Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 40. Hukuk Dairesi 2022/147 E. 2022/768 K. 19.04.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
İSTANBUL
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
40. HUKUK DAİRESİ
TÜRK MİLLETİ ADINA
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ KARARI
DOSYA NO: 2022/147
KARAR NO: 2022/768
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ: İSTANBUL 15. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ: 14/09/2021
NUMARASI: 2015/365 (E) 2021/658 (K)
DAVANIN KONUSU: Maddi tazminat
KARAR TARİHİ: 19/04/2022
Yukarıda yazılı ilk derece mahkemesi kararına karşı istinaf kanun yoluna başvurulması üzerine, Dairemiz Heyetince yapılan müzakere sonucunda;
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ: Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; davalının ZMS sigortacısı olduğu … plakalı araç ile yine davalının ZMS sigortacısı olduğu … plakalı aracın 15/7/2009 tarihinde karıştığı trafik kazası sonucunda … plakalı araçta yolcu konumunda bulunan müvekkili …’in yaralandığını, kazadan sonra müvekkili tarafından davalı şirkete başvuru yapıldığını, sigorta şirketinin kısmi bir ödeme yaptığını ancak müvekkilinin mağduriyetinin yapılan ödemenin üzerinde olduğunu belirterek fazlaya ilişkin hakları saklı kalmak kaydıyla şimdilik 1.000 TL sürekli sakatlık tazminatının davalı sigorta şirketinin azami poliçe limiti ile sorumlu olmak kaydıyla olay tarihinden itibaren işleyecek avans faizi ile birlikte davalıdan tahsilini talep etmiştir. Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; trafik kazasına karışan … ve … plakalı araçların müvekkili şirkete Zorunlu Mali Sorumluluk Sigortası poliçesi ile sigortalı olduğunu, bu poliçelerden dolayı sorumluluklarının sigortalılarının kusuru oranında kişi başı sakatlık ve ölüm teminatlarının kaza tarihi itibariyle 150.000,00 TL olduğunu, davadan önce davacının açtığı hasar dosyası kapsamında 19.626,60 TL tazminat ödemesinin 19/03/2015 tarihinde yapıldığını, müvekkili şirketin yaptığı ödeme sonucu ibra edildiğini, ilgili kaza nedeniyle hesaplanan tüm tazminatın davacıya ödendiğini ve müvekkili şirketin sorumluluğunun kalmadığını belirterek davanın reddini talep etmiştir. İlk derece mahkemesince kısmi dava mahiyetinde açılan davanın kabulü ile 280.373,40 TL alacağın 1.000 TL’sine 19/03/2015 temerrüt tarihi, bakiyesine 23/06/2021 tarihi ıslah tarihinden itibaren işleyen avans faizi ile birlikte davalıdan alınıp davacıya verilmesine karar verilmiştir. Karara karşı davacı vekili, davalı sigorta şirketine 13.01.2015 tarihinde müracaat edildiğini ve bu tarihi takip eden 8 iş günü sonu olan 26.01.2015 tarihinde sigorta şirketinin temerrüde düştüğünü, dolayısıyla tazminatın tamamı yönünden temerrüt tarihi olan 26.01.2015 tarihinden itibaren faizin işletilmesi gerektiğini, bu talep kabul edilmez ise tazminatın tamamı yönünden eksik ödeme tarihi olan 19.03.2015 tarihinden itibaren faizin işletilmesi gerektiğini belirterek istinaf başvurusunda bulunmuştur. HMK’nın 355. maddesi kapsamında istinaf itirazları ve kamu düzenine ilişkin hususlarla sınırlı olarak yapılan inceleme sonunda: Dava, trafik kazasından kaynaklanan bedensel zarar nedeniyle maddi tazminat istemine ilişkindir. 2918 sayılı KTK’nın 99. ve ZMSS Genel Şartlarının B.2. maddeleri uyarınca sigorta şirketinin temerrüt tarihi usulüne uygun bir şekilde gerçekleşen başvurudan itibaren 8 iş günü sonrasıdır. Somut olayda, davalı sigorta şirketine bu yönde usulüne uygun başvuru yapıldığına ilişkin dosyada bilgi ve belge görülmemekle beraber davalı şirketin 19/03/2015 tarihinde kısmi ödeme yaptığı hususu göz önünde bulundurulduğunda başvurunun usulüne uygun bir şekilde yapıldığının ve temerrüt başlangıç tarihinin 19/03/2015 olarak kabulü gerekecektir. Bu durumda ıslah edilen kısım bakımından da sigorta şirketinin temerrüte düşürüldüğü 19/03/2015 tarihinden itibaren işleyecek faizi ile birlikte karar verilmesi gerekirken ıslah tarihinden itibaren faize hükmedilmesi doğru değildir. Davacı vekilinin istinaf başvurusunun kabulüyle HMK’nın 353/1-b/2 maddesi uyarınca 280.373,40 TL maddi tazminatın temerrüt tarihi olan 19/03/2015 tarihinden itibaren işleyecek avans faiziyle birlikte davalı taraftan tahsiline karar vermek gerekmiştir.
