Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 40. Hukuk Dairesi 2021/833 E. 2022/644 K. 05.04.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
İSTANBUL
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
40. HUKUK DAİRESİ
TÜRK MİLLETİ ADINA
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ KARARI
DOSYA NO: 2021/833
KARAR NO: 2022/644
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ: İSTANBUL ANADOLU 1. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ: 12/11/2020
NUMARASI: 2015/865 (E) – 2020/640 (K)
DAVANIN KONUSU: Maddi ve manevi tazminat
Birleşen İstanbul Anadolu 9’uncu Asliye Ticaret Mahkemesinin 2019/152 (E) sayılı dosyası:
DAVANIN KONUSU: Tazminat
KARAR TARİHİ: 05/04/2022
Yukarıda yazılı İlk derece mahkemesi kararına karşı istinaf kanun yoluna başvurulması üzerine, Dairemiz Heyetince yapılan müzakere sonucunda;
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ: İstanbul Anadolu 1’inci Asliye Ticaret Mahkemesinin 2015/865 (E) sayılı asıl dava dosyasında: Davacılar vekili dava dilekçesinde özetle; davalıya Zorunlu Mali Sorumluluk Sigortası (ZMSS) poliçesiyle sigortalı dava dışı …’ın yönetimindeki … plakalı otomobilin müvekkili davacı …’ın yönetimindeki motosiklete çarpması sonucu meydana gelen trafik kazası sonucu müvekkilleri davacıların yaralandığını belirterek, belirsiz alacak davası niteliğinde her bir davacı için ayrı ayrı 5.000,00 TL maddi tazminatın davalıdan tahsiline karar verilmesini talep etmiş; 17/8/2020 günü Ulusal Yargı Ağı Bilişim Sistemi (UYAP) vasıtasıyla sunduğu dilekçeyle 2.500,00 TL sürekli iş göremezlik, 1.000,00 TL geçici iş göremezlik, 1.500,00 TL bakcı gideri tazminatı biçiminde açıkladığı maddi tazminat taleplerini, sürekli iş göremezlik tazminatı talebini 120.120,63 TL’ye, geçici iş göremezlik tazminatı talebini 8.141,86 TL’ye, bakcı gideri tazminatını ise 10.343,25 TL’ye yükseltmiştir. Davalı vekili cevap dilekçesinde davanın reddini savunmuştur. Birleşen İstanbul Anadolu 9’uncu Asliye Ticaret Mahkemesinin 2019/152 (E) sayılı dava dosyasında: Davacı … vekili dava dilekçesinde özetle; müvekkili davacının dava dışı …’ın yönetimindeki … plakalı araç ile …’ın yönetimindeki … plakalı aracın çarpışması sonucu meydana gelen kazada sakat kaldığını belirterek, belirsiz alacak davası niteliğinde 5.000,00 TL maddi tazminatın davalıdan tahsiline karar verilmesini talep etmiştir. Davalı vekili cevap dilekçesinde, davaya konu tazminat bedelinin ödendiğini belirterek davanın reddini savunmuştur. İlk derece mahkemesince, İstanbul Anadolu 1’inci Asliye Ticaret Mahkemesinin 2015/865 (E) sayılı asıl davada davacı …’ın açtığı davanın feragat nedeniyle reddine, davacı …’ın davasının kabulüne, sürekli iş göremezlik, geçici iş göremezlik ve bakıcı gideri olmak üzere toplam 110.884,59 TL tazminatın davalı sigortadan alınarak davacıya verilmesine; birleşen İstanbul Anadolu 9’uncu Asliye Ticaret Mahkemesinin 2019/152 (E) – 2019/992 (K) sayılı davasının 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanununun (HMK) 114/ı maddesi uyarınca reddine karar verilmiştir. Bu karara karşı istinaf kanun yoluna başvuran … Sigorta AŞ vekili dilekçesinde özetle; davaya konu tazminat bedelinin davacı … vekili Av. …’ya 28/11/2016 günü ödendiğini, yapılan ödeme sonucu davacı tarafın davadan feragat ettiğini belirterek ilk derece mahkemesi kararının kaldırılmasını talep etmiştir. Davacı … vekili istinaf başvuru dilekçesinde özetle; kazanın meydana gelmesinde davalıya