Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 40. Hukuk Dairesi 2022/1824 E. 2022/2254 K. 20.12.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
İSTANBUL
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
40. HUKUK DAİRESİ
TÜRK MİLLETİ ADINA
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ KARARI
Dosya No: 2022/1824
Karar No: 2022/2254
İncelenen Kararın
Mahkemesi: İstanbul Anadolu 8. Asliye Ticaret Mahkemesi
Tarihi: 02/03/2021
Numarası: 2019/97 (E) – 2021/153 (K)
Davanın Konusu: Maddi Tazminat
Karar Tarihi: 20/12/2022
Yukarıda yazılı İlk derece mahkemesi kararına karşı istinaf kanun yoluna başvurulması üzerine, Dairemiz Heyetince yapılan müzakere sonucunda;
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ: Dava, trafik kazasından kaynaklanan bedensel zarar tazminatı istemine ilişkindir. İlk derece mahkemesince, zamanaşımına uğrayan davanın reddine karar verilmiştir. Bu karara karşı istinaf kanun yoluna başvuran davacı vekili dilekçesinde özetle; arabuluculuk başvurusunun zamanaşımını kesen nedenlerden olduğunun dikkate alınmadığını, davacının kendisine çarpan sürücüyü öğrendiği tarihten başlayarak iki yılın ve herhalde fiilin işlendiği tarihten başlayan 10 yılın geçmesiyle zamanaşımının dolacağının gözetilmediğini, 5237 sayılı Türk Ceza Kanununun (TCK) 89’uncu maddesinin 1’inci fıkrası ile 66/1-e maddelerinde öngörülen zamanaşımının 10 yıl olduğunu, buna karşın Adli Tıp Kurumundan (ATK) maluliyete ilişkin rapor alınmadan ret kararı verildiğini belirterek ilk derece mahkemesi kararının kaldırılmasını talep etmiştir. 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanununun (HMK) 355’inci maddesi uyarınca ileri sürülen istinaf nedenleri ve kamu düzenine ilişkin konularla sınırlı biçimde yapılan inceleme sonunda: 2918 sayılı Karayolları Trafik Kanununun (KTK) 109’uncu maddesinin 1’inci fıkrası uyarınca; motorlu araç kazalarından doğan maddi zararların tazminine ilişkin talepler, zarar görenin, zararı ve tazminat yükümlüsünü öğrendiği tarihten başlayarak iki yıl ve herhalde, kaza gününden başlayarak on yıl içinde zamanaşımına uğrar. Aynı maddenin 2’nci fıkrasına göre de dava, cezayı gerektiren bir fiilden doğar ve ceza kanunu bu fiil için daha uzun bir zamanaşımı süresi öngörmüş bulunursa, bu süre, maddi tazminat talepleri için de geçerlidir.Somut uyuşmazlıkta, davalı … Şirketine Zorunlu Mali Sorumluluk Sigortası (ZMSS) poliçesiyle sigortalı dava dışı işleten …’a ait sürücüsü dava dışı …’in yönetimindeki otomobil ile davacı …’in yönetimindeki motosikletin 5/1/2011 günü karıştığı trafik kazası sonucu adı geçen davacının yaralandığı, davacı ile davalı … Sigorta Şirketi arasında 9/1/2019 günü başlayan ve 6325 sayılı Hukuk Uyuşmazlıklarında Arabuluculuk Kanununun 18/A maddesinin 16’ncı fıkrası uyarınca, arabuluculuk bürosuna başvurulmasından son tutanağın düzenlendiği tarihe kadar geçen sürede zamanaşımı durduran nedenlerden olan arabuluculuk sürecinin 31/1/2019 tarihinde son tutanağın düzenlenmesi suretiyle sona erdiği, eldeki davanın ise 26/3/2019 tarihinde açıldığı, dava dilekçesinin 19/4/2019 günü tebliğ edildiği davalı … Sigorta Şirketinin vekili vasıtasıyla HMK’nin 127’nci maddesinde öngörülen iki haftalık yasal süre içerisinde 24/4/2019 günü verdiği cevap dilekçesi ile zamanaşımı itirazında bulunduğu anlaşılmıştır. Bu itibarla KTK’nin 109’uncu maddesinin 2’nci fıkrası uyarınca somut olaya uygulanması gereken taksirle yaralama suçuna ilişkin TCK’nin 89’uncu maddesinin 1’inci fıkrasında öngörülen cezanın üst sınırına göre aynı Kanunun 66’ncı maddesinin 1’inci fıkrasının (e) bendi uyarınca 8 yıllık zamanaşımına tabi olan eldeki davanın, davaya konu trafik kazasının meydana geldiği 5/11/2011 gününden, 6098 sayılı Türk Borçlar Kanunu’nun (TBK) 153’üncü maddesinde öngörülen zamanaşımını durduran ve aynı Kanunun 154’üncü maddesinde belirtilen zamanaşımını kesen neden olmaksızın 8 yıllık zamanaşımı geçtikten sonra 9/1/2019 günü arabuluculuk sürecine başlandığının anlaşılması karşısında, gerek arabuluculuk sürecine başlandığı, gerekse davanın açıldığı tarihte zamanaşımına uğrayan davanın reddine karar verilmesinde isabetsizlik bulunmamaktadır.
KARAR: Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere:1-Davacı vekilinin yukarıda esas ve karar numarası yazılı ilk derece mahkemesinin hükmüne yönelik istinaf başvurusunun, HMK’nin 353/1-b/1’inci maddesi gereğince esastan reddine,2-Harçlar Kanunu uyarınca alınması gereken 80,70 TL istinaf karar ve ilam harcı peşin alındığından bu konuda karar verilmesine yer olmadığına, 3-Davacının istinaf başvurusu nedeniyle sarf ettiği yargılama giderinin üzerinde bırakılmasına,4-İstinaf incelemesi duruşmalı yapılmadığından, vekâlet ücretine hükmedilmesine yer olmadığına, 5-İstinaf kanun yolu incelemesi için yatırılan gider avansından artan tutarın, HMK’nin 333’üncü maddesinin, 1’inci fıkrası uyarınca ilk derece mahkemesince kendiliğinden yatıran tarafa geri verilmesine, Dair, HMK’nin 361’inci maddesi uyarınca gerekçeli kararın tebliği tarihinden itibaren iki haftalık süre içerisinde, dairemize ya da bulunulan yer bölge adliye mahkemesi hukuk dairesine veya ilk derece mahkemesine verilecek dilekçeyle Yargıtayda temyiz kanun yolu açık olmak üzere oy birliğiyle karar verildi. 20/12/2022