Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.
T.C.
İSTANBUL
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
40. HUKUK DAİRESİ
TÜRK MİLLETİ ADINA
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ KARARI
DOSYA NO: 2021/639
KARAR NO : 2021/1154
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ: İSTANBUL ANADOLU 8. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ : 04/02/2021
NUMARASI : 2019/95 (E) – 2021/79 (K)
DAVANIN KONUSU: Trafik kazasından kaynaklanan destekten yoksun kalma tazminatı
KARAR TARİHİ: 16/7/2021
Yukarıda yazılı ilk derece mahkemesi kararına karşı istinaf kanun yoluna başvurulması üzerine, Dairemiz Heyetince yapılan müzakere sonucunda;
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ Davacı vekili dava dilekçesinde özetle: Davacı … desteği oğlu …, davalının Zorunlu Mali Sorumluluk Poliçesini düzenlediği, dava dışı sürücü … yönetimindeki … plakalı otomobille seyir halindeyken meydana gelen tek taraflı trafik kazası sonucu öldüğünü anlatarak, fazlaya ilişkin hakları saklı kalmak koşuluyla 100,00 TL destekten yoksun kalma tazminatının davalıdan tahsiline karar verilmesini talep etmiş; 15/1/2021 tarihinde sunduğu dilekçeyle talep sonucunu 22.970,29 TL’ye yükseltmiştir.Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; mahkemenin yetkisiz olduğunu ve dava şartı yokluğundan davanın usulden reddi gerektiğini savunarak, toplanmasını istediği kanıtları bildirmiştir.İlk derece mahkemesince: davanın kabulüne, 22.970,29 TL destekten yoksun kalma tazminatının 12/03/2018 tarihinden itibaren işleyecek yasal faiziyle birlikte davalıdan alınarak davacıya verilmesine hükmolunmuştur. Bu karara karşı istinaf kanun yoluna başvuran davalı vekili dilekçesinde özetle; kabul anlamına gelmemek kaydıyla meydana gelen olayda müterafik kusur sebebiyle indirim yapılması gerekmekte iken talepleri dikkate alınmadan hüküm oluşturulduğunu; gerekmesine karşın hatır taşıması nedeniyle zarar miktarında indirim içermeyen hesap raporunun hükme esas alındığını ileri sürerek ilk derece mahkemesi kararının kaldırılmasına ve davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanununun (HMK) 355’inci maddesi kapsamında istinaf itirazları ve kamu düzenine ilişkin hususlarla sınırlı olarak yapılan inceleme sonunda: Dava, trafik kazasından kaynaklanan destekten yoksun kalma tazminatı istemine ilişkindir.Herhangi bir çıkar karşılığı olmayan hatır taşıması nedeniyle 6098 sayılı Türk Borçlar Kanununun 51’inci maddesi uyarınca tazminattan uygun bir indirim yapılması gerek öğretide gerekse Yargıtay İçtihatlarında benimsenmiş ve yerleşmiş bulunmaktadır. Hâkim tazminattan mutlaka indirim yapmak zorunda değilse de indirim yaptığı takdirde indirim oranını objektif ölçüler içinde takdir etmek zorundadır. Bu bakımdan hatır taşıma ilişkisinin değerlendirilmesinde taşıma ya da kullanmanın kimin çıkar ve yararına olduğunun saptanması önemlidir. Yarar ekonomik olabileceği gibi, ortak toplumsal değerleri de ilgilendirebilir. Ancak taşıma ve kullanmada işletenin veya eylemlerinden sorumlu olduğu kişilerin bir çıkarı veya yararının bulunması halinde hatır taşımasından söz edilemeyecektir. Yakın aile bireylerinde olduğu gibi maddi ve manevi menfaattin bulunduğu akrabalar arasındaki ücretsiz taşıma ahlaki bir ödev niteliğinde olduğundan, belirlenen tazminat miktarından hatır taşıması indirimi yapılamaz. Zararın meydana gelmesinde veya artmasında zarar görenin de kusurunun bulunması halinde söz konusu olan müterafik kusur 6098 sayılı TBK’nin 52’nci maddesinde düzenlenmiştir. Buna göre zarara uğrayan, zarar doğuran eyleme razı olmuş veya kendisinin sebep olduğu hal ve şartlar zararın meydana gelmesine etki yapmış veya tazminat ödevlisinin durumunu diğer bir surette ağırlaştırmış ise, hâkim tazminat miktarını hafifletebilir.Müterafik kusur indiriminde her somut olayın özelliğine göre olayın meydana geliş tarzı ve zararın artmasında zarar görenin kusurlu davranışının sonuca etkisi değerlendirilerek uygun oranda bir indirim yapılmasını gerektirir ve zarar görenin müterafik kusurunun tespiti halinde 6098 sayılı TBK’nin 52’nci maddesi uyarınca tazminattan uygun bir indirim yapılması, gerek öğretide gerekse Yargıtay’ın süreklilik kazanan kararlarında benimsenmiş ve yerleşmiş bulunmaktadır. Somut olayda; trafik kolluğu tarafından düzenlenen kaza tespit tutunağının destek …’nin emniyet kemerinin takılı olup olmadığına