Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 40. Hukuk Dairesi 2022/1083 E. 2022/1946 K. 08.11.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
İSTANBUL
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
40. HUKUK DAİRESİ
TÜRK MİLLETİ ADINA
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ KARARI
Dosya No: 2022/1083
Karar No: 2022/1946
İncelenen Kararın
Mahkemesi: İstanbul 18. Asliye Ticaret Mahkemesi
Tarihi: 17/11/2021
Numarası: 2016/1245 (E) – 2021/799 (K)
Davanın Konusu: Maddi tazminat
Karar Tarihi: 8/11/2022
Yukarıda yazılı İlk derece mahkemesi kararına karşı istinaf kanun yoluna başvurulması üzerine, Dairemiz Heyetince yapılan müzakere sonucunda;
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ: Dava, trafik kazasından kaynaklanan maddi tazminat istemine ilişkindir. İlk derece mahkemesince, davacı …’ın davasının kabulüne, 63.570,73 TL sürekli iş göremezlik tazminatı ile 604,52 TL geçici iş göremezlik tazminatı olmak üzere toplam 64.175,25 TL’nin davalıdan alınarak davacıya verilmesine; davacı …’ın davasının kısmen kabulüne, 705,78 TL maddi tazminatın davalıdan alınarak davacı …’a verilmesine hükmolunmuştur. Bu karara karşı istinaf kanun yoluna başvuran davacı … vekili vekili dilekçesinde özetle; meydana gelen trafik kazasında ağır biçimde yaralanan davacı … hakkında Adli Tıp Kurumu (ATK) 2’inci İhtisas Kurulunun 1/2/2021 tarihli raporunun yeterli inceleme yapılmadan düzenlendiğini, davacı …’ın geçirdiği trafik kazası nedeniyle Zonguldak Devlet Hastanesinde düzenlenen 20/4/2009 tarihli epikriz evrakında belirtildiği üzere sol clavicula ve sol scapulada deplase fraktür oluşmasına rağmen anılan raporda meydana gelen yaralanmaların değerlendirilmediğini, müvekkilinde oluşan bu maluliyetin hayat boyu günlük aktivitelerinde ciddi kısıtlamaya neden olacağını, itiraza konu raporda da belirtildiği üzere müvekkilinin geçirdiği trafik kazası nedeniyle göğüs kafesinde kot kırıkları, sol kulak ve mastoid bölgede travma hasarının bulunduğu, sol ve sağ kol arasında ciddi hareket farklılıkları, sol göğüste deforme, torokal vertebralarda yaygın dejeneratif değişiklikler olduğunun belirtildiğini, ayrıca müvekkilinin eğilip kalkması, yürümesi ve hareket açısının değiştiği, belirlenen maluliyet oranının tedavi, muayene belgeleri ve iyileşme süreci de göz önüne alındığında hayatın olağan akışına aykırı olduğunu, bu nedenle denetime açık olmayan, gerçeği yansıtmayan itiraza konu raporu kabul etmeleri olanağının bulunmadığını belirterek ilk derece mahkemesi hükmünün kaldırılmasını talep etmiştir. 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanununun (HMK) 355’inci maddesi uyarınca ileri sürülen istinaf nedenleri ve kamu düzenine ilişkin konularla sınırlı biçimde yapılan inceleme sonunda: Davalı … AŞ’ye Zorunlu Mali Sorumluluk Sigortası (ZMSS) poliçesiyle sigortalı dava dışı …’in yönetimindeki … plakalı otobüs ile yolculuk yapmakta olan davacıların, sürücünün girdiği kavşakta yönetimindeki aracın orta refüje devrilmesine neden olmasıyla meydana gelen kazada yaralandığı konusunda uyuşmazlık bulunmamaktadır. Somut olayda tartışılması gereken hukuki sorun, ATK 2’nci İhtisas Kurulunun davacı …’ın yaralanmasına ilişkin düzenlediği 22/1/2021 tarihli raporun hükme esas alınıp alınmayacağına ilişkindir. Haksız fiil sonucu çalışma gücünde kayıp olduğu iddiası ve buna yönelik bir talebin bulunması halinde, zararın kapsamının tespiti açısından maluliyetin varlığı ve oranının doğru bir şekilde belirlenmesi gerekmektedir. Maluliyete ilişkin alınacak raporların 11/10/2008 tarihinden önce Sosyal Sigorta Sağlık İşlemleri Tüzüğüne, 11/10/2008 