Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.
T.C.
İSTANBUL
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
40. HUKUK DAİRESİ
TÜRK MİLLETİ ADINA
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ KARARI
DOSYA NO: 2021/543
KARAR NO: 2023/1293
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ: İstanbul Anadolu 8. Asliye Ticaret Mahkemesi
TARİHİ: 22/12/2020
NUMARASI: 2018/540 (E) – 2020/758 (K)
DAVANIN KONUSU: Maddi ve Manevi Tazminat
KARAR TARİHİ: 9/10/2023
Yukarıda yazılı İlk derece mahkemesi kararına karşı istinaf kanun yoluna başvurulması üzerine, Dairemiz Heyetince yapılan müzakere sonucunda;
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; 30/10/2011 günü İncesu-Kayseri istikametinde seyir halinde bulunan dava dışı … yönetimindeki davalı … Şirketi’ne ait … plakalı aracın, dava dışı sürücü … yönetiminde seyir halinde iken direksiyon hakimiyetini kaybetmesi nedeniyle devrilen ve davacı … de yolcu olarak bulunduğu davalı … AŞ’ye ait … plakalı otobüse çarptığını, olay sonucu adı geçen davacının sürekli biçimde malul kaldığını, kazaya karışan araçların davalı … AŞ’ye (eski unvanı … AŞ) Zorunlu Mali Sorumluluk Sigortası (ZMSS) ile sigortalı olduklarının belirterek, belirsiz alacak davası niteliğinde 500 TL geçici iş göremezlik tazminatı ile 500 TL sürekli iş göremezlik tazminatının davalılardan avans faizi ile birlikte tahsiline; 50.000 TL manevi tazminatın ise davalılar … Şirketi ile … AŞ’den avans faizi ile birlikte tahsiline karar verilmesini talep etmiş; 13/7/2020 günü sunduğu dilekçeyle talep ettiği 4.989,49 TL maddi tazminatın davalılardan müştereken ve müteselsilen tahsiline karar verilmesini istemiştir. Davalılar … AŞ ile … AŞ vekilleri cevap dilekçesinde davanın reddini savunmuşlardır. İlk derece mahkemesince, davacının geçici iş göremezlik tazminatına ilişkin istemin reddine, 40.989,49 TL sürekli iş göremezlik tazminatından %75 kusur oranına isabet eden 30.742,12 TL’sinin davalı … AŞ’den, %25 kusur oranına isabet eden 10.247,37 TL’sinin … Şirketi’nden, 40.989,49 TL tazminatın tamamının … AŞ’den müştereken ve müteselsilen tahsil edilerek davacıya verilmesine; 12.000 TL manevi tazminatın … AŞ’den, 4.000 TL manevi tazminatın … Şirketi’nden olmak üzere 16.000 TL manevi tazminatın davalılardan alınarak davacıya verilmesine, fazlaya ilişkin istemin reddine karar verilmiştir. Bu karara karşı istinaf kanun yoluna başvuran davacı dilekçesinde özetle; dava dilekçesi ile ıslah dilekçesindeki tüm talepleri bakımından davalılardan müştereken ve müteselsilen hükmedilmesinin talep edilmesine karşın mahkeme tarafından kusur oranlarına isabet eden tutar yönünden davalıların sorumluluğuna gidilerek usul ve yasaya aykırı karar verildiğini, maddi tazminat talepleri bakımından tüm davalıların, manevi tazminat talepleri bakımından ise davalılar … AŞ ve … Şirketi’nin tazminat taleplerinin tamamını müştereken ve müteselsilen karşılamak zorunda olduklarını, hükmolunan tazminatlara kusurlu olan her iki aracında ticari nitelikte olması nedeniyle avans faizi uygulanması gerektiğini, manevi tazminat talebinin tümüyle kabul edilmesi gerektiğini belirterek ilk derece mahkemesi kararının kaldırılmasını talep etmiştir. 