Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 40. Hukuk Dairesi 2021/74 E. 2023/732 K. 09.05.2023 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
İSTANBUL
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
40. HUKUK DAİRESİ
TÜRK MİLLETİ ADINA
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ KARARI
Dosya No: 2021/74
Karar No: 2023/732
İncelenen Kararın
Mahkemesi: İstanbul 9. Asliye Ticaret Mahkemesi
Tarihi: 06/10/2020
Numarası: 2016/907 (E) – 2020/519 (K)
Davanın Konusu: İtirazın İptali
Karar Tarihi: 9/5/2023
Yukarıda yazılı İlk derece mahkemesi kararına karşı istinaf kanun yoluna başvurulması üzerine, Dairemiz Heyetince yapılan müzakere sonucunda;
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ: Dava, trafik kazasından kaynaklanan maddi tazminatın tahsili amacıyla başlatılan icra takibine itirazın iptali istemine ilişkindir. İlk derece mahkemesince, davanın kısmen kabulüne, davalıların İstanbul … İcra Dairesinin … (E) sayılı takip dosyasına itirazlarının 18.000,00 TL asıl alacak üzerinden iptaline, asıl alacak tutarına takip tarihinden itibaren %9 yasal faiz uygulanmak suretiyle takibin devamına, fazlaya ilişkin istemin reddine karar verilmiştir. Bu karara karşı istinaf kanun yoluna başvuran davalı … vekili dilekçesinde özetle; kaza tarihinde dava dışı … adındaki kişiye mülkiyeti muhafaza kaydıyla satılan otomobilin işleteninin müvekkili davalı olmadığını, noterde tescil edilmemiş olsa dahi tahvil teorisine göre mülkiyeti muhafaza kaydıyla satış, adi taksitli satışa dönüşeceğinden, alıcı işletenin zarardan sorumlu olacağını, zarardan günler sonra sulh hukuk mahkemesinde yaptırılan hasar tespiti dikkate alınarak dava açılmasının ve bu rapora dayanılarak hüküm kurulmasının hukuka aykırı olduğunu, kazaya ilişkin bilirkişi raporlarında Otomotiv Mühendisi bilirkişi tarafından kusur tespiti yapılmasının da yerinde olmadığını, hükme esas alınan bilirkişi raporunda belirtilen hasar bedeli ve değer kaybının pek aşırı (fahiş) olduğunu, zira yargılama aşamasında da defalarca belirtildiği üzere ikinci el araç bakımından değer kaybı oluşması olanağının bulunmadığı gibi kilometresi belirlenemediği halde yalnızca araç fotoğrafları üzerinden değerlendirme yapılarak rapor oluşturulmasının ve bu raporun da hükme esas alınmasının hukuka aykırı olduğunu belirterek ilk derece mahkemesi kararının kaldırılmasını talep etmiştir. 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanununun (HMK) 355 inci maddesi uyarınca ileri sürülen istinaf nedenleri ve kamu düzenine ilişkin konularla sınırlı biçimde yapılan inceleme sonunda: Dosyaya eklenen İstanbul … İcra Dairesinin … (E) sayılı takip dosyasının incelenmesinde, davacı … Sanayi ve Ticaret Limited Şirketi tarafından davalılar … ve … Sigorta AŞ aleyhine 35.827,50 TL alacağın tahsili amacıyla 19/4/2016 günü haciz yoluyla icra takibine başlandığı, ödeme emri kendisine 22/4/2016 günü tebliğ edilen takip borçlusu davalı …’un 28/4/2016, takip borçlusu davalı … Sigorta AŞ vekilinin ise 31/5/2016 günü verdikleri dilekçelerle borca ve ferilerine itiraz etmeleri nedeniyle 2004 sayılı İcra ve İflas Kanununun (İİK) 66 ncı maddesi uyarınca takibin durdurulmasına karar verildiği, eldeki itirazın iptali davasının ise aynı Kanunun 67 nci maddesinde öngörülen 1 yıllık süre içinde 7/9/2016 günü açıldığı anlaşılmıştır. Antalya Emniyet Müdürlüğünün 2/4/2019 tarihli yazısı içeriğinde kazaya karışan … plakalı otomobilin davaya konu kazanın meydana geldiği 14/2/2016 tarihi itibarıyla … adına kayıtlı olduğu, Bakırköy … Noterliğinde 5/4/2016 tarihinde düzenlenen sözleşmeye dayalı olarak … adındaki kişiye devredildiği bildirilmiş; cevap dilekçesinde … plakalı otomobilin mülkiyeti muhafaza kaydıyla dava dışı …’ya satıldığını ileri süren adı geçen davalı vekili bu konuda herhangi üçüncü kişileri bağlayıcı nitelikte yazılı kanıt ortaya koymamış; duruşmada dinlenen tanık …’ın otomobili … adındaki kişi tarafından satın aldığını beyan etmesi de, trafik sicil kaydındaki karineyi kaldıracak nitelikte kanıt olarak kabul edilmemiştir. 