Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 40. Hukuk Dairesi 2022/1689 E. 2022/1451 K. 18.08.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
İSTANBUL
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
40. HUKUK DAİRESİ
TÜRK MİLLETİ ADINA
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ KARARI
DOSYA NO: 2022/1689
KARAR NO: 2022/1451
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ: İstanbul Anadolu 10. Asliye Ticaret Mahkemesi
TARİHİ: 26/5/2022 tarihli duruşmada verilen ara karar
NUMARASI: 2022/238 (E)
DAVANIN KONUSU: Maddi ve manevi tazminat
KARAR TARİHİ: 18/8/2022
Yukarıda yazılı İlk derece mahkemesi kararına karşı istinaf kanun yoluna başvurulması üzerine, Dairemiz Heyetince yapılan müzakere sonucunda;
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ: Dava, trafik kazasından kaynaklanan bedensel zarar tazminatı ve manevi tazminat istemine ilişkindir. 11/4/2022 tarihli duruşma hazırlık tutanağı ara kararıyla ihtiyati haciz talebinin manevi tazminat davası yönünden kısmen kabulü ile davalılar …, … ve … Limited Şirketinin taşınır ve taşınmaz malları ile 3’üncü kişilerdeki hak ve alacaklarının 50.000 TL borca yetecek miktarının 2004 sayılı İcra ve İflas Kanununun (İİK) 257’nci maddesi uyarınca ihtiyaten haczine karar veren ilk derece mahkemesi 26/5/2022 tarihli duruşmada ihtiyati hacze itirazın reddine karar vermiştir. Bu karara karşı istinaf kanun yoluna başvuran davalılar … ve … vekili dilekçesinde özetle; ihtiyati haczin koşullarının oluşmadığını, ihtiyati haczin türünü belirtmeyen davacının talebinin reddedilmemesinin usul ve yasaya aykırı olduğunu, mal kaçırdığına ilişkin belirti bulunmayan müvekkillerinin kazanın oluşumunda kusurunun da olmadığını belirterek ilk derece mahkemesinin ihtiyati haczin kaldırılması talebinin reddine ilişkin ara kararının kaldırılmasını talep etmiştir. … Limited Şirketi vekili istinaf başvuru dilekçesinde özetle; dosyada kusur ve zarar tespiti yapılmadığı, böylece likit ve muaccel bir alacak bulunmadığından ihtiyati haciz koşullarının oluşmadığını, manevi tazminat talebi yönünden ihtiyati haciz kararı verilemeyeceğini, mahkemenin yetkisiz olduğunu belirterek, ilk derece mahkemesinin ihtiyati haczin kaldırılması talebinin reddine ilişkin ara kararının kaldırılmasını talep etmiştir. 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanununun (HMK) 355’inci maddesi kapsamında istinaf itirazları ve kamu düzenine ilişkin hususlarla sınırlı olarak yapılan inceleme sonunda: Talep, trafik kazasından kaynaklanan bedensel zarar tazminatı ve manevi tazminat istemiyle açılan davadada, manevi tazminat davası yönünden verilen ihtiyati haciz ara kararının kaldırılması talebinin reddi kararının kaldırılması istemine ilişkindir. İİK’nin 257’nci maddesi; “Rehinle temin edilmemiş ve vadesi gelmiş bir para borcunun alacaklısı, borçlunun yedinde veya üçüncü şahısta olan taşınır ve taşınmaz mallarını ve alacaklarıyla diğer haklarını ihtiyaten haczettirebilir.” hükmünü içermektedir. Somut uyuşmazlıkta zarar haksız eylemden kaynaklandığından, manevi tazminat haksız eylemin gerçekleştiği tarihte muaccel hale gelmektedir. Buradaki “muacceliyet” kavramı, alacaklı tarafından talep ve dava edilebilir hale gelmiş olma anlamındadır. Bu itibarla dosyada bulunan bilgi ve belgeler de dikkate alındığında haksız fiil (yaralanma) tarihi itibarıyla davacının maddi ve manevi tazminat alacaklarının muaccel hale geldiğinin kabul edilmesi gerekmektedir. Diğer yandan manevi tazminat miktarının takdiri hâkime aittir. Hâkimin yargılama sonunda hak ve nesafete uygun karar vereceğinden bu aşamada talep edilen miktarın tamamı yönünden ihtiyati haciz kararı verilmesi de doğru olmayacaktır. Bu itibarla mahkemece uygun görülen miktar yönünden, İİK’nin 259’uncu maddesi uyarınca takdir edilen teminat karşılığında ihtiyati haciz kararı verilebilecektir. Bu açıklamalar ışığında dosyanın incelenmesinde; dosyada bulunan kolluk tarafından düzenlenen Ölümlü/Yaralanmalı Trafik Kazası Tespit Tutanağı ile dosyaya getirtilen belgelerin manevi tazminat istemi bakımından, alacağın varlığına ve muaccel olduğuna ilişkin kanı oluşturacak nitelik taşıdığı ve bu aşamada yaklaşık ispat koşulunun da bulunduğunun anlaşılması karşısında, davalılar …, … ve … Limited Şirketine karşı açılan manevi tazminat davası yönünden ihtiyati haciz kararı verilmesinde isabetsizlik bulunmamaktadır.
KARAR: Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere: 1-Davalılar …, … vekili ile … Limited Şirketi vekilinin yukarıda esas numarası yazılı ilk derece mahkemesinin manevi tazminat davasında verilen ihtiyati haciz kararına itirazın reddine ilişkin 26/5/2022 tarihli duruşmada verilen 27/5/2022 tarihli ara kararına yönelik istinaf başvurularının HMK’nin 353/1-b/1’inci maddesi gereğince ayrı ayrı esastan reddine, 2-Harçlar Kanunu uyarınca ayrı ayrı alınması gereken 80,70 TL istinaf karar ve ilam harcı peşin alındığından bu konuda karar verilmesine yer olmadığına, 3-Davalılar … Limited Şirketi ile … ve …’ın istinaf kanun yolu başvuruları nedeniyle sarf ettikleri yargılama giderlerinin üzerlerinde bırakılmasına, 4-İstinaf kanun yolu incelemesi duruşmalı yapılmadığından, vekâlet ücretine hükmedilmesine yer olmadığına, 5-İstinaf kanun yolu yargılama giderleri için yatırılan gider avansından artan kısmın yatıran taraflara geri verilmesine, Dosya üzerinde yapılan inceleme sonucunda, HMK’nin 362/1-f maddesi gereğince kesin olmak üzere, oy birliğiyle karar verildi. 18/8/2022