Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 40. Hukuk Dairesi 2022/1049 E. 2022/2263 K. 20.12.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
İSTANBUL
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
40. HUKUK DAİRESİ
TÜRK MİLLETİ ADINA
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ KARARI
Dosya No: 2022/1049
Karar No: 2022/2263
İncelenen Kararın
Mahkemesi: Bakırköy 2. Asliye Ticaret Mahkemesi
Tarihi: 13/01/2022
Numarası: 2018/675 (E) – 2022/16 (K)
Davanın Konusu: Maddi ve Manevi Tazminat
Karar Tarihi: 20/12/2022
Karar Yazım Tarihi: 20/12/2022
Yukarıda yazılı İlk derece mahkemesi kararına karşı istinaf kanun yoluna başvurulması üzerine, Dairemiz Heyetince yapılan müzakere sonucunda;
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ: Dava, trafik kazasından kaynaklanan maddi ve manevi tazminat istemine ilişkindir. İlk derece mahkemesince, davacının maddi tazminat davasının kabulüne, 500,00 TL maddi tazminatın davalılar … AŞ ile …’tan müştereken ve müteselsilen tahsiline, 5.000,00 TL manevi tazminatın davalı …’tan tahsiline karar verilmiştir. Bu karara karşı istinaf kanun yoluna başvuran davalı … AŞ vekili dilekçesinde özetle; sigorta kuruluşuna eksik belgeyle başvuran zarar gören kişilerin doğrudan dava yoluna gitme haklarının bulunmadığını, bu yükümlülük yerine getirilmeden doğrudan dava açılması nedeniyle 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanununun (HMK) 115’inci maddesi gereğince dava şartı yokluğu nedeniyle davanın usulden reddine karar verilmesi gerektiğini, raporda yer alan sakatlık oranının birden fazla yönetmelik hükümlerine göre düzenlenmesinin kabul edilemeyeceğini, Anayasanın 153’üncü maddesinin 5’inci fıkrası uyarınca, Anayasa Mahkemesinin iptal kararlarının geriye yürümeyeceği, bu itibarla tazminatın hesaplanmasında teknik faiz kullanılmayıp progresiv rant yöntemi ile yapılan hesaplamanın haksız zenginleşmeye neden olduğunu, sağlık gideri teminatı kapsamında olan geçici iş göremezlik tazminatından Sosyal Güvenlik Kurumunun sorumlu olduğunu belirterek ilk derece mahkemesi kararının kaldırılmasını talep etmiştir. İlk derece mahkemesine 1/3/2022 günü verdiği dilekçesiyle karara karşı istinaf başvurusunda bulunacaklarını belirten davacı vekili, gerekçeli kararın kendisine 13/4/2022 günü tebliğ edilmesine karşın istinaf nedenlerini bildiren dilekçe vermemiştir. HMK’nin 355’inci maddesi uyarınca ileri sürülen istinaf nedenleri ve kamu düzenine ilişkin konularla sınırlı biçimde yapılan incelemede: HMK’nin 341’inci maddesinin 2’nci fıkrasına göre miktar veya değeri üçbin Türk Lirasını geçmeyen malvarlığı davalarına ilişkin kararlar kesindir. Aynı Kanunun 341’inci maddesinin 4’üncü fıkrası uyarınca alacağın tamamının dava edilmiş olması durumunda, kararda asıl talebinin kabul edilmeyen bölümü üç bin Türk Lirasını geçmeyen taraf, istinaf yoluna başvuramaz. Ayrıca anılan Kanunun ek 1’inci maddesinin 1’inci fıkrasında; “200’üncü, 201’inci, 341’inci, 362’nci ve 369’uncu maddelerdeki parasal sınırlar her takvim yılı başından geçerli olmak üzere önceki yılda uygulanan parasal sınırların; o yıl için 4/1/1961 tarihli ve 213 sayılı Vergi Usul Kanununun mükerrer 298’inci maddesi hükümleri uyarınca Maliye Bakanlığınca her yıl tespit ve ilan edilen yeniden değerleme oranında artırılması suretiyle uygulanır. Bu şekilde belirlenen