdükleri iddia ve savunmalar esas alınmak sureti ile dosya incelendi;
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ: Davacı vekili, müvekkili şirket tarafından trafik sigortasıyla teminat altına alınan … plaka sayılı aracın, dava dışı …’un idaresinde iken, 22/03/2018 tarihinde sebebiyet verdiği çoklu trafik kazasında, zarar gören hak sahiplerine 23.153,99 TL ödeme yapıldığı ve adı geçen sigortalı araç sürücüsünün kaza esnasında 1.81 promil alkollü olması nedeniyle de davalı sigortalıya rücu haklarının bulunduğunu belirterek davalı şirket hakkında İstanbul … İcra Müdürlüğünün … Esas sayılı dosyası üzerinden yapılan icra takibine vaki itirazın iptali ile icra inkar tazminatına hükmedilmesini talep etmiştir. Davalı vekili, davanın reddini talep etmiştir.İlk derece mahkemesince yapılan yargılama neticesinde, kazanın münhasıran alkolün etkisiyle meydana geldiği yönünde mütalaada bulunan aralarında nörolog bilirkişinin de bulunduğu heyetten alınan rapor ve ek rapor doğrultusunda davanın kısmen kabulüne, İstanbul … İcra Dairesinin … Esas sayılı takip dosyasında davalının itirazının 23.153,99 TL asıl alacak üzerinden iptaline, takip tarihinden itibaren asıl alacağa yıllık %9 yasal faiz işletilmek suretiyle takibin devamına, fazlaya dair talebin reddine, alacak likit olmadığından icra inkar tazminatı talebinin reddine karar verilmiştir. Karara karşı davalı vekili, icra takibine yönelik yetki itirazında bulunduklarını, yetki meselesi çözülmeden açılan işbu davanın reddi gerektiğini, kazanın meydana gelmesinde alkol haricinde başkaca unsurların etken olduğunu, bu hususun kaza tespit tutanağından anlaşılmakta olduğunu, sigortalı aracın hatır için verilmiş olması nedeniyle hakkaniyet indirimine gidilmemiş olmasının doğru olmadığını, sigortalı araç sürücüsüyle ilgili ceza yargılaması yapılıp yapılmadığı hususunun araştırılmamış olmasının eksiklik teşkil ettiğini belirterek istinaf başvurusunda bulunmuştur. Karara karşı davacı vekili, katılma yoluyla vermiş olduğu istinaf dilekçesinde, işlemiş faiz talebinin reddine karar verilmesinin doğru olmadığını, kabule göre de takip sonrası işlemiş faiz hesabının hatalı yapıldığını ve ayrıca, icra inkar tazminatı koşullarının oluştuğunu belirterek istinaf başvurusunda bulunmuştur. Dava, ZMSS poliçesi gereği dava dışı 3. kişiye ödeme yapan sigortacının ödediği bedeli, alkollü araç kullanımı nedeniyle kendi sigortalısı olan davalıdan ve kazaya sebebiyet veren sigortalı araç sürücüsünden rücuen tahsili istemine ilişkindir. (Karayolları Motorlu Araçlar Zorunlu Mali Sorumluluk Sigortası Genel Şartları’nın , B-4.c maddesi) 1-Davacı vekilinin istinaf başvurusunun değerlendirilmesi;Davacı taraf, taraflar arasında düzenlenen trafik sigorta sözleşmesine aykırılıktan bahisle rücuen talepte bulunmaktadır. BK’nın 117. maddesinde, muaccel bir borcun borçlusunun alacaklının ihtarıyla temerrüde düşeceği açıklanmıştır. Dosya kapsamında bulunan ödeme ihtarnamelerinin davalı şirkete tebliğ edildiğine dair tebliğ alındısı, mazbata vs. herhangi bir belge dosya arasında bulunmamaktadır. Davacı vekili tarafından buna ilişkin herhangi bir delil ibraz edilmemiştir. Mahkemenin işlemiş faiz isteminin reddine dair kabul ve uygulamasında usul ve yasaya aykırılık bulunmamaktadır. Diğer yandan, kazanın münhasıran alkolün etkisiyle meydana gelip gelmediği ve davacı tarafından yapılan ödemenin makul ve kabul edilebilir olup olmadığı hususu ancak yapılacak yargılama neticesinde belirlenebilecek olduğundan ötürü icra inkar tazminatının koşulları oluşmadığına dair mahkeme kabulünde de herhangi bir isabetsizlik bulunmamaktadır. 