Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 40. Hukuk Dairesi 2021/83 E. 2023/658 K. 25.04.2023 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C.
İSTANBUL
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
40. HUKUK DAİRESİ
TÜRK MİLLETİ ADINA
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ KARARI
Dosya No: 2021/83
Karar No: 2023/658
İncelenen Kararın
Mahkemesi: İstanbul 2. Asliye Ticaret Mahkemesi
Tarihi: 30/09/2020
Numarası: 2018/349 2020/372
Davanın Konusu: Maddi Tazminat
Karar Tarihi: 25/4/2023
Yukarıda yazılı İlk derece mahkemesi kararına karşı istinaf kanun yoluna başvurulması üzerine, Dairemiz Heyetince yapılan müzakere sonucunda;
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; davacının yolcu olarak bulunduğu sigortası bulunmayan dava dışı … adındaki kişinin yönetimindeki … plakalı aracın, sürücüsünün direksiyon hakimiyetini kaybetmesi nedeniyle dava dışı …’in yönetimindeki … plakalı çekiciye çarpması sonucu meydana gelen kazada, davacının yaralandığını belirterek belirsiz alacak davası niteliğinde geçici ve sürekli iş gücü kaybı nedeniyle 1.000,00 TL maddi tazminatın davalıdan tahsiline karar verilmesini talep etmiş; 8/7/2020 günü sunduğu dilekçe ile de talep ettiği tazminat tutarını, 3.043,79 TL geçici iş göremezlik, 21.193,94 TL sürekli iş göremezlik tazminatı olarak toplam 24.237,73 TL’ye yükseltmiştir. Davalı vekili cevap dilekçesinde davanın reddini savunmuştur. İlk derece mahkemesince, davanın kabulüne, 3.043,79 TL geçici iş göremezlik, 21.193,94 TL sürekli iş göremezlik tazminatı olmak üzere toplam 24.237,73 TL maddi tazminatın davalıdan alınarak davacıya verilmesine karar verilmiştir. Bu karara karşı istinaf kanun yoluna başvuran davalı vekili dilekçesinde özetle; dava açılmadan önce …’na yöntemine uygun biçimde başvurulmadığını, Sağlık Bakanlığı tarafından yetkilendirilen sağlık kuruluşlarından erişkinler hakkında yönetmelik hükümlerine göre düzenlenmiş raporun hükme esas alınması gerektiğini, müvekkilinin geçici iş göremezlik yönünden sorumluluğunun bulunmadığını, Sosyal Güvenlik Kurumu tarafından geçici iş göremezlik ödemesi yapılıp yapılmadığının araştırılması gerektiğini belirterek, ilk derece mahkemesi kararının kaldırılmasını talep etmiştir. Davacı vekili istinaf başvuru dilekçesinde özetle; Anayasa Mahkemesinin 9/10/2020 tarihli Resmi Gazete’de yayımlanan iptal kararı uyarınca müvekkilinin sakatlık oranının Çalışma Gücü ve Meslekte Kazanma Gücü Kaybı Oranı Tespit İşlemleri Yönetmeliğine göre belirlenmesi; Çalışma ve Meslekte Kazanma Gücü Kaybı Oranı Tespit İşlemleri Yönetmeliği hükümlerine göre alınacak maluliyet raporundan sonra Anayasa Mahkemesinin iptal kararına dayalı olarak PMF Yaşam Tablosunda öngörülen bakiye ömür tespit edilip %10 artırma ve iskonto tekniğinin kullanılması suretiyle hesap yapılması gerektiğini ileri sürerek, ilk derece mahkemesi kararının kaldırılmasını talep etmiştir. 