Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 40. Hukuk Dairesi 2022/1634 E. 2022/1683 K. 11.10.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
İSTANBUL
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
40. HUKUK DAİRESİ
TÜRK MİLLETİ ADINA
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ KARARI
DOSYA NO: 2022/1634
KARAR NO: 2022/1683
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ: İstanbul Anadolu 9. Asliye Ticaret Mahkemesi
TARİHİ: 12/05/2022
NUMARASI: 2022/102 (E) – 2022/361 (K)
DAVANIN KONUSU: Maddi ve manevi tazminat
KARAR TARİHİ: 11/10/2022
Yukarıda yazılı İlk derece mahkemesi kararına karşı istinaf kanun yoluna başvurulması üzerine, Dairemiz Heyetince yapılan müzakere sonucunda;
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ: Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; davalı … Sigorta AŞ tarafından Zorunlu Mali Sorumluluk Sigortası (ZMSS) poliçesiyle sigortalanmış davalı işleten … Sanayi AŞ’ye ait dava dışı sürücüsünün yönetimindeki … plakalı aracın yaya müvekkiline çarparak yaralanmasına neden olduğunu belirterek belirsiz alacak davası niteliğinde 500,00 TL tedavi gideri ve bakıcı gideri, 500,00 TL geçici iş göremezlik tazminatı, 100,00 TL sürekli iş göremezlik tazminatı olmak üzere toplam 1.000,00 TL maddi tazminatın davalılardan müştereken ve müteselsilen tahsiline, 80.000,00 TL manevi tazminatın avans faiziyle birlikte davalı işletenden tahsiline karar verilmesini talep etmiş; 10/4/2018 günü sunduğu dilekçeyle talep ettiği maddi tazminat tutarını 87.287,67 TL’ye yükseltmiştir. Davalı … Sigorta AŞ vekili cevap dilekçesinde özetle; toplanmasını istediği kanıtları bildirerek davanın reddini istemiştir. Davalı … Sanayi AŞ vekili cevap dilekçesinde özetle; müvekkiline ait araç sürücüsünün kusurunun bulunmadığını, kazada asıl kusurlu olan davacının tedavi giderlerinin müvekkili şirket tarafından ödendiğini belirterek davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir. Dairemizin 7/12/2021 gün ve 2019/2974 (E) – 2021/1870 (K) sayılı kararının ardından sürdürülen yargılama sonunda ilk derece mahkemesince, maddi tazminat davasının feragat nedeniyle reddine, manevi tazminat davasının kısmen kabulü ile 70.000,00 TL manevi tazminatın davalı … Sanayi AŞ’den tahsil edilerek davacıya verilmesine hükmolunmuştur. Bu karara karşı istinaf kanun yoluna başvuran davalı … Sanayi AŞ vekili dilekçesinde özetle; kazadan sonra davacıya maddi ve manevi yönden tüm desteği sağlayan müvekkili şirketin bu konuya ilişkin tanıklarının dinlenmediğini, tedavi sürecinde Yeditepe Üniversitesi Hastanesinde yapılacak ameliyat için ambulansa ödenen ücret ile adı geçen hastanede yapılan ameliyat masraflarının müvekkili şirket tarafından karşılandığını, hükmolunan manevi tazminat tutarının pek aşırı olduğunu, kazanın oluşumunda davacının dikkatsizliğinin büyük rol oynadığını belirterek ilk derece mahkemesi kararının kaldırılmasını talep etmiştir. Davacı vekili istinaf başvuru dilekçesinde özetle; hükmolunan manevi tazminat miktarının az olduğunu, sulh olunan manevi tazminat için davalı işleten lehine vekâlet ücretine hükmedilmesinin hukuka ve kanuna aykırı olduğunu, kazaya neden olan aracın yük naklinde kullanılan kamyon olması nedeniyle avans faizine hükmolunması gerektiğini belirterek ilk derece mahkemesi kararının kaldırılmasını talep etmiştir. 