Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 40. Hukuk Dairesi 2022/1507 E. 2022/1511 K. 13.09.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
İSTANBUL
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
40. HUKUK DAİRESİ
TÜRK MİLLETİ ADINA
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ KARARI
DOSYA NO: 2022/1507
KARAR NO: 2022/1511
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ: İstanbul Anadolu 3. Asliye Ticaret Mahkemesi
TARİHİ: 16/11/2021
NUMARASI: 2015/554 (E) – 2021/1242 (K)
DAVANIN KONUSU: Tazminat
KARAR TARİHİ: 13/9/2022
Yukarıda yazılı İlk derece mahkemesi kararına karşı istinaf kanun yoluna başvurulması üzerine, Dairemiz Heyetince yapılan müzakere sonucunda;
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ: Davacılar vekili dava dilekçesinde özetle; davalı … Sigorta Şirketine Zorunlu Mali Sorumluluk Sigortası poliçesiyle sigortalı, davalı işleten …’e ait, davalı sürücü …’nın yönetimindeki … plakalı aracın, …’e çarparak ölümüne neden olduğunu belirterek, fazlaya ilişkin hakları saklı kalmak koşuluyla davacı … için 1.000,00 TL, davacı … için 500,00 TL, davacı … için 500,00 TL, davacı … için de 500,00 TL destekten yoksun kalma tazminatının davalılardan müştereken ve müteselsilen tahsiline, davacı … için 50.000,00 TL, davacı … için 30.000,00 TL, davacı … için 30.000,00 TL, davacı … için 30.000,00 TL, davacı … için 30.000,00 TL manevi tazminatın davalılar … ve …’dan müştereken ve müteselsilen tahsiline karar verilmesini talep ve dava etmiştir. Davalılar … Sigorta Şirketi, … ve … vekilleri cevap dilekçelerinde davanın reddine karar verilmesini talep etmişlerdir. İlk derece mahkemesince; davanın kısmen kabulüne, davacı … için 80.989,76 TL, davacı … için 1.477,76 TL, davacı … için 1.243,83 TL, davacı … için 40.566,53 TL olmak üzere toplam 124.277,88 TL maddi tazminatın davalılardan müştereken ve müteselsilen tahsiline; manevi tazminat davasının kısmen kabulüne, davacı … için 17.500,00 TL, davacı … için 10.000,00 TL, davacı … için 10.000,00 TL, davacı … için 10.000,00 TL, davacı … için ise 7.500,00 TL olmak üzere toplam 55.000,00 TL’nin davalılar … ve …’dan müştereken ve müteselsilen tahsiline karar verilmiştir. Bu karara karşı istinaf kanun yoluna başvuran davalı … Sigorta Şirketi vekili dilekçesinde özetle; Sosyal Güvenlik Kurumuna (SGK) müzekkere yazılarak davacılara rücuya tabi ödeme yapılıp yapılmadığının sorulması, henüz iş kazası başvurusu yapılmadıysa davacılara iş kazası bildirimi yapılması ya da SGK’ye dava açılması için süre verilmesi, iş kazası bildirimi yapılmış ve henüz peşin sermaye değeri bağlanmadıysa bu konunun bekletici mesele yapılmasına karar verilmesi gerektiğini, aksi halde davacılara yapılacak ödemenin SGK’ye karşı sorumluluğunu ortadan kaldırmadığını, müteveffanın gelirinin hiçbir somut kanıta dayanmadan günlük 50,00 TL’den hesaplandığını, müvekkili tarafından 34.162,58 TL ödenmesine karşın bilirkişi raporunda ödemenin 33.868,40 TL olarak belirtildiğini, davacı … için 1 yıl destek tazminatı hesaplanması gerekirken 4 yıl süre için tazminat hesabı yapıldığını, müteveffanın annesi davacı …’e sırayla 1/8 ve 1/6 oranında pay ayrılması gerektiğini, TRH tablosu ve 1,8 teknik faiz ile hesaplama yapılması gerekirken hatalı yöntemle hesaplama yapıldığını, dava konusu tek olduğu halde her bir davacı yönünden ayrı ayrı tazminata hükmedilmesinin hatalı olduğunu, faizin rapor tarihinden itibaren talep edilebileceğini belirterek ilk derece mahkemesi kararının kaldırılmasını talep etmiştir. Davacılar vekili istinaf başvuru dilekçesinde özetle; hükmolunan manevi tazminat miktarının hakkaniyete aykırı olduğunu, aynı nedenle reddedilen manevi tazminat talepleri bakımından tek vekâlet ücretine hükmedilmesi gerektiğini belirterek ilk derece mahkemesi kararının kaldırılmasını talep etmiştir. 