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanununun (HMK) 355 inci maddesi uyarınca ileri sürülen istinaf nedenleri ve kamu düzenine ilişkin konularla sınırlı biçimde yapılan inceleme sonunda:Dava, trafik kazasından kaynaklanan bedensel zarar tazminatı istemine ilişkindir.Davacı … vekilinin ekinde Kaza Tespit Tutanağı, İstanbul Üniversitesi İstanbul Tıp Fakültesinden alınan raporlar ile Haseki Eğitim Araştırma Hastanesinden alınan raporlarla birlikte dava açmadan önce davalı …na 26/3/2018 günü ulaşan dilekçe ile başvurduğu, eldeki davanın ise 19/4/2018 tarihinde açıldığının; Sosyal Güvenlik Kurumu (SGK) Esenyurt Sosyal Güvenlik Merkezi tarafından davacıya herhangi bir gelir bağlanmadığından peşin sermaye değerine ilişkin tablo çıkarılmadığının bildirilmesi karşısında, davalı … vekili tarafından dilekçede ileri sürülen bu konuya ilişkin istinaf nedenleri yerinde görülmemiştir. 25/2/2011 tarihli Resmi Gazetede yayımlanarak yürürlüğe giren 13/2/2011 gün ve 6111 sayılı Bazı Alacakların Yeniden Yapılandırılması ile Sosyal Sigortalar ve Genel Sağlık Sigortası Kanunu ve Diğer Bazı Kanun ve Kanun Hükmünde Kararnamelerde Değişiklik Yapılması Hakkında Kanunun 59 uncu maddesiyle değiştirilen KTK 98 inci maddesinde trafik kazaları nedeniyle üniversitelere bağlı hastaneler ve diğer resmi ve özel sağlık kuruluşlarının sundukları sağlık hizmet bedellerinin kazazedenin sosyal güvencesi olup olmadığına bakılmaksızın SGK tarafından karşılanacağı öngörülmüştür. Motorlu aracın işletilmesinden kaynaklanan kaza nedeniyle zarar görenlerin tedavisi için ödenen giderleri zorunlu olarak teminat altına alan zorunlu mali sorumluluk sigortası poliçesini düzenleyen sigorta şirketleri ile işleten ve sürücünün yasadan ve sözleşmeden doğan bu yükümlülükleri 6111 sayılı Kanun ile getirilen düzenleme ile sona erdirilmiş bulunmaktadır. Diğer bir anlatımla KTK’nin 98 inci maddesinde belirtilen tedavi giderleri yönünden sorumluluk davalı SGK’ye geçmiştir.Bununla birlikte hemen belirtmek gerekir ki, davalı Sosyal Güvenlik Kurumu, 6111 sayılı Kanun ile değiştirilen KTK’nin 98 inci maddesi uyarınca, tüm tedavi giderlerinden değil, ancak söz konusu madde kapsamında kalan tedavi giderlerinden sorumludur. Belgeye dayanmayan tedavi giderleri (geçici iş göremezlik, bakıcı gideri, tedavi yol gideri vb.) 6111 sayılı Kanun kapsamında değildir.Diğer yandan; her ne kadar 1/6/2015 günü yürülüğe giren Karayolları Motorlu Araçlar Zorunlu Mali Sorumluluk Sigortası Genel Şartları’nın A.5.b. maddesinde, tedavi süresine ilişkin geçici bakıcı gideri ve geçici iş göremezlik zararının sağlık giderleri teminatı kapsamında olduğu ve bu teminatın da SGK’nin sorumluluğunda olduğu, bu nedenle sigorta şirketlerinin sorumluluğunun bulunmadığı açıklanmış ise de; 6111 sayılı Kanun ile değiştirilen KTK’nin 98 inci maddesinde SGK tarafından karşılanacak tedavi giderleri arasında, geçici işgöremezlik, bakıcı gideri ile belgesiz tedavi gideri tazminatı gibi belgesiz tedavi gideri sayılmamıştır. Bu durumda, SGK’nin