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanununun (HMK) 355’inci maddesi uyarınca ileri sürülen istinaf nedenleri ve kamu düzenine ilişkin konularla sınırlı biçimde yapılan inceleme sonunda: Dava, trafik kazasından kaynaklanan maddi ve manevi tazminat istemine ilişkindir. Hükme esas alınan Adli Tıp Kurumu (ATK) Trafik İhtisas Dairesinin raporunda davalı … Sigorta AŞ’ye sigortalı, davalı … Sanayi AŞ’ye ait araç sürücüsü …’in %100 oranında kusurlu olduğu bildirilmiş, ATK 3’üncü İhtisas Dairesinin 18/1/2017 tarihli raporunda ise davacının meslekte kazanma gücünü Çalışma Gücü ve Meslekte Kazanma Gücü Kaybı Oranı Yönetmeliği hükümlerine göre %46,2 oranında kaybetmiş sayılacağı, iyileşme süresinin 6 aya kadar uzayabileceği bildirilmiştir. 6098 sayılı Türk Borçlar Kanununun (TBK) 56’ncı maddesinin 2’nci fıkrasına göre hâkim, ağır bedensel zarar veya ölüm hâlinde, olayın özelliklerini göz önünde tutarak, zarar görenin veya ölenin yakınlarına uygun bir miktar paranın manevi tazminat olarak ödenmesine karar verebilir. Hâkimin özel halleri göz önünde tutarak manevi zarar adı ile hak sahibine verilmesine karar vereceği bir para tutarı olan manevi tazminatın miktarı adalete uygun olmalıdır. Zarara uğrayanda manevi huzuru doğurmayı gerçekleştirecek tazminata benzer bir fonksiyonu olan ve özgün bir nitelik taşıyan hükmedilecek bu para, bir ceza olmadığı gibi, malvarlığı hukukuna ilişkin zararın karşılanmasını da amaç edinmemiştir. O halde, bu tazminatın sınırı onun amacına göre belirlenmelidir. Takdir edilecek miktar, mevcut halde elde edilmek istenilen tatmin duygusunun etkisine ulaşmak için gerekli olan kadar olmalıdır. 22/6/1966 gün ve 7/7 sayılı Yargıtay İçtihadı Birleştirme Kararı’nın gerekçesinde takdir olunacak manevi tazminatın tutarını etkileyecek özel hal ve şartlar da açıkça gösterilmiştir. Bunlar her olaya göre değişebileceğinden hâkim bu konuda takdir hakkını kullanırken ona etkili olan nedenleri de karar yerinde objektif ölçülere göre isabetli bir biçimde göstermelidir. Nitekim Yargıtay Hukuk Genel Kurulunun 23/06/2004 gün ve 13/291-370 sayılı kararında da vurgulandığı gibi, hâkimin bu takdir hakkını kullanırken, ülkenin ekonomik koşulları, tarafların sosyal ve ekonomik durumu, paranın satın alma gücü, tarafların kusur durumu, olayın ağırlığı, olay tarihi gibi özellikleri göz önünde tutması ve buna göre manevi tazminatın miktarını takdir edilmesi gerektiği açıkça ortadadır.Yukarıda açıklanan ilkeler ışığında, manevi tazminat zenginleşme aracı olmamakla beraber, bu yöndeki talep hakkındaki hüküm kurulurken olay sebebiyle duyulan acı ve elemin kısmen de olsa giderilmesi amaçlanmalı ve bu sebeple tarafların sosyal ve ekonomik durumları ile birlikte olayın meydana geliş şekli tarafların kusur durumları gözönünde tutularak, 4721 sayılı Türk Medeni Kanununun 4’üncü maddesinde belirtildiği gibi hak ve nesafet kuralları çerçevesinde bir sonuca varılmalıdır. Somut olay yukarıda açıklanan yasal düzenlemeler ve ilkeler ışığında değerlendirildiğinde; davacının dosya kapsamından anlaşılan sosyal ve ekonomik durumuna, olayın meydana geliş biçimine, Adli Tıp Kurumu Trafik İhtisas Dairesinin raporundan anlaşılan kusur oranına ve olayın meydana geldiği tarihe göre davacı lehine hükmolunan manevi tazminat miktarında isabetsizlik bulunmadığı kabul edilmiştir. Ulusal Yargı Ağı Bilişim Sistemi (UYAP) vasıtasıyla sunduğu 10/4/2018 tarihli dilekçeyle trafik kazasından kaynaklanan bedensel zarar tazminatını 87.287,67 TL’ye yükselten ve aynı tarihli duruşmada bakıcı giderine ilişkin talebini atiye bıraktığını beyan eden davacı vekili bu kez 28/6/2018 tarihli duruşmada maddi tazminat talebi yönünden sulh oldukları için davadan feragat ettiklerini söylemiş; davalı … Sigorta AŞ vekili ise sulh protokolü yapılarak