Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 40. Hukuk Dairesi 2021/667 E. 2023/1011 K. 22.06.2023 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
İSTANBUL
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
40. HUKUK DAİRESİ
TÜRK MİLLETİ ADINA
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ KARARI
Dosya No: 2021/667
Karar No: 2023/1011
İncelenen Kararın
Mahkemesi: İstanbul Anadolu 3. Asliye Ticaret Mahkemesi
Tarihi: 19/11/2020
Numarası: 2016/482 (E) 2020/950 (K)
Davanın Konusu: Maddi Tazminat
Karar Tarihi: 22/06/2023
Yukarıda yazılı İlk Derece Mahkemesi kararına karşı istinaf kanun yoluna başvurulması üzerine, Dairemiz Heyetince yapılan müzakere sonucunda;
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ: Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; 08.02.2014 tarihinde, davalıya ZMSS poliçesi ile sigortalı … plakalı aracın tek taraflı trafik kazasına karışması araç içinde yolcu konumunda bulunan davacının yaralandığını, Çukurova Üniversitesi Tıp Fakültesi Adli Tıp Anabilim Dalı Başkanlığınca düzenlenen raporda davacının maluliyet oranının %15 olarak belirlendiğini, davalı sigorta şirketine yapılan başvuru sonucu 08.06.2015 tarihinde 50.619 TL kısmi ödeme yapıldığını belirterek fazlaya ilişkin hakları kalmak üzere davacının iş gücü kaybından doğan kazanç/iş gücü kaybı için şimdilik 1.000 TL maddi tazminatın temerrüt tarihinden işleyecek yasal faizden az olmamak kaydıyla ticari avans faizi ile birlikte davalıdan tahsiline karar verilmesini talep etmiş, davacı vekili 20.01.2019 tarihli ıslah dilekçesi ile maddi tazminat (kazanç/iş gücü) talebini 217.381 TL’ye artırarak 08.06.2015 tarihinden itibaren işleyecek yasal faiziyle birlikte tahsilini talep etmiştir. Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; davacı tarafa 08.06.2015 tarihinde 50.619,90 TL ödeme yapıldığını, ödeme tarihi itibariyle hesap yapılarak davacının müterafik kusuru ve varsa hatır taşıması dikkate alınmak suretiyle müvekkili şirket tarafından yapılan ödemenin yeterli olduğunun tespiti ile davanın reddini talep etmiştir.İlk derece mahkemesince; davanın kısmen kabulüne, 217.381,00 TL maddi tazminatın 08.06.2015 tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile davalıdan tahsili ile davacıya verilmesine karar verilmiştir.Karara karşı davalı vekili, kaza tarihinde poliçe teminatının 250.000 TL olduğunu, 10.01.2020 tarihli bilirkişi raporunda, yapılan ödemenin faizi ile birlikte 71.550,30 TL olduğunun tespit edildiğini, kabul anlamına gelmemekle birlikte müvekkilinin sorumlu tutulacağı üst tutarın 250.000 TL-71.550,30 TL=178.449,7 TL olduğunu, dolayısıyla bu tutarın üstünde kalan kısım yönünden poliçe teminatının aşılması nedeniyle davanın reddi gerektiğini, hesaplamaya esas alınan maluliyet raporunun gerek oran yönünden gerekse de yönetmelik yönünden hatalı olduğunu, hesap raporunda %15 ve %23 oranından iki ayrı hesap yapıldığını, karara esas alınan bilirkişi raporunun kendi içinde çeliştiğini, raporun başlangıç kısmında kaza tarihinin 01.06.2015 tarihinden önce olduğu, eski genel şartlar dönemine denk geldiği ve bu nedenle de eski genel şartların uygulandığı belirtilerek PMF yaşam tablosu ve hesaplamasının esas alındığını, buna rağmen, 07.05.2019 tarihli ATK raporunda ise Özürlülük Ölçütü, Sınıflandırılması ve Özürlülere Verilecek Sağlık Kurulu raporuna göre hazırlanmış %23 oran üzerinden hesaplama yapıldığını, dava dilekçesinde maluliyet oranının %15 ile sınırlandırıldırıldığından talebin aşılamayacağını, kabul anlamına gelmemekle birlikte her halde kaza ve poliçe başlangıç tarihi 01.06.2015 tarihinden öncesine denk geldiğinden Çalışma Gücü ve Meslekte Kazanma Gücü Kaybı Oranı Tespit İşlemleri Yönetmeliğine göre