Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 40. Hukuk Dairesi 2022/1288 E. 2023/913 K. 26.05.2023 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
İSTANBUL
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
40. HUKUK DAİRESİ
TÜRK MİLLETİ ADINA
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ KARARI
DOSYA NO: 2022/1288
KARAR NO: 2023/913
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ: İstanbul 15. Asliye Ticaret Mahkemesi
TARİHİ: 22/03/2022
NUMARASI: 2022/52 (E) – 2022/234 (K)
DAVANIN KONUSU: Tazminat
KARAR TARİHİ: 26/05/2023
Taraflar arasında görülen davada verilen, yukarıda tarihi ve numarası gösterilen karara karşı istinaf kanun yoluna başvurulmakla dosya incelendi;
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ: Davacı vekili, 15/06/2010 tarihinde sürücü …’nun sevk ve idaresindeki … plaka sayılı araç ile seyir halinde iken dava dışı …’ın kullandığı … plakalı motosiklet ile çarpışması neticesinde trafik kazası meydana geldiğini, yolcu konumunda bulunan müvekkili …’ın ağır şekilde yaralandığını, kaza sonrasında düzenlenen kaza tespit tutanağında … plakalı aracın sürücüsü …’nun, asli ve tam kusurlu bulunduğunu, kazadan sonra davalı sigorta şirketine 02/02/2018 tarihinde yazılı başvuruda bulunduklarını ancak bir sonuç alamadıklarını beyan ederek şimdilik 100 TL kalıcı iş görmezlik, 100 TL geçici iş görmezlik tazminatının aracın sigortacısı olan davalıdan tahsiline karar verilmesini talep etmiştir. İlk derece mahkemesince yapılan yargılama neticesinde, ıslah ile artırılan miktarın zamanaşımına uğramış olması nedeniyle davanın 200 TL maddi tazminat üzerinden kabulüne dair verilen kararın, istinaf edilmesi üzerine, Dairemizin, 16/11/2021 tarih, 2021/1462 Esas – 2022/1701 Karar sayılı ilamı ile, davanın esasen belirsiz alacak davası niteliğinde olduğu, dolayısıyla bedel artırım talebine konu miktarın zamanaşımına uğramadığı gerekçesiyle, kararın kaldırılmasını müteakip yeniden yapılan yargılamada, davanın kabulü ile %20 müterafik kusur indirimi yapılmak sureti ile 132.430,32 TL sürekli, 2.604,29 TL geçici iş görmezlik tazminatı olmak üzere toplam 134.834,61 TL alacağın 03/04/2018 temerrüt tarihinden itibaren işleyen yasal faizi ile birlikte davalıdan alınarak davacıya verilmesine karar verilmiştir. Karara karşı davalı vekili, davanın kısmi dava niteliğinde olduğu, davacı tarafından da ıslah dilekçesi sunularak talepte bulunulduğu, dolayısıyla ıslah edilen kısmın zamanaşımına uğradığı, kaza tarihi nazara alındığında TRH 2010 yaşam tablosunun kullanılmasının doğru olmadığı, aksi takdirde teknik faiz kullanılması gerektiğini belirterek istinaf başvurusunda bulunmuştur. Dairemiz kaldırma kararında davanın belirsiz alacak davası olarak açıldığı ve bu nedenle ıslah ile artırılan kısım hakkında zamanaşımının gerçekleşmediğinin kabul edildiği, davalı vekili tarafından bu konuda yapılan istinaf başvurusu nedeniyle dosyanın yeniden tetkikinde, davanın belirsiz alacak davası niteliğinde ve artırılan kısmın zamanaşımına uğramadığına ilişkin daire ve mahkeme kabulünde herhangi bir isabetsizlik görülmediği, Yargıtay 4. Hukuk Dairesince içtihat değişikliğine gidilerek hesaplamalarda PMF yaşam tablosu yerine TRH-2010 yaşam tablosu kullanılması gerektiği, bu yönlere ilişkin istinaf itirazlarının yerinde olmadığı görülmektedir. Bu durumda davalı vekilinin istinaf başvurusunun reddine karar vermek gerekmektedir.
KARAR: Yukarıda açıklanan gerekçe ile;1-6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanununun 353/1-b/1. maddesi uyarınca davalı vekilinin istinaf başvurusunun esastan reddine,2-Alınması gereken 9.224,21 TL istinaf karar harcından peşin alınan 2.307 TL harcın mahsubundan sonra bakiye 6.917,21‬ TL istinaf karar harcının istinafa başvuran davalı taraftan tahsil edilerek Hazineye irat kaydına, 3-İstinafa başvuran tarafça yapılan istinaf yargılama giderlerinin kendi üzerinde bırakılmasına, 4-Artan gider ve delil avansının karar kesinleştiğinde ilgilisine iadesine,5-İstinaf incelemesi duruşmalı yapılmadığından, vekalet ücreti tayinine yer olmadığına,Dair, dosya üzerinde yapılan inceleme sonunda dava değeri (134,834,61 TL) göz önünde bulundurulmak sureti ile Hukuk Muhakemeleri Kanununun 362/1-a maddesi gereğince her iki taraf yönünden kesin olarak oy birliğiyle karar verildi. 26/05/2023