Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 40. Hukuk Dairesi 2022/1470 E. 2022/1702 K. 18.10.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
İSTANBUL
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
40. HUKUK DAİRESİ
TÜRK MİLLETİ ADINA
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ KARARI
DOSYA NO: 2022/1470
KARAR NO: 2022/1702
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ: İSTANBUL 15. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ: 10/05/2022
NUMARASI: 2020/400 Esas – 2022/389 Karar
DAVANIN KONUSU: Menfi Tespit (ZMSS Poliçesi Kapsamında)
KARAR TARİHİ: 18/10/2022
Yukarıda yazılı İlk Derece Mahkemesi kararına karşı istinaf kanun yoluna başvurulması üzerine, Dairemiz Heyetince yapılan müzakere sonucunda;
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ: Dava ve uyuşmazlık; ZMS sigortacısı davalının, zarar gören 3. kişiye yaptığı ödemeyi, ZMS sigortalısı davacının sözleşmeye aykırı davranması nedeniyle, rücuen istemiyle yürüttüğü takibe karşı menfi tespit ve istirdat istemine ilişkindir. İlk Derece Mahkemesince; “Hasarın teminat dışı kalabilmesi için kazanın meydana geliş şekli itibariyle sürücünün salt (münhasıran) alkolün etkisi altında kaza yapmış olması gerekmekte olup ibraz edilen bilirkişi raporu ile kazanın münhasıran alkol etkisi ile meydana geldiği, Davalı sigorta şirketi tarafından davacı sigortalısının %100 kusuru oranınca 3. Kişilere yaptığı ödemeleri, davacı sigortalısına Poliçe Genel Şartları B.4 şartları gereğince alkollü araç kullanma nedeniyle rücu edebileceği anlaşılmakla davanın reddine” karar verilmiştir. Davacı vekili, bu kararın usul ve yasaya aykırı olduğunu iddia ederek istinaf kanun yoluna başvurmuştur. HMK’nın 355. maddesi kapsamında istinaf itirazları ve kamu düzenine ilişkin hususlarla sınırlı olarak yapılan inceleme sonunda:Dosyanın yapılan incelenmesinde; davanın reddine dair Yerel Mahkemenin ilk kararına karşı davacı vekili tarafından istinaf kanun yoluna başvurulması üzerine, Dairemizin 19/03/2020 tarih ve 2019/936 Esas – 2020/593 Karar sayılı kararıyla; “İlk Derece Mahkemesince karara dayanak yapılan 10/10/2016 tarihli kusur bilirkişisinin raporunda, kazanın münhasıran sürücünün alkollü olmasına bağlı olarak meydana geldiği mütalaa edilmiştir. Ancak rapor denetime elverişli ve hüküm kurmaya elverişli değildir. Çünkü, Yargıtay 17. Hukuk Dairesinin 09/12/2019 tarihli ve 2017/5289 Esas- 2019/11696 Karar sayılı kararında ve yerleşik uygulamalarında da kabul edildiği üzere, kazanın münhasıran alkolün etkisiyle gerçekleşip gerçekleşmediğinin, alkol dışında başka unsurların olayın meydana gelmesinde rol oynayıp oynamadığının saptanması için, bir nöroloji uzmanı, bir hukukçu ve bir trafik uzmanından oluşacak bilirkişiler kurulundan rapor alınmalıdır. Dolayısıyla davacı vekilinin bu yöne ilişkin istinaf itirazı yerindedir.Bu bağlamda, davacı vekilinin istinaf başvurusunun kabulü ile HMK’nın 353/1-a/6. maddesi gereğince İlk Derece Mahkemesi kararının kaldırılmasına, dosyanın yukarıda belirtilen şekilde işlem yapılmak üzere Mahkemesine gönderilmesine” karar verilmiştir. Dairemizin yukarıda belirtilen kararından sonra Mahkemece yeniden yapılan yargılama aşamasında alınan ve nöroloji uzmanının da dahil olduğu 18/03/2022 tarihli bilirkişi kurulu raporunda; kazanın meydana gelmesinde sigortalı araç sürücünün %100 kusurlu olduğu, kazanın münhasıran alkolün etkisiyle meydana geldiği, davalı Sigorta Şirketi tarafından, davacı sigortalısının %100 kusuru oranınca 3. kişilere yaptığı ödemeleri, davacı sigortalısına, Poliçe Genel Şartları B.4 gereğince rücu edebileceği mütalaa edilmiştir. Bilirkişi kurulu raporunun yapılan incelenmesinde; raporun, HMK’nın 279. maddesinde aranılan koşullara uygun olarak düzenlendiği, raporun dosya kapsamına uygun, denetim ve hüküm kurmaya elverişli ve yeterli olduğu kanısına varılmıştır. Bu nedenle, davacı vekilinin itirazları kabul edilmemiştir. Yukarıdaki açıklamalar çerçevesinde, Dairemizce aşağıdaki şekilde karar oluşturulmuştur.
KARAR: Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere: 1-Davacı vekilinin istinaf başvurusunun HMK’nın 353/1-b/1. maddesi gereğince esastan reddine,2-Harçlar Kanunu’na göre alınması gereken harç peşin alındığından, yeniden harç alınmasına yer olmadığına, 3-Davacının istinaf başvurusu nedeniyle sarf ettiği yargılama giderinin kendisi üzerinde bırakılmasına,4-İstinaf incelemesi duruşmalı yapılmadığından vekâlet ücreti hükmedilmesine yer olmadığına, 5-İstinaf yargılama giderleri için yatırılan gider avansından artan kısmın yatıran tarafa iadesine, Dosya üzerinde yapılan inceleme sonucunda, dava değeri (30.380,16 TL) dikkate alınarak, HMK’nın 362/1-a maddesi uyarınca kesin olmak üzere, oy birliği ile karar verildi.18/10/2022