Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 40. Hukuk Dairesi 2022/1665 E. 2022/1701 K. 18.10.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
İSTANBUL
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
40. HUKUK DAİRESİ
TÜRK MİLLETİ ADINA
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ KARARI
DOSYA NO: 2022/1665
KARAR NO: 2022/1701
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ: İSTANBUL ANADOLU 6. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ: 03/02/2021
NUMARASI: 2021/70 Esas – 2021/116 Karar
DAVANIN KONUSU: Manevi Tazminat (Trafik Kazasından Kaynaklanan)
KARAR TARİHİ: 18/10/2022
Yukarıda yazılı İlk Derece Mahkemesi kararına karşı istinaf kanun yoluna başvurulması üzerine, Dairemiz Heyetince yapılan müzakere sonucunda;
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ: Dava ve uyuşmazlık; TBK’nın 56. maddesi kapsamında, ölümlü trafik kazasından kaynaklanan manevi tazminat istemine ilişkindir. İlk Derece Mahkemesince; “Haksız fiil sorumlusu olan davalıların zarardan müştereken ve müteselsilen sorumlu olduğu durumlarda, HMK ve Yargıtay uygulamaları dikkate alındığında usul ekonomisi ilkesi uyarınca manevi tazminata ilişkin talep yönünden tefrik ile görevsizlik kararı verilemez.Öte yandan, HMK’nın 166. maddesi uyarınca aynı yargı çevresinde yer alan aynı düzey ve sıfattaki hukuk mahkemelerinde açılmış olan davaların aralarında bağlantı bulunması durumunda birleştirilmesine karar verilir ve yine aynı Kanunun 168. maddesinde aynı yargı çevresinde yer alan aynı düzey ve sıfattaki hukuk mahkemelerinde görülmekte olan davalar yönünden birleştirme kararına karşı istinaf yoluna başvurulamayacağı öngörülmüştür. 6335 sayılı Kanun ile yapılan değişiklikler 1 Temmuz 2012 tarihinde yürürlüğe girmiş, Asliye Hukuk Mahkemeleri ile Asliye Ticaret Mahkemeleri arasındaki ilişki görev ilişkisi haline gelmiştir. Göreve ilişkin dava şartı yargılamanın her aşamasında mahkemece resen dikkate alınmalıdır. Somut olayda; İstanbul Anadolu 8. Asliye Ticaret Mahkemesi 2019/420 Esas numarası ile görülmekte olan davada, dosya üzerinden yapılan inceleme sonucu birleştirme kararı verilmiştir. Anılan davada davacıların müteveffanın eşi ve çocukları, davalıların ise sürücü ve işleten olduğu, davalılar arasında zorunlu sigortacının bulunmadığı görülmektedir. Bu itibarla, mutlak ve nispi ticari davanın varlığından söz edilemez. Asliye hukuk ve Asliye Ticaret Mahkemeleri aynı düzey ve sıfatta hukuk mahkemeleri olmadığından, anılan hükümler uyarınca davaların birleştirilmesi mümkün değildir. Birleşen İstanbul Anadolu 8. Asliye Ticaret Mahkemesi 2019/420 Esas sayılı dosyası yönünden, açıklanan nedenler ile aşağıdaki şekilde karar vermek gerekmiştir” şeklindeki gerekçeyle; “1-Davacı tarafından davalı aleyhine açılan işbu davanın mahkememizin görevsizliği nedeniyle; HMK 115-2 md uyarınca dava şartı noksanlığından usulden reddine, 2-Karar kesinleştiğinde HMK’nın 20. Maddesi gereği (2) hafta içerisinde talep edilmesi halinde dosyanın görevli İstanbul Anadolu Asliye Hukuk Mahkemesine gönderilmek üzere Hukuk Mahkemeleri Tevzi Bürosuna gönderilmesine, aksi takdirde davanın açılmamış sayılacağının ihtarına,” karar verilmiştir. Bu karara karşı, davalı … vekili tarafından, görevli mahkemenin Asliye Ticaret Mahkemesi olduğu iddia edilerek istinaf