Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 40. Hukuk Dairesi 2022/1241 E. 2022/1887 K. 01.11.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
İSTANBUL
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
40. HUKUK DAİRESİ
TÜRK MİLLETİ ADINA
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ KARARI
DOSYA NO: 2022/1241
KARAR NO: 2022/1887
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ: Tekirdağ Asliye Ticaret Mahkemesi
TARİHİ: 23/02/2022
NUMARASI: 2021/640 (E) – 2022/175 (K)
DAVANIN KONUSU: İtirazın İptali
KARAR TARİHİ: 01/11/2022
Taraflar arasında görülen davada verilen ve yukarıda tarih numarası gösterilen karara karşı istinaf kanun yoluna başvurulmakla; re’sen dikkate alınabilecek hususlar ayrık olmak üzere istinaf talep ve gerekçeleri ile tarafların ilk derece mahkemesinde ileri sürdükleri iddia ve savunmalar esas alınmak sureti ile dosya incelendi;
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ: Davacı vekili, davalı tarafın işleteni olduğu … plakalı aracın müvekkili şirket nezdinde zorunlu mali mesuliyet sigortası ile sigortalı olduğunu, müvekkili şirket tarafından sigortalı aracın 07/08/2016 tarihinde karışmış olduğu trafik kazasından dolayı zarar gören kişilere ödeme yapıldığını, kazanın, araçta 8 kişi seyahat etmek suretiyle, istiap haddinin aşılması nedeniyle gerçekleştiğini, bu durumu rücu sebebi teşkil ettiğini belirterek buna ilişkin Çorlu … İcra Müdürlüğü … Esas ve Çorlu … İcra Müdürlüğü … Esas sayılı icra dosyaları üzerinden yapılan icra takibine vaki itirazın iptali ile takibin devamına karar verilmesini talep etmiştir. Davalı vekili, davanın reddini talep etmiştir. İlk derece mahkemesince yapılan yargılama neticesinde, “… istiap haddinin aşılması nedeniyle rücu isteminde bulunulmuş ise de kaza tespit tutanağı, bilirkişi raporu, ceza soruşturmasındaki tanık ve şüpheli beyanlarıyla duruşmada dinlenen tanık beyanları hep birlikte değerlendirildiğinde, dava konusu kazanın meydana gelmesinde yolun durumu ve dava dışı sürücünün direksiyon hakimiyetini kaybetmesinin etkili olduğu, davacının davalı sigortalı malikten rücu isteminde bulunabilmesi için yerleşik Yargıtay uygulaması gereği ( Yargıtay HGK 2017/17-1083 esas ve 2019/26 karar sayılı, Yargıtay 17 HD 2015/12335 esas ve 2018/6456 karar sayılı ilamları) kazanın meydana gelmesi ile istiap haddinin aşılması hususunda illiyet bağı olması gerektiği, iddiaya konu kazanın ise salt istiap haddinin aşılması sebebiyle meydana gelmediği” gerekçesiyle davanın reddine karar verilmiştir. Karara karşı davacı vekili, trafik kazasında sigortalı araçta 8 kişinin bulunduğunu, bu şekilde istiap haddinin aşıldığını, kazanın ,asfalt kuru görüşe engel bir cisim bulunmayan yolda gündüz vakti açık havada gerçekleştiği, kaza anında yolda çalışma olmadığı ve araç sürücüsünün alkolsüz olduğu göz önünde bulundurulduğunda kazanın oluşumunda hiçbir dış etkenin olmadığını, araçta kapasitenin üstünde yolcu bulunması nedeniyle araç kontrolünün sağlanamadığını, direksiyon hakimiyetinin yitirildiğini, kazanın bu nedenle gerçekleştiğini, hükme esas alınan bilirkişi raporlarının çelişkili ve denetime elverişsiz olduğunu, yük taşıma kapasitesinin aşılmasının değil, yolcu kapasitesinin aşılmış olup olmadığının dikkate alınması gerektiğini, bilirkişi raporlarıyla da sabit olduğu üzere uyuşmazlığa konu kazanın oluşumuna sebep olabilecek hiçbir dış etken olmadığı ve kazanın istiap haddinin aşılması nedeniyle meydana geldiğini belirterek istinaf başvurusunda bulunmuştur. Karara karşı davalı vekili, kötü niyet tazminatının hüküm altına alınmamış olmasının hatalı olduğu gerekçesiyle istinaf başvurusunda bulunmuştur. 1-Davacı vekilinin istinaf başvurusunun değerlendirilmesi; Dava, istiap haddinin aşılmış olması nedeniyle rücuen tazminat istemine ilişkindir. ZMSS Genel Şartları’nın; “Zarar Görenlerin Haklarının Saklı Tutulması ve Sigortacının İşletene Rücu Hakkı” başlıklı B.4.e maddesinde; “Tazminatı gerektiren olay, yolcu taşımaya ruhsatlı olmayan araçlarda yolcu taşınması veya yetkili makamlarca tespit edilmiş olan istiap haddinden fazla yolcu veya yük taşınması veya patlayıcı, parlayıcı ve tehlikeli maddeleri taşıma ruhsatı bulunmayan araçlarda, bu maddelerin parlama, tutuşma ve infilakı yüzünden meydana gelmiş ise,” ZMS sigortacısının, sigortalısına rücu edebileceği belirtilmiştir. Yargıtay’ın yerleşik kararlarında vurgulandığı üzere; davacı ZMS sigortacısının, sigortalısına rücu hakkının doğabilmesi için