anlaşmaya varılmasından ötürü davadan feragate ilişkin davacıdan yargılama gideri ve vekâlet ücretine ilişkin talepte bulunmadıklarını bildirmiş; Dairemizin 7/12/2021 gün ve 2019/2974 (E) – 2021/1870 (K) sayılı kararının ardından sürdürülen yargılama sırasında ise davalı … Sanayi AŞ vekili davacı taraf ile sulh olma ihtimali bulunmadığı gibi diğer davalı ile davacı arasında yapılan sulh anlaşmasını kabul etmediklerini; davacı vekili ise maddi tazminat davasında müteselsil sorumlulardan birinin ödeme yapmasıyla ortada alacak kalmadığından maddi tazminat davası bakımından davalı işleten lehine vekâlet ücretine hükmedilmemesi gerektiğini beyan etmiştir. Davayı sonuçlandıran taraf işlemlerinden olan sulh HMK’nin 313’üncü maddesinin 1’inci fıkrası uyarınca görülmekte olan bir davada, tarafların aralarındaki uyuşmazlığı kısmen veya tamamen sona erdirmek amacıyla, mahkeme huzurunda yapmış oldukları bir sözleşmedir. Aynı Kanunun 315’inci maddesi gereğince; sulh, ilgili bulunduğu davayı sona erdirir ve kesin hüküm gibi hukuki sonuç doğurur. Mahkeme, taraflar sulhe göre karar verilmesini isterlerse, sulh sözleşmesine göre; sulhe göre karar verilmesini istemezlerse, karar verilmesine yer olmadığına karar verir. Diğer bir anlatımla, taraflar mahkemenin sulhe (sözleşmesine) göre bir karar verilmesini istemezler ise, mahkemece karar verilmesine yer olmadığına karar verilir. Taraflar sulhün tespit edilmesini isterlerse o zaman mahkeme HMK’nin 154’üncü maddesinin, 3.fıkrasının “ç” bendi uyarınca sulhü tutanağa geçirerek karar verilmesine yer olmadığı biçimindeki bir karar ile davanın son bulduğunu belirlemekle yetinir. Taraflar sulhe göre karar verilmesini isterlerse mahkeme sulh sözleşmesine göre bir karar vermek zorundadır. HMK’nin 307’nci maddesi uyarınca davacının talep sonucundan kısmen veya tamamen vazgeçmesi olan feragat; aynı Kanunun 309 ve 310’uncu maddelerine göre dava hakkında verilen kararın kesinleşmesine kadar her zaman yapılabilir. Feragat davayı sonuçlandıran tek taraflı hukuki işlemlerden olup karşı tarafın kabulüne de bağlı değildir. HMK’nin 311/1’inci maddesine göre ise feragat kesin hüküm gibi hukuki sonuç doğurur. Somut uyuşmazlık yukarıda yapılan açıklamalar ışığında değerlendirildiğinde, davacı vekili, dava açıldıktan sonra davalı sigorta şirketi tarafından ödeme yapılması nedeniyle sulh olduklarını beyan ederek maddi tazminat talebinden feragat etmiştir. Bu bakımdan maddi tazminat davası yönünden davacı koşulsuz biçimde feragat etmemiş, alacağına yargılama sırasında kavuştuğu için feragat etmiştir. Diğer bir anlatımla maddi tazminat davası yönünden hakkın özünden feragat söz konusu değildir. Bu nedenle, davacı hakkın özünden feragat etmediği gibi davacı ile davalı işleten … AŞ arasında sulh bulunmadığı anlaşılmakla birlikte yargılama devam ederken davacının maddi zararının karşılanması nedeniyle maddi tazminat davasının konusuz kaldığı gözetilerek, maddi tazminat davası yönünden karar verilmesine yer olmadığına karar verilmesi gerekirken, davanın feragat nedeniyle reddine ve davanın açılmasına neden olan davalı işleten yararına vekâlet ücretine hükmedilmesi isabetli olmamıştır. Dosyaya eklenen Üsküdar İlçe Emniyet Müdürlüğünün 30/12/2015 tarihli yazısında kazaya karışan davalı işleten … AŞ’ye ait … plakalı aracın adı geçen davalı işleten reklam logosunu taşıyan orta ticari nitelikte kapalı kasa kamyonet olduğu anlaşılmaktadır. Bu bakımdan davalı lehine hükmolunan manevi tazminata olay tarihinden itibaren ticari faiz uygulanması gerekirken yasal faiz uygulanması da yerinde değildir.