2918 sayılı Karayolları Trafik Kanununu (KTK) hükümlerine göre, trafik sicil kaydı “işleteni” kesin olarak gösteren bir karine değilse de, onun kim olduğunu belirleyen güçlü bir kanıt niteliğindedir. Bu itibarla davalı …’un 14/2/2016 günü meydana gelen kazadan dolayı işleten sıfatıyla sorumlu tutulmasında isabetsizlik bulunmamaktadır. İstanbul Teknik Üniversitesi Makine Fakültesi Otomotiv Ana Bilim Dalı emekli öğretim üyesi bilirkişi tarafından düzenlenen raporda, tali yoldan gelerek anayola çıkış yaptığı sırada anayolda düz olarak seyir halinde bulunan davacıya ait aracı fark ederek bu aracın geçişini beklemesi gereken davalı …’a ait … plakalı araç sürücüsünün %100 oranında asli kusurlu olduğu, onarımı ekonomik olmayan otomobilin perte ayrılması durumunda sovtaj değerinin 21.000,00 TL, kazadan önceki piyasa değerinin ise 42.000,00 TL olduğu, ek raporda ise otomobilin bildirilen kilometresine göre piyasa rayiç değerinin 36.000,00 TL, sovtaj değerinin 18.000,00 TL, buna göre davacının zararının 18.000,00 TL olduğu, pert olarak değerlendirilen otomobilin değer kaybının söz konusu olamayacağı, araç yoksunluk zararının ise 960,00 TL olabileceği bildirilmiş, ilk derece mahkemesince bu rapora dayanılarak karar verilmiştir. Bilirkişi tarafından düzenlenen raporda, davacıya ait otomobil ile davalı işleten …’a ait otomobilin kaza sırasındaki konumları ve sürücülerinin davranışları irdelenerek, olayın meydana gelmesine neden olan kusur oranının; yasal dayanaklarıyla birlikte, eylemler ile sonuç arasında bulunan nedensellik bağını ortaya koyacak biçimde; dosya kapsamından anlaşılan oluşa, bilimsel ölçütlere, usul ve kanuna uygun olarak saptandığının; davaya konu trafik kazası nedeniyle davacının maddi zararının, davacıya ait otomobilin kazadan sonra çekilen fotoğrafları ile kanıt olarak dayanılmamasına engel herhangi bir neden bulunmayan İstanbul 6 ncı Sulh Hukuk Mahkemesinin 2016/29 D. İş sayılı dosyası kapsamında düzenlenen rapor içeriğinden de yararlanılarak davacıya ait otomobilin emsallerinin piyasa değeri ile onarımının ekonomik olmaması nedeniyle sovtaj değeri arasındaki farka göre yöntemine uygun biçimde hesaplandığının anlaşılması karşısında, HMK’nin 279 uncu maddesine uygun düzenlenen ve dosya kapsamına uygun somut olgu ve ölçütlere dayanan, yeterli gerekçeyi de taşıyan bilirkişiler kurulu raporunun hükme esas alınmasında hukuka aykırılık bulunmadığı kabul edilmiştir.
KARAR: Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere: 1-Davalı … vekilinin yukarıda esas ve karar numarası yazılı ilk derece mahkemesinin hükmüne yönelik istinaf başvurusunun, HMK’nin 353/1-b/1 inci maddesi gereğince esastan reddine,2-Harçlar Kanunu uyarınca alınması gereken 1.229,58‬ TL istinaf karar ve ilam harcından, peşin yatırılan 308,00 TL istinaf karar ve ilam harcı mahsup edilerek, bakiye 921,58 TL istinaf karar ve ilam harcının davalı …’tan tahsili ile Hazineye gelir kaydına, 3-Davalı …’un istinaf kanun yolu başvurusu nedeniyle harcadığı yargılama giderinin üzerinde bırakılmasına, 4-İstinaf incelemesi duruşmalı yapılmadığından, vekâlet ücretine hükmedilmesine yer olmadığına, 5-İstinaf kanun yolu incelemesi için yatırılan gider avansından artan tutarın, HMK’nin 333 üncü maddesinin, 1 inci fıkrası uyarınca ilk derece mahkemesince kendiliğinden yatıran tarafa geri verilmesine, Dair, dosya üzerinde yapılan inceleme sonucunda HMK’nin 362/1-a maddesi gereğince kesin olmak üzere oy birliğiyle karar verildi. 9/5/2023