Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 40. Hukuk Dairesi 2022/1688 E. 2023/128 K. 24.01.2023 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
İSTANBUL
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
40. HUKUK DAİRESİ
TÜRK MİLLETİ ADINA
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ KARARI
Dosya No: 2022/1688
Karar No: 2023/128
İncelenen Kararın
Mahkemesi: İstanbul Anadolu 10. Asliye Ticaret Mahkemesi
Tarihi: 02/06/2022
Numarası: 2021/202 (E) 2022/399 (K)
Davanın Konusu: İtirazın İptali
Karar Tarihi: 24/01/2023
Yukarıda yazılı İlk Derece Mahkemesi kararına karşı istinaf kanun yoluna başvurulması üzerine, Dairemiz Heyetince yapılan müzakere sonucunda;
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ: Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; müvekkili şirkete ZMSS poliçesi ile sigortalı bulunan davalı adına kayıtlı … plakalı aracın 24/03/2020 tarihinde … plakalı araca çarpması nedeniyle müvekkili şirket tarafından kazada zarar gören üçüncü kişilere 26/06/2020 tarihinde 25.800 TL tazminat ödendiğini, sigortalı aracın sürücüsünün 0.95 promil alkollü olması ve kusurlu olması nedeniyle sigortacının sigortalıya rücu imkanı bulunduğunu, davalının araç kiralama işi ile iştigal ettiğini, davalının uzun süreli kiralama yapmış olduğunun kabulü halinde dahi hukuki sorumluluğun davalı sigortalıda olduğunu, davacı şirketin İstanbul Anadolu … İcra Müdürlüğünün … Esas sayılı dosyası ile başlattıkları takibe davalının itiraz ettiğini belirterek itirazın iptaline, takibin devamına ve %20’den az olmamak üzere icra inkar tazminatına hükmedilmesini talep etmiştir. Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; müvekkilinin araç kiralama işi ile uğraştığını, sigortalı aracın olay tarihini kapsar şekilde dava dışı …ye kiralandığını, müvekkilinin işleten sıfatı kalktığından zarardan sorumlu olmadığını, öncelikle davanın pasif husumetten reddini, kabul anlamına gelmemekle birlikte kazanın münhasıran alkolün etkisi ile meydana gelip gelmediğinin tespiti gerektiğini, asıl alacağın % 20’sinden aşağı olmamak üzere kötüniyet tazminatına karar verilmesini talep etmiştir. İlk derece mahkemesince; uzun süreli kira sözleşmesini istinaden davalının işleten sıfatı bulunmadığı gerekçesiyle davanın usulden reddine karar verilmiştir. Karara karşı davacı vekili, kazaya karışan … plakalı aracın sigortalı … tarafından trafik sigortası ile sigortalandığını dolayısıyla poliçe hükümleri ile bağlı olan kişinin hukuken sigortalı davalı … olduğunu, sigortalıya rücu hali, sözleşmeye/poliçeye aykırılığa dayanmakta olup, araç işletenin sorumluluğuna dayanmadığını, aracın kiraya verilmiş olmasının, müvekkil şirket sigortalısının sigorta genel şartları uyarınca sigortalıya rücu haklarını düzenleyen maddesini engelleyecek nitelikte olmadığını, dava dışı kiralayan ile davalı sigortalı arasında akdedildiği beyan edilen araç kiralama sözleşmesinin tarafları yönünden bağlayıcı nitelikte olduğunu, kira sözleşmesine taraf olmayan müvekkil sigorta şirketi yönünden bağlayıcı nitelikte olmasının hukuken mümkün olmadığını belirterek istinaf başvurusunda bulunmuştur. HMK’nın 355. maddesi kapsamında istinaf itirazları ve kamu düzenine ilişkin hususlarla sınırlı olarak yapılan inceleme sonunda: Dava, davacı tarafından zorunlu mali sorumluluk sigortası kapsamında zarar görene yapılan ödemenin sürücünün alkollü araç kullanması nedeniyle kendi sigortalısı olan davalıdan rücuen tahsili amacıyla başlatılan icra takibine itirazın iptali istemine ilişkindir. Bu tür davalarda sigortacı 2918 sayılı Karayolları Trafik Yasasının 95/2. maddesi ve Zorunlu Mali Sorumluluk Sigortası Genel Şartlarının B-4. maddesi gereğince tazminat yükümlülüğünün azaltılması veya kaldırılmasına ilişkin halleri üçüncü kişilere karşı ileri süremeyeceğinden zarar görene ödeme yaptıktan sonra sigorta sözleşmesine ve bu sözleşmeye ilişkin kanun hükümlerine göre kendi sigorta ettirenine rücu edebilir. Dosyada bulunan 26/12/2019 başlangıç, 26/12/2020 bitiş tarihli zorunlu mali sorumluluk sigortası poliçesine göre sigortalı olarak davalının ismi yer almaktadır.Davaya konu trafik kazası 24/03/2020 tarihinde meydana gelmiştir.Davalı, davacının sigortalısı olup, sigorta sözleşmesinin tarafı olduğundan ve ZMS sigortacısı tarafından açılacak rücu davaları da akide karşı açılacağından işin esasına girilerek kazanın münhasıran alkolün etkisi ile meydana gelip gelmediğinin araştırılarak sonucuna göre karar verilmesi gerekirken yazılı şekilde karar verilmesi doğru olmamıştır.
KARAR: Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere;1-Davacı vekilinin istinaf başvurusunun kabulü ile yukarıda esas ve karar numarası belirtilen İlk Derece Mahkemesi kararının HMK’nin 353/1-a/4. maddesi gereğince kaldırılmasına,2-Davanın yeniden görülmesi için dosyanın Mahkemesine gönderilmesine,3-İstinaf başvurusu için yatırılan karar ve ilam harcının istek halinde İlk Derece Mahkemesince yatırana iadesine,4-İstinaf incelemesi duruşmalı yapılmadığından, vekâlet ücreti hükmedilmesine yer olmadığına, 5-Davacı tarafından sarfedilen istinaf yargılama giderinin ilk derece mahkemesince yeniden verilecek kararda dikkate alınmasına,6-İstinaf talep eden tarafından istinaf aşaması için yatırılan gider avansının yatıran tarafa iadesine, Dosya üzerinde yapılan inceleme sonucunda HMK’nin 353/1-a ve 362/1-g maddeleri gereğince kesin olmak üzere oy birliği ile karar verildi.24/01/2023