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun (HMK) 355’inci maddesi uyarınca ileri sürülen istinaf nedenleri ve kamu düzenine ilişkin konularla sınırlı biçimde yapılan incelemede:Dava, trafik kazasından kaynaklanan maddi ve manevi tazminat istemine ilişkindir. 6098 sayılı Türk Borçlar Kanununun (TBK) 56’ncı maddesinin 1’inci fıkrasına göre hâkim, bir kimsenin bedensel bütünlüğünün zedelenmesi durumunda, olayın özelliklerini göz önünde tutarak, zarar görene uygun bir miktar paranın manevi tazminat olarak ödenmesine karar verebilir. Aynı maddenin 2’nci fıkrası uyarınca ağır bedensel zarar veya ölüm hâlinde, zarar görenin veya ölenin yakınlarına da manevi tazminat olarak uygun bir miktar paranın ödenmesine karar verilebilir.Bir kimsenin, hukuka aykırı bir fiil yüzünden çektiği, bedeni acılarla ruhsal üzüntüye manevi zarar denir. Manevi zarar, gerçek anlamda zarar değildir; zira malvarlığında bir azalmayı ifade etmez. Bir acının veya üzüntünün maddi zarar gibi parayla ölçülmesine olanak bulunmamaktadır. Paranın manevi zararları karşılamak üzere kullanılabilmesi, hiçbir zaman manevi kaygı geri getirip yerine koyduğu veya manevi varlığın bir bölümünün onunla değiştirilebildiği anlamını taşımaz. Paranın bu anlamda gördüğü iş, kişilik hakları ve yararları zedelenen kimsenin duyduğu manevi acıyı bir dereceye kadar yumuşatıp yatıştırmakta; bozulan manevi dengeyi onarıp düzeltmekte; bir teselli, bir avunma, bir ruhsal tatmin aracı olmaktan ibarettir.Hâkimin özel halleri göz önünde tutarak manevi zarar adı ile hak sahibine verilmesine karar vereceği bir para tutarı olan manevi tazminatın miktarı adalete uygun olmalıdır. Zarara uğrayanda manevi huzuru doğurmayı gerçekleştirecek tazminata benzer bir fonksiyonu olan ve özgün bir nitelik taşıyan hükmedilecek bu para, bir ceza olmadığı gibi, malvarlığı hukukuna ilişkin zararın karşılanmasını da amaç edinmemiştir. O halde, bu tazminatın sınırı onun amacına göre belirlenmelidir. Takdir edilecek miktar, mevcut halde elde edilmek istenilen tatmin duygusunun etkisine ulaşmak için gerekli olan kadar olmalıdır. 22/6/1966 gün ve 7/7 sayılı Yargıtay İçtihadı Birleştirme Kararı’nın gerekçesinde takdir olunacak manevi tazminatın tutarını etkileyecek özel hal ve şartlar da açıkça gösterilmiştir. Bunlar her olaya göre değişebileceğinden hâkim bu konuda takdir hakkını kullanırken ona etkili olan nedenleri de karar yerinde objektif ölçülere göre isabetli bir biçimde göstermelidir. Nitekim Yargıtay Hukuk Genel Kurulunun 23/6/2004 gün ve 13/291-370 sayılı kararında da vurgulandığı gibi, hâkimin bu takdir hakkını kullanırken, ülkenin ekonomik koşulları, tarafların sosyal ve ekonomik durumu, paranın satın alma gücü, tarafların kusur durumu, olayın ağırlığı, olay tarihi gibi özellikleri göz önünde tutması ve buna göre manevi tazminatın miktarını takdir edilmesi gerektiği açıkça ortadadır. Yukarıda açıklanan ilkeler ışığında, manevi tazminat zenginleşme aracı olmamakla beraber, bu yöndeki talep hakkında hüküm kurulurken; olay sebebiyle duyulan acı ve elemin kısmen de olsa giderilmesi amaçlanmalı, bu nedenle tarafların sosyal ve