düzenlenmiş raporun esas alınması gerektiğini, emsal ücret araştırmasının belirlediği gelir miktarının hesap raporuna esas alınamayacağını, kaldı ki, kaza tarihi 2014 olmasına karşın 2016 ücretinin esas alınmasının kabul edilemeyeceğini, davacının SGK hizmet cetveline göre geliri asgari ücrete eşit olduğundan hesaplamanın asgari ücret üzerinden yapılması gerektiğini, ayrıca olayda hatır taşıması ve müterafik kusur indirimi yapılması gerektiğini, davacının SGK tarafından ödeme alıp almadığı dikkate alınmaksızın dosyanın karara çıktığını, ıslah tarihinden itibaren faiz işletilmesi gerektiğini, sigortalı araç sürücüsünün kusuru bulunmadığını, hesaplamaların ilgili mevzuat hükümlerine, genelge, genel şart ve diğer düzenleyici mevzuata aykırı yapılmış olması karşısında da itirazlarının bulunduğunu belirterek istinaf kanun yoluna başvurmuştur. HMK’nın 355. maddesi kapsamında istinaf itirazları ve kamu düzenine ilişkin hususlarla sınırlı olarak yapılan inceleme sonunda: Dava, trafik kazasından kaynaklanan bedensel zarar nedeniyle maddi tazminat istemine ilişkindir. Dosya kapsamından, 08.02.2014 tarihinde, davacının yolcu olarak bulunduğu, davalıya ZMSS poliçesi ile sigortalı … plakalı aracın karıştığı tek taraflı trafik kazasında davacının yaralandığı, davalı sigorta şirketince davadan önce %14.3 maluliyet oranına göre 08.06.2015 tarihinde 50.619,90 TL ödeme yapıldığı anlaşılmış, mahkemece Adli Tıp Kurumu Trafik İhtisas Dairesi’nden alınan 23.09.2019 tarihli raporda; sigortalı araç sürücüsü …’ın %100 kusurlu, davacı yolcu …’ün kusursuz olduğu tespit edilmiştir. 1-Maluliyet raporuna yönelik istinaf itirazlarının incelenmesi; İlk derece mahkemesince ATK 3. İhtisas Kurulu’ndan alınan 14.03.2018 tarihli raporda; Çalışma Gücü ve Meslekte Kazanma Gücü Kaybı Oranı Tespit İşlemleri Yönetmeliği hükümlerinden yararlanılarak davacının % 20,2 oranında meslekte kazanma gücünden kaybetmiş sayılacağı, iyileşme süresinin kaza tarihinden itibaren 6 aya kadar uzayabileceği tespit edilmiş, yine mahkemece alınan ATK 2. İhtisas Kurulu’nun 25.03.2019 tarihli raporunda ise Özürlülük Ölçütü, Sınıflandırılması ve Özürlülere Verilecek Sağlık Kurulu Raporları Hakkında Yönetmelik hükümlerine göre kişinin tüm vücut engellilik oranının % 23 olduğu, iyileşme süresinin 6 aya kadar uzayabileceği belirtilmiş, aktüerya uzmanı bilirkişi raporunda ise iki seçenekli hesaplama yapılarak 1. seçenekte talep ile bağlı kalınarak % 15 maluliyet oranına göre ve 2. seçenekte ATK 2. İhtisas Kurulunca Özürlülük Ölçütü, Sınıflandırılması ve Özürlülere Verilecek Sağlık Kurulu Raporları Hakkında Yönetmelik hükümlerine göre belirlenen % 23 maluliyet oranına göre tazminat miktarı hesaplanmıştır. Davacının meslekte kazanma gücü kaybı oranını kaza tarihi itibarıyla yürürlükte olan Çalışma Gücü ve Meslekte Kazanma Gücü Kaybı Oranı Tespit İşlemleri Yönetmeliği hükümlerine göre belirleyen rapora göre aktüer bilirkişiden rapor alınması gerekirken kaza tarihinde yürürlükte olmayan Özürlülük Ölçütü, Sınıflandırması ve Özürlülere Verilecek Sağlık Kurulu Raporları Hakkında Yönetmelik hükümlerine göre belirleyen maluliyet raporuna dayanılarak karar verilmesi isabetsizdir. Davalı vekilinin bu yöne ilişkin istinaf itirazı yerinde görülmüştür. 