Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 40. Hukuk Dairesi 2021/524 E. 2023/1286 K. 09.10.2023 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
İSTANBUL
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
40. HUKUK DAİRESİ
TÜRK MİLLETİ ADINA
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ KARARI
DOSYA NO: 2021/524
KARAR NO: 2023/1286
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ: Bakırköy 4. Asliye Ticaret Mahkemesi
TARİHİ: 8/10/2020
NUMARASI: 2017/466 (E) – 2020/540 (K)
DAVANIN KONUSU: Maddi ve Manevi Tazminat
KARAR TARİHİ: 9/10/2023
Yukarıda yazılı İlk derece mahkemesi kararına karşı istinaf kanun yoluna başvurulması üzerine, Dairemiz Heyetince yapılan müzakere sonucunda;
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; davacı …’ın eşi diğer davacıların babası olan …’ın 1/10/2016 günün yolcu olarak bulunduğu … plakalı otobüs hareket halinde iken orta kapısından düşerek öldüğünü belirterek, belirsiz alacak davası niteliğinde davacılar lehine destekten yoksun kalma tazminatına hükmolunmasını, her bir davacı için ayrı ayrı 30.000 TL olmak üzere toplam 150.000 TL manevi tazminat ödenmesine karar verilmesini talep etmiştir. Davalılar … Ticaret AŞ, … Sigorta AŞ vekilleri cevap dilekçelerinde, davanın reddini savunmuşlardır. İlk derece mahkemesince, davacılar …, …, … ve … tarafından açılan maddi tazminat davalarının reddine; davacı … tarafından açılan maddi tazminat davasının kabulüne, 88.099,47 TL destekten yoksun kalma tazminatının davalılar … Sigorta AŞ, … Sigorta AŞ ve … Ticaret AŞ’den, 58.732,98 TL destekten yoksun kalma tazminatının ise davalılar … ve … Ticaret AŞ’den müştereken ve müteselsilen tahsil edilerek davacıya verilmesi; davacılar tarafından davalılardan …’ya karşı açılan maddi tazminat davasının reddine; manevi tazminat davasının kısmen kabulüne, davacılardan … için 20.000 TL diğer davacılar için ayrı ayrı 15.000 TL manevi tazminatın davalılar … ve … AŞ’den müştereken ve müteselsilen tahsil edilerek davacılara verilmesine; davacılar vekilinin davalılar …, … Sigorta AŞ ve … Sigorta AŞ’ye karşı açtıkları manevi tazminat davasının reddine karar verilmiştir. Bu karara karşı istinaf kanun yoluna başvuran davalı … Ticaret AŞ vekili dilekçesinde özetle; davaya bakma görevinin Asliye Hukuk Mahkemesine ait olduğunu, kazanın oluşumunda müvekkiline yüklenecek kusur bulunmadığını, bilirkişinin … Sigorta AŞ yönünden yaptığı hesaplamanın yanlış olduğunu, davacı yanın talep ettiği pek aşırı manevi tazminat talebinin de reddi gerektiğini, belirterek ilk derece mahkemesi kararının kaldırılmasını talep etmiştir. 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun (HMK) 355’inci maddesi uyarınca ileri sürülen istinaf nedenleri ve kamu düzenine ilişkin konularla sınırlı biçimde yapılan incelemede: Dava, trafik kazasından kaynaklanan maddi ve manevi tazminat istemine ilişkindir. Davacılar vekilinin dilekçesinde, davacıların desteğinin davalı işleten … Turizm Ticaret AŞ’ye ait davalı sürücü …’in yönetimindeki … plakalı otobüsten düşerek öldüğünü belirterek, kazaya karışan otobüsün ihtiyari mali mesuliyet sigortacısı … Sigorta AŞ ile Zorunlu Mali Sorumluluk Sigortası (ZMSS) poliçesi düzenleyen … Sigorta AŞ’den destekten yoksun kalma tazminatı talep etmesi, böylece 6102 sayılı Türk Ticaret Kanunu’nun (TTK) 1401 vd. maddelerinde düzenlenen Sigorta Hukukuna ilişkin olması nedeniyle aynı Kanunun 4’üncü maddesinin 1’inci fıkrasına göre mutlak ticari dava niteliğindeki davaya bakma görevinin asliye ticaret mahkemesine ait olduğunun anlaşılması karşısında, davanın TTK’nin 5’inci maddesinin 3’üncü fıkrası uyarınca asliye ticaret mahkemesinde görülüp sonuçlandırılmasında isabetsizlik görülmemiştir. Bilirkişiler kurulu tarafından düzenlenen raporda, yolcusu bulunduğu otobüste ineceği yere yaklaşıldığında araç muavininin isteği üzerine orta kapıda bekleyen ve karanlıkta aracın hareketli olup olmadığını anlamadan inen destek …’ın kazanın oluşumunda kusurunun bulunmadığının bildirilmesi karşısında, kazada ölen desteğin kusursuz olduğuna ilişkin rapora dayanılarak karar verilmesinde isabetsizlik bulunmadığı sonucuna varılmış, 2918 sayılı Karayolları Trafik Kanunu’nun 85’inci maddesinin 1’inci ve son fıkraları ile aynı Kanunun 88’inci maddesinin 1’inci fıkrası uyarınca davalı işleten … Ticaret AŞ ile davalı sürücü …’in, trafik kazasından kaynaklanan zararın tamamından, kazaya karışan … plakalı otobüsün ZMSS sigortacısı davalı … Sigorta AŞ’nin ise KTK’nin 91’inci maddesinin 1’inci fıkrası uyarınca ZMSS poliçesinde davaya konu kaza nedeniyle oluşan ve işletenin sorumluluğundaki zarardan poliçede öngörülen limitler dahilinde müteselsilen sorumlu olduklarından, bu konuya yönelen istinaf nedenleri yerinde görülmemiştir. 