Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 40. Hukuk Dairesi 2021/812 E. 2022/369 K. 01.03.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
İSTANBUL
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
40. HUKUK DAİRESİ
TÜRK MİLLETİ ADINA
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ KARARI
DOSYA NO: 2021/812
KARAR NO: 2022/369
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ: İSTANBUL ANADOLU 10. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ: 26/11/2020
NUMARASI: 2019/892 (E) 2020/827 (K)
DAVANIN KONUSU: Tazminat (Ölüm Ve Cismani Zarar Sebebiyle Açılan Tazminat)
KARAR TARİHİ: 01/03/2022
Taraflar arasında görülen davada verilen ve yukarıda tarih numarası gösterilen karara karşı istinaf kanun yoluna başvurulmakla; re’sen dikkate alınabilecek hususlar ayrık olmak üzere istinaf talep ve gerekçeleri ile tarafların ilk derece mahkemesinde ileri sürdükleri iddia ve savunmalar esas alınmak sureti ile dosya incelendi;
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ: Davacılar vekili,16/07/2011 tarihinde davalı … şirketi tarafından trafik sigortasıyla teminat altına alınan … plaka sayılı araç sürücüsünün sebebiyet verdiği trafik kazasında araçta yolcu olarak bulunan davacıların kızı Büşra’nın vefat ettiğini belirterek davacı anne baba için şimdilik toplam 2.000,00 TL destekten yoksun kalma tazminatının davalı … şirketinden tahsiline karar verilmesi talebinde bulunmuştur. Davalı vekili davanın reddini talep etmiştir. İlk derece mahkemesince yapılan yargılama neticesinde; davanın kabulü ile her bir tazminata temerrüt tarihi olan 28/09/2011 tarihinden itibaren yasal faiz işletilmek suretiyle, davacı …’nun 97.216,65 TL ve davacı … için 102.783,35 TL destekten yoksun kalma tazminatının davalıdan tahsiline karar verilmiştir. Karara karşı davalı … şirketi vekili verdiği istinaf dilekçesiyle sigortalı araç sürücüsüne tam kusur izafe edilerek hesaplama yapılmasının doğru olmadığını, ayakta yolculuk yaparak vefat eden müteveffanın bizatihi ölümüne kendisinin sebebiyet verdiğini, kaza tespit tutanağında sigortalı araca tali kusur verildiğini, ceza dosyasında sistematik bir kusur değerlendirilmesi yapılmadan sonuca gidildiğini, Adli Tıp Kurumundan kusur raporu alınmadan karar verilmesinin hatalı olduğunu, benimsenen bilirkişi raporunda pay oranlarının hatalı olarak alındığını, müterafik kusur indirimi yapılmamış olmasının doğru olmadığını, araç sürücüsünün beyanına göre ayakta yolculuk yapılmış olması nedeniyle ödenecek tazminattan hakkaniyet indirimi yapılması gerektiğini belirterek istinaf başvurusunda bulunmuştur. Dava, trafik kazasından kaynaklanan destekten yoksun kalma tazminatı istemine ilişkindir. Davaya konu olay nedeniyle yapılan ceza yargılamasında Havza Asliye Ceza Mahkemesinin 2012/26 Esas 2012/177 Karar sayılı karar ile araç sürücüsünün resmi nikah olmadan fiilen evlilik hayatı yaşadığı eşinin vefatından kaynaklı ceza verilmesine yer olmadığına karar verilmiş, herhangi bir kusur değerlendirilmesi yapılmamıştır. Bu karar Yargıtay 12. Ceza Dairesinin 2015/907 Esas 2015/5497 Karar sayılı kararıyla onanarak kesinleşmiştir. Dosyada mübrez 16/07/2011 tarihli kaza tespit tutanağına göre, kazanın, araç sürücüsünün direksiyon hakimiyetini kaybetmiş olması nedeniyle, traktörün sol kısmında bulunan ayak koyma yerinde ayakta yolculuk