sorumluluğu alt norm düzeyindeki genel şartlar ile genişletilemiyeceğinden, sözü geçen ilgili genel şart hükmünün uygulanma yeteneği bulunmamaktadır.Bu durumda belgeli olmayan tedavi giderleri ile geçici iş göremezlikten kaynaklanan zarardan SGK sorumlu olmayıp zorunlu mali sorumluluk sigortası poliçesini düzenleyen sigorta şirketi, ZMSS poliçesi düzenlenmemiş ise … ile araç işleteni ve sürücüsünün sorumluluğu devam ettiğinden, davalı … vekilinin bu konuda ileri sürdüğü istinaf nedeni yerinde görülmemiştir. (Aynı yönde Yargıtay 4 üncü Hukuk Dairesi 2021/11627 (E) – 2022/6346 (K) sayılı kararı ve benzer nitelikteki diğer kararları) Somut uyuşmazlıkta Adli Tıp Kurumu İkinci İhtisas Kurulunun 30/9/2019 gün ve 21278 sayılı raporunda davacı …’ın 23/2/2018 günü geçirdiği trafik kazasına bağlı yaralanmasının Özürlülük Ölçütü, Sınıflandırması ve Özürlülere Verilecek Sağlık Kurul Raporları Hakkında Yönetmelik hükümlerine göre değerlendirildiğinde tüm vücut engellilik oranını %4 olduğu, iyileşme süresinin olay tarihinden itibarene 3 aya kadar uzayabileceği bildirilmiş; aktüerya hesap uzmanı bilirkişi raporunda ise, sürekli sakatlık oranı %4 kabul edilen davacının kalan ömrü TRH-2010 Yaşam Tablosuna göre belirlenmiş, sürekli sakatlık tazminatı da “Devre Başı Ödemeli Belirli Süreli Rant” formülü esas alınarak %1,8 teknik faiz (iskonto oranı) uygulanarak hesaplanmıştır. TBK’nin 54 üncü maddesi kapsamında açılan davalarda, maddede öngörülen meslekte kayıp oranının belirlenmesinde yargısal uygulamalarda, kaza tarihi itibarıyla ayırım yapılarak kaza tarihi 11/10/2008 tarihinden önce ise Sosyal Sigorta Sağlık İşlemleri Tüzüğü, 11/10/2008 tarihi ile 01/9/2013 tarihleri arasında Çalışma Gücü ve Meslekte Kazanma Gücü Kaybı Oranı Tespit İşlemleri Yönetmeliği, 1/9/2013-1/6/2015 tarihleri arası Maluliyet Tespiti İşlemleri Yönetmeliği, 1/6/2015-20/2/2019 tarihleri arası Özürlülük Ölçütü, Sınıflandırması ve Özürlülere Verilecek Sağlık Kurul Raporları Hakkında Yönetmelik, 20/2/2019 tarihinden sonra Erişkinler İçin Engellilik Değerlendirmesi Hakkında Yönetmelik hükümleri dikkate alınarak maluliyet raporu alınması gerektiği kabul edilmektedir. Buna göre mahkemece belirtilen uygulama doğrultusunda, somut olayda kaza tarihi (19/4/2017) itibarıyla davacının maluliyetinin belirlenmesinde Özürlülük Ölçütü, Sınıflandırması ve Özürlülere Verilecek Sağlık Kurulu Raporları Hakkında Yönetmelik hükümlerine göre düzenlenen Adli Tıp Kurumu 2 nci İhtisas Kurulunun 6/12/2019 tarihli raporundaki %28 özürlülük oranı ve 9 ay iyileşme süresi dikkate alınarak düzenlenen aktüer raporunda hesaplanan tazminat miktarı benimsenerek karar verilmiştir. Ancak; eldeki dava gibi, TBK’nin 54 üncü maddesi kapsamında çalışma gücünün azalmasından doğan kayıp nedeniyle açılan davalarda, beden ve ruh tamlığı ihlallerinin, zarar görenin sanatına veya mesleğine yapmış olduğu etkinin ve bunun oranının gözetilmesi ile belirlenmesi gerekir. KTK’nin 90 ıncı maddesinde zorunu