6098 sayılı Türk Borçlar Kanununun (TBK) 56’ncı maddesinin 1’inci fıkrasına göre hâkim, bir kimsenin bedensel bütünlüğünün zedelenmesi durumunda, olayın özelliklerini göz önünde tutarak, zarar görene uygun bir miktar paranın manevi tazminat olarak ödenmesine karar verebilir. Aynı maddenin 2’nci fıkrası uyarınca ağır bedensel zarar veya ölüm hâlinde, zarar görenin veya ölenin yakınlarına da manevi tazminat olarak uygun bir miktar paranın ödenmesine karar verilebilir.Bir kimsenin, hukuka aykırı bir fiil yüzünden çektiği, bedeni acılarla ruhsal üzüntüye manevi zarar denir. Manevi zarar, gerçek anlamda zarar değildir; zira malvarlığında bir azalmayı ifade etmez. Bir acının veya üzüntünün maddi zarar gibi parayla ölçülmesine olanak bulunmamaktadır. Paranın manevi zararları karşılamak üzere kullanılabilmesi, hiçbir zaman manevi kaygı geri getirip yerine koyduğu veya manevi varlığın bir bölümünün onunla değiştirilebildiği anlamını taşımaz. Paranın bu anlamda gördüğü iş, kişilik hakları ve yararları zedelenen kimsenin duyduğu manevi acıyı bir dereceye kadar yumuşatıp yatıştırmak; bozulan manevi dengeyi onarıp düzeltmek; bir avunma, bir ruhsal tatmin aracı olmaktan ibarettir. Hâkimin özel halleri göz önünde tutarak manevi zarar adı ile hak sahibine verilmesine karar vereceği bir para tutarı olan manevi tazminatın miktarı adalete uygun olmalıdır. Zarara uğrayanda manevi huzuru doğurmayı gerçekleştirecek tazminata benzer bir fonksiyonu olan ve özgün bir nitelik taşıyan hükmedilecek bu para, bir ceza olmadığı gibi, malvarlığı hukukuna ilişkin zararın karşılanmasını da amaç edinmemiştir. O halde, bu tazminatın sınırı onun amacına göre belirlenmelidir. Takdir edilecek miktar, mevcut halde elde edilmek istenilen tatmin duygusunun etkisine ulaşmak için gerekli olan kadar olmalıdır. 22/6/1966 gün ve 7/7 sayılı Yargıtay İçtihadı Birleştirme Kararı’nın gerekçesinde takdir olunacak manevi tazminatın tutarını etkileyecek özel hal ve şartlar da açıkça gösterilmiştir. Bunlar her olaya göre değişebileceğinden hâkim bu konuda takdir hakkını kullanırken ona etkili olan nedenleri de karar yerinde objektif ölçülere göre isabetli bir biçimde göstermelidir. Nitekim Yargıtay Hukuk Genel Kurulunun 23/6/2004 gün ve 13/291-370 sayılı kararında da vurgulandığı gibi, hâkimin bu takdir hakkını kullanırken, ülkenin ekonomik koşulları, tarafların sosyal ve ekonomik durumu, paranın satın alma gücü, tarafların kusur durumu, olayın ağırlığı, olay tarihi gibi özellikleri göz önünde tutması ve buna göre manevi tazminatın miktarını takdir edilmesi gerektiği açıkça ortadadır. Yukarıda açıklanan ilkeler ışığında, manevi tazminat zenginleşme aracı olmamakla beraber, bu yöndeki talep hakkında hüküm kurulurken; olay sebebiyle duyulan acı ve elemin kısmen de olsa giderilmesi amaçlanmalı, bu nedenle tarafların sosyal ve ekonomik durumları ile birlikte olayın meydana geliş biçimi ve tarafların kusur durumları gözönünde tutularak, 4721 sayılı Türk Medeni Kanunu’nun 4’üncü maddesinde belirtildiği gibi, hukuka ve hakkaniyete uygun sonuca varılmalıdır.Somut olay yukarıda açıklanan yasal düzenlemeler ve ilkeler ışığında değerlendirildiğinde; davacılar ile davalı …’in dosya kapsamından anlaşılan sosyal ve ekonomik durumlarına, olayın meydana geliş biçimine, bilirkişi raporundan anlaşılan kusurun ağırlığına göre davacılar lehine hükmolunan manevi tazminatların miktarında isabetsizlik bulunmadığı kabul edilmiştir. Ancak, kamu düzenine ilişkin olması nedeniyle karar ve ilam harçları yönünden Dairemizce kendiliğinden yapılan incelemede, davacılar lehine hükmolunan manevi tazminatların tutarına göre eksik karar ve ilam harcına hükmolunması yerinde görülmemiştir.