yapmakta olan müteveffanın dengesini kaybederek yola düşmesi şeklinde gerçekleştiği ve araç sürücüsüne, aracın hızını yük ve teknik özelliğine uydurmamasından dolayı tali kusur izafe edildiği, müteveffaya ise taşıt dışında seyahat etmek kuralını ihlal ettiğinden dolayı asli kusur izafe edildiği görülmektedir. Ceza dosyası kapsamında da araç sürücüsünün 16/07/2011 tarihli hazırlık ifadesinde müteveffanın traktörün sol tarafında ayakta dikilerek gittiği, çukurdan kaçmak için traktörü sağa sola doğru çevirdiğinde direksiyon hakimiyetini kaybettiğini ve bu sırada müteveffanın yola düştüğünü beyan etmiş, kovuşturma aşamasında da traktörde oturulabilecek başka bir yer olmadığı için zorunlu olarak ayakta dikilerek yolculuk yaptığını, yolun bozuk olduğunu, müteveffanın düştüğünü fark etmediğini beyan etmiştir. İşbu delil durumuna göre, kusur tespiti işinin uzmanlık gerektiren bir yanı bulunmamaktadır. Bu itibarla, Dairemizce kusur durumuna ilişkin yapılan değerlendirmede, kazanın tek taraflı olarak meydana geldiği, araç sürücüsünün bozuk satıhda hızını yol durumuna uydurmamak suretiyle kazanın gerçekleşmesinde tam kusurlu olduğu, araçta uygunsuz bir şekilde seyahat eden müteveffaya izafe edilecek bir sürüş kusuru bulunmadığı, bu durumun ancak müterafik kusur teşkil edebileceği, Yargıtay 17. Hukuk Dairesinin 2020/1029 Esas 2020/4939 Karar sayılı kararında da vurgulandığı üzere KTK ve yönetmeliği gereği yolculuk yapmak gibi hususların kusur oranı belirlenirken dikkate alınacak hususlardan olmadığı karşısında, mahkemece, davalı araç sürücüsü tam kusurlu kabul edilerek uygulama yapılmış olmasında usul ve yasaya aykırılık bulunmamakta ise de: müteveffanın, zararın doğmasına yardım etmiş olması nedeniyle takdiren %20 oranında müterafik kusur indirimi yapılmamış olması doğru olmamıştır. Diğer yandan, bilirkişi raporunda, fiilen evli olması nedeniyle, 18 yaşından itibaren farazi olarak hesaplama yapılarak 2 pay kendisine, 2 pay eşine ve 1’er payın da muhtemel 1. çocuk ile anne babaya ve müteakip yıllarda diğer bir çocuğun doğumuyla birlikte eşe 2 pay, çocuklar ve anne babaya 1’er pay ayrıldıktan sonra 1. çocuk destekten çıktıktan sonra 7 pay üzerinden eşe 2 pay, çocuk ve anne babaya 1’er pay ayrıldıktan sonra çocuğun destekten çıkmasından sonra 2 pay eşe, 1’er pay da anne babaya ayrılıp, babanın vefatından sonra son 1 sene anneye 1/5 pay verilerek hesaplama yapılmış olmasında Yargıtay ilke kararlarına herhangi bir aykırılık bulunmamaktadır. O halde, davalı vekilinin istinaf başvurusunun müterafik kusura hasren kabulüne, sair istinaf itirazlarının reddine, bilirkişi raporuna yönelik yerinde görülmeyen itirazları sonrasında istinaf itirazına konu edilmeyen ve bu nedenle sair yönlerden kesinleşen bilirkişi raporu doğrultusunda %20 oranında müterafik kusur indirimi yapılarak davacı baba için hükmedilen 97.216,65 TL x 80/100 = 77.773,32 TL destekten yoksun kalma tazminatı ile davacı anne için hükmedilen 102.783,35 TL x 80/100 = 82.226,68 TL destekten yoksun kalma tazminatı hüküm altına alınmak ve Yargıtay 17. Hukuk Dairesinin içtihatlarına göre hakkaniyet ve takdiri indirimler nedeniyle, davanın kısmen reddedilmesi halinde, indirimden dolayı reddedilen kısım için davalı yararına vekalet ücreti takdir edilmemesi gerektiği gözetilerek suretiyle aşağıdaki şekilde hüküm kurmak gerekmiştir.