ekonomik durumları ile birlikte olayın meydana geliş biçimi ve tarafların kusur durumları gözönünde tutularak, 4721 sayılı Türk Medeni Kanunu’nun 4’üncü maddesinde belirtildiği gibi, hukuka ve hakkaniyete uygun sonuca varılmalıdır.Somut olay yukarıda açıklanan yasal düzenlemeler ve ilkeler ışığında değerlendirildiğinde; davacının dosya kapsamından anlaşılan sosyal ve ekonomik durumuna, olayın meydana geliş biçimine, bilirkişi raporundan anlaşılan kusur oranları ile Adli Tıp Kurumu 2’nci İhtisas Kurulunun 19/2/2020 gün ve 2376 sayılı rapor içeriğine göre Çalışma Gücü ve Meslekte Kazanma Gücü Kaybı Oranı Tespit İşlemleri Yönetmeliği hükümlerine göre meslekte kazanma gücünü E Cetveline göre %19 oranında kaybetmiş sayılacağı anlaşılan davacı … yasalanmasının ağırlığına ve olayın meydana geldiği tarihe göre davacı lehine hükmolunan manevi tazminat miktarında isabetsizlik bulunmadığı sonucuna ulaşılmıştır.Hükme esas alınan aktüerya hesap uzmanı bilirkişinin raporunda 30/10/2011 günü meydana gelen trafik kazası nedeniyle %19 oranında sürekli sakatlığı olaşan davacı … sürekli iş göremezlik zararının 213.628,08 TL; davalı işleten … AŞ’ye ait … plakalı otobüs sürücüsünün kusuru yönünden daha önce yapılan ödemenin güncel değerinin 129.478,94 TL, davalı … Şirketi’ne ait … plakalı araç sürücüsünün kusuru yönünden daha önce yapılan ödemenin güncel değerinin ise 43.159,65 TL olarak hesaplandığı; buna göre sürekli iş göremezlik zararı 213.628,08 TL olarak hesaplanan davacıya yapılan ödemelerin güncel toplam değerinin 172.638,59 TL olduğu, bakiye tazminat alacağının ise 40.989,49 TL olarak hesaplandığı anlaşılmış; davacı vekili bedel arttırım dilekçesininde 40.989,49 TL tazminatın davalılardan müştereken ve müteselsilen tahsiline, 50.000 TL manevi tazminatın davalı işleten şirketlerden müştereken ve müteselsilen tahsiline karar verilmesini talep etmiştir. 2918 sayılı Karayolları Trafik Kanunu’nun (KTK) 85’inci maddesinin 1’inci fıkrası gereğince, bir motorlu aracın işletilmesi bir kimsenin ölümüne veya yaralanmasına yahut bir şeyin zarara uğramasına sebep olursa, motorlu aracın bir teşebbüsün unvanı veya işletme adı altında veya bu teşebbüs tarafından kesilen biletle işletilmesi halinde, motorlu aracın işleteni ve bağlı olduğu teşebbüsün sahibi, doğan zarardan müştereken ve müteselsilen sorumlu olurlar. Aynı maddenin ve son fıkrası uyarınca, işleten ve araç işleticisi teşebbüsün sahibi, aracın sürücüsünün veya aracın kullanılmasına katılan yardımcı kişilerin kusurundan kendi kusuru gibi sorumludur. Aynı Kanun’un 88’inci maddesinin 1’inci fıkrası gereğince Bir motorlu aracın katıldığı bir kazada, bir üçüncü kişinin uğradığı zarardan dolayı, birden fazla kişi tazminatla yükümlü bulunuyorsa, bunlar müteselsil olarak sorumlu tutulur. Diğer yandan 6098 sayılı Türk Borçlar Kanunu’nun (TBK) 61’inci maddesi gereğince, birden çok kişi birlikte bir zarara sebebiyet verdikleri veya aynı zarardan çeşitli sebeplerden dolayı sorumlu oldukları takdirde, haklarında müteselsil sorumluluğa ilişkin hükümler uygulanır. Aynı Kanun’un 163’üncü maddesinin 1’inci fıkrası uyarınca, alacaklı, borcun tamamının veya bir kısmının