Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 40. Hukuk Dairesi 2022/1302 E. 2022/1306 K. 05.07.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C.
İSTANBUL
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
40. HUKUK DAİRESİ
TÜRK MİLLETİ ADINA
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ KARARI
DOSYA NO: 2022/1302
KARAR NO: 2022/1306
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ: İstanbul Anadolu 8. Asliye Ticaret Mahkemesi
TARİHİ: 14/01/2020 tarihli ara karar
NUMARASI: 2022/8 (E)
DAVANIN KONUSU: Tazminat (Haksız Fiilden Kaynaklanan)
KARAR TARİHİ: 05/07/2022
Yukarıda yazılı ilk derece mahkemesi kararına karşı istinaf yasa yoluna başvurulması üzerine Dairemiz heyetince yapılan müzakere sonucunda;
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ: Davacı vekili müvekkili …’a ait olan … plaka sayılı araç ile davalıların sürücüsü işleteni ve trafik sigortacısı oldukları … plaka sayılı aracın karışmış olduğu trafik kazasında davacıya ait olan araçta hasar meydana geldiğini, bununla birlikte araç mahrumiyetinden kaynaklı zarar oluştuğunu, diğer davacı bakımından hastane masrafı ve yaz okulu masrafı olmak üzere maddi zararının ortaya çıktığını ve ayrıca manevi zararının bulunduğunu belirterek işbu zararlarının hüküm altına alınması talebiyle birlikte kazaya karışan aracın kaydına ihtiyati tedbir konulmasına, davalıların 99.787 TL miktarındaki menkul, gayrimenkul ve 3. kişilerdeki hak ve alacaklarının ihtiyaten haczedilmesine, ihtiyati haciz talebinin kabul edilmemesi halinde kazaya karışan kusurlu aracın 3. kişilere devrinin engellenmesi amacıyla ihtiyaten haczine karar verilmesi talebinde bulunmuştur. İlk derece mahkemesince tensip ara kararı ile kazaya sebebiyet verdiği iddia olunan aracın dava konusu olmaması nedeniyle ihtiyati tedbir talebinin reddine; ihtiyati haciz talebinin ise bu aşamada dosyadaki delil durumu itibariyle yaklaşık ispat koşulu sağlanmadığından bahisle reddine karar verilmiştir. Karara karşı davacılar vekili, trafik kazasına asli kusuruyla sebebiyet veren … plakalı araç hakkında ihtiyati tedbir kararı verilmemiş olmasının usul ve yasaya aykırı olduğunu belirterek istinaf başvurusunda bulunmuştur. Somut olayda, her ne kadar ihtiyati tedbir talebinde bulunulmuş ise de; hukuki nitelendirme hakime ait bulunmaktadır. Davacı taraf davanın kabulü halinde alacağına kavuşmasını tehlikeye düşürmemeye yönelik olarak talepte bulunmuş olduğuna göre talebin, ihtiyati hacze yönelik olduğu değerlendirilerek karar verilmesi gerekirken; koruma tedbirine konu edilmek istenen araç mülkiyetinin, dava konusu teşkil etmediği hususunda uyuşmazlık bulunmadığı halde, talebin nitelendirilmesinde hataya düşülerek karar verilmiş olması doğru olmamıştır. Dava, trafik kazasından kaynaklanan maddi ve manevi tazminat istemine ilişkindir. 2004 sayılı İcra İflas Kanununun 257. maddesinde; “Rehinle temin edilmemiş ve vadesi gelmiş bir para borcunun alacaklısı, borçlunun yedinde veya üçüncü şahısta olan taşınır ve taşınmaz mallarını ve alacaklar ile diğer haklarını ihtiyaten haczettirebilir. Vadesi gelmemiş borçtan dolayı yalnız aşağıdaki hallerde ihtiyati haciz istenebilir: 1-Borçlunun muayyen yerleşim yeri yoksa; 2-Borçlu taahhütlerinden kurtulmak maksadiyle mallarını gizlemeğe, kaçırmağa veya kendisi kaçmağa hazırlanır yahut kaçar ya da bu maksatla