kazanın, salt istiap haddinin aşılması nedeniyle meydana gelmesi gerekmektedir. Dosya içerisindeki bilgi ve belgeler ile özellikle 07/12/2020 ve 22/12/2020 tarihli bilirkişi raporları kapsamında yapılan değerlendirmede, kamyonet cinsinden sigortalı aracın istiap haddinin 6 kişi olduğu, araçta 5 yetişkin 3 de yaşı küçük çocuğun olduğu, aracın yük kapasitesi ise 3500 kg olup, azami yüklü ağırlığın aşılmamış olduğu, 6 kişi yolcu kapasiteli araçta çocuk yaştaki fazladan 2 kişi olmasının, kazaya etkisi bulunmadığı gibi azami yüke ilişkin istiap haddinin aşılmadığı olayda kazanın asıl sebebinin tehlikeli viraja hızlı girilmesi sonucu direksiyon hakimiyetinin kaybedilmesi olduğu, giderek kazanın münhasıran istiap haddinin aşılmasından ileri gelmediği görülmektedir. Bu durumda davanın esasına ilişkin olarak yapılan yargılamaya, toplanan delillere, dosya içeriğine, hükmün dayandığı yasal ve hukuksal gerekçeye, delillerin takdirinde bir isabetsizlik bulunmamasına göre davacı vekilinin yerinde olmayan istinaf başvurusunun esastan reddine karar verilmesi gerekmektedir. 2-Davalı vekilinin istinaf başvurusunun değerlendirilmesi;Davalı vekili, cevap dilekçesinde kötü niyet tazminatı isteminde bulunmuştur. İİK’nın 67/2. fıkrasında alacaklının takibinde haksız ve kötü niyetli olması durumunda kötü niyet tazminatına hükmedileceği açıklanmıştır. Somut olayda, davacı taraf takibinde haksız ise de, bilirkişi incelemesi neticesinde haklılık durumu belirlendiğinden ötürü kötü niyetli olarak kabulü mümkün bulunmamaktadır. Ne var ki ilk derece mahkemesince bu hususta olumlu veya olumsuz karar verilmemiş olması doğru olmayıp, davalı vekilinin istinaf başvurusunun değişik gerekçe ile kabulü ile buna ilişkin gerekçe oluşturulması amacıyla HMK’nın 353/1-b/2. maddesi uyarınca ilk derece mahkemesi kararının kaldırılmasına, davanın reddine, davalı vekilinin kötü niyet tazminatı isteminin reddine karar vermek gerekmiştir.
HÜKÜM: Yukarıda açıklanan gerekçe ile; A)1-6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanununun 353/1-b/1. maddesi hükmü uyarınca davacı vekilinin istinaf başvurusunun esastan reddine,2-Alınması gereken 80,70 TL istinaf karar harcı peşin alınmış olduğundan başkaca harç alınmasına yer olmadığına, istinafa başvuran tarafça yapılan istinaf yargılama giderlerinin kendi üzerinde bırakılmasına, artan gider ve delil avansının karar kesinleştiğinde ilgilisine iadesine, istinaf incelemesi duruşmalı yapılmadığından, vekalet ücreti tayinine yer olmadığına,B)1-Davalı vekilinin istinaf başvurusunun kabulü ile;6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanununun 353/1-b/2. maddesi hükmü uyarınca düzeltilerek yeniden esas hakkında karar verilmek üzere ilk derece mahkemesi kararının kaldırılmasına,Buna göre; 2- Davanın reddine,3-Davalı vekilinin kötü niyet tazminatı isteminin reddine, 4-Dava açılırken alınması gerekli 80,70 TL peşin harcın ve 80,70 TL başvurma harcının davacıdan alınarak Hazineye irat kaydına,5-Davacı tarafından yapılan yargılama giderinin davacı üzerinde bırakılmasına, 6-Davalı tarafından yapılan 11,00 TL yargılama giderinin davacıdan alınarak davalıya verilmesine,7-Davalı kendisini vekil ile temsil ettirmiş olduğundan İDM karar tarihinde yürürlükte bulunan AAÜT’ye göre 11.946,35 TL vekalet ücretinin davacıdan alınarak davalıya verilmesine, 8-Adalet Bakanlığı bütçesinde Arabuluculuk ücreti olarak ödenen 1.320,00 TL’nin 6325 sayılı HUAK 18/A, 13. ve 14. maddeleri gereğince davacıdan tahsili ile hazineye irad kaydına, 9-HMK 120. maddesi gereğince alınan gider avansından kullanılmayan kısmının olması halinde karar kesin olduğundan masrafın gider avansından karşılanmak suretiyle PTT vasıtasıyla tarafların adresine adreste ödemeli olarak gönderilmesine,İstinaf yargılama giderleri bakımından:10-İstinafa başvuran davalı tarafından yatırılan istinaf karar harcının istek halinde iadesine, 11-Kararın kaldırılması nedenine göre davalı tarafından yapılan istinaf yargılama giderlerinin üzerinde bırakılmasına, istinaf incelemesi duruşmalı yapılmadığından, vekalet ücreti hükmedilmesine yer olmadığına,12-İstinaf talep eden tarafından yatırılan gider avansından artan kısmın yatıran tarafa iadesine, Dair, dosya üzerinde yapılan inceleme sonunda dava değeri (85.741,18 TL) göz önünde bulundurulmak sureti ile 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanununun 362/1-a maddesi gereğince her iki taraf yönünden kesin olarak oy birliğiyle karar verildi. 01/11/2022