Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 40. Hukuk Dairesi 2022/1111 E. 2022/1112 K. 14.06.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
İSTANBUL
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
40. HUKUK DAİRESİ
TÜRK MİLLETİ ADINA
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ KARARI
DOSYA NO: 2022/1111
KARAR NO: 2022/1112
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ: İSTANBUL ANADOLU 7. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
ARA KARAR TARİHİ: 16/02/2022
NUMARASI: 2022/75 Esas – (Derdest)
DAVANIN KONUSU: Maddi ve Manevi Tazminat (Trafik Kazasından Kaynaklanan)
KARAR TARİHİ: 14/06/2022
Yukarıda yazılı İlk Derece Mahkemesi kararına karşı istinaf yasa yoluna başvurulması üzerine Dairemiz Heyetince yapılan müzakere sonucunda;
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ: Dava ve uyuşmazlık; TBK’nın 53. 54. ve 56. maddeleri kapsamında, ölümlü ve yaralamalı trafik kazasından kaynaklanan maddi ve manevi tazminat istemlerine ilişkindir. Davacı vekili, 31/03/2022 tarihli dava dilekçesinde; maddi ve manevi tazminat talepleri ile birlikte davalı … adına kayıtlı … plakalı araç, başkaca taşınır ve taşınmaz malları ile 3. kişilerdeki hak ve alacaklarının üzerine; 17/02/2022 tarihli dilekçesi ile de davalı … Sigorta AŞ yedinde bulunan taşınır-taşınmaz malları ile üçüncü kişilerdeki hak ve alacakları üzerine ihtiyati haciz konulmasını talep etmiştir. İlk Derece Mahkemesince 16/02/2022 tarihli ara kararıyla; davalı …’nın taşınır – taşınmaz malvarlığı ve 3. kişilerdeki hak ve alacakları üzerine ihtiyati haciz kararı konulmuş ve 31/03/2022 tarihli ara kararıyla da; İhtiyati haciz talebinin kısmen kabulüne, davalı sigorta aleyhine 100.000,00 TL ile sınırlı olmak üzere, taşınır mallarının, taşınmaz mallarının ve üçüncü şahıslardaki hak ve alacaklarının, ihtiyaten haczine, 1.405,00 TL maktu vekalet ücretinin sigorta şirketinden alınarak davacılara verilmesine karar verilmiştir. Bu karara karşı, davalı … Sigorta AŞ vekili istinaf kanun yoluna başvurmuştur. Davalı … Sigorta AŞ vekili istinaf başvuru dilekçesinde özetle; müvekkili Sigorta Şirketi’nin sermayesi, ekonomik ve sosyal durumu belli, saygınlığı Devlet denetimine tabi ve Türkiye genelinde faaliyet gösteren Sigorta Şirketi olması, taahhütlerinden kurtulmak maksadıyla mallarını gizleme, kaçırma ve hileli işlemlerde bulunma ihtimalinin olmaması nedeniyle, Mahkemece verilen kararın, kanun, hukuk, hakkaniyet, örf ve adet kurallarına aykırılık oluşturduğunu; ayrıca vekalet ücretine hükmedilmesinin de hatalı olduğunu belirtmiştir. HMK’nın 355. maddesi kapsamında istinaf itirazları ve kamu düzenine ilişkin hususlarla sınırlı olarak yapılan inceleme sonunda: HMK’nın İstinaf yoluna başvurulabilen kararlar başlıklı 341/b maddesinde, 7251 sayılı Kanun’un 34. maddesi ile 22/07/2021 tarihinde yapılan değişiklikle; karşı tarafın yüzüne karşı verilen ihtiyati tedbir ve ihtiyati haciz kararlarına karşı istinaf kanun yoluna başvurulabileceği öngörülmüştür. Bu nedenle, İlk Derece Mahkemesince her ne kadar ihtiyati haciz kararına karşı davalıların itiraz yoluna başvurabilecekleri belirtilmiş ise de; ihtiyati haciz kararı duruşmada davalı tarafın yüzüne karşı verildiğinden, yukarıda belirtilen yasal düzenlemeye göre davalıların istinaf kanun yoluna başvurma hakları bulunmaktadır. Davalı … Sigorta AŞ. vekilinin istinaf başvurusunun incelenmesine gelince; İİK 257. maddesi; “Rehinle temin edilmemiş ve vadesi gelmiş bir para