HÜKÜM: Yukarıda açıklanan gerekçe ile; 1-Davalı vekilinin istinaf başvurusunun kabulüne, 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanununun 353/1-b/2. maddesi hükmü uyarınca İlk Derece Mahkemesi kararı bütünüyle kaldırılmak suretiyle düzelterek yeniden esas hakkında kararla; Davanın kısmen kabul kısmen reddi ile, a)Davacı …’nun 77.773,32 TL destekten yoksun kalma tazminatının temerrüt tarihi olan 28/09/2011 tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte davalıdan alınarak davacı …’ya verilmesine, 2-Davacı …’nun 82.226,68 TL destekten yoksun kalma tazminatının temerrüt tarihi olan 28/09/2011 tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte davalıdan alınarak davacı …’ya verilmesine, 3-Hüküm altına alınan miktar üzerinden hesaplanan 10.929,60 TL karar ve ilam harcının, dava açılırken peşin ve ıslahen alınan 707,67‬ TL harçtan mahsubu ile bakiye 10.221,93‬ TL karar ve ilam harcının davalıdan tahsili ile Hazineye irat kaydına, 4-Davacı … davada kendisini vekil ile temsil ettirdiğinden İDM karar tarihinde yürürlükte bulunan Avukatlık Asgari Ücret Tarifesine göre hesaplanan 10.910,53 TL vekalet ücretinin davalıdan tahsili ile davacıya verilmesine, 5-Davacı … davada kendisini vekil ile temsil ettirdiğinden İDM karar tarihinde yürürlükte bulunan Avukatlık Asgari Ücret Tarifesine göre hesaplanan 11.489,47 TL vekalet ücretinin davalıdan tahsili ile davacıya verilmesine, 6-Davacılar tarafından yatırılan 707,67 TL peşin harcın davalıdan tahsil edilerek davacılara ödenmesine, 7-Davacı tarafından sarf edilen (900,00 TL bilirkişi ücreti, 0,35 TL Kep reddiyatı, 19,93 TL müzekkere masrafı, 19,00 tebligat gideri 257,9‬0 TL) 1.178,18‬ TL yargılama giderinin takdiren 942,54 TL’lik kısmının davalıdan tahsil edilerek davacı tarafa ödenmesine, bakiye kısmın üzerinde bırakılmasına, 8-Davalı tarafından sarf edilen vekalet ücreti dahil yargılama giderinin takdiren davalı üzerinde bırakılmasına, İstinaf yargılama giderleri bakımından: 9-İstinafa başvuran davalı tarafından yatırılan istinaf karar harcının istek halinde iadesine, 10-Davalı tarafça yatırılan 162,10 TL istinaf başvuru harcı ile 68,68 TL istinaf yargılama giderinin davacılardan müteselsilen alınarak davalıya verilmesine, 11-İstinaf incelemesi duruşmalı yapılmadığından, vekalet ücreti hükmedilmesine yer olmadığına, istinaf talep eden tarafından yatırılan gider avansından artan kısmın yatıran tarafa iadesine, Dair, dosya üzerinde yapılan inceleme sonunda karar tarihi itibariyle her bir ihtiyari dava arkadaşı konumundaki davacı bakımından kabul ve reddedilen miktarlar göz önünde bulundurulmak sureti ile 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanununun 362/1-a maddesi gereğince her iki taraf yönünden kesin olarak oybirliği ile karar verildi.01/03/2022