alacaklının haklarını ihlâl eden hileli işlemlerde bulunursa; Bu suretle ihtiyati haciz konulursa borç yalnız borçlu hakkında muacceliyet kesbeder.”düzenlemesine yer verilmiştir. Aynı yasanın, 264/3. fıkrasında ise, ihtiyati haciz, alacak davasının mahkemede görüldüğü sırada konulmuş ise ….. esas hakkında verilecek hükmün mahkemece tebliğinden itibaren bir ay içinde alacaklının takip talebinde bulunmaya mecbur olduğu açıklanmıştır. İhtiyati haciz kararı verilebilmesi için davacının alacağının bulunduğuna dair mahkemeye kanaat verecek kadar delil göstermesi yeterli olup, alacağın tam olarak ispatı gerekmediğinden, ihtiyati haciz yargılamasının niteliği gereği çabuk ve seri hareket edilerek yaklaşık ispat ile yetinilmesi gerekmektedir.Aksi durumda, hükmedilecek alacağın tahsilinin imkansız veyahut oldukça zorlaşması durumu söz konusu olabilecektir. Somut uyuşmazlıkta, ceza dosyası üzerinden alınan 14/01/2020 tarihli kusur raporunda, davalı …’ın kırmızı ışıkta geçmek kuralını ihlal etmesinden kaynaklı asli kusurlu olduğu mütalaasında bulunulduğu ve adı geçen davalı hakkında Cumhuriyet Savcılığınca 2021/7648 Esas sayılı soruşturma dosyası üzerinden iddianame düzenlendiği ve 2021/10 Değişik iş sayılı dosya üzerinden yapılan delil tespiti neticesi hazırlanan raporda davacıya ait araçta oluşan hasar tutarının tespit edildiği karşısında yaklaşık haklılık durumu ortaya konulmuş olması yanında trafik kazasının gerçekleşmesiyle tazminat alacağı da muaccel hale gelmiştir. Dolayısıyla, vadesi gelmiş alacaklar için İİK. nın 257/2. maddesinde öngörülen şartların aranmasına gerek bulunmamaktadır. (Yargıtay 11. HD.’nın 2017/2036 Esas, 2017/3795 Karar sayılı kararı) Bu bağlamda davacı vekilinin istinaf başvurusunun kabulüne, ilk derece mahkemesinin 06/11/2019 tarihli ihtiyati haciz talebinin reddine ilişkin ara kararının kaldırılmasına, davacı tarafın ihtiyati haciz talebinin mevcut delil durumuna göre takdiren bila teminat kabulüne, davalı tarafın ticari iştigalinden mahrum kalmaması amacıyla muhafaza ve yakalama tedbirine başvurulmaksızın aracın kaydına ihtiyati haciz konulmasına, durum ve koşullarda değişiklik olması halinde mahkemesince yeniden değerlendirme yapılarak teminat dahi her daim yeniden bir karar verilebileceğine işaret olunarak aşağıdaki şekilde karar vermek gerekmiştir.
Karar: Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere; 1-Davacı vekilinin istinaf başvurusunun kabulü ile HMK 353/1-b/2. maddesi uyarınca ilk derece mahkemesinin ihtiyati tedbir talebinin reddine ilişkin 14/01/2020 tarihli ara kararı kaldırılarak bu aşamada 99.787 TL alacak ile sınırlı olmak üzere bila teminat … plaka sayılı aracın davalı … Tic. Ltd. Şti. adına kayıtlı olması halinde (muhafaza ve yakalama tedbirine başvurulmaksızın) sicil kaydı üzerinden ihtiyaten haczine, ihtiyati haciz kararının Dairemizce UYAP üzerinden yerine getirilmesine, 2-İstinaf karar harcının davacıya iadesine, 3-Davacı tarafça yapılan istinaf yargılama giderlerinin ilk derece mahkemesince esastan verilecek kararda nazara alınmasına, 4-İstinaf talep eden tarafından yatırılan gider avansından artan kısmın yatıran tarafa iadesine, 5-Duruşma açılmadığından vekalet ücreti tayinine yer olmadığına, Dosya üzerinde yapılan inceleme sonucunda, İİK’nın 362/1-f maddesi gereğince kesin olmak üzere oy birliği ile karar verildi. 05/07/2022