Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 40. Hukuk Dairesi 2021/934 E. 2022/1950 K. 08.11.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
İSTANBUL
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
40. HUKUK DAİRESİ
TÜRK MİLLETİ ADINA
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ KARARI
Dosya No: 2021/934
Karar No: 2022/1950
İncelenen Kararın
Mahkemesi: İstanbul 3. Asliye Ticaret Mahkemesi
Tarihi: 30/09/2020
Numarası: 2017/514 (E) – 2020/387 (K)
Davanın Konusu: Maddi ve manevi tazminat
Karar Tarihi: 8/11/2022
Yukarıda yazılı İlk derece mahkemesi kararına karşı istinaf kanun yoluna başvurulması üzerine, Dairemiz Heyetince yapılan müzakere sonucunda;
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ: Davacılar vekili dava dilekçesinde özetle; davalılardan … Sanayi AŞ’ye (eski unvanı … Sanayi Limited Şirketi) ait sürücüsü davalı …’nın yönetimindeki … plakalı otomobilin 27/2/2014 günü Büyükderece Caddesinde seyir halinde iken yolun karşısına geçmeye çalışan …’a çarparak ölümüne neden olduğunu belirterek, davacı … için 50.000,00 TL, davacı … için 50.000,00 TL, davacı … için 25.000,00 TL, davacı … için de 25.000,00 TL olmak üzere toplam 150.000,00 TL manevi tazminatın davalılar … ve … Sanayi AŞ’den müştereken ve müteselsilen tahsiline; davacı … için 500,00 TL destekten yoksun kalma tazminatı ile davacı … için 500,00 TL destekten yoksun kalma tazminatının tüm davalılardan müştereken ve müteselsilen tahsiline karar verilmesini talep etmiştir. Davalı … AŞ vekili cevap dilekçesinde toplanmasını istediği kanıtları bildirerek davanın reddini savunmuştur. Davalılar … ve … Sanayi AŞ vekili cevap dilekçesinde özetle, kazaya ölenin neden olduğunu, olayla ilgili İstanbul 37’nci Asliye Ceza Mahkemesinde görülen 2014/84 (E) sayılı davanın bekletici sorun yapılması gerektiğini, talep edilen manevi tazminatın pek aşırı olduğunu belirterek davanın reddini savunmuştur. İlk derece mahkemesince, konusuz kalan maddi tazminat davası yönünden karar verilmesine yer olmadığına; manevi tazminat talebinin kabulüne, davacı … için 10.000,00 TL, davacı … için 10.000,00 TL, davacı … için 5.000,00 TL, davacı … için de 5.000,00 TL manevi tazminatın davalılar … ve … Sanayi AŞ’den müştereken ve müteselsilen tahsil edilerek, adları geçen davacılara verilmesine hükmolunmuştur. Bu karara karşı istinaf kanun yoluna başvuran davacılar vekili dilekçesinde özetle; müvekkillerinin acılarının maddi bir bedelle teskin edilmesi mümkün olmamakla birlikte, hakkaniyet duygusuna uygun nitelikte manevi tazminata hükmedilmesi gerektiğini belirterek ilk derece mahkemesi hükmünün kaldırılmasını talep etmiştir. 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanununun (HMK) 355’inci maddesi uyarınca ileri sürülen istinaf nedenleri ve kamu düzenine ilişkin konularla sınırlı biçimde yapılan inceleme sonunda: Dava, trafik kazasından kaynaklanan destekten yoksun kalma tazminatı ve manevi tazminat istemine ilişkindir. İstanbul Teknik Üniversitesi Öğretim Üyesi bilirkişinin raporunda, olay yerindeki yaya geçidini kullanarak ve yolu kontrol ederek karşıdan karşıya geçmesi gerektiği halde yaya geçidinden 36,50 m. ileriden yoldan geçmek istediği sırada yaklaşmakta olan otomobilin mesafesini ve hızını dikkate almayan, otomobilin ilk geçiş hakkını ihlal eden ölen yaya …’un kazanın oluşumunda %75 oranında, görüşün nispeten kısıtlı olduğu gece zamanında yaya geçinin de bulunduğu seyir mahallinin koşullarını dikkate alarak hızını düşürmesi, olası yaya hareketlerine karşın hazırlıklı olması gerekirken bu hususlara uymayan, sağdan sola geçmekte olan ve sol şeride kadar ilerlemiş olan yayayı zamanında fark edemeyen ve bu nedenle etkin fren ve manevra tedbirlerini zamanında uygulayamayan davalı sürücü …’nın ise %25 oranında kusurlu olduğu belirtilmiştir. Hükme esas alınan bilirkişinin raporunda, davalı sürücü …’nın yönetimindeki otomobil ile ölen yayanın kaza sırasındaki konumları ve davalı sürücünün davranışı irdelenerek, olayın meydana gelmesine neden olan kusur oranlarının; eylemler ile sonuç arasındaki nedensellik bağını ortaya koyacak biçimde, yasal dayanaklarıyla birlikte, dosya kapsamından anlaşılan oluşa, bilimsel ölçütlere, usul ve kanuna uygun olarak saptandığının anlaşılması karşısında, HMK’nin 279’uncu maddesine uygun düzenlenen ve dosya kapsamına uygun somut olgu ve ölçütlere dayanan, yeterli gerekçeyi de taşıyan bilirkişinin kusura ilişkin raporunun hükme esas alınmasında hukuka aykırılık bulunmadığı kabul edilmiştir. 