ifasını, dilerse borçluların hepsinden, dilerse yalnız birinden isteyebilir.Somut uyuşmazlık yukarıda yapılan açıklamalar ışığında değerlendirildiğinde, KTK’nin 85’inci maddesinin son fıkrası uyarınca sürücülerin kusurundan kendi kusurları gibi sorumlu olan davacı işletenler …AŞ ile … Limited Şirketi’nin, KTK’nin 88’inci maddesinin 1’inci fıkrası ile TBK’nin 61’inci maddesi ile 163’üncü maddesinin 1’inci fıkrası uyarınca, davacının trafik kazası nedeniyle uğradığı zararın tamamından müteselsil sorumlu olduklarının anlaşılması karşısında, her bir davalı işletenin sürücülerin kusur oranında sorumlu tutulmaları isabetsizdir.Diğer yandan kazaya neden olan … plakalı aracın …. AŞ’ye ait otobüs; kazaya kararışan … plakalı aracın ise … Şirketi’ne ait kamyonet olması ve araçların davalı işletenlerin ticari faaliyetlerinde kullanıldığının anlaşılması karşısında, dava ve bedel arttırım dilekçelerinde avans faizi uygulanmasını talep eden davacı lehine hükmolunan maddi ve manevi tazminatlara avans faizi uygulanması gerekirken, yasal faiz uygulanmasına karar verilmesinin yerinde olmadığı sonucuna ulaşılmıştır.
HÜKÜM: Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere:I-Davacı … vekilinin istinaf başvurusunun kabulüne, yukarıda esas ve karar numarası belirtilen ilk derece mahkemesinin kararının, HMK’nin 353/1-b/2’nci maddesi gereğince düzeltilerek yeniden esas hakkında karar verilmek üzere kaldırılmasına, Buna göre:1-Maddi tazminat davasının kabulüne, 40.989,49 TL maddi tazminatın davalılar … AŞ ile … Şirketi’nden davaya konu kazanın meydana geldiği 30/10/2011 gününden, davalı … AŞ’den ise 23/1/2018 tarihinden itibaren işleyecek avans faizi ile birlikte müştereken ve müteselsilen tahsil edilerek davacıya verilmesine, 2-Manevi tazminat davasının kısmen kabulüne, 16.000 TL manevi tazminatın …AŞ ile … Şirketi’nden davaya konu kazanın meydana geldiği 30/10/2011 gününden itibaren işleyecek avans faizi ile birlikte müştereken ve müteselsilen tahsil edilerek davacıya verilmesine, fazlaya ilişkin istemin reddine, 3-Maddi tazminat davası yönünden Harçlar Kanunu uyarınca alınması gereken ve hükmolunan maddi tazminatın tutarına göre hesaplanan 2.799,99 TL nispi karar ve ilam harcından, peşin alınan karar ve ilam harcından maddi tazminat talebine isabet eden 3,41 TL, tamamlama harcı olarak alınan 138,30 TL olmak üzere toplam 141,71 TL karar ve ilam harcının mahsubu ile bakiye 2.658,28 TL karar ve ilam harcının davalılar … AŞ …AŞ ile … Şirketi’nden müştereken ve müteselsilen tahsili ile Hazine’ye gelir kaydına, 4-Manevi tazminat davası yönünden Harçlar Kanunu uyarınca alınması gereken ve hükmolunan manevi tazminatın tutarına göre hesaplanan 1.092,96 TL nispi karar ve ilam harcından, peşin alınan karar ve ilam harcından manevi tazminat talebine isabet eden 170,79 TL karar ve ilam harcının mahsubu ile bakiye 922,17 TL karar ve ilam harcının davalılar … AŞ ile … Şirketi’nden müştereken ve müteselsilen tahsili ile Hazine’ye gelir kaydına,5-Maddi tazminat davası bakımından; ilk derece mahkemesinin hüküm tarihinde yürürlükte bulunan Avukatlık Asgari Ücret Tarifesinin (AAÜT) 13’üncü maddesinin 1’inci fıkrası