borcunun alacaklısı, borçlunun yedinde veya üçüncü şahısta olan taşınır ve taşınmaz mallarını ve alacaklarıyla diğer haklarını ihtiyaten haczettirebilir.” hükmünü içermektedir. Somut olayda; zarar haksız eylemden kaynaklandığından tazminat haksız eylemin gerçekleştiği tarihte muaccel hale gelmektedir. Buradaki “muacceliyet” kavramı, alacaklı tarafından talep ve dava edilebilir hale gelmiş olma anlamındadır. Dosyada bulunan bilgi ve belgeler de nazara alındığında haksız fiil (yaralanma) tarihi itibarıyla davacının maddi ve manevi tazminat alacakları muaccel hale gelmiştir. Somut uyuşmazlıkta, zarar haksız eylemden kaynaklandığından tazminat haksız eylemin gerçekleştiği tarihte muaccel hale gelmektedir. Buradaki “muacceliyet” kavramı, alacaklı tarafından talep ve dava edilebilir hale gelmiş olma anlamındadır. Haksız fiil (ölüm-yaralanma) tarihi itibarıyla davacının tazminat alacağı muaccel hale gelmiştir. İhtiyati haciz talep edilen davanın açıldığı aşamada, zararın miktarının net olarak belirlenmesini beklemek hakkaniyetle bağdaşmaz. Yukarıdaki açıklamalar çerçevesinde dosyanın yapılan incelemesinde; dosyada bulunan mirasçılık belgesi, nüfus kayıtları, klasik otopsi tutanağı, adli raporlar, kazaya ve kusur durumuna ilişkin belgeler bir bütün olarak değerlendirildiğinde davalı … bakımından somut uyuşmazlıkta, İİK’nın 257. ve devamı maddelerinde ihtiyati haciz kararı verilebilmesi için aranılan yaklaşık ispat koşulu gerçekleştiği; Ancak, davalı Sigorta Şirketinin sermaye şirketi oluşu, mallarını kaçırma veya gizleme girişiminde bulunduğunun ileri sürülmemiş olması, anılan şirket bakımından her ne kadar dava konusu bedelle sınırlı olarak ihtiyati haciz kararı verilmiş olsa da tüm mal varlığı üzerine ihtiyati haciz konulmasının şirketin ticari faaliyetleri bağlamında giderilmesi olanağı bulunmayacak zararlara sebebiyet verme olasılığı, bir başka deyişle, tarafların hak ve menfaatlerinin korunması ilkesinin, davalı Sigorta Şirketi aleyhine ihlal edeceği değerlendirilerek davalı sigorta şirketi yönünden ihtiyati haciz kararının isabetli olmadığı sonucuna varılmıştır. Diğer yandan, yargılama aşamasında ihtiyati haciz kararı verilmesi nedeniyle, davacı lehine vekalet ücretine hükmedilmesi de doğru olmamıştır. Bu nedenle, davalı Sigorta Şirketi vekilinin istinaf başvurusundaki itirazlar yerinde görülerek aşağıdaki şekilde karar verilmesi gerekmiştir.
KARAR: Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere: Davalı … Sigorta AŞ vekilinin, İlk Derece Mahkemesinin 31/03/2022 tarihli ara kararına karşı istinaf başvurusunun kabulü ile, anılan ara kararının HMK’nın 353/1-b/2. maddesi gereğince düzeltilerek yeniden esas hakkında karar verilmek üzere kaldırılmasına, Buna göre: 1-Davacı vekilinin, davalı … Sigorta AŞ aleyhine ihtiyati haciz kararı verilmesi yönündeki talebinin reddine, 2- Müteakip işlemlerin İlk Derece Mahkemesince yerine getirilmesine 3-İstinaf başvurusu için yatırılan karar ve ilam harcının istek halinde İlk Derece Mahkemesince yatırana iadesine, 4-İstinaf incelemesi duruşmalı yapılmadığından vekalet ücretine hükmedilmesine yer olmadığına, 5-Davacı tarafından yapılan istinaf yargılama giderinin İlk Derece Mahkemesince yeniden verilecek kararda dikkate alınmasına, 6-İstinaf talep eden tarafından istinaf aşaması için yatırılan gider avansının yatıran tarafa iadesine, Dair dosya üzerinde yapılan inceleme sonucunda, HMK’nın 362/1-f maddesi uyarınca kesin olmak üzere oy birliğiyle karar verildi.14/06/2022