sigortalı araç sürücüsünün %100 kusurlu olduğunun bilirkişi raporuyla sabit hale geldiğini, dolayısıyla kazanın gerçekleşmesinde hiçbir kusuru bulunmayan müvekkilinin uğradığı maddi zarardan müterafik kusur nedeniyle indirim yapılmasının hukuka aykırı olduğunu, davalı tarafın cevap dilekçesinde veya aşamalarda müterafik kusur indirimi yapılması gerektiğine yönelik savunmada bulunmadığını, ilk derece mahkemesinin müterafik kusura esas aldığı hususların gerçeği yansıtmadığını belirterek ilk derece mahkemesi kararının kaldırılmasını talep etmiştir. 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanununun (HMK) 355’inci maddesi kapsamında ileri sürülen istinaf nedenleri ve kamu düzenine ilişkin konularla sınırlı yapılan inceleme sonunda: Dava, trafik kazasından kaynaklanan bedensel zarar tazminatı istemine ilişkindir. Davaya son veren taraf işlemlerinden olan feragat, davacının talep sonucundan kısmen veya tamamen vazgeçmesidir. Aynı biçimde davaya son veren taraf işlemlerinden olan sulh ise bir davanın taraflarının, karşılıklı anlaşma ile yani bir sözleşme ile dava konusu uyuşmazlığa son vermeleridir. HMK’nin 74’üncü maddesi uyarınca açıkça yetki verilmemiş ise vekil; sulh olamaz, karşı tarafı ibra ve davasını kabul edemez, davadan feragat edemez. Davalı … AŞ vekilinin istinaf başvuru dilekçesi ekinde sunduğu Av. …’nın “Makbuz ve İbraname” başlıklı onaysız tıpkıçekim belgede; … Sigorta AŞ nezdinde ZMSS poliçesiyle temin olunan … plakalı aracın 20/6/2014 tarihinde kusurlu olarak karıştığı trafik kazasının neden olduğu zararın giderimi amacıyla kaza sonucu malul kalan …’ın … Sigorta AŞ’ye karşı İstanbul Anadolu 1’inci Asliye Ticaret Mahkemesinin 2015/865 (E) sayılı davası ile talep ettiği maluliyet, bakıcı gideri ve diğer tüm maddi tazminatlar sebebiyle hesaplanan maddi tazminat miktarı ve borcun diğer ferileri (faiz, yargılama gideri ve vekâlet ücreti) dahil olmak üzere toplam bedelin 49.000,00 TL (38.762,00 TL asıl alacak, 4.554,00 TL faiz, 4.613,00 TL vekâlet ücreti, 1.071,00 TL yargılama gideri) olduğu konusunda mutabakata varıldığı ve işbu bedelin … Sigorta AŞ’den tamamen tahsil edildiği, bu ödeme nedeniyle davalı … AŞ’nin ve araç sürücüsünün maddi tazminatla ilgili başkaca bir sorumluluğunun kalmayacağını, hasara, hasar dosyasına ve poliçeye konu alacakları yönünden, fazlaya ilişkin ve/veya faiz talebi, asli ve ferileri kapsamında ve sair herhangi başkaca bir nam altında da bir hak ve taleplerinin olmadığını, olmayacağını, maddi tazminat yönünden … Sigorta AŞ’ye sigortalı ve araç sürücüsüne karşı herhangi bir itiraz, defi ve her ne nam altında olursa olsun herhangi bir talep, dava ileri sürülmeyeceğini ve açılmış olan İstanbul Anadolu 1’inci Asliye Ticaret Mahkemesinin 2015/865 (E) sayılı dosyasında maddi tazminat yönünden … Sigorta AŞ lehine feragat edeceklerini kabul, beyan ve taahhüt ettiklerini, fazlaya ilişkin hak, haklarından feragat ettiklerini kabul beyan ve imza ettiklerini ibarelerini taşıdığı; hükme esas alınan aktüerya uzmanı bilirkişi raporunda, davalı … AŞ tarafından 28/11/2016 tarihinde davacı …’a ödenen 38.762,00 TL’nin, güncellenmiş değeri 51.743,81 TL olarak belirlenip, sürekli iş göremezlik tazminatından mahsup edildiği, buna göre davacı …’ın sürekli iş göremezlik maddi zararının 120.120,63 TL olarak hesaplandığı anlaşılmıştır. Davacı … vekili Av. … tarafından dava dilekçesi ekinde sunulan Kadıköy … Noterliğinde 5/3/2015 günü … yevmiye numarasıyla düzenlenen