Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.
T.C.
İSTANBUL
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
40. HUKUK DAİRESİ
TÜRK MİLLETİ ADINA
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ KARARI
DOSYA NO: 2022/1071
KARAR NO: 2022/1992
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ: İstanbul Anadolu 2. Asliye Ticaret Mahkemesi
TARİHİ: 08/03/2022
NUMARASI: 2021/17 (E) – 2022/191 (K)
DAVANIN KONUSU: Menfi Tespit
KARAR TARİHİ: 15/11/2022
Taraflar arasında görülen davada verilen ve yukarıda tarih numarası gösterilen karara karşı istinaf kanun yoluna başvurulmakla dosya incelendi;
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ: Davacı vekili, İstanbul Anadolu … İcra Müdürlüğünün … Esas sayılı dosyası üzerinden müvekkili aleyhine başlatılan takibin haksız olduğunu belirterek iptaline karar verilmesi talebinde bulunmuştur. İlk derece mahkemesince, olumsuz tespit davası açılacak yerde olumlu tespit davası açılamayacağı gerekçesiyle davanın hukuki yarar yokluğundan reddine karar verilmiştir. Karara karşı davacı vekili, davalı tarafın hiçbir dayanak belge sunmadan icra takibi başlatıp ödeme emri gönderdiğini, itiraz süresinin kaçırılmış olması nedeniyle takibin kesinleştiğini, diğer takip borçlusu hakkında açılan itirazın kaldırılması davası ile eldeki davanın birleştirilip bilirkişi incelemesine gönderilmesi gerekirken; itirazın iptali davasının karara çıkmış olması nedeniyle, birleştirme ile alakalı herhangi bir karar verilmeden ve bilirkişi incelemesi yapılmadan haklı davanın reddine karar verilmiş olmasının hukuka aykırı olduğunu, gösterilen delillerin toplanmadığını, herhangi bir araştırma yapılmadığını ve eksik inceleme ile davanın reddine karar verildiğini belirterek istinaf başvurusunda bulunmuştur. İlk derece mahkemesince, 4 nolu celsede “Dava dilekçesinin netice ve talep kısmının 3 numaralı bendinde takibe konu hasar tutarının var olup olmadığının tespitinin talep edildiği, 4 numaralı bendinde takip konusu borcun ne kadarının … sigortaya ne kadarının müvekkiline ait olduğunun tespitinin talep edildiği, 5 numaralı bendinde gerçek borç miktarının tespitinin talep edildiği, 6 numaralı bendinde borcunun olmadığının tespitinin talep edildiği, bu haliyle netice ve talep kısmının açık olmadığı” denilmek suretiyle, davacı vekilinden talebine açıklık getirmesinin istenilmesi üzerine, davacı vekili, “biz gerçek borç miktarının tespitini talep ediyoruz, eğer … Sigortanın teminatın üzerinde kalan borcu var ise biz bunu kabul edeceğiz, bu nedenle borç miktarının tespitini talep ediyoruz” şeklinde beyanda bulunmuştur. Bir hukukî ilişkinin mevcut olduğunun tespiti için açılan davaya olumlu tespit davası denir. Bu davanın, davacının varlığını ileri sürdüğü hukukî ilişkinin, davalı tarafından inkâr edilmesi halinde açılması mümkündür. Yine, görülmekte olan veya açılacak bir davada iddia veya savunma olarak ileri sürülebilecek konular için ayrı bir tespit davası açmakta hukukî yarar yoktur. Hukukî yarar, diğer dava türlerinde de olduğu üzere, dava şartıdır.Somut olayda davalı, hukukî ilişkinin varlığını inkâr etmemektedir. Davacı, davalının müteselsil sorumlu olan sigorta şirketi ile birlikte kendisi aleyhine yürütülen takibe süresinde itiraz edemediğini ve kendisi bakımından takibin kesinleştiğini belirterek, takip alacaklısına borcunun ne kadar olduğunun tespitini istemektedir. Davacının, takip nedeniyle borçlu olmadığı yönünde bir beyanı veya bu hususun tespiti (menfi tespit) istemi bulunmamaktadır. Aksine borcunun miktarının tespitini talep etmektedir. Oysa, yukarıda açıklanan ilkeler bağlamında davacının, menfi tespit talebiyle açacağı davada borç tutarının takipteki kadar olmadığının tespitini isteyebilmesi veya ödeme yaptıktan sonra haksız tahsilat yapıldığını iddia ediyor ise istirdat davası açabilmesi imkanı vardır. Özetle, eldeki davanın konusu, ileride açılabilecek bir davada iddia veya savunma olarak ileri sürülebilecek bir husustur. Bu hâlde, davacının olumlu tespit davası açmakta hukuki yararı bulunmadığından davanın da mahkemece bu gerekçeyle reddedilmesinde usul ve yasaya aykırılık bulunmadığı kabul edilmiştir.
KARAR: Yukarıda açıklanan gerekçe ile; 1-6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanununun 353/1-b/1. maddesi uyarınca davacı … vekilinin istinaf başvurusunun esastan reddine,2-Alınması gereken 80,70 TL istinaf karar harcı peşin alınmış olduğundan başkaca harç alınmasına yer olmadığına, 3-İstinafa başvuran tarafça yapılan istinaf yargılama giderlerinin kendi üzerinde bırakılmasına, 4-Artan gider ve delil avansının karar kesinleştiğinde ilgilisine iadesine,5-İstinaf incelemesi duruşmalı yapılmadığından, vekalet ücreti tayinine yer olmadığına,Dair, dosya üzerinde yapılan inceleme sonunda dava değeri (4.846,79 Euro karşılığı ilk derece mahkemesi karar tarihindeki kur üzerinden 76.433,87 TL) göz önünde bulundurulmak sureti ile 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanununun 362/1-a maddesi gereğince her iki taraf yönünden kesin olarak oy birliğiyle karar verildi. 15/11/2022