HÜKÜM: Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere: A-Davalı … Sanayi AŞ vekilinin yukarıda esas ve karar numarası yazılı ilk derece mahkemesinin hükmüne yönelik istinaf başvurusunun, HMK’nin 353/1-b/1’inci maddesi gereğince esastan reddine, B-Davacı vekilinin istinaf başvurusunun kabulüne, yukarıda esas ve karar numarası belirtilen ilk derece mahkemesinin kararının, HMK’nin 353/1-b/2’nci maddesi gereğince düzeltilerek yeniden esas hakkında karar verilmek üzere kaldırılmasına, Buna göre: 1-Davacının, konusuz kaldığı anlaşılan maddi tazminat davası bakımından karar verilmesine yer olmadığına, 2-Davacının manevi tazminat davasının kısmen kabulüne, 70.000,00 TL manevi tazminatın kazanın meydana geldiği 19/6/2015 tarihinden itibaren işleyecek avans faiziyle birlikte davalı … Sanayi AŞ’den tahsil edilerek davacıya verilmesine, 3-Harçlar Kanunu uyarınca alınması gereken 4.781,70 TL nispi karar ve ilam harcından peşin alınan 28,01 TL karar ve ilam harcının mahsubu ile bakiye 4.753,69‬ TL’nin davalı … Sanayi AŞ’den tahsil edilerek, Hazineye gelir kaydına, 4-İstinaf kanun yolu incelemesi dışında kalan ilk derece mahkemesinin manevi tazminat davasına ilişkin hüküm fıkraları yinelenerek; a) Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi (AAÜT) uyarınca kabulüne karar verilen manevi tazminat miktarına göre hesaplanan 9.900,00 TL nispi vekâlet ücretinin davalı … Sanayi AŞ’den tahsil edilerek, vekille temsil edilen davacı …’a verilmesine, b) AAÜT uyarınca reddine karar verilen manevi tazminat miktarına göre belirlenen 5.100,00 TL vekâlet ücretinin davacı …’dan tahsil edilerek, vekille temsil edilen davalı … Ticaret ve Sanayi AŞ’ye verilmesine, 5-Maddi tazminat davası yönünden, davalı sigorta şirketi tarafından vekâlet ücreti talep edilmediğinden bu konuda karar verilmesine yer olmadığına, 6-İstinaf kanun yolu incelemesi dışında kalan ilk derece mahkemesinin yargılama giderine ilişkin hüküm fıkraları yinelenerek; a)Davacı tarafından sarf edilen tebligat, müzekkere ve dosya tıpkıçekim ücreti 182,80 TL, bilirkişi ücreti 750,00 TL, ATK rapor gideri 213,00 TL, ATK maluliyet rapor gideri 514,50 TL olmak üzere toplam 1.660,30 TL yargılama giderinden, davanın kabul ve ret oranına göre belirlenen 1.417,32 TL yargılama giderinin davalı … Sanayi AŞ’den alınarak davacıya verilmesine, bakiye 242,98 TL yargılama giderinin ise davacı üzerinde bırakılmasına, b)Davalı … Ticaret ve Sanayi AŞ tarafından sarf edilen posta ve tebligat gideri 150,00 TL’den ibaret yargılama giderinden davanın kabul ve ret oranına göre belirlenen 21,95 TL yargılama giderinin davacıdan alınarak davalı … Sanayi AŞ’ye verilmesine, bakiye 128,04 TL yargılama giderinin davalı … Sanayi AŞ üzerinde bırakılmasına, c)Karar ve ilam harcı olarak peşin yatırılan 28,01 TL ile başvurma harcı olarak yatırılan 27,70 TL’nin davalı … Sanayi AŞ’den tahsil edilerek, davacı …’a verilmesine, d)Davacı tarafından, davalı sigorta şirketine karşı açılan maddi tazminat davası nedeniyle sarf edilen 7 adet tebligat gideri 82,50 TL yargılama giderinin davacı üzerinde bırakılmasına, 7-Harcanmayan gider avansının HMK’nin 333/1’inci maddesi uyarınca ilk derece mahkemesince kendiliğinden yatıran tarafa geri verilmesine, B-İstinaf incelemesi bakımından; 1-Davacı tarafından peşin olarak yatırılan istinaf karar harcının, talep halinde ilk derece mahkemesi tarafından geri verilmesine, 2-Harçlar Kanunu uyarınca alınması gereken 4.781,70 TL nispi istinaf karar ve ilam harcından peşin alınan toplam 1.195,42 TL karar ve ilam harcının mahsubu ile bakiye 3.586,28‬ TL istinaf karar ve ilam harcının davalı … Sanayi AŞ’den tahsil edilerek, Hazineye gelir kaydına, 3-İstinaf aşamasında davacı tarafından sarf edilen posta ve tebligat gideri 116,10 TL, istinaf başvuru harcı 220,70 TL olmak üzere toplam 336,80 TL yargılama giderinin, davalı … Sanayi AŞ’den tahsil edilerek, davacıya verilmesine, 4-İstinaf incelemesi duruşmalı yapılmadığından, vekâlet ücretine hükmedilmesine yer olmadığına, 5-İstinaf kanun yolu incelemesi için yatırılan gider avansından artan tutarın, HMK’nin 333’üncü maddesinin, 1’inci fıkrası uyarınca ilk derece mahkemesince, kendiliğinden yatıran tarafa geri verilmesine, Dair, dosya üzerinde yapılan inceleme sonucunda HMK’nin 362/1-a maddesi gereğince kesin olmak üzere oy birliğiyle karar verildi. 11/10/2022