vekâletnamede adı geçen davacı tarafından vekil olarak atanan Av. …’ya sulh ve davadan feragat yetkisi verilmediği anlaşılmaktadır. Bu itibarla Av. …’nın UYAP vasıtasıyla 23/3/2018 ve 8/10/2018 tarihlerinde gönderdiği dilekçelerle davacı … yönünden davadan feragat ettiklerine, 16/2/2017 tarihli 4’üncü duruşmada davacı …’ın taleplerine ilişkin davalı tarafla sulh olduklarına ilişkin beyanları hukuki değerden yoksun olduğu gibi, davalı … AŞ vekili tarafından sunulan ve vekâletnamesinde sulh, ibra ve davadan feragat yetkisi bulunmayan Av. …’nın imzasını taşıyan 22/11/2016 tarihli “Makbuz ve İbraname” başlıklı belge de makbuz niteliğinde olduğundan, davacı …’ın davasının ibra veya feragat nedeniyle reddine karar verilmemesinde isabetsizlik bulunmamaktadır. Zararın meydana gelmesinde veya artmasında zarar görenin de kusurunun bulunması halinde söz konusu olan müterafik kusur 6098 sayılı TBK’nin 52’nci maddesinde düzenlenmiştir. Buna göre zarara uğrayan, zarar doğuran eyleme razı olmuş veya kendisinin sebep olduğu hal ve şartlar zararın meydana gelmesine etki yapmış veya tazminat ödevlisinin durumunu diğer bir surette ağırlaştırmış ise, hâkim tazminat miktarını hafifletebilir. Müterafik kusur indiriminde her somut olayın özelliğine göre olayın meydana geliş tarzı ve zararın artmasında zarar görenin kusurlu davranışının sonuca etkisi değerlendirilerek uygun oranda bir indirim yapılmasını gerektirir ve zarar görenin müterafik kusurunun tespiti halinde 6098 sayılı TBK’nin 52’nci maddesi uyarınca tazminattan uygun bir indirim yapılması, gerek öğretide gerekse Yargıtay’ın süreklilik kazanan kararlarında benimsenmiş ve yerleşmiş bulunmaktadır. Yolcunun istiap haddi aşılarak seyahat etmesi, sürüş ve trafik akışı kusurlarından değildir. Birlikte (müterafik) kusur indirimi yapılabilmesi için yaralanmadan kaynaklanan zararın artmasında istiap haddinin aşılmasının etkisinin olması gerekir. Somut olayda, davalı … AŞ’ye ZMSS poliçesiyle sigortalı dava dışı …’ın yönetimindeki … plakalı otomobilin şerit ihlali yaparak sol arka tekerlek-çamurluk bölümü ile karşı yönden gelen davacı sürücü …’ın yönetimindeki … plakalı motosiklete çarptığı, bu olay nedeniyle motosiklet sürücüsü davacı sürücü … ile motosiklette yolculuk yapan davacı … ve dava dışı …’ın yaralandıkları; kolluk tarafından düzenlenen “ölümlü/yaralanmalı Trafik Kazası Tespit Tutanağı” içeriğinde davacı …’ın kask takıp takmadığının belirsiz olarak işaretlendiği; kusura ilişkin bilirkişi raporunda ise trafik kazasına sevk ve idare hatası yaparak şerit ihlali yapan dava dışı …’ın %75 oranında kusuruyla neden olduğu bildirilmiştir. Yukarıda açıklandığı gibi kask takmadığı kanıtlanmayan davacı …’ın 20/6/2014 günü meydana gelen trafik kazası sonucu maluliyetine neden olan yaralanmasının, Adli Tıp Kurumu 2’nci İhtisas Kurulu tarafından düzenlenen raporda “sol suprakondiler eklem içi parçalı femur kırığı” biçiminde gerçekleştiği belirtilmiştir. Bu itibarla davacı …’ın kucağında kızı … ile birlikte motosiklete binmesinin trafik kazasından kaynaklanan yaralanma ile oluşan zararı artırıcı nitelik taşımadığı, diğer bir anlatımla olay anında davacı …’ın kucağında kızı … bulunmasa dahi motosikletten düşmesi ile femur kırığının gerçekleşeceğinin anlaşılması karşısında, somut olayda birlikte (müterafik) kusur nedeniyle indirim yapılması koşullarının oluşmadığı gözetilmeden, hükmolunan tazminattan %20 oranında birlikte (müterafik) kusur indirimi yapılması isabetli olmamıştır.