6098 sayılı Türk Borçlar Kanununun (TBK) 56’ncı maddesinin 1’inci fıkrasına göre hâkim, bir kimsenin bedensel bütünlüğünün zedelenmesi durumunda, olayın özelliklerini göz önünde tutarak, zarar görene uygun bir miktar paranın manevi tazminat olarak ödenmesine karar verebilir.Aynı maddenin 2’nci fıkrası uyarınca ağır bedensel zarar veya ölüm hâlinde, zarar görenin veya ölenin yakınlarına da manevi tazminat olarak uygun bir miktar paranın ödenmesine karar verilebilir. Bir kimsenin, hukuka aykırı bir fiil yüzünden çektiği, bedeni acılarla ruhsal üzüntüye manevi zarar denir. Manevi zarar, gerçek anlamda zarar değildir; zira malvarlığında bir azalmayı ifade etmez. Bir acının veya üzüntünün maddi zarar gibi parayla ölçülmesine olanak bulunmamaktadır. Paranın manevi zararları karşılamak üzere kullanılabilmesi, hiçbir zaman manevi kaygı geri getirip yerine koyduğu veya manevi varlığın bir bölümünün onunla değiştirilebildiği anlamını taşımaz. Paranın bu anlamda gördüğü iş kişilik hakları ve yararları zedelenen kimsenin duyduğu manevi acıyı bir dereceye kadar yumuşatıp yatıştırmakta; bozulan manevi dengeyi onarıp düzeltmekte; bir teselli, bir avunma, bir ruhsal tatmin aracı olmaktan ibarettir. Hâkimin özel halleri göz önünde tutarak manevi zarar adı ile hak sahibine verilmesine karar vereceği bir para tutarı olan manevi tazminatın miktarı adalete uygun olmalıdır. Hükmedilecek bu para, zarara uğrayanda manevi huzuru doğurmayı gerçekleştirecek tazminata benzer bir fonksiyonu olan özgün bir nitelik taşır. Bir ceza olmadığı gibi, malvarlığı hukukuna ilişkin zararın karşılanmasını da amaç edinmemiştir. O halde, bu tazminatın sınırı onun amacına göre belirlenmelidir. Takdir edilecek miktar, mevcut halde elde edilmek istenilen tatmin duygusunun etkisine ulaşmak için gerekli olan kadar olmalıdır. 22/6/1966 günlü ve 7/7 sayılı Yargıtay İçtihadı Birleştirme Kararı’nın gerekçesinde takdir olunacak manevi tazminatın tutarını etkileyecek özel hal ve şartlar da açıkça gösterilmiştir. Bunlar her olaya göre değişebileceğinden hâkim bu konuda takdir hakkını kullanırken ona etkili olan nedenleri de karar yerinde objektif ölçülere göre isabetli bir biçimde göstermelidir. Nitekim Yargıtay Hukuk Genel Kurulunun 23/6/2004 gün ve 13/291-370 sayılı kararında da vurgulandığı gibi, hâkimin bu takdir hakkını kullanırken, ülkenin ekonomik koşulları, tarafların sosyal ve ekonomik durumu, paranın satın alma gücü, tarafların kusur durumu, olayın ağırlığı, olay tarihi gibi özellikleri göz önünde tutması ve buna göre manevi tazminatın miktarını takdir edilmesi gerektiği açıkça ortadadır. Yukarıda açıklanan ilkeler ışığında, manevi tazminat zenginleşme aracı olmamakla beraber, bu yöndeki talep hakkındaki hüküm kurulurken olay sebebiyle duyulan acı ve elemin kısmen de olsa giderilmesi amaçlanmalı ve bu sebeple tarafların sosyal ve ekonomik durumları ile birlikte olayın meydana geliş şekli tarafların kusur durumları gözönünde tutularak, 4721 sayılı Türk Medeni Kanununun 4’üncü maddesinde belirtildiği gibi hak ve nesafet kuralları çerçevesinde bir sonuca varılmalıdır. Somut olay yukarıda açıklanan yasal düzenlemeler ve ilkeler ışığında değerlendirildiğinde; davacılar ile davalı sürücü …’nın dosya kapsamından anlaşılan sosyal ve ekonomik durumlarına, günün ekonomik koşullarına, olayın meydana geliş biçimine, bilirkişi raporundan anlaşılan kusur oranlarına ve olayın meydana geldiği tarihe göre, davacılar lehine hükmolunan manevi tazminatların az olduğu sonucuna ulaşılmıştır.