HÜKÜM: Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere: A- Davacı vekilinin istinaf başvurusunun kabulü ile Yukarıda esas ve karar numarası belirtilen ilk derece mahkemesi kararının, HMK’nin 353/1-b/2. maddesi gereğince düzeltilerek yeniden esas hakkında karar verilmek üzere kaldırılmasına, Buna göre: 1-Davanın kabulüne, 280.373,40 TL maddi tazminatın temerrüt tarihi olan 19/03/2015 tarihinden itibaren işleyecek avans faiziyle birlikte davalıdan tahsili ile davacıya verilmesine, 2-Harçlar Kanunu uyarınca alınması gereken 19.152,31 TL karar ve ilam harcından, 27,70 TL peşin harç, 954,20 TL ıslah harcı olmak üzere toplam 981,90 TL karar ve ilam harcının mahsubu ile 18.170,41 TL karar ve ilam harcının davalıdan tahsili ile Hazineye gelir kaydına, 3-Karar tarihinde yürürlükte bulunan Avukatlık Ücret Tarifesi gereğince hesaplanan 28.076,14 TL nispi vekalet ücretinin davalıdan alınarak davacıya verilmesine, 4-Davacı tarafından sarfedilen 1.009,60 TL ilk gider, 1.500 TL bilirkişi, 245,45 TL tebligat ve müzekkere gideri ve 687,75 TL ATK gideri olmak üzere toplam 3.442,80 TL yargılama giderinin davalıdan alınarak davacıya verilmesine, 5-HMK. 333. md. uyarınca yatırılan ve bakiye kalan gider avansının kararın kesinleşmesi sonrası talebi halinde yatırana iadesine,
B-İSTİNAF İNCELEMESİ BAKIMINDAN; 1-Davacı tarafından peşin olarak yatırılan istinaf karar ve ilam harcının, istem halinde ilk derece mahkemesi tarafından yatıran tarafa iadesine, 2-İstinaf kanun yolu aşamasında davacı tarafından sarf edilen 162,10 TL istinaf kanun yolu başvuru harcı ile 62,00 TL posta gideri olmak üzere toplam 224,10 TL yargılama giderinin davalıdan alınarak davacıya verilmesine,3-İstinaf incelemesi duruşmalı yapılmadığından, vekâlet ücretine hükmedilmesine yer olmadığına, 4-İstinaf için yatırılan gider avansından artan kısmın yatıran tarafa iadesine, Dair, dosya üzerinden yapılan inceleme sonunda, HMK’nin 361’inci maddesi uyarınca gerekçeli kararın tebliği tarihinden itibaren iki haftalık süre içerisinde, dairemize ya da bulunulan yer bölge adliye mahkemesi hukuk dairesine veya ilk derece mahkemesine verilecek dilekçeyle Yargıtayda temyiz yolu açık olmak üzere oy birliği ile karar verildi.19/04/2022