Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 40. Hukuk Dairesi 2021/620 E. 2023/545 K. 28.03.2023 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
İSTANBUL
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
40. HUKUK DAİRESİ
TÜRK MİLLETİ ADINA
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ KARARI
DOSYA NO: 2021/620
KARAR NO: 2023/545
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ: İstanbul Anadolu 4. Asliye Ticaret Mahkemesi
TARİHİ: 08/12/2020
NUMARASI: 2017/1387 (E) – 2020/690 (K)
DAVANIN KONUSU: Tazminat
KARAR TARİHİ: 28/03/2023
Taraflar arasında görülen davada verilen, yukarıda tarihi ve numarası gösterilen karara karşı istinaf kanun yoluna başvurulmakla dosya incelendi;
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ: Davacılar vekili, İstanbul İli Pendik İlçesi sınırlarında, 19/10/2016 tarihînde, saat 22:45 sıralarında, müteveffa …’ın, karşıdan karşıya geçmek istediği esnada plakası belirsiz bir aracın çarpması sonucunda vefat ettiğini ve bu nedenle müvekkillerinin müteveffanın desteğinden yoksun kaldıklarını iddia ederek şimdilik 4.000 TL destekten yoksun kalma tazminatının davalıdan tahsiline karar verilmesini talep etmiştir. Davalı … vekili, dava öncesinde yapılan ödemeden mütevellit düzenlenen ibraname nedeniyle sorumluluklarının kalmadığını belirterek davanın reddini talep etmiştir. İlk derece mahkemesince yapılan yargılama neticesinde, sürücüsü ve plakası belirlenemeyen araç sürücüsünün asli kusurlu olduğu kabul edilerek, davanın, … için 54.420,17 TL, … için 74.088,62 TL’sı destekten yoksun kalma tazminatı üzerinden kabulüne karar verilmiştir. Karara karşı davalı vekili, benimsenen kusur raporunun hüküm vermek bakımından yeterli olmadığını, ek rapor alınmadan karar verilmesinin hatalı olduğunu, bilirkişi raporunun, dosya münderacatına uygun düşmediğini, müteveffa yayanın asli kusurlu olarak kabul edilmesi durumunda ödeme tarihindeki verilere göre yapılacak hesaplama sonucunda ödemenin tam ve eksiksiz olduğunun anlaşılacağını belirterek istinaf başvurusunda bulunmuştur. Dava, sürücüsü ve plakası belirlenemeyen bir aracın sebebiyet verdiği trafik kazasından kaynaklanan destekten yoksun kalma tazminatı istemine ilişkindir. İlk derece mahkemesince hükme esas alınan 01/10/2019 tarihli bilirkişi raporunda, müteveffa … ve arkadaşlarının Pendik sahilde alkol aldıktan sonra yürümeye başladıkları, …’ın diğer iki arkadaşı ile birlikte otoyolun karşı tarafına (Pendik tarafına) geçtiği, daha sonra Sahil tarafında kalan diğer iki arkadaşının yanına geçmek için yeniden otoyoldan gerisin geriye geçmeye çalıştığı, Kartal istikametine olan kısmı geçtikten sonra Tuzla istikametine doğru olan kısma geldiğinde, plakası belirsiz bir aracın çarpması sonucunda hayatını kaybettiği, olay yeri inceleme raporundaki bilgilere göre kazanın meydana geldiği mahalde trafik ışıkları veya yaya geçidinin bulunmadığı, kaza mahallinde yaklaşık 6 mt fren izinin bulunduğu, 6 mt’lik fren izinin kazaya sebebiyet veren aracın aşırı süratli kullanıldığının göstergesi niteliğinde bulunduğu, yine tanık beyanlarına göre müteveffa …’ın alkollü olarak yolun karşısıma geçmeye çalıştığı açıklanarak kabul edilen kazanın gerçekleşme biçimine göre sürücüsü belirlenemeyen araç sürücüsünün trafik yasasının 52/a-b ve 84. madde kurallarını ihlal ettiği gerekçesiyle asli kusurlu, müteveffa yayanın ise tali kusurlu olduğu mütalaasında bulunulmuştur. Davalı vekili tarafından işbu bilirkişi raporuna karşı raporda yer verilmeyen tarafsız bir görgü tanığının beyanlarına da dayanılarak gerekçeli bir şekilde itirazda bulunulmuş olmasına rağmen ek rapor alınmadan mahkemece yazılı şekilde karar verilmiştir. 