mali sorumluluk sigortası kapsamındaki tazminatlar anılan kanunda öngörülen usul ve esaslara tabi olup ayrıca bu kanunda düzenlenmeyen hususlarda TBK’deki haksız fiillere ilişkin hükümlerin uygulanacağı öngörülmüştür. Davacının meslekte kazanma gücü kaybı oranının belirlenmesi bakımından (somut olayda) kaza tarihi itibarıyla yargısal uygulamalarda uygulanması kabul edilen Özürlülük Ölçütü, Sınıflandırması ve Özürlülere Verilecek Sağlık Kurulu Raporları Hakkında Yönetmelik yürürlükte olduğu gibi, Çalışma Gücü ve Meslekte Kazanma Gücü Kaybı Oranı Tespit İşlemleri Yönetmeliği de yürürlüktedir. Bu yönetmeliğin (Çalışma Gücü ve Meslekte Kazanma Gücü Kaybı Oranı Tespit İşlemleri Yönetmeliği) “Dayanak” başlıklı 3 üncü maddesinde; 5510 sayılı Kanunun 107 nci maddesi hükmüne dayanılarak hazırlandığı belirtilmiş; “Kapsam” başlıklı 2 nci maddesinin (1) nolu bendinde de yönetmeliğin, “5510 sayılı Kanunun 4 üncü maddesinin birinci fıkrasının (a) ve (b) bentleri kapsamındaki sigortalıların iş kazası ile meslek hastalığı sonucu sürekli iş göremezlik hâllerinin meslekte kazanma gücünü ne oranda azaltacağına,” ilişkin usul ve esasları kapsadığı belirtilmektedir. Buna karşılık Özürlülük Ölçütü ve Meslekte Kazanma Gücü Kaybı Oranı Tespit İşlemleri Yönetmeliğinin “Dayanak” başlıklı 3 üncü maddesinde bu Yönetmeliğin, 31/12/1960 tarihli ve 193 sayılı Gelir Vergisi Kanunu, 1/7/1976 tarihli ve 2022 sayılı 65 Yaşını Doldurmuş Muhtaç, Güçsüz ve Kimsesiz Türk Vatandaşlarına Aylık Bağlanması Hakkında Kanun, 7/5/1987 tarihli ve 3359 sayılı Sağlık Hizmetleri Temel Kanunu ile 1/7/2005 tarihli ve 5378 sayılı Özürlüler ve Bazı Kanun ve Kanun Hükmünde Kararnamelerde Değişiklik Yapılması Hakkında Kanunun 5 inci maddesine dayanılarak hazırlandığı, yine anılan yönetmeliğin 2 nci maddesinde Yönetmeliğin, özürlülere sağlanan haklardan ve verilecek hizmetlerden yararlanmak üzere istenilen özürlü sağlık kurulu raporları ile özürlü sağlık kurulu raporu verebilecek yetkili sağlık kurumlarını ve özürlülerle ilgili sınıflandırma ve ölçütleri kapsadığı düzenlenmiştir. Buna göre -adli tıp öğretisinde de kabul edildiği üzere- Çalışma Gücü ve Meslekte Kazanma Gücü Kaybı Oranı Tespit İşlemleri Yönetmeliği, amaç ve kapsam olarak tazminat hukuku ilkeleri bağlamında hükümler içerip haksız fiile maruz kalan kişideki travmatik lezyonlar ile birlikte meslek veya iş türü, meslek grup numaraları, iş kolları ve kişilerin yaşlarına yönelik ayrı ayrı cetveller içermekte ve bu itibarla tıbbi kıyas/takdir metoduna elverişli olması nedeniyle bilirkişi/adli tıp uzmanının yorumuna olanak vermektedir. Buna karşılık Özürlülük Ölçütü, Sınıflandırması ve Özürlülere Verilecek Sağlık Kurulu Raporları Hakkında Yönetmelik ise, kişinin maruz kaldığı haksız fiil ve bunun sonucu olarak mesleğinde kazanma gücünü hangi oranda kaybettiğini belirlemekte yeterli olmayıp daha ziyade kişide bulunan sistematik hastalıkları ön plana çıkarmakta, malulen emeklilik, vergi indirimi, bakım