kanun yoluna başvurulması üzerine, Mahkemece 10/06/2022 tarihli ek karar ile; “1-İstinaf eden davalı … vekilinin kesin sürede eksik harcı yatırmadığı görülmekle davalı yönünden HMK 344/1.maddesi uyarınca kararın istinaf edilmemiş sayılmasına,” karar verilmiştir. Davalı … vekili ek karara karşı istinaf başvuru dilekçesinde; harç tamamlama müzekkerelerin usulsüz olduğunu, harç tamamlama müzekkeresinden 10/06/2022 tarihli kararın tebliği ile haberdar olduğunu, bu nedenle, ek kararın usul ve yasaya aykırı olduğunu belirtmiştir. HMK’nın 355. maddesi kapsamında istinaf itirazları ve kamu düzenine ilişkin hususlarla sınırlı olarak yapılan inceleme sonunda:Mahkemenin gerekçeli kararı davalı … vekilinin adresine tebliğe çıkarılmış ve iş yerinde çalışanı sıfatıyla … (soyadı okunaklı değil) adlı kişiye 17/04/2022 tarihinde tebliğ edilmiştir. Adı geçen davalı vekili karara karşı istinaf dilekçesini, kendisine karar tebliğ edilmeden önce 07/04/2022 tarihinde sunmuştur. Davalı tarafça istinaf harçları ile gider avansının yatırılmaması nedeniyle, mahkemece usulüne uygun şekilde ve içerikte olan muhtıra aynı şekilde davalı vekilinin aynı iş yerinde çalışanı …’ya tebliğ edilmiş, muhtıra gereklerinin yerine getirilmemesi üzerine mahkemece bu kez 10/06/2022 tarihli ek kararla davalı …’ın istinaf başvurusu hakkında “kararın istinaf edilmemiş sayılmasına” karar verilmiştir. Verilen bu karar davalı davalı … vekiline 20/06/2022 günü tebliğ edilip adı geçen vekilince ek karara karşı da istinaf başvurusunda bulunulmuş, ancak aynı şekilde ek kararın istinaf harçları da yatırılmadığından yeniden çıkarılan muhtıra da vekilin iş yerinde çalışanı olan aynı kişiye (…) tebliğ edilmiş ve ek kararın istinaf giderleri ile ilgili muhtıra uyarınca istinaf harçları yatırılmıştır. Davalı … vekilinin usulsüz olduğunu ileri sürdüğü gerekçeli karar tebliği, istinaf harçları ile gider avansının yatırılmasına ilişkin muhtıra tebliği ve ek kararın istinaf harçları için çıkarılan muhtıra tebliği iş yerinde daimi çalışanına tebliğ edilmiş, davalı vekili tebligat yapılan kişinin iş yerinde daimi çalışanı olmadığı yönünde veya tebligatın usulsüz olduğuna ilişkin başka bir gerekçe ve itiraz ileri sürmeksizin, soyut bir ifade ile tebligatın usulsüz olduğunu iddia etmiştir. Bu durumda, yapılan tebliğ işlemlerinin usulsüz olduğundan söz etme imkânı bulunmadığı gibi muhtıra içeriği de dosya içeriği ile usul ve yasaya uygun olduğundan, davalı … vekilinin istinaf başvurusundaki itirazlar yerinde görülmemiş, verilen ek kararın isabetli olduğu anlaşılmakla istinaf başvurusunun reddine karar verilmiştir.
KARAR: Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere: 1-Davalı … vekilinin istinaf başvurusunun HMK’nın 353/1-b/1. maddesi uyarınca reddine, 2-Harçlar Kanunu’na göre alınması gereken karar ve ilam harcı peşin alındığından ayrıca harç alınmasına yer olmadığına, 3-Adı geçen davalının istinaf başvurusu nedeniyle sarf ettiği yargılama giderinin üzerinde bırakılmasına, 4-İstinaf incelemesi duruşmalı yapılmadığından vekâlet ücreti hükmedilmesine yer olmadığına, 5-İstinaf yargılama giderleri için yatırılan gider avansından artan kısmın yatıran tarafa iadesine, Dosya üzerinde yapılan inceleme sonucunda, HMK’nın 362/1-a maddesi uyarınca kesin olmak üzere, oy birliği ile karar verildi.18/10/2022