Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 40. Hukuk Dairesi 2021/981 E. 2021/1929 K. 15.12.2021 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C.
İSTANBUL
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
40. HUKUK DAİRESİ
TÜRK MİLLETİ ADINA
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ KARARI
DOSYA NO: 2021/981
KARAR NO: 2021/1929
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ: İSTANBUL 7. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ: 08/03/2021
NUMARASI: 2015/423 (E) 2021/194 (K)
DAVANIN KONUSU: Tazminat (Ölüm Ve Cismani Zarar Sebebiyle Açılan Tazminat)
KARAR TARİHİ: 15/12/2021
Taraflar arasında görülen davada verilen ve yukarıda tarih numarası gösterilen karara karşı istinaf kanun yoluna başvurulmakla; re’sen dikkate alınabilecek hususlar ayrık olmak üzere istinaf talep ve gerekçeleri ile tarafların ilk derece mahkemesinde ileri sürdükleri iddia ve savunmalar esas alınmak sureti ile dosya incelendi;
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ: Davacı vekili, davalılar … ve …’ın sevk ve idaresinde bulunan araçların 29/12/2014 tarihinde karışmış olduğu trafik kazasında, araçta yolcu olarak bulunan müvekkilinin sakatlanarak malul kaldığını belirterek belirsiz alacak davası şeklinde maddi tazminatın araç sürücüsü olan davalılar ile sigorta şirketi ve …ndan tahsiline, 40.000,00 TL manevi tazminatın ise araç sürücüsü ve işleteni olan davalılardan tahsiline karar verilmesi talebinde bulunmuştur. Davalılar davanın reddini talep etmişlerdir. İlk derece mahkemesince yapılan yargılama neticesinde, benimsenen bilirkişi raporunda tespit edilen maddi tazminat, kazaya karışan araç sürücülerinin kusur oranında paylaştırmak suretiyle açılan tazminat davasının kabulüne, manevi tazminat davasının ise davalıların müteselsilen sorumluluklarına gidilmek suretiyle kısmen kabulüne karar verilmiştir. Karara karşı davalı … Şirketi vekili, davanın iş mahkemesi görevi kapsamında kaldığını, bir başka dava dosyası üzerinden alınan kusur raporuna yönelik itirazlarının dikkate alınmadan karar verilmesinin doğru olmadığını, maluliyet raporunda davacının ameliyat olmak istememesi halinin değerlendirilmediğini, raporda meslek grup numarası belirlenmeden değerlendirme yapılmasının hatalı olduğunu, pasif dönem zararının hesaplanmasının doğru olmadığını, davaya konu trafik kazasının iş kazası olduğunu, bu konuda bir inceleme yapılmadığını, manevi tazminat tutarının reddedilmesi gerektiğini, ayrıca da fahiş olduğunu, müteselsilen tahsil kararı verilmesinin hatalı olduğunu, maddi tazminata ilişkin alacaklar kusur durumuna göre ayrılırken, manevi tazminattan müteselsilen hüküm kurulmasının doğru olmadığını belirterek istinaf başvurusunda bulunmuştur. Davalı sigorta şirketi vekili, kusura ilişkin çelişkinin giderilmeden karar verilmesinin doğru olmadığını, kazanın iş kazası olması nedeniyle rücuya tabi bir ödeme yapılıp yapılmadığının araştırılmadığını, taleplerin, 01/06/2015 tarihli yeni trafik sigortası genel şartları doğrultusunda değerlendirilmediğini belirterek istinaf başvurusunda bulunmuştur. Karara karşı davalı …vekili, davacının emniyet kemerinin bulunmadığı, kasa kısmında koltuk olmayan yerde seyahat ettiğini, davacının ameliyat olmayı reddetmesinin maluliyet oranınına etkisinin araştırılmadığını, kusur durumuna ilişkin yapılan araştırmanın yeterli olmadığını, manevi tazminatın fahiş olduğunu belirterek istinaf başvurusunda bulunmuştur. Dava, trafik kazasından kaynaklı maddi ve manevi tazminat istemine ilişkindir. Davacının, yolcu olarak içerisinde bulunduğu davalı …’ın sevk ve idaresindeki … plaka sayılı araç ile davalı …’nun sevk ve idaresindeki … plakalı TIR ve dorsesinin karışmış olduğu trafik kazasında yaralanmasından mütevellit maddi ve manevi tazminat talebinde bulunulmaktadır. Davalı sigorta şirketi ile davalı … Şirketi, …’nun kullandığı aracın sigortacısı ve işleteni olup; davalı … ise davalı …’ın sevk ve idaresindeki aracın, sigortasız olması nedeniyle davada yer almaktadır. Davalı … ve …’ın karara yönelik istinaf başvurusu bulunmamakta ise de, davalıların kusura ilişkin istinaf itirazları, diğer davalılara da sirayet eder niteliktedir. Davalıların göreve ilişkin itirazlarının değerlendirilmesinde, ilk derece mahkemesince de isabetli bir şekilde tespit edildiği üzere kazanın, trafik iş kazası niteliğinde olduğu, ancak davacının, haksız fiil ve KTK’da düzenlenen işletenin sorumluluğuna dayalı olarak davasını açtığı, davacının, işvereni olan … ile aralarındaki hizmet akdinden kaynaklı işverenin gözetim borcuna aykırılık(TBK 417.md.), giderek iş güvenliğine