Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 40. Hukuk Dairesi 2021/627 E. 2021/574 K. 15.04.2021 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C.
İSTANBUL
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
40. HUKUK DAİRESİ
TÜRK MİLLETİ ADINA
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ KARARI
DOSYA NO: 2021/627
KARAR NO: 2021/574
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ: İSTANBUL 1. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ: 22/01/2021
NUMARASI: 2021/15 Esas – 2021/43 Karar
DAVANIN KONUSU: Maddi Tazminat (Trafik Kazasından Kaynaklanan)
KARAR TARİHİ: 15/04/2021
Yukarıda yazılı İlk Derece Mahkemesi kararına karşı istinaf yasa yoluna başvurulması üzerine, Dairemiz Heyetince yapılan müzakere sonucunda;
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ Dava ve uyuşmazlık, maddi hasarlı trafik kazasından kaynaklanan araç hasar tazminatı ve değer kaybı istemlerine ilişkindir. İlk Derece Mahkemesince; “Somut olayda, arabuluculuk faaliyetine başvurulmadığı davacı vekilince belirtilmekle, anlaşmaya varılamadığına ilişkin son tutanak aslı veya arabulucu tarafından onaylanmış örneğinin sunulması için davacıya süre verilmesine gerek görülmemiş ve dava dosyasında, davacı yanın arabuluculuğa başvurmadan doğrudan dava açtığı anlaşılmakla talebi bakımından zorunlu arabuluculuk söz konusu olmakla davanın dava şartı yokluğu nedeni ile” gerekçesiyle “7155 sayılı Kanunun 20.maddesi ile 6102 sayılı Türk Ticaret Kanununa eklenen 5/A maddesi ve 7155 sayılı kanunun 23.maddesi ile 6325 sayılı Hukuk Uyuşmazlıklarında Arabuluculuk Kanununa eklenen 18/A-2.maddesi uyarınca Arabulucuya başvurulmadan dava açılmış olması karşısında, davanın TTK’nun 5/A., 6325 sayılı Kanunun 18/A-2., HMK’nın 114/2 ve 115/2.maddeleri uyarınca dava şartı yokluğu nedeniyle usulden reddine,” karar verilmiştir. Bu karara karşı, davacı vekili istinaf kanun yoluna başvurmuştur. Davacı vekili istinaf başvuru dilekçesinde özetle; davaya konu trafik kazası nedeniyle açılan davada, İstanbul 19. Asliye Hukuk Mahkemesinin 03/03/2020 tarih ve 2020/68 Esas-2020/64 Karar sayılı kararıyla görevsizlik kararı verildiğini, bu kararın davalı … tarafından istinaf edilmesi üzerine İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 40. Hukuk Dairesinin 24/09/2020 tarih ve 2020/2085 Esas-2020/3877 Karar sayılı kararıyla istinaf başvurusunun esastan reddine karar verildiğini, Bölge Adliye Mahkemesinin kesin olan onama kararından sonra ilgili görevsizlik kararının 24/09/2020 tarihinde kesinleştiğini, görevsizlik kararının kesinleşmesinden sonra taraflarca iki haftalık süre içerisinde dosyanın görevli mahkemeye gönderilmesi için herhangi bir talepte bulunulmamasına rağmen İstanbul 19. Asliye Hukuk Mahkemesince HMK’nın 20/1.maddesi hükmüne aykırı bir şekilde hareket edilerek, resen dava dosyasının İstanbul 1. Asliye Ticaret Mahkemesine gönderildiğini, İstanbul 1. Asliye Ticaret Mahkemesince, açılmamış sayılan işbu dosyanın karar mahkemesine iade edilmesi gerekirken, dosyanın incelemeye alındığını ve 20/01/2021 tarih, 2011/15 Esas-2021/43 sayılı kararıyla arabuluculuk dava şartı yokluğu nedeniyle davanın usulden reddine karar verildiğini, bu kararın usul ve yasaya aykırı olduğunu belirtmiştir. HMK’nın 355. maddesi kapsamında istinaf itirazları ve kamu düzenine ilişkin hususlarla sınırlı olarak yapılan inceleme sonunda: HMK’nın “Görevsizlik veya yetkisizlik kararı üzerine yapılacak işlemler” başlıklı 20/1.maddesinde; “Görevsizlik veya yetkisizlik kararı verilmesi hâlinde, taraflardan birinin, bu karar verildiği anda kesin ise tebliğ tarihinden, (…) (1) süresi içinde kanun yoluna başvurulmayarak kesinleşmiş ise kararın kesinleştiği tarihten; kanun yoluna başvurulmuşsa bu başvurunun reddi kararının tebliğ tarihinden itibaren iki hafta içinde kararı veren mahkemeye başvurarak, dava dosyasının görevli ya da yetkili mahkemeye gönderilmesini talep etmesi gerekir. Aksi takdirde dava açılmamış sayılır ve görevsizlik veya yetkisizlik kararı veren mahkemece bu konuda resen karar verilir.” şeklinde düzenlemeye yer verilmiştir. Somut uyuşmazlıkta, dosyanın UYAP’tan ve fiziki olarak yapılan incelemesinde, görevsizlik kararının kesinleşmesinden sonra dosyanın görevli mahkemeye gönderilmesi için taraflarca herhangi bir talepte bulunulmadığı tespit edilmiştir. Bu durumda, taraflarca herhangi bir talep ya da başvuru olmadığı halde, dosyanın resen görevli mahkemeye gönderilmesi HMK’nın 20/1.maddesine aykırılık oluşturduğundan, davacı vekilinin istinaf başvurusundaki iddia ve itirazları yerindedir. O halde, Yargıtay Hukuk Genel Kurulunun 11/04/2019 tarih, 2017/1-1237 Esas-2019/453 Karar sayılı ilamında da belirtildiği üzere, istinafa konu kararı veren Mahkemece esasın kapatılmasına, dava dosyasının İstanbul 19. Asliye Hukuk Mahkemesine iadesine ve sonrasında anılan Mahkemece HMK’nın 20/1.maddesinde öngörüldüğü şekilde işlem yapılması gerekmektedir.
KARAR: Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere: 1-Davacı vekilinin istinaf başvurusunun kabulü ile, yukarıda esas ve karar numarası belirtilen İlk Derece Mahkemesi kararının HMK’nın 353/1-a/6. maddesi uyarınca kaldırılmasına, 2-Davanın yeniden görülmesi için dosyanın Mahkemesine gönderilmesine, 3-İstinaf başvurusu için yatırılan karar ve ilam harcının istek halinde İlk Derece Mahkemesince yatırana iadesine, 4-İstinaf incelemesi duruşmalı yapılmadığından vekalet ücreti hükmedilmesine yer olmadığına, 5-Davacı vekili tarafından yapılan istinaf yargılama giderinin İlk Derece Mahkemesince yeniden verilecek kararda dikkate alınmasına, 6-İstinaf talep eden tarafından istinaf aşaması için yatırılan gider avansının yatıran tarafa iadesine, Dosya üzerinde yapılan inceleme sonucunda HMK’nın 353/1-a maddesi uyarınca kesin olmak üzere oy birliği ile karar verildi.15/04/2021