Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 40. Hukuk Dairesi 2022/1901 E. 2023/1055 K. 14.07.2023 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
İSTANBUL
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
40. HUKUK DAİRESİ
TÜRK MİLLETİ ADINA
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ KARARI
Dosya No: 2022/1901
Karar No: 2023/1055
İncelenen Kararın
Mahkemesi: İstanbul Anadolu 2. Asliye Ticaret Mahkemesi
Tarihi: 16/06/2022
Numarası: 2014/1521 (E) – 2022/600 (K)
Davanın Konusu: Maddi ve Manevi Tazminat
Karar Tarihi: 14/7/2023
Taraflar arasında görülen davada verilen, yukarıda tarihi ve numarası gösterilen karara karşı istinaf kanun yoluna başvurulmakla dosya incelendi;
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ: Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; 26/3/2014 tarihinde, davalıların sürücüsü, işleteni ve trafik sigortacısı oldukları … plakalı motosikletin, yaya konumunda bulunan davacıya çarpması sonucu müvekkilinin ağır yaralanarak malul kaldığını belirterek, şimdilik 12.000,00 TL maddi ve 80.000,00 TL manevi tazminatın (sigorta şirketi hariç) avans faiziyle birlikte müteselsil sorumluluk hükümleri uyarınca hüküm altına alınmasına karar verilmesini talep etmiştir. Davalı sigorta şirketi vekili davanın reddini talep etmiştir. Diğer davalılar vekili davanın reddini talep etmiştir. İlk derece mahkemesince yapılan yargılama sonucunda, davalı araç sürücüsünün tali, yaya konumundaki davacının ise asli kusurlu olduğu kabul edilerek maddi tazminat davasının kısmen kabulüne, 1.788,43 TL geçici iş göremezlik ve 146.036,20 TL sürekli iş göremezlik tazminatı olmak üzere toplam 147.824,62 TL maddi tazminatın kararda belirtilen yasal faiz başlangıç tarihlerinden itibaren davalılardan müştereken ve müteselsilen; manevi tazminat davasının ise kısmen kabulü ile 10.000,00 TL manevi tazminatın kaza tarihinden itibaren işleyecek yasal faiziyle birlikte sigorta şirketi dışında kalan davalılardan müştereken ve müteselsilen tahsiline, fazlaya ilişkin istemin reddine karar verilmiştir. Bu karara karşı istinaf kanun yoluna başvuran davalılar … … Şirketi ve … vekili dilekçesinde özetle; kazanın meydana gelmesinde davacının tam kusurlu olduğunu, davacının kaza yerine çok yakın iki adet yaya geçidi bulunmasına rağmen bunları kullanmayarak kazaya sebebiyet verdiğini, dolayısıyla davacı yaya kazanın gerçekleşmesinde tam kusurlu olup müvekkillere kusur izafesinin mümkün olmadığını, davacının müvekkillerinin iyi niyetini kullanarak kazanç sağlamaya çalıştığını, her türlü zararının trafik sigortasından karşılandığını, dolayısıyla müvekkillerden herhangi bir hak iddiasında bulunmasının mümkün olmadığını belirterek, ilk derece mahkemesi kararının kaldırılmasını talep etmiştir. İstinafa konu uyuşmazlık kusur ve sorumluluğa mütedairdir. 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanununun (HMK) 355. maddesi uyarınca ileri sürülen istinaf nedenleri ve kamu düzenine ilişkin konularla sınırlı biçimde yapılan inceleme sonunda: Trafik kazasından kaynaklanan maddi ve tazminat istemiyle açılan davada, istinaf başvurusuna konu uyuşmazlık kusur ve sorumluluğa ilişkindir. 