uyarınca, kabulüne karar verilen maddi tazminatın miktarına göre hesaplanan 6.128,63 TL nispi vekâlet ücretinin, davalılar … AŞ, … AŞ ile … Şirketi’nden müştereken ve müteselsilen tahsil edilerek vekille temsil edilen davacıya verilmesine, 6-Manevi tazminat davası bakımından; ilk derece mahkemesinin hüküm tarihinde yürürlükte bulunan AAÜT’nin 10’uncu maddesinin 1’inci fıkrası ile 13’üncü maddesinin 1’inci fıkrası uyarınca, kabulüne karar verilen manevi tazminatın miktarına göre belirlenen 4.080 TL maktu vekâlet ücretinin, … AŞ ile … Şirketi’nden müştereken ve müteselsilen tahsil edilerek vekille temsil edilen davacıya verilmesine, 7-Kısmen reddine karar verilen manevi tazminat istemi bakımından; ilk derece mahkemesinin hüküm tarihinde yürürlükte bulunan AAÜT’nin 10’uncu maddesinin 2’nci fıkrası uyarınca, reddine karar verilen manevi tazminatın miktarına göre belirlenen 4.080 TL maktu vekâlet ücretinin, davacıdan tahsil edilerek vekille temsil edilen davalı … AŞ’ye verilmesine, 8-Davacı tarafından harcanan, 35,90 TL başvuru harcı, 5,20 TL vekâlet harcı, 1.400 TL bilirkişi ücreti, 549,86 TL tebligat posta masrafı, 562 TL ATK rapor gideri olmak üzere toplam 2.552,96 TL yargılama giderinin, davanın kabul ve ret oranına göre hesaplanan (%62,63 kabul, %37,37 ret) 1.598,92 TL yargılama giderinin davalılar … AŞ, … Şirketi ile … AŞ’den müştereken ve müteselsilen tahsil edilerek, davacıya verilmesine, davalı … AŞ’nin 1.149,94 TL yargılama giderinden sorumlu tutulmasına, bakiye yargılama giderinin davacı üzerinde bırakılmasına, 9-Davacı tarafından peşin ödenen ve maddi tazminat davası nedeniyle hükmolunan karar ve ilam harcından mahsubuna karar verilen toplam 141,71TL karar ve ilam harcının, davalılar … AŞ, … AŞ ve …Limited Şirketi’nden müştereken ve müteselsilen tahsil edilerek, davacıya verilmesine, 10-Davacı tarafından peşin ödenen ve manevi tazminat davası nedeniyle hükmolunan karar ve ilam harcından mahsubuna karar verilen 170,79 TL karar ve ilam harcının davalılar … AŞ ve … Şirketi’nden müştereken ve müteselsilen tahsil edilerek, davacıya verilmesine, 11-Harcanmayan gider avansının HMK’nin 333 üncü maddesinin 1 inci fıkrası uyarınca ilk derece mahkemesince kendiliğinden yatıran tarafa geri verilmesine, II-İstinaf incelemesi bakımından ;1-Davacı tarafından peşin yatırılan istinaf karar ve ilam harcının, talep halinde ilk derece mahkemesi tarafından geri verilmesine, 2-İstinaf kanun yolu başvurusu nedeniyle davacı tarafından harcanan, posta ve tebligat gideri 103,40 TL, istinaf kanun yolu başvuru harcı 162,10 TL olmak üzere toplam 265,50 TL yargılama giderinin, davalılar … AŞ, … AŞ ve … Limited Şirketi’nden müştereken ve müteselsilen tahsil edilerek, davacıya verilmesine,3-İstinaf incelemesi duruşmalı yapılmadığından, vekâlet ücretine hükmedilmesine yer olmadığına,
4-İstinaf kanun yolu incelemesi için yatırılan gider avansından artan tutarın, HMK’nin 333’üncü maddesinin, 1’inci fıkrası uyarınca ilk derece mahkemesince, kendiliğinden yatıran tarafa geri verilmesine,Dair, dosya üzerinde yapılan inceleme sonucunda HMK’nin 362/1-a maddesi gereğince kesin olmak üzere oy birliğiyle karar verildi.9/10/2023