HÜKÜM: Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere: A-Davalı … AŞ vekilinin, yukarıda esas ve karar numarası belirtilen ilk derece mahkemesinin hükmüne yönelik istinaf başvurusunun, HMK’nin 353/1-b/1’inci maddesi gereğince esastan reddine, B-Davacı … vekilinin istinaf başvurusunun kabulüne, yukarıda esas ve karar numarası belirtilen ilk derece mahkemesinin kararının, HMK’nin 353/1-b/2’nci maddesi gereğince düzeltilerek yeniden esas hakkında karar verilmek üzere kaldırılmasına, Buna göre: a-İstanbul Anadolu 1’inci Asliye Ticaret Mahkemesinin 2015/865 (E) sayılı davasında; 1-Davacı … tarafından davalı … AŞ aleyhine açılan davanın feragat nedeniyle reddine, 2-Davacı …’ın davasının kabulüne, 8.141,86 TL geçici iş göremezlik tazminatının, dava tarihinden itibaren işleyecek yasal faiziyle birlikte davalı sigortadan alınarak adı geçen davacıya verilmesine, 3-Davacı …’ın davasının kabulüne, 10.343,25 TL bakıcı gideri tazminatının, dava tarihinden itibaren işleyecek yasal faiziyle birlikte davalı sigortadan alınarak adı geçen davacıya verilmesine, 4-Davacı …’ın davasının kabulüne, 120.120,63 TL sürekli iş göremezlik tazminatının, dava tarihinden itibaren işleyecek yasal faiziyle birlikte davalı sigortadan alınarak adı geçen davacıya verilmesine, 5-Harçlar Kanunu uyarınca alınması gereken 9.468,15 TL nispi karar ve ilam harcından peşin alınan 34,16 TL karar ve ilam harcı ile ıslah harcı olarak alınan 457,00 TL olmak üzere toplam 491,16 TL karar ve ilam harcının mahsubu ile bakiye 8.976,99‬ TL karar ve ilam harcının davalıdan tahsili ile Hazineye gelir kaydına, 6-Dairemiz karar tarihinde yürürlükte bulunan Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi (AAÜT) uyarınca kabulüne karar verilen maddi tazminat miktarına göre hesaplanan 17.117,55 TL nispi vekâlet ücretinin davalıdan tahsil edilerek, davacı …’a verilmesine, 7-İstinaf nedeni olarak ileri sürülmediğinden inceleme dışı kalan ilk derece mahkemesi kararı yinelenerek, davacı …’ın davasının reddi kararı yönünden, adı geçen davacı ile davalı … AŞ’nin yargılama gideri ve vekâlet ücreti talepleri bulunmadığından, yargılama gideri ile vekâlet ücreti takdirine yer olmadığına, 8-Hükmolunan harçtan mahsubuna karar verilen 491,16 TL karar ve ilam harcının davalıdan tahsili ile davacı …’a verilmesine, 9-Davacı … tarafından sarfedilen 1.313,27 TL posta ve tebligat gideri, 1.500,00 TL bilirkişi ücreti olmak üzere toplam 2.813,27 TL yargılama giderinin davalıdan tahsili ile, davacı …’a verilmesine, 10-Harcanmayan gider avansının HMK’nin 333/1’inci maddesi uyarınca ilk derece mahkemesince kendiliğinden yatıran tarafa geri verilmesine, b-Birleşen İstanbul 9’uncu Asliye Ticaret Mahkemesinin 2019/150 (E) – 2019/992 (K) sayılı davasında, istinaf kanun yoluna başvurulmaması nedeniyle inceleme dışı kalan ilk derece mahkemesi kararı yinelenerek; 1-Davacı … tarafından davalı … AŞ’ye karşı açılan davanın HMK’nin 114/ı maddesi uyarınca reddine, 2-Harçlar Kanunu uyarınca alınması gereken 54,40 TL karar ve ilam harcının davacıdan alınarak Hazineye gelir kaydına, 3-İlk derece mahkemesinin karar tarihinde yürürlükte bulunan AAÜT uyarınca hesaplanan 3.400,00 TL vekâlet ücretinin davacıdan alınarak davalıya verilmesine,
B-İSTİNAF İNCELEMESİ BAKIMINDAN; 1-Davacı tarafından peşin olarak yatırılan istinaf karar harcının, istem halinde ilk derece mahkemesi tarafından geri verilmesine, 2-Harçlar Kanunu uyarınca alınması gereken 7.574,52 TL istinaf kanun yolu karar ve ilam harcından, peşin alınan 2.200,00 TL karar ve ilam harcının mahsubu ile bakiye 5.374,52‬ TL istinaf karar ve ilam harcının davalı … AŞ’den tahsili ile Hazineye verilmesine, 3-İstinaf kanun yolu incelemesi nedeniyle davacı … tarafından sarf edilen posta gideri 37,90 TL, 162,10 TL istinaf kanun yolu başvurma harcı olmak üzere toplam 200,00 TL yargılama giderinin davalıdan tahsil edilerek davacıya verilmesine, 4-İstinaf incelemesi duruşmalı yapılmadığından, vekâlet ücretine hükmedilmesine yer olmadığına, 5-İstinaf kanun yolu incelemesi için yatırılan gider avansından artan tutarın, HMK’nin 333’üncü maddesinin, 1’inci fıkrası uyarınca ilk derece mahkemesince kendiliğinden yatıran tarafa geri verilmesine, Dair dosya üzerinde yapılan inceleme sonucu, HMK’nin 361’nci maddesi uyarınca gerekçeli kararın tebliği tarihinden itibaren iki haftalık süre içerisinde, dairemize ya da bulunulan yer bölge adliye mahkemesi hukuk dairesine veya ilk derece mahkemesine verilecek dilekçeyle Yargıtayda temyiz kanun yolu açık olmak üzere oy birliğiyle karar verildi. 05/04/2022