2918 sayılı Karayolları Trafik Kanununun (KTK) 85/1. maddesinde, “bir motorlu aracın işletilmesi bir kimsenin ölümüne veya yararlanmasına yahut bir şeyin zarara uğramasına sebep olursa, araç işletenin bu zarardan sorumlu olacağı”, aynı Kanunun 85/son maddesinde ise, “işleten ve araç işleticisi teşebbüsün sahibi, aracın sürücüsünün veya aracın kullanılmasına katılan yardımcı kişilerin kusurundan kendi kusuru gibi sorumlu olacağı” hükümlerine yer verilmiştir. Aynı Kanunun 86. maddesinde ise bu Kanunun 85. maddesinde düzenlenen sorumluluktan kurtulma ve sorumluluğu azaltma koşullarına yer verilmiştir. Araç işleteni, kendisinin veya eylemlerinden sorumlu tutulduğu kişilerin kusuru bulunmaksızın ve araçtaki bozukluk kazayı etkilemiş olmaksızın kazanın bir mücbir sebepten veya zarar görenin veya üçüncü kişinin ağır kusurundan ileri geldiğini ispat ederse sorumluluktan kurtulabilecektir. Yine aynı Kanunun 91. maddesinde, işletenlerin, bu Kanunun 85. maddesinin 1. fıkrasından kaynaklanan sorumluluklarının karşılanmasını sağlamak üzere mali sorumluluk sigortası yaptırmaları zorunlu oldukları düzenlenmiştir. Bunlara göre davalı araç sürücüsü ve buna bağlı olarak işleten ve trafik sigortacısının sorumluluğunun doğabilmesi için araç sürücüsünün kazanın gerçekleşmesinde az da olsa kusurunun bulunması şarttır. Davaya konu trafik kazasına ilişkin Yargıtay 12. Ceza Dairesi 2016/1242 (E) – 2017/4814 (K) sayılı kararıyla onanarak kesinleşen İstanbul Anadolu 74. Asliye Ceza Mahkemesinin 2014/512 (E) – 2014/472 (K) sayılı kararı ile davalı araç sürücüsü …’ın kazanın gerçekleşmesinde kusurlu olduğu kabul edilerek cezalandırılmasına karar verildiği, kesinleşen ceza mahkemesi kararına göre davalı araç sürücüsünün tali, davacının ise asli kusurlu olduğunun kabul edildiği, ilk derece mahkemesince dosyaya kazandırılan 25/7/2018 tarihli bilirkişi raporundaki değerlendirmelerin, ceza mahkemesinde kesinleşen maddi vakıa ile uyumlu olduğu, dolayısıyla mahkemenin kusur ve sorumluluğa ilişkin kabul şeklinde oluş, usul ve yasaya herhangi bir aykırılık bulunmadığı, maddi tazminattan davalı sigorta şirketinin diğer davalılarla birlikte müteselsil sorumluluk hükümleri doğrultusunda sorumlu tutulmuş olması nedeniye, zararın karşılanıp karşılanmadığı meselesinin ancak infaz aşamasında gözetileceği, bu hususun istinaf itirazına konu edilemeyeceği görülmektedir. Bu durumda davalılar vekilinin yerinde olmayan istinaf başvurusunun esastan reddine karar vermek gerekmiştir.
KARAR: Yukarıda açıklanan gerekçe ile; 1-Davalılar … Şirketi ve … vekilinin yukarıda esas ve karar numarası yazılı ilk derece mahkemesinin maddi ve manevi tazminata ilişkin hükümlere yönelik istinaf başvurusunun, HMK’nin 353/1-b/1. maddesi gereğince esastan reddine, 2-Harçlar Kanunu uyarınca alınması gereken 10.781,00 TL istinaf karar ve ilam harcından peşin alınan 5.390,50 TL karar ve ilam harcının mahsubu ile bakiye 5.390,50 TL istinaf karar ve ilam harcının, istinafa başvuran davalılar … Şirketi ve …’dan müştereken ve müteselsilen tahsil edilerek Hazineye gelir kaydına, 3-Davalılar … Şirketi ve …’ın istinaf kanun yolu başvurusu nedeniyle harcadıkları yargılama giderlerinin üzerlerinde bırakılmasına, 4-İstinaf kanun yolu incelemesi için yatırılan gider avansından artan tutarın, HMK’nin 333/1. maddesi uyarınca ilk derece mahkemesince kendiliğinden yatıran tarafa geri verilmesine, 5-İstinaf incelemesi duruşmalı yapılmadığından, vekâlet ücreti tayinine yer olmadığına, Dair, dosya üzerinde yapılan inceleme sonunda maddi ve manevi tazminat davasında davalılar aleyhine hükmedilen (147.824,62 TL iş göremezlik tazminatı + 10.000,00 TL manevi tazminat) miktarlar göz önünde bulundurulmak suretiyle HMK’nin 362/1-a maddesi gereğince her iki taraf yönünden kesin olmak üzere oy birliğiyle karar verildi.14/7/2023