Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 40. Hukuk Dairesi 2022/1097 E. 2022/1579 K. 27.09.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
İSTANBUL
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
40. HUKUK DAİRESİ
TÜRK MİLLETİ ADINA
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ KARARI
DOSYA NO: 2022/1097
KARAR NO: 2022/1579
İncelenen Kararın
Mahkemesi: Bakırköy 5. Asliye Ticaret Mahkemesi
Tarihi: 21/02/2022
Numarası: 2022/181 (E) 2022/205 (K)
Davanın Konusu: Maddi ve Manevi Tazminat
Karar Tarihi: 27/09/2022
Yukarıda yazılı İlk Derece Mahkemesi kararına karşı istinaf kanun yoluna başvurulması üzerine, Dairemiz Heyetince yapılan müzakere sonucunda;
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ: Davacı vekili cevap dilekçesinde özetle; davalı … ’nın sürücüsü, …’in maliki, … Sigorta AŞ’nin sigortacısı olduğu … plaka sayılı aracın 05.08.2019 tarihinde, müvekkillerinin 10 yaşındaki oğlu …’e çarparak yaralanmasına sebep olduğunu belirterek, fazlaya ilişkin hakları saklı kalmak kaydıyla, küçük … için 1.500 TL kalıcı işgöremezlik tazminatı ve 50.0000 TL manevi tazminat, davacı anne için 30.000 TL manevi tazminat, baba için 30.000 TL manevi tazminatın kaza tarihinden itibaren işletilecek yasal faizi ile birlikte davalılardan tahsiline karar verilmesini talep etmiştir. Davalı … vekili cevap dilekçesinde özetle; dava konusu kazanın meydana gelmesinde müvekkilinin herhangi bir kusuru bulunmadığını belirterek, davanın usulden ve esastan reddini talep etmiştir. İlk derece mahkemesince; davacının davasının zorunlu arabulucuk dava şartının yokluğu nedeni ile HMK’nın 114/2. ve 7155 sayılı Kanunun 20. ve 23. maddeleri gereğince usulden reddine karar verilmiştir. Karara karşı davacılar vekili, dava açılmadan önce … Sigorta Anonim Şirketi açısından ticari dava şartı arabuluculuğa başvurulduğunu, anlaşmama yönünde tutanak düzenlenerek sürecin sona erdiğini, akabinde Bakırköy 5. ATM’nin 2020/713 E. sayılı dosyası ile dava açıldığını, yapılan yargılamada davalılar … ve … yönünden arabuluculuk şartının yerine getirilmemesi sebebiyle davanın tefrik edilerek usulden reddine karar verildiğini, ancak müvekkilleri ile davalılar … ve … arasında ticari bir ilişki söz konusu olmadığı gibi her iki tarafın ticari işletmesini ilgilendiren bir durumun da söz konusu olmadığını, davanın Asliye Ticaret Mahkemesinde açılmasının sebebi 2020/713 E. Sayılı dosyasından bulunan davalı, … Sigorta AŞ’nin ticari işletmesini ilgilendirmesinden kaynaklandığını, davalı … Sigorta AŞ açısından arabuluculuk süreci yerine getirildiğinden davanın tefrik edilerek reddedilmesinin usul ve yasaya aykırı olduğunu belirterek istinaf başvurusunda bulunmuştur. HMK’nın 355. maddesi kapsamında istinaf itirazları ve kamu düzenine ilişkin hususlarla sınırlı olarak yapılan inceleme sonunda: Dava, trafik kazasından kaynaklanan bedensel zarar nedeniyle maddi ve manevi tazminat istemine ilişkindir. Dosya kapsamından, dava dışı … Sigorta AŞ açısından 6325 sayılı Hukuk Uyuşmazlıklarında Arabuluculuk Kanunu uyarınca arabuluculuk yoluna başvuran davacılar vekilinin, anlaşmama tutanağının düzenlenmesinin ardından trafik kazasından kaynaklanan bedensel zarar nedeniyle maddi ve manevi tazminata hükmolunması istemiyle … plakalı aracın sürücüsü … , maliki … ile ZMSS poliçesini düzenleyen … Sigorta AŞ’ye karşı Bakırköy 5. Asliye Ticaret Mahkemesinin 2020/713 E sırasına kayıtlı davayı açtığı, anılan mahkemenin 17/02/2022 tarihli duruşma ara kararıyla davalılar … ve …’ya karşı açılan davanın arabuluculuk şartının yerine getirilmemesi sebebiyle HMK’nin 167’inci maddesi uyarınca ayrılmasına karar verildiği anlaşılmaktadır. 