ilişkin önlemleri almamaktan kaynaklı sorumluluğuna dayalı olarak açmış olduğu bir davasının olmadığı, dolayısıyla iş mahkemesinin görevli olduğuna dair itirazların yerinde olmadığı görülmektedir. Davacı taraf, dava ve ıslah dilekçesinde, zararın müştereken ve müteselsilen karşılanmasını talep etmiştir.Araçta yolcu olarak bulunduğundan ötürü kazanın gerçekleşmesinde kusuru bulunmadığı sabit olan davacının zararından, davalılar, 2918 sayılı KTK’nun 85, 88 ve 6098 sayılı TBK’nın 61 ve 62. maddeleri uyarınca müteselsilen sorumlu olmalarına rağmen, talep dışına çıkılmak suretiyle zararın, araç sürücülerinin kusuru oranında paylaştırılması doğru değil ise de; davacı tarafın bu yöne ilişkin istinaf başvurusu olmaması nedeniyle, bu husus, davalılar bakımından usuli kazanılmış hak haline gelmiştir. Bu durumda davalıların kusur oranlarının, kesin bir şekilde açıklığa kavuşturulması gerekmektedir. Ne var ki ilk derece mahkemesince bir başka dava dosyası üzerinden alınan kusur raporuna yönelik itirazlar değerlendirilmeden karar verildiği gibi kusura ilişkin yapılan araştırma da yeterli değildir. Diğer yandan davacının maluliyeti 11/10/2008 tarih ve 27021 sayılı Resmi Gazetede yayımlanan Çalışma Gücü ve Meslekte Kazanma Gücü Kaybı Oranı Tespit İşlemleri Yönetmeliği hükümlerinden yararlanılarak ve meslek grup numarası bildirilmemekle Grup 1 kabul olunarak hesaplama yapılmış ise de, kaza tarihi itibarıyla Maluliyet Tespit İşlemleri Yönetmeliğine göre hesaplama yapılması gerekmektedir. Bununla birlikte davacının kaza tarihi itibarıyla hangi mesleğe mensup olduğu belirlendikten sonra mesleği bildirilerek meslek grup numarası tespit edildikten sonra hesaplama yapılması ve davacının ameliyat kabul etmemesinin haklı olup olmadığı, bunun maluliyet oranınına etkisinin olup olmadığı hususunun da raporda değerlendirilmesi gerekmektedir. Bu yöne ilişkin itirazlar dikkate alınmadan eksik inceleme ile karar verilmiş olması doğru olmamıştır. Öte yandan trafik kazası aynı zamanda iş kazası olduğuna göre SGK eliyle rücuya tabi bir ödeme yapılıp yapılmadığı, davacıya gelir bağlanıp bağlanmadığı, ödeme yapılmış ve gelir bağlanmış ise bunların rücuya tabi nitelikte olup olmadığı, giderek BK’nın 52. maddesi uyarınca zarardan indirim yapılması gereken bir durum olup olmadığı hususunun araştırılmamış olması doğru olmamıştır. Bu durumda, SGK tarafından davalılar araç sürücüsü ve sigorta şirketi ile araç işletenine karşı (Marmaraereğlisi ASHM 2018/259 Esas) açılan dava dosyası üzerinden alınan 16/12/2020 tarihli kusur raporu ile davalı araç sürücülerinin mahkumiyetine dair kesinleşen (Marmaraereğlisi Asliye Ceza Mahkemesi 2015/407 E- 2019/224 Karar – İstanbul BAM 19. Ceza 2020/462 Esas – 2020/2120 Karar sayılı kararı) ceza dosyasında kabul edilen kazanın gerçekleşme biçimine ilişkin maddi vakıa da gözetilmek suretiyle davalıların, hükme esas alınan bilirkişi raporuna yönelik itirazları doğrultusunda İTÜ veya Karayolları Fen Heyetinden rapor alınması, rücuya tabi bir ödeme yapılıp yapılmadığı hususunun araştırılması, meslek grup numarası belirlenmek suretiyle maluliyet tespit işlemleri yönetmeliği kapsamında, davacının ameliyat olmak istememesi halinin maluliyet oranına etkisinin de değerlendirildiği ek rapor düzenlenmesinin istenmesi, davacının müterafik kusurunun bulunup bulunmadığı da değerlendirilerek sonucuna göre karar verilmesi amacıyla ilk derece mahkemesi kararının kaldırılmasına, davanın yeniden görülmesi için mahkemesine gönderilmesine karar vermek gerekmiştir.
KARAR:Yukarıda açıklanan gerekçe ile; 1-Davalı … Şirketi vekili, davalı …vekili ve sigorta şirketi vekili tarafından gerçekleştirilen istinaf başvurularının, 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanununun 353/1-a/6. maddesi uyarınca ayrı ayrı kabulüne, 2-Davalıların kusura ilişkin istinaf başvurularının kararı istinaf etmeyen diğer davalılara sirayeti nedeniyle ilk derece mahkemesi kararının tüm davalılar yönünden bütünüyle kaldırılmasına, 3-Davanın yeniden görülmesi için dosyanın kararı veren mahkemeye gönderilmesine, 4-Peşin yatırılan istinaf karar ve ilam harcının istinaf kanun yoluna başvurana iadesine, 5-İstinaf yargılama giderlerinin ilk derece mahkemesince yeniden verilecek kararda dikkate alınmasına, 6-Davalılar vekillerinin manevi tazminata yönelik istinaf başvurusunun kararın kaldırılması nedenine göre bu aşamada incelenmesine yer olmadığına, Dair, 6100 sayılı HMK’nun 7251/39 md. ile değişik 362/1-g maddesi gereğince her iki taraf yönünden kesin olmak üzere dosya üzerinde yapılan inceleme sonunda oybirliğiyle karar verildi. 15/12/2021