2-Davalı vekilinin istinaf başvurusunun değerlendirilmesi; İİK’nın 50/1. maddesi uyarınca kıyasen somut olayda da uygulanması gereken HMK’nın 19/2. maddesinde, yetki itirazında bulunan tarafın, yetkili mahkemeyi; birden fazla yetkili mahkeme varsa seçtiği mahkemeyi bildireceği, aksi takdirde yetki itirazının dikkate alınmayacağı açıklanmıştır. (Yargıtay 17. Hukuk Dairesinin 2015/13170E.2018/10431K.;aynı daire 20166997E. 201811236K.; aynı daire 2016/9925E. 2019/3167K.; aynı daire 2016/15589E. 2019/3710K. sayılı kararı ve benzeri nitelikteki diğer kararları)Davalı taraf, borca itiraz dilekçesinde, yetkili mahkemenin hangi mahkeme olduğunu belirtmemiştir. Bu durumda yapılan yetki itirazı geçerli değildir. Yargıtay’ın yerleşik uygulamalarında ve konuya ilişkin Yargıtay Hukuk Genel Kurulunun 13.05.2015 tarih ve 2013/17-2156 Esas ve 2015/1338 Karar ve 26.02.2014 tarih ve 2013/17-626 Esas 2014/146 Karar sayılı kararları uyarınca, sürücünün aldığı alkolün oranının doğrudan doğruya sonuca etkisi bulunmadığından, olayın salt alkolün etkisiyle gerçekleşip gerçekleşmediğinin, alkol dışında başka unsurların da olayın meydana gelmesinde rol oynayıp oynamadığının saptanması gerekmektedir. Bir başka ifadeyle bu türden açılan davalarda sürücünün yasal sınırın üzerinde alkollü olması, yalnız başına hasarın teminat dışında kalmasını gerektirmez. Bununla birlikte Yargıtay 2011/4080-2011/11508 E.-K. sayılı kararında da vurgulandığı üzere; kazaya karışan 3. kişiye ait araç sürücüsünün kusurlu olmasının, alkolün münhasırlığını ortadan kaldırdiği kabul edilmektedir. Dosya içerisindeki bilgi ve belgeler ile ilk derece mahkemesince dosyaya kazandırılan aralarında nörolog bilirkişinin de bulunduğu heyetten alınan 20/04/2022 tarihli bilirkişi raporuna göre yapılan değerlendirmede, yasal sınır üzerinde alkollü olan sigortalı araç sürücüsünün kazanın gerçekleşmesinde tam kusurlu olduğu, başkaca bir etkenin rol oynamadığı ve kazanın gerçekleşme şekline göre kazanın münhasıran alkolün etkisiyle meydana geldiği görülmektedir.Sigortalı aracın hatır için verilmiş olması veyahut ceza yargılaması yapılıp yapılmadığı hususunun uyuşmazlığın halline veyahut tazminat hesabına herhangi bir etkisi bulunmamaktadır. 3-Bu durumda yapılan yargılamaya, toplanan delillere, dosya içeriğine, hükmün dayandığı yasal ve hukuksal gerekçeye, delillerin takdirinde bir isabetsizlik bulunmamasına ve yazılı şekilde karar verilmiş olması doğru olduğuna göre; yerinde olmayan istinaf başvurusunun esastan reddine karar vermek gerekmiştir.
KARAR: Yukarıda açıklanan gerekçe ile;1-6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanununun 353/1-b/1. maddesi uyarınca davacı vekili ve davalı vekilinin istinaf başvurularının ayrı ayrı esastan reddine,2-Davacı taraftan alınması gereken 80,70 TL istinaf karar harcı peşin alınmış olduğundan başkaca harç alınmasına yer olmadığına, 3-Alınması gereken 1.581,64 TL istinaf karar harcından peşin alınan 395,40 TL harcın mahsubundan sonra bakiye 1.186,24 TL istinaf karar harcının istinafa başvuran davalı taraftan tahsil edilerek Hazineye irat kaydına, 4-İstinafa başvuran taraflarca yapılan istinaf yargılama giderlerinin kendi üzerinde bırakılmasına, 5-Artan gider ve delil avansının karar kesinleştiğinde ilgilisine iadesine,6-İstinaf incelemesi duruşmalı yapılmadığından, vekalet ücreti tayinine yer olmadığına,Dair, dosya üzerinde yapılan inceleme sonunda dava değeri (23.153,99 TL) göz önünde bulundurulmak sureti ile 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanununun 362/1-a maddesi gereğince her iki taraf yönünden kesin olarak oy birliğiyle karar verildi. 13/12/2022