6100 Sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun 27. maddesinde “Hukuki dinlenilme hakkı” düzenlenmiştir. Buna göre, davanın taraflarının yargılama ile ilgili bilgi sahibi olma, açıklama ve ispat hakkı bulunmaktadır. Maddenin gerekçesinde açıklandığı üzere bu hak Anayasanın 36. maddesinde ve Avrupa İnsan Hakları Sözleşmesinin 6. maddesinde düzenlenen adil yargılanma hakkının en önemli unsurudur. İddia ve savunma hakkı olarak da bilinen bu hak, tarafların yargılama konusunda tam bilgi sahibi olmalarını, açıklama ve ispat hakkını tam ve eşit olarak kullanabilmelerini, yargı organlarının da bu açıklamaları dikkate alarak gereği gibi değerlendirme yapıp, karar vermelerini zorunlu kılmaktadır.Aynı yasanın HMK’nın 281. maddesine göre de, taraflar, bilirkişi raporunun, kendilerine tebliği tarihinden itibaren iki hafta içinde, raporda eksik gördükleri hususların, bilirkişiye tamamlattırılmasını; belirsizlik gösteren hususlar hakkında ise bilirkişinin açıklama yapmasının sağlanmasını veya yeni bilirkişi atanmasını mahkemeden talep edebilecekleri düzenlenmiştir.Bu durumda, davalı vekilinin bilirkişi raporuna yönelik 17/10/2019 tarihli dilekçesinde dile getirdiği somut gerekçelere dayalı itirazlarını karşılar şekilde ek rapor alınıp, gerekirse bir başka heyetten bilirkişi raporu alınmadan sonuca gidilmesi usule aykırı olduğu gibi bilirkişi raporunda hikaye edilen kazanın gerçekleşme biçimine göre geçiş üstünlüğünün, ana yoldan gelmekte olan plakası tespit edilemeyen araç sürücüsüne mi yoksa trafik ışıkları ve yaya geçidi bulunmadığı halde karşıdan karşıya geçmek isteyen müteveffa yaya mı ait olduğu açıklanmadan düzenlenen bilirkişi raporunun, bu haliyle, hüküm vermekten uzak nitelikte olduğu görülmektedir.O halde, istinaf aşamasında vafat eden davacı …’ın mirasçılarından vekalet alarak sunması hususunda vekiline süre verilip taraf teşkili sağlandıktan sonra, davalı vekilinin rapora yönelik 17/10/2019 tarihli dilekçesinde dile getirdiği itirazları doğrultusunda ATK veyahut Karayolları Fen Heyetinden rapor alınıp, tarafların itirazlarına göre alınacak raporun yeterli görülmemesi halinde yeniden bir başka heyetten rapor alınıp sonucuna göre müteveffa yayanın tali kusurlu görülmesi halinde, ödeme tarihindeki verilere göre hesaplama yaptırılarak davalı …nın sorumluluğunu yerine getirip getirmediği hususu da saptanarak bir karar verilmesi amacıyla ilk derece mahkemesi kararının kaldırılmasına, davanın yeniden görülmesi için dosyanın mahkemesine gönderilmesine karar vermek gerekmiştir.
KARAR: Yukarıda açıklanan gerekçe ile; 1-6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanununun 353/1-a/6. maddesi uyarınca davalı vekilinin istinaf kanun yoluna başvuru talebinin kabulüne, 2-İlk derece mahkemesi kararının bütünüyle kaldırılmasına, 3-Davanın yeniden görülmesi için dosyanın kararı veren mahkemeye gönderilmesine, 4-Peşin istinaf karar ve ilam harcının istek halinde istinaf kanun yoluna başvurana iadesine,5-İstinaf yargılama giderlerinin ilk derece mahkemesince yeniden verilecek kararda dikkate alınmasına, Dair, 6100 sayılı HMK’nun 7251/39 md. ile değişik 362/1-g maddesi gereğince her iki taraf yönünden kesin olmak üzere dosya üzerinde yapılan inceleme sonunda oy birliğiyle karar verildi. 28/03/2023