25/1/2022 günü sunduğu dilekçeyle istinaf kanun yoluna başvuran … ve … vekilinin, muhtıranın tebliğine rağmen posta gideri ve istinaf başvuru harcı ile istinaf karar ve ilam harcını yatırmadığı gerekçesiyle istinaf talebinin HMK’nin 344’üncü maddesi uyarınca reddine ilişkin ilk derece mahkemesinin 13/6/2022 gün ve 2015/554 (E) – 2021/1242 (K) sayılı ek kararına karşı istinaf kanun yoluna başvurmadığı anlaşılmıştır. 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanununun (HMK) 355’inci maddesi kapsamında istinaf itirazları ve kamu düzenine ilişkin hususlarla sınırlı olarak yapılan inceleme sonunda: Taraf ehliyeti, davada taraf olabilme yeteneğidir. Taraf ehliyeti, medeni (maddi) hukuktaki hak ehliyetini medeni usul hukukunda büründüğü şekildir. Gerçekten, kimlerin taraf ehliyetine sahip bulundukları 4721 sayılı Türk Medeni Kanununun 8 ve 48’inci maddelerine göre belirlenir. Buna göre hak ehliyeti bulunan her gerçek ve tüzel kişi, davada taraf olabilme ehliyetine de sahiptir. Aynı kanunun 28’inci maddesinin 1’inci fıkrasına göre gerçek kişilerin kişiliği ve bununla hak (medeni haklardan istifade) ehliyeti ölümle sona erer. Bu nedenle ölmüş olan kişinin taraf ehliyeti yoktur. Dava devam ederken taraflardan birinin ölmesi halinde, ölen kişinin taraf ehliyeti son bulur. Bu nedenle, davaya ölen tarafa karşı veya onun tarafından devam edilmesine yasal olanak bulunmamaktadır. Yalnız öleni ilgilendiren, yani mirasçılara geçmeyen haklara ilişkin davalar, tarafın ölümü ile konusuz kalır. Yalnız ölen tarafı ilgilendirmeyen, yani mirasçıları da ilgilendiren, mirasçıların mal varlığı haklarını etkileyen davalar, tarafın ölümü ile konusuz kalmaz. Bu davalara ölen tarafın mirasçılarına karşı devam edilir. Dava devam ederken davacı ölürse, davacının mirasçıları, davayı mecburi dava arkadaşı olarak hep birlikte takip edebilirler. (Prof. Dr. Baki Kuru, Prof. Dr. Ramazan Aslan, Prof. Dr. Ejder Yılmaz, Medeni Usul Hukuku Ders Kitabı, 25.’inci baskı, sayfa 207 ve devamı) Davada tarafların taraf ehliyetine sahip bulunmaları HMK’nin 114/1-d maddesi uyarınca dava şartlarındandır. Bu nedenle, davanın taraflarından birinin taraf ehliyetine sahip olup olmadığı mahkemece kendiliğinden incelenecektir. Dava dosyasının incelenmesinde ise; davacılardan …’in dava görülmekte iken karar verilmeden önce nüfus kaydı içeriğine göre 15/10/2021 günü öldüğü anlaşılmıştır. O halde, dava devam ederken ölümü ile taraf ehliyeti son bulan …’in veraset ilamından anlaşılan mirasçılarına tebligat yapılarak oluşacak sonuca göre hüküm kurulması gerekirken, taraf teşkili sağlanmadan yargılamaya devam edilerek ölü kişi hakkında karar verilmiş olması doğru kabul edilmemiştir. Kararın kaldırılma gerekçesine göre davacılar vekili ile davalılar vekillerinin istinaf dilekçelerinde ileri sürdükleri nedenler bu aşamada inceleme dışı bırakılmıştır.
KARAR: Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere:1-Davacılar vekili ile davalılar vekillerinin istinaf başvurularının ayrı ayrı kabulüne, yukarıda esas ve karar numarası belirtilen ilk derece mahkemesi kararının HMK’nin 353/1-a/4’üncü maddesi uyarınca kaldırılmasına, 2-Davanın yeniden görülmesi için dosyanın Mahkemesine gönderilmesine, 3-İstinaf başvurusu için yatırılan karar ve ilam harçlarının istek halinde ilk derece mahkemesince yatıran taraflara ayrı ayrı geri verilmesine, 4-İstinaf incelemesi duruşmalı yapılmadığından, vekâlet ücretine hükmedilmesine yer olmadığına, 5-Davacılar vekili ile davalılar vekili tarafından sarf edilen istinaf yargılama giderlerinin İlk Derece Mahkemesince yeniden verilecek kararda dikkate alınmasına, 6-İstinaf talep edenler tarafından istinaf incelemesi için yatırılan gider avanslarının, HMK’nin 333’üncü maddesinin 1’inci fıkrası gereğince ilk derece mahkemesince kendiliğinden yatıran taraflara ayrı ayrı geri verilmesine, Dosya üzerinde yapılan inceleme sonucunda HMK’nin 353/1-a ve 362/1-g maddeleri uyarınca kesin olmak üzere oy birliğiyle karar verildi.13/9/202