Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 40. Hukuk Dairesi 2021/755 E. 2021/755 K. 20.05.2021 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C.
İSTANBUL
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
40. HUKUK DAİRESİ
TÜRK MİLLETİ ADINA
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ KARARI
DOSYA NO: 2021/755
KARAR NO: 2021/755
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ: İSTANBUL 10. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ: 26/01/2021
NUMARASI: 2020/495 Esas – 2021/54 Karar
DAVANIN KONUSU: Maddi Tazminat (Trafik Kazasından Kaynaklanan)
KARAR TARİHİ: 20/05/2021
Yukarıda yazılı İlk Derece Mahkemesi kararına karşı istinaf yasa yoluna başvurulması üzerine, Dairemiz Heyetince yapılan müzakere sonucunda;
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ Dava ve uyuşmazlık, TBK’nın 54. maddesi kapsamında yarlamalı trafik kazasından kaynaklanan bakıcı gideri tazminatı ile geçici ve kalıcı güç kaybı tazminatı istemlerine ilişkindir. İlk Derece Mahkemesince; “İstanbul 1. Asliye Ticaret Mahkemesi’ nin 2017/1114 esas sayılı 2019/818 karar sayılı ilamıyla aynı davanın daha önceden açılıp hükme bağlandığı ve dava konusu hakkında kesin hüküm bulunduğu anlaşıldığı” gerekçesiyle, “Davacının davasının dava şartı yokluğundan reddine,” karar verilmiştir. Bu karara karşı, davacı vekili istinaf kanun yoluna başvurmuştur. Davacı vekili istinaf başvuru dilekçesinde özetle: davalı nezdinde ZMSS poliçesiyle sigortalı bulunan … plakalı aracın sebebiyet verdiği kaza neticesinde, müvekkilinin yaralandığını ve sakat kaldığını, söz konusu kaza nedeniyle Tarsus 1. Asliye Ceza Mahkemesinin 2018/252 Esas – 2020/44 Karar sayılı kararıyla, davalının sigortacısı olduğu araç sürücüsünün mahkumiyetine karar verildiğini, İstanbul 1. Asliye Ticaret Mahkemesinin 2017/1114 Esas – 2019/818 Karar sayılı dosyasında tazminat davası devam ederken taraflar arasında imzalanan 04/09/2019 tarihli “Sulh Protokolü” gereğince müvekkilinin hak ettiği tazminatın çok altında bir miktar olan 143.000,00 TL ana para ve 21.000,00 TL işlemiş faiz ödendiğini ve ilgili dosyada “Esas Hakkında Hüküm Kurulmasına Yer Olmadığına” dair karar verildiğini, bu kararın kesin hüküm teşkil etmesinin mümkün olmadığını; ayrıca kaza nedeniyle müvekkilinin %34.2 kalıcı maluliyeti ve 9 ay geçici iş göremezliğinin olduğunun ATK raporuyla tespit edildiğini, davalı tarafça ödenen miktarın, müvekkilinin hak ettiği tazminat tutarının çok altında ve yetersiz olduğunu, bu nedenle HMK’nın 107. maddesi kapsamında şimdilik 1.000,00 TL bakıcı gideri, 1.000,00 TL geçici iş göremezlik ve 2.000,00 TL kalıcı iş göremezlik tazminatının işbu davada talep edildiğini, dava şartı noksanlığından davanın reddine karar verilmesinin hatalı olduğunu belirtmiştir. HMK’nın 355. maddesi kapsamında istinaf itirazları ve kamu düzenine ilişkin hususlarla sınırlı olarak yapılan inceleme sonunda: Dosya kapsamından, 23/05/2016 tarihinde, davalı nezdinde ZMSS poliçesiyle sigortalı bulunan … plakalı aracın yaya olan davacıya çarpması nedeniyle meydana gelen trafik kazasında davacının yaralandığı, 16/09/2020 tarihinde açılan işbu davada, davacı tarafça, bakiye bakıcı gideri tazminatı ile geçici ve kalıcı güç kaybı tazminatı talebinde bulunduğu ve Mahkemece yapılan yargılama neticesinde yukarıda belirtildiği şekilde karar verildiği anlaşılmıştır. HMK’nın “Dava Şartları” başlıklı 114/1-ı maddesinde “aynı davanın, daha önceden açılmış ve halen görülmekte olmaması” dava şartları arasında sayılmıştır. Aynı Kanun’un “Dava