7155 sayılı Kanun ile 6102 sayılı Türk Ticaret Kanunu’na eklenen ve 01/01/2019 tarihinde yürürlüğe giren 5/A maddesi ile bu kanunun 4. maddesinde ve diğer kanunlarda belirtilen ticari davalardan, konusu bir miktar paranın ödenmesi olan alacak ve tazminat talepleri hakkında dava açılmadan önce arabulucuya başvurulmuş olması dava şartı olarak düzenlenmiştir. Dava şartı olan zorunlu arabuluculuk hükümlerinin uygulanabilmesi için taraflar arasındaki uyuşmazlığın ticari dava olması gerekir. TTK’nın 4/1 maddesi uyarınca her iki tarafın da ticari işletmesiyle ilgili hususlardan doğan hukuk davaları ile tarafların tacir olup olmadıklarına bakılmaksızın bu Kanunda öngörülen hususlardan doğan hukuk davaları ticari dava sayılır. Davalı … hakkında KTK’nın 85. maddesi uyarınca araç işletenin sorumluluğuna dayanılarak dava açılmış olup, anılan davalı ve davacıların gerçek kişi olması, uyuşmazlığın haksız fiilden kaynaklanıp TTK’da düzenlenen bir hususa ilişkin olmaması nedeniyle davalı işleten yönünden ne nispi ne de mutlak ticari davadan söz edilemez. Bu nedenle mahkemece davalı … yönünden zorunlu arabuluculuğa ilişkin dava şartı yokluğundan davanın usulden reddine karar verilmesi doğru değildir. Davalı sürücü … ‘ya yönelik açılan dava TTK’nın 4. maddesinde sayılan ticari davalardan olmayıp uyuşmazlık, haksız fiil niteliğindeki trafik kazasından kaynaklanmaktadır. HMK’nin 166’ncı maddesinin 4’üncü fıkrası uyarınca; davaların temelini oluşturan vakıaların (dava sebebinin) veya hukuki sebeplerin aynı veya birbirine benzer olması, diğer bir anlatımla davaların aynı veya birbirine benzer sebeplerden doğması veya biri hakkında verilecek kararın (hükmün) diğerini etkileyecek nitelikte bulunması durumunda, iki dava arasında bağlantı varsayılır. Bu durumda, … plakalı aracın sürücüsü davalı … , işleteni davalı … ile ZMSS poliçesini düzenleyen … Sigorta AŞ, 6098 sayılı Türk Borçlar Kanununun 61’inci maddesiyle 2918 sayılı Karayolları Trafik Kanununun 85’inci maddesinin 1’inci fıkrası uyarınca motorlu aracın işletilmesinden doğan zarardan müştereken ve müteselsilen sorumlu olmaları nedeniyle HMK’nin 57/1-a maddesi uyarınca ihtiyari dava arkadaşı oldukları gözetilerek, kanıtların birlikte takdir edilerek değerlendirilmesi, çelişkili sonuçlara neden olunmaması ve usul ekonomisi bakımından, davalı sürücü … , davalı …’e karşı açılan davanın, müteselsil sorumlu olan diğer davalı … Sigorta AŞ hakkındaki davayla birlikte görülmesi gerekirken, HMK’nin 166 ve 167’nci maddelerine aykırı biçimde ayrılarak, zorunlu arabuluculuk dava şartının yokluğu nedeniyle usulden reddine karar verilmesi doğru olmamıştır.
KARAR: Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere :1-Davacılar vekilinin istinaf başvurusunun kabulü ile, yukarıda esas ve karar numarası belirtilen İlk Derece Mahkemesi kararının HMK’nin 353/1-a/5. maddesi gereğince kaldırılmasına,2-Davanın yeniden görülmesi için dosyanın Mahkemesine gönderilmesine,3-İstinaf başvurusu için yatırılan karar ve ilam harcının istek halinde İlk Derece Mahkemesince yatırana iadesine,4-İstinaf incelemesi duruşmalı yapılmadığından, vekâlet ücreti hükmedilmesine yer olmadığına, 5-Davacılar tarafından sarfedilen istinaf yargılama giderinin ilk derece mahkemesince yeniden verilecek kararda dikkate alınmasına,6-İstinaf talep eden tarafından istinaf aşaması için yatırılan gider avansının yatıran tarafa iadesine, Dosya üzerinde yapılan inceleme sonucunda HMK’nin 353/1-a maddesi gereğince kesin olmak üzere oy birliği ile karar verildi.27/09/2022