HÜKÜM: Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere: I-Davalı … Ticaret AŞ vekilinin istinaf başvurusunun kabulüne, yukarıda esas ve karar numarası belirtilen ilk derece mahkemesinin kararının, HMK’nin 353/1-b/2’nci maddesi gereğince düzeltilerek yeniden esas hakkında karar verilmek üzere kaldırılmasına, Buna göre: 1-Davacılar …, …, … ve … tarafından açılan maddi tazminat davalarının ayrı ayrı reddine, 2-Davalı …’ya karşı açılan maddi tazminat davasının reddine, 3-Davalılar …, … Sigorta AŞ ve … Sigorta AŞ’ye karşı açılan manevi tazminat davasının reddine, 4-Davacı … tarafından açılan maddi tazminat davasının kabulüne, 88.099,47 TL destekten yoksun kalma tazminatının davalılar … Sigorta AŞ, … Sigorta AŞ ve … Ticaret AŞ’den; 58.732,98 TL destekten yoksun kalma tazminatının ise davalılar … ve … Ticaret AŞ’den, davalı sigorta şirketleri yönünden davanın açıldığı 10/4/2017 tarihinden itibaren, diğer davalılar yönünden ise 3/10/2016 tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte müştereken ve müteselsilen tahsil edilerek davacı …’a verilmesine, 5-Davalılar … ve … Ticaret AŞ’ye karşı açılan manevi tazminat davalarının kısmen kabulüne; davacılardan … için 20.000 TL, davacı … için 15.000 TL, davacı … için 15.000 TL, davacı … için 15.000 TL, davacı … için 15.000 TL manevi tazminatın kazanın meydana geldiği 3/10/2016 gününden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte davalılar … ve … Ticaret AŞ’den müştereken ve müteselsilen tahsil edilerek adları geçen davacılara verilmesine, 6-Maddi tazminat davası yönünden; Harçlar Kanunu uyarınca alınması gereken ve hükmolunan maddi tazminatın miktarına göre hesaplanan 10.030,12 TL nispi karar ve ilam harcından, 735 TL ıslah harcının mahsubu ile bakiye 9.295,12‬ TL karar ve ilam harcının, davalılar … Sigorta AŞ, … Sigorta AŞ, … Ticaret AŞ ve …’den müştereken ve müteselsilen tahsili ile Hazine’ye gelir kaydına; davalılar … Sigorta AŞ ve … Sigorta AŞ’nin bakiye 5.283,07 TL karar ve ilam harcından; davalı …’in 3.277,04 TL karar ve ilam harcından; davalı … Ticaret AŞ’nin ise bakiye karar ve ilam harcının tamamı olan 9.295,12 TL karar ve ilam harcından sorumlu tutulmasına, 7-Manevi tazimnat davası yönünden; Harçlar Kanunu uyarınca alınması gereken ve hükmolunan manevi tazminatın miktarına göre hesaplanan 5.464,8‬0 TL nispi karar ve ilam harcından, peşin alınan 512,33 TL karar ve ilam harcının mahsubu ile bakiye 4.952,47‬‬ TL karar ve ilam harcının, davalılar … ve … Ticaret AŞ’den müştereken ve müteselsilen tahsili ile Hazineye gelir kaydına, 8-İstinaf nedeni olarak ileri sürülmediğinden, istinaf incelemesi dışında kalan ilk derece mahkemesinin yargılama gideri ve vekâlet ücreti hüküm fıkraları yinelenerek; a) Maddi tazminat davası bakımından, davacı … lehine taktir edilen 12.252,93 TL vekâlet ücretinin davalılar … Sigorta AŞ, … Sigorta AŞ ve … Ticaret AŞ’den alınarak, davacı …’a verilmesine, b) Maddi tazminat davası bakımından, 8.435,29 TL vekâlet ücretinin, davalılar … ve … AŞ’den alınarak, davacı …’a verilmesine, c) Manevi tazminat davası bakımından, 3.400 TL vekâlet ücretinin davalılar … ve … Ticaret AŞ’den alınarak, davacı …’a verilmesine, ç) Manevi tazminat davası bakımından, 3.400 TL vekâlet ücretinin, davalılar … ve … Ticaret AŞ’den alınarak, davacı … dışındaki diğer davacılara verilmesine, d) Manevi tazminat davası yönünden, 3.400 TL vekâlet ücretinin davacılardan alınarak, davalılar … Sigorta AŞ ve … Sigorta AŞ’ye verilmesine, e) Davacılar tarafından harcanan 3