ilişkin bölümünde “tespit edilemedi” seçeneğinin işaretlendiği, bu durumun aksinin de davalı tarafça kanıtlanamadığı; Pozantı Asliye Ceza Mahkemesinin 2015/486 (E) – 2018/313 (K) sayılı gerekçeli kararında özetlenen davalı … AŞ’ye (eski unvanı … Sigorta AŞ) sigortalı aracın sürücüsü dava dışı … beyanına göre, destek … ile adı geçen araç sürücüsünün ailelerini görmek ve bayram nedeniyle Mardin’e gitmek amacıyla yola çıktıklarını beyan ettiği, böylece somut olayda destek …i’yi taşıyan araç sürücüsü dava dışı … maddi ve manevi menfaatinin bulunması nedeniyle hatır taşımasından söz edilemeyeceği gibi destekten yoksun kalma tazminatından müterafik kusur nedeniyle indirim yapılmasına ilişkin koşulların oluşmadığının anlaşılması karşısında, davalı vekilinin dilekçesinde ileri sürdüğü desteğin müterafik kusuru ve hatır taşıması nedeniyle hükmolunan tazminattan indirim yapılması gerektiğine ilişkin istinaf nedeni yerinde görülmemiştir.Bununla birlikte davacı vekili Ulusal Yargı Ağı Bilişim Sistemi vasıtasıyla sunduğu elektronik imza taşıyan dilekçesiyle, sulh protokolü imzaladıkları davalı … Sigorta AŞ’nin zararlarını karşıladığını beyan ederek, bu sebepten ötürü davadan feragat ettiklerini bildirmiştir.HMK’nin 307’nci maddesi uyarınca, davacının talep sonucundan kısmen veya tamamen vazgeçmesi olarak tanımlanan ve davayı sonuçlandıran tek taraflı hukuki işlemlerden olması nedeniyle karşı tarafın kabulüne bağlı olmayan davadan feragat; aynı Kanunun 309 ve 310’uncu maddelerine gereğince dava hakkında verilen kararın kesinleşmesine kadar her zaman yapılabilir ve anılan Kanunun 311/1’inci maddesine göre de kesin hüküm gibi hukuki sonuç doğurur.HMK’nin 310/2’nci maddesi uyarınca feragat veya kabul hükmün verilmesinden sonra yapılmışsa, taraflarca kanun yoluna başvurulmuş olsa dahi, dosya kanun yolu incelemesine gönderilmez ve ilk derece mahkemesi veya bölge adliye mahkemesince feragat veya kabul doğrultusunda ek karar verilir. Somut olay yukarıda açıklanan yasal düzenlemeler ışığında değerlendirildiğinde; davacı vekili maddi tazminat talebinden, davalı sigorta şirketi tarafından karar tarihinden sonra davacıya “ödeme yapılması nedeniyle” feragat etmiştir. Davacı vekilinin dilekçesinden anlaşıldığı üzere, burada hakkın özünden feragat söz konusu olmayıp; davacı, alacağına yargılama sürecinde kavuştuğu için feragat etmiş, esasen dava konusuz kalmıştır. Bu itibarla dava konusuz kaldığından esas hakkında karar verilmesine yer olmadığına; haklılık durumuna göre davanın açılmasına neden olan davalının vekâlet ücreti ve diğer yargılama giderlerinden sorumlu tutulmasına karar verilmesi gerektiği sonucuna ulaşılmıştır.
HÜKÜM: Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere :A- Davalı vekilinin istinaf başvurusunun kabulüne, yukarıda esas ve karar numarası belirtilen ilk derece mahkemesi kararının, HMK’nin 353/1-b/2’nci maddesi gereğince düzeltilerek yeniden esas hakkında karar verilmek üzere kaldırılmasına, Buna göre:1-Davacı tarafından, davalıya karşı açılan destekten yoksun kalma tazminatı davasının konusuz kalması nedeniyle esas hakkında karar verilmesine yer olmadığına,2-Harçlar Kanunu uyarınca karar ve ilam harcı alınmasına yer olmadığına, davacı tarafından peşin yatırılan 35,90 TL karar ve ilam harcı ile 80,00 TL ıslah harcının talep halinde geri verilmesine,3-İlk derece mahkemesi kararı uyarınca davacı tarafından sarf edilen 79,55 TL tebligat gideri, 2.150,00 TL bilirkişi ücreti olmak üzere toplam 2.229,55 TL yargılama giderinin, davalıdan tahsil edilerek, davacıya verilmesine,4-İlk derece mahkemesinin karar tarihinde yürürlükte bulunan Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi uyarınca 4.080,00 TL vekâlet ücretinin davalıdan tahsil edilerek, kendisini vekille temsil ettiren davacıya verilmesine,B-İSTİNAF İNCELEMESİ BAKIMINDAN;1-Davalı tarafından peşin olarak yatırılan istinaf karar ve ilam harcının, istem halinde ilk derece mahkemesi tarafından yatıran tarafa geri verilmesine,2-İstinaf kanun yolu aşamasında davalı tarafından sarf edilen yargılama giderinin, üzerinde bırakılmasına,3-İstinaf incelemesi duruşmalı yapılmadığından, vekâlet ücretine hükmedilmesine yer olmadığına,4-İstinaf için yatırılan gider avansından artan kısmın yatıran tarafa geri verilmesine,Dair dosya üzerinde yapılan inceleme sonucu, HMK’nin 362/1-a maddesi gereğince kesin olmak üzere oy birliği ile karar verildi. 16/07/2021