2-Tazminat hesaplamasına esas alınan gelire yönelik itirazın incelenmesi; Dava dilekçesinde davacının tekstil makine ustası olarak ayda 2.500 TL gelir elde ettiği, bunun dışında inşaatlarda sıva ve alçı ustalığı yaptığı iddia edilmiş, bu hususu ispat için emsal ücret araştırması deliline dayanılmıştır. Davacı vekili tarafından 17.05.2016 tarihinde sunulan dilekçede ise davacının malul kalmadan önce hafta sonları ek iş yaparak (Fırın işçiliği, un çuvalı indirme, ekmek kasası yükleme) aylık 3.500 TL gelir elde ettiğini ileri sürmüş, dilekçe ekinde davacının işvereni olduğu iddia edilen … Tekstil (…) adına imzalı ve kaşeli, davacının net maaşının 2.500 TL olduğunu bildirir aslı gibidir onaylı 12.05.2016 tarihli yazı sunulmuştur. Dosyaya gelen SGK kayıtlarına göre davacının 2013/1 dönemine kadar ve 2014/5 döneminden itibaren sigortalı çalışmasının gözüktüğü ve 2016/3 dönemine kadar konfeksiyon işçisi, bu dönemden sonra ise makineci (dikiş) meslek koduyla aylık brüt asgari ücret aldığı anlaşılmıştır. Mahkemece hükme esas alınan aktüer bilirkişi raporunda; emsal gelir araştırması kapsamında Tekstil İşçileri Sendikası’ndan alınan cevaba göre davacının aylık gelirinin ortalama 2.350 TL olduğu kabul edilerek asgari ücretin 1,89 katı üzerinden hesaplama yapılmış ise de yukarıda açıklanan SGK kayıtlarına ve davacı tarafça sunulan işveren ücret bildirim yazısının 2016 yılı itibarıyla olması göz önüne alındığında davacı taraf asgari ücretin üzerinde gelirinin olduğunu ispatlayamamıştır. Bu durumda mahkemece davacının asgari ücret üzerinden gelir elde ettiği kabul edilerek, tazminat hesabının yapılması için rapor düzenleyen bilirkişiden ek rapor alınıp oluşacak sonuca göre karar verilmesi gerekirken eksik incelemeyle karar verilmesi doğru görülmemiş, davalı vekilinin bu yöne ilişkin istinaf itirazı yerinde görülmüştür. 3-Müterafik kusur ve hatır taşımasına yönelik istinaf itirazlarının incelenmesi; Davacı araçta yolcu olarak bulunmakta olup kolluk tarafından düzenlenen trafik kazası tespit tutanağında, davacının emniyet kemerinin takılı olup olmadığı hususu “belirsiz” olarak işaretlenmiştir. Davacının kaza sırasında emniyet kemerinin takılı olmadığı hususunda dosya kapsamında herhangi bir bilgi ve belge bulunmadığı, sürücünün ehliyetinin bulunduğu ve alkolsüz olduğu anlaşılmakla davalı vekilinin müterafik kusura yönelik itirazı ile dosya kapsamı itibariyle hatır taşımasının varlığı kanıtlanamadığından hatır taşımasına yönelik istinaf itirazı yerinde değildir. Ayrıca, SGK tarafından rücuya tabi bir ödemenin olmaması, davalı şirketin 08.06.2015 tarihinde ödeme yapması yapması nedeniyle bu tarihten itibaren faiz işletilmesinde usul ve yasaya aykırılık bulunmaması, dava dilekçesinin içeriğinden davacının maluliyet oranının %15 ile sınırlandırılmadığının anlaşılması karşısında bu hususlara yönelik itirazlar da yerinde görülmemiştir. Yukarıda (1) ve (2) nolu bentlerde açıklanan nedenlerle; davalı vekilinin istinaf başvurusunun kabulüne, HMK’nın 353/1-a/6 maddesi uyarınca ilk derece mahkemesi kararının kaldırılmasına karar vermek gerekmiştir.
KARAR: Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere; 1-Davalı vekilinin istinaf başvurusunun kabulü ile yukarıda esas ve karar numarası belirtilen İlk Derece Mahkemesi kararının HMK’nin 353/1-a/6. maddesi gereğince kaldırılmasına, 2-Davanın yeniden görülmesi için dosyanın Mahkemesine gönderilmesine, 3-İstinaf başvurusu için yatırılan karar ve ilam harcının istek halinde İlk Derece Mahkemesince yatırana iadesine, 4-İstinaf incelemesi duruşmalı yapılmadığından, vekâlet ücretine hükmedilmesine yer olmadığına, 5-Davalı tarafından sarf edilen istinaf yargılama giderinin ilk derece mahkemesince yeniden verilecek kararda dikkate alınmasına, 6-İstinaf talep eden tarafından istinaf aşaması için yatırılan gider avansının yatıran tarafa iadesine, 7-İİK’nin 36/5. maddesi gereğince, istinaf sonucuna göre davalı … Sigorta Şirketi tarafından tehiri icra talebi kapsamında icra dosyasına sunulan, teminat mektubunun davalı … Sigorta Şirketi’ne iadesine, Dosya üzerinde yapılan inceleme sonucunda HMK’nin 353/1-a maddesi gereğince kesin olmak üzere oy birliği ile karar verildi.22/06/2023