tarihi ile 1/9/2013 tarihleri arasında Çalışma Gücü ve Meslekte Kazanma Gücü Kaybı Oranı Tespit İşlemleri Yönetmeliğine, 1/9/2013 tarihinden sonra Maluliyet Tespiti İşlemleri Yönetmeliğine, 1/6/2015 tarihinden sonra da Özürlülük Ölçütü, Sınıflandırması ve Özürlülere Verilecek Sağlık Kurulu Raporları Hakkında Yönetmeliğine uygun olarak düzenlenmesi gerekir. Söz konusu belirlemenin ise Adli Tıp Kurumunun ilgili İhtisas Dairesi veya Üniversite Hastanelerinin Adli Tıp Anabilim Dalı gibi kuruluşlarının çalışma gücü kaybı olduğu ileri sürülen kişide bulunan şikâyetler dikkate alınarak, oluşturulacak uzman doktor heyetinden kazanın meydana geldiği 17/4/2019 tarihinde yürürlükte olan yönetmelik hükümleri dikkate alınarak yapılması gerekmektedir. Davacı …’ın yaralanması nedeniyle tedavisinin yapıldığı Bartın Devlet Hastanesi ve Zonguldak Atatürk Devlet Hastanesinde günlük gözlem ve muayene kağıtları ile epikriz raporları, konsültasyon ve hasta tabela kağıtları ile diğer raporlar getirtilmiş; ATK 2’nci İhtisas Kurulunun 24/8/2020 tarihli isteği üzerine davacı …’ın sevk edildiği Zonguldak Bülent Ecevit Üniversitesi Sağlık Uygulama ve Araştırma Merkezi Fiziksel Tıp ve Rehabilitasyon Polikliniğinde eklem açıklık derecelerini gösterir muayenesi yapılmış, hükme esas alınan ATK 2’nci İhtisas Kurulunun 22/1/2021 tarihli raporunda da tedavi sürecinde düzenlenen belgeler, raporlar ve 27/10/2020 günü çekilen akciğer grafisi de değerlendirilerek kaza tarihi itibarıyla uygulanması gereken Çalışma Gücü ve Meslekte Kazanma Gücü Kaybı Oranı Tespit İşlemleri Yönetmeliğine göre davacı …’ın maluliyetine neden olacak araza illiyetlik kurulamadığından maluliyet tayinine mahal olmadığı bildirilmiştir. Dosyaya eklenen Zonguldak Atatürk Devlet Hastanesinde düzenlenen belgeler içerisinde yer alan davacı …’ın 5/5/2009 günü yapılan toraks bilgisayarlı tomografi incelenmesinde davacı …’da sol clavicula ve scapulada deplase fraktür bulunduğu belirtilmesine rağmen ATK 2’nci İhtisas Kurulunun 22/1/2021 tarihli raporunda bu bulgulara yer verilmemiş olmakla birlikte, davacı …’ın davaya konu trafik kazası nedeniyle oluşan yaralanmasının, adı geçen davacının Zonguldak Bülent Ecevit Üniversitesi Sağlık Uygulama ve Araştırma Merkezi Fiziksel Tıp ve Rehabilitasyon Polikliniğinde yapılan muayenesi ve incelenen 27/10/2020 tarihli akciğer grafisi ile maluliyetine neden olmadığının anlaşılması karşısında, ATK 2’nci İhtisas Kurulunun 22/1/2021 tarihli raporunun hükme esas alınmasında hukuka aykırılık bulunmamaktadır.
KARAR: Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere:1-Davacı … vekilinin yukarıda esas ve karar numarası yazılı ilk derece mahkemesinin hükmüne yönelik istinaf başvurusunun, HMK’nin 353/1-b/1’inci maddesi gereğince esastan reddine,2-Harçlar Kanunu uyarınca alınması gereken 80,70 TL istinaf karar ve ilam harcı peşin alındığından bu konuda karar verilmesine yer olmadığına, 3-Davacı …’ın istinaf başvurusu nedeniyle sarf ettiği yargılama giderinin üzerinde bırakılmasına,4-İstinaf incelemesi duruşmalı yapılmadığından, vekâlet ücretine hükmedilmesine yer olmadığına, 5-İstinaf kanun yolu incelemesi için yatırılan gider avansından artan tutarın, HMK’nin 333’üncü maddesinin, 1’inci fıkrası uyarınca ilk derece mahkemesince kendiliğinden yatıran tarafa geri verilmesine,Dair, HMK’nin 361’inci maddesi uyarınca gerekçeli kararın tebliği tarihinden itibaren iki haftalık süre içerisinde, dairemize ya da bulunulan yer bölge adliye mahkemesi hukuk dairesine veya ilk derece mahkemesine verilecek dilekçeyle Yargıtayda temyiz kanun yolu açık olmak üzere oy birliğiyle karar verildi. 8/11/2022