HÜKÜM: Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere:
A-Davacılar vekilinin istinaf başvurusunun kabulüne, yukarıda esas ve karar numarası belirtilen ilk derece mahkemesi kararının, HMK’nin 353/1-b/2’nci maddesi gereğince düzeltilerek yeniden esas hakkında karar verilmek üzere kaldırılmasına, Buna göre:1-Konusuz kaldığı anlaşılan maddi tazminat davası yönünden karar verilmesine yer olmadığına, 2-Davacı …’ın manevi tazminat davasının kısmen kabulüne, 30.000,00 TL manevi tazminatın, trafik kazasının meydana geldiği 27/2/2014 gününden itibaren işleyecek yasal faiziyle birlikte, davalılar … ve … Sanayi AŞ’den müştereken ve müteselsilen tahsil edilerek, davacı …’a verilmesine, fazlaya ilişkin istemin reddine, 3-Davacı …’ın manevi tazminat davasının kısmen kabulüne, 30.000,00 TL manevi tazminatın, trafik kazasının meydana geldiği 27/2/2014 gününden itibaren işleyecek yasal faiziyle birlikte, davalılar … ve … Sanayi AŞ’den müştereken ve müteselsilen tahsil edilerek, davacı …’a verilmesine, fazlaya ilişkin istemin reddine, 4-Davacı …’ın manevi tazminat davasının kısmen kabulüne, 20.000,00 TL manevi tazminatın, trafik kazasının meydana geldiği 27/2/2014 gününden itibaren işleyecek yasal faiziyle birlikte, davalılar … ve … Sanayi AŞ’den müştereken ve müteselsilen tahsil edilerek, davacı …’a verilmesine, fazlaya ilişkin istemin reddine, 5-Davacı …’ın manevi tazminat davasının kısmen kabulüne, 20.000,00 TL manevi tazminatın, trafik kazasının meydana geldiği 27/2/2014 gününden itibaren işleyecek yasal faiziyle birlikte, davalılar … ve … Sanayi AŞ’den müştereken ve müteselsilen tahsil edilerek, davacı …’a verilmesine, fazlaya ilişkin istemin reddine, 6-Manevi tazminat davasında, Harçlar Kanunu uyarınca alınması gereken 6,831,00 TL nispi karar ve ilam harcından peşin alınan 5,04 TL karar ve ilam harcının mahsubu ile bakiye 6.825,96‬ TL’nin davalılar … ve … Sanayi AŞ’den müştereken ve müteselsilen tahsil edilerek, Hazineye gelir kaydına,7-Maddi tazminat davası için yatırıldığı anlaşılan 450,00 TL ıslah harcının talep halinde yatıran tarafa geri verilmesine, 8-İstinaf nedeni olarak ileri sürülmediğinden ilk derece mahkemesinin hüküm fıkrası yinelenerek; a) Maddi tazminat davasında, Harçlar Kanunu uyarınca alınması gereken 54,40 TL karar ve ilam harcından peşin alınan 5,04 TL karar ve ilam harcının mahsubu ile bakiye 49,36‬ TL’nin davalılardan müştereken ve müteselsilen tahsil edilerek, Hazineye gelir kaydına, b) Maddi tazminat davası yönünden ilk derece mahkemesinin karar tarihi itibarıyla yürürlükte bulunan Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi (AAÜT) uyarınca belirlenen 3.400,00 TL maktu vekâlet ücretinin davalılardan müştereken ve müteselsilen tahsil edilerek, davacılara verilmesine, 9-Dairemiz karar tarihinde yürürlükte bulunan AAÜT’nin 10’uncu maddesinin 1’inci fıkrası ve 13’üncü maddesinin 1’inci fıkrası uyarınca kabulüne karar verilen manevi tazminat miktarına göre hesaplanan 9.2000,00 TL maktu vekâlet ücretinin davalılar … ve … Sanayi AŞ’den müştereken ve müteselsilen tahsil edilerek, vekille temsil edilen davacı …’a verilmesine, 10-Dairemiz karar tarihinde yürürlükte bulunan AAÜT’nin 10’uncu maddesinin 1’inci fıkrası ve 13’üncü maddesinin 1’inci fıkrası uyarınca kabulüne karar verilen manevi tazminat miktarına göre hesaplanan 9.2000,00 TL maktu vekâlet ücretinin davalılar … ve … Sanayi AŞ’den müştereken ve müteselsilen tahsil edilerek, vekille temsil edilen davacı …’a verilmesine, 11-Dairemiz karar