ücreti, özel eğitim ve özel donanımlı araç kullanımına yönelik olup tazminat hesabında asıl önem arz eden yaş, sanat, meslek, meslek grubu gibi faktörlerin hesaplamada değerlendirilmemesinden dolayı tazminatın unsurlarını ve hak edilen tazminatın belirlenmesinde yeterli ve gerekli parametreleri içermediği için yeterli olmamaktadır.Diğer yandan Anayasa Mahkemesi’nin 17/7/2020 gün ve 2019/40 (E) – 2020/40 (K) sayılı kararıyla, KTK’nin 90’ıncı maddesinin 1’inci tümcesinde yer alan “…ve bu Kanun çerçevesinde hazırlanan genel şartlarda…” ibaresinin ve ikinci tümcesinde yer alan “…ve genel şartlarda…” ibaresinin Anayasa’ya aykırı olduğu gerekçesiyle iptaline karar verilmiştir. Bu bağlamda somut olayda, Adli Tıp Kurumundan, 11/10/2008 gün ve 27021 sayılı Resmi Gazete’de yayımlanan Çalışma Gücü ve Meslekte Kazanma Gücü Kaybı Oranı Tespit İşlemleri Yönetmeliği hükümlerine göre davacının maluliyet durumuna ilişkin rapor alınması, açıklanan biçimde düzenlenecek raporda yer alan maluliyet durumu ve -davacı vekilinin istinaf başvuru dilekçesinde PMF yaşam tablosu ile progressive rant formülü uygulanmasına dair talebi dikkate alınıp- sürekli sakatlıktan kaynaklanan tazminatın, PMF Yaşam Tablosu ile progressive rant formülü dikkate alınarak, %1,8 teknik faiz uygulanmadan, Yargıtay uygulamaları ile kabul edilen gelirin her yıl %10 artırılıp %10 iskonto edilmesi esasına dayanan progressive rant yönteminin kullanılması suretiyle hesaplanması gerekirken, hükme elverişli olmayan ATK İkinci İhtisas Kurulunun raporu ile Aktüerya Hesap Bilirkişi raporuna dayanılarak karar verilmesi isabetli görülmemiştir.
KARAR: Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere: 1-Davacı … vekili ile davalı … vekilinin istinaf başvurularının ayrı ayrı kabulüne, yukarıda esas ve karar numarası belirtilen ilk derece mahkemesi kararının HMK’nin 353/1-a/6 ncı maddesi uyarınca kaldırılmasına,2-Davanın yeniden görülmesi için dosyanın mahkemesine gönderilmesine,3-İstinaf başvurusu için yatırılan istinaf karar ve ilam harcının, istekte bulunulması durumunda ilk derece mahkemesince yatıran tarafa geri verilmesine, 4-İstinaf incelemesi duruşmalı yapılmadığından, vekâlet ücretine hükmedilmesine yer olmadığına, 5-İstinaf kanun yolu başvurusundan ötürü davacı … ile davalı … tarafından sarf edilen yargılama giderlerinin, ilk derece mahkemesince yeniden verilecek kararda gözetilmesine, 6-İstinaf kanun yolu incelemesi için yatırılan gider avansından artan tutarın, HMK’nin 333 üncü maddesinin, 1 inci fıkrası uyarınca ilk derece mahkemesince kendiliğinden yatıran tarafa geri verilmesine, 7-İstinaf kanun yolu incelemesinin sonucuna göre icranın geri bırakılması kararı kapsamında davalı … tarafından verilen teminat mektubunun 2004 sayılı İcra ve İflas Kanununun 36 ncı maddesinin 5 inci fıkrası uyarınca geri verilmesine, Dosya üzerinde yapılan inceleme sonucunda HMK’nin 353/1-a ve 362/1-g maddeleri uyarınca kesin olmak üzere oy birliğiyle karar verildi.25/4/2023