sınırların on Türk lirasını aşmayan kısımları dikkate alınmaz.” hükmünün yanı sıra, aynı maddenin 2’nci fıkrasında; “200’üncü ve 201’inci maddelerdeki parasal sınırların uygulanmasında hukuki işlemin yapıldığı, 341’inci, 362’nci ve 369’uncu maddelerdeki parasal sınırların uygulanmasında hükmün verildiği tarihteki miktar esas alınır.” biçiminde düzenlemeler bulunmaktadır. Bu itibarla ilk derece mahkemesinin hükmünü verdiği 2022 yılı için HMK’nin 341’inci maddesinin, 2’nci fıkrasında öngörülen istinaf başvuru sınırının, aynı Kanunun ek 1/1-2’nci maddesi uyarınca her takvim yılı başından geçerli olmak üzere yeniden değerleme oranında artırılması suretiyle hesaplandığında 8.000,00 TL olması; böylece ilk derece mahkemesi tarafından verilen 500,00 TL maddi tazminatın tahsiline ilişkin hükmün, davalı … AŞ kesin olduğunun anlaşılması karşısında, davalı … AŞ vekilinin incelenmesine yasal olanak bulunmayan maddi tazminat hükmüne yönelik istinaf dilekçesinin HMK’nin 341’inci maddesinin 2’nci fıkrası uyarınca reddine karar verilmesi gerekmiştir. Karara karşı 1/3/2022 tarihinde sunduğu süre tutum dilekçesi ile istinaf kanun yoluna başvuracaklarını belirterek, gerekçeli kararın tebliğini isteyen davacı vekili, gerekçeli kararın tebliğ edilmesine karşın, gerekçeli istinaf dilekçesini sunmamış, istinaf nedenlerini beyan etmemiştir. HMK’nin 342’nci maddesinin 3’üncü fıkrası, “İstinaf dilekçesi, başvuranın kimliği ve imzasıyla, başvurulan kararı yeteri kadar belli edecek kayıtları taşıması durumunda diğer hususlar bulunmasa bile reddolunmayıp, 355 inci madde çerçevesinde gerekli inceleme yapılır.” düzenlemesini içermektedir. Davacı vekili dilekçesinde karara karşı istinaf başvurusunda bulunacaklarını beyan etmesine ve istinaf karar ve ilam harcını yatırmasına karşın, istinaf sebeplerine yer verdiği dilekçe sunmamıştır. Bu itibarla HMK’nin 355’inci maddesi uyarınca kamu düzenine ilişkin konularla sınırlı yapılan incelemede ise kamu düzenine aykırılık oluşturacak nitelikte eksiklik saptanmamıştır.
KARAR: Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere:1-Davalı … AŞ vekilinin ilk derece mahkemesinin kararına yönelik istinaf dilekçesinin HMK’nin 352/1-b maddesi gereğince reddine,2-Davacı … vekilinin yukarıda esas ve karar numarası yazılı ilk derece mahkemesinin hükmüne yönelik istinaf başvurusunun, HMK’nin 353/1-b/1’inci maddesi gereğince esastan reddine,3-Harçlar Kanunu uyarınca alınması gereken 80,70 TL istinaf karar ve ilam harcı davacı vekili tarafından peşin ödendiğinden bu konuda karar verilmesine yer olmadığına, 4-İstinaf dilekçesinin reddine karar verilen davalı … AŞ tarafından ödenen istinaf karar ve ilam harcı ile istinaf başvuru harcının istekte bulunulması durumunda mahkemesince yatırana geri verilmesine,5-Davacı ile davalı … AŞ tarafından istinaf başvuruları nedeniyle sarf edilen yargılama giderlerinin üzerlerinde bırakılmasına,6-İstinaf incelemesi duruşmalı yapılmadığından, vekâlet ücretine hükmedilmesine yer olmadığına, 7-İstinaf kanun yolu incelemesi için yatırılan gider avansından artan tutarın, HMK’nin 333’üncü maddesinin, 1’inci fıkrası uyarınca ilk derece mahkemesince kendiliğinden yatıran taraflara ayrı ayrı geri verilmesine, Dair, dosya üzerinde yapılan inceleme sonucunda HMK’nin 362/1-a maddesi gereğince kesin olmak üzere oy birliğiyle karar verildi. 20/12/2022