Şartlarının İncelenmesi” başlıklı 115/2. maddesinde de “Mahkeme, dava şartı noksanlığını tespit ederse davanın usulden reddine karar verir” şeklinde düzenlemeye yer verilmiştir. Somut uyuşmazlıkta, kesin hükme esas alınan İstanbul 1. Asliye Ticaret Mahkemesi’nin 2017/1114 Esas – 2019/818 Karar sayılı dosyasının yapılan incelemesinde; davacı tarafça 11/12/2017 tarihinde açılan davada fazlaya ilişkin hakların saklı tutulması kaydıyla, geçici ve kalıcı iş göremezlik (geçici ve kalıcı sakatlık) tazminatı olarak 4.000,00 TL maddi tazminat talep edildiği, bu dosyadan aldırılan Adli Tıp Kurumu Trafik İhtisas Dairesinin 22/10/2018 tarihli raporunda, kazanın meydana gelmesinde davacı (yaya) …’ın kusursuz olduğu, davalı nezdinde sigortalı araç sürücüsü …’nun %100 oranında kusurlu olduğunun mütalaa edildiği; Adli Tıp Kurumu 2. İhtisas Kurulunun 24/06/2019 tarihli raporunda ise, davacının kaza nedeniyle %34.2 oranında meslekte kazanma gücünden kaybetmiş sayılacağı ve iyileşme (iş göremezlik) süresinin kaza tarihinden itibaren 9 ay olarak kabul edilmesi gerektiğinin mütalaa edildiği; bu aşamadan sonra, taraflar arasında 02/09/2019 tarihinde düzenlenen “Sulh Protokolü, İbraname, Feragatname ve Makbuz” isimli belgenin düzenlendiği; Mahkemece, bu belgenin gerekçe gösterilerek 21/10/2019 tarihinde “konusuz kalan davada karar verilmesine yer olmadığına” karar verildiği anlaşılmıştır. Buna göre, davacı tarafın ilgili dosyadaki maddi tazminat taleplerinin, kesin hükme bağlandığından söz edilemeyeceğine göre, dava şartı yokluğundan davanın reddine karar verilmesi doğru olmamıştır. Bu nedenle davacı vekilinin istinaf başvurusundaki iddia ve itirazlar yerinde görülmüştür. Ayrıca, 2918 Sayılı KTK.’nun 111/2. maddesinde, “Tazminat miktarına ilişkin olup da, yetersiz veya fâhiş olduğu açıkça belli olan anlaşmalar veya uzlaşmalar yapıldıkları tarihten başlayarak iki yıl içinde iptal edilebilir“ hükmü yer almaktadır. Bu düzenlemeye göre, 02/09/2019 tarihinde düzenlenen “Sulh Protokolü, İbraname, Feragatname ve Makbuz” isimli belgenin bir ödeme belgesi olarak değerlendirilmesi gerekmektedir. O halde Mahkemece, işin esasına girilerek, işbu davadaki taleplerin bakıcı gideri tazminatı ile bakiye geçici ve kalıcı güç kaybı tazminatı olarak değerlendirilmesi, 04/09/2019 tarihli “Sulh Protokolü, İbraname, Feragatname ve Makbuz” belgenin bir ödeme belgesi olarak kabul edilmesi, ödenen tazminatın bakıcı gideri tazminatı ya da güç kaybı (geçici ve kalıcı iş göremezlik) tazminatı olup olmadığının araştırılması ile tarafların delillerinin dikkate alınarak davacının tazminat talepleri konusunda yeniden bir karar verilmesi gerekmektedir.
KARAR: Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere: 1-Davacı vekilinin istinaf başvurusunun kabulü ile, yukarıda esas ve karar numarası belirtilen İlk Derece Mahkemesi kararının HMK’nın 353/1-a/6. maddesi uyarınca kaldırılmasına, 2-Davanın yeniden görülmesi için dosyanın Mahkemesine gönderilmesine, 3-İstinaf başvurusu için yatırılan karar ve ilam harcının istek halinde İlk Derece Mahkemesince yatırana iadesine, 4-İstinaf incelemesi duruşmalı yapılmadığından, vekalet ücreti hükmedilmesine yer olmadığına, 5-Davacı vekili tarafından yapılan istinaf yargılama giderinin İlk Derece Mahkemesince yeniden verilecek kararda dikkate alınmasına, 6-İstinaf talep eden tarafından istinaf aşaması için yatırılan gider avansının yatıran tarafa iadesine, Dosya üzerinde yapılan inceleme sonucunda HMK’nın 353/1-a maddesi uyarınca kesin olmak üzere oy birliği ile karar verildi.20/05/2021