tarihinde yürürlükte bulunan AAÜT’nin 10’uncu maddesinin 1’inci fıkrası ve 13’üncü maddesinin 1’inci fıkrası uyarınca kabulüne karar verilen manevi tazminat miktarına göre hesaplanan 9.2000,00 TL maktu vekâlet ücretinin davalılar … ve … Sanayi AŞ’den müştereken ve müteselsilen tahsil edilerek, vekille temsil edilen davacı …’a verilmesine,12-Dairemiz karar tarihinde yürürlükte bulunan AAÜT’nin 10’uncu maddesinin 1’inci fıkrası ve 13’üncü maddesinin 1’inci fıkrası uyarınca kabulüne karar verilen manevi tazminat miktarına göre hesaplanan 9.2000,00 TL maktu vekâlet ücretinin davalılar … ve … Sanayi AŞ’den müştereken ve müteselsilen tahsil edilerek, vekille temsil edilen davacı …’a verilmesine, 13-Dairemiz karar tarihinde yürürlükte bulunan AAÜT’nin 10’uncu maddesinin 1’inci fıkrası ile 13’üncü maddesinin 1’inci fıkrası uyarınca reddine karar verilen manevi tazminat miktarına göre belirlenen 9.200,00 TL maktu vekâlet ücretinin, davacı …’tan tahsil edilerek, vekille temsil edilen davalılar … ve … Sanayi AŞ’ye verilmesine, 14-Dairemiz karar tarihinde yürürlükte bulunan AAÜT’nin 10’uncu maddesinin 1’inci fıkrası ile 13’üncü maddesinin 1’inci fıkrası uyarınca reddine karar verilen manevi tazminat miktarına göre belirlenen 9.200,00 TL maktu vekâlet ücretinin, davacı …’tan tahsil edilerek, vekille temsil edilen davalılar … ve … Sanayi AŞ’ye verilmesine,15-Dairemiz karar tarihinde yürürlükte bulunan AAÜT’nin 10’uncu maddesinin 1’inci fıkrası ile 13’üncü maddesinin 1’inci ve 2’nci fıkraları uyarınca reddine karar verilen manevi tazminat miktarına göre belirlenen 5.000,00 TL maktu vekâlet ücretinin, davacı …’tan tahsil edilerek, vekille temsil edilen davalılar … ve … Sanayi AŞ’ye verilmesine,16-Dairemiz karar tarihinde yürürlükte bulunan AAÜT’nin 10’uncu maddesinin 1’inci fıkrası ile 13’üncü maddesinin 1’inci ve 2’nci fıkraları uyarınca reddine karar verilen manevi tazminat miktarına göre belirlenen 5.000,00 TL maktu vekâlet ücretinin, davacı …’tan tahsil edilerek, vekille temsil edilen davalılar … ve … Sanayi AŞ’ye verilmesine,17-Davacılar tarafından sarf edilen 520,80 TL posta ve tebligat gideri, 1.800,00 TL bilirkişi rapor gideri olmak üzere toplam 2.320,8‬0 TL yargılama giderinin, davanın kabul ve ret (% 58,88 kabul, % 43,12‬ ret) oranına göre hesaplanan 1.366,01 TL’sinin davalılar … ve … Sanayi AŞ’den müştereken ve müteselsilen tahsil edilerek davacılara verilmesine, kalan yargılama giderinin davacılar üzerinde bırakılmasına, 18-Harcanmayan gider avansının HMK’nin 333/1’inci maddesi uyarınca ilk derece mahkemesince kendiliğinden yatıran tarafa geri verilmesine,
B-İstinaf incelemesi bakımından; 1-Davacılar tarafından peşin yatırılan istinaf karar ve ilam harçlarının, talep halinde ilk derece mahkemesi tarafından geri verilmesine, 2-İstinaf kanun yolu incelemesi aşamasında davacılar tarafından sarf edilen 109,00 TL posta gideri, 648,40 TL istinaf başvuru harcı olmak üzere toplam 757,40 TL yargılama giderinin, davalılar … ve … Sanayi AŞ’den müştereken ve müteselsilen tahsil edilerek davacılara verilmesine,3-İstinaf incelemesi duruşmalı yapılmadığından, vekâlet ücretine hükmedilmesine yer olmadığına, 4-İstinaf kanun yolu incelemesi için yatırılan gider avansından artan tutarın, HMK’nin 333’üncü maddesinin, 1’inci fıkrası uyarınca ilk derece mahkemesince, kendiliğinden yatıran tarafa geri verilmesine,Dair, dosya üzerinde yapılan inceleme sonucunda HMK’nin 362/1-a maddesi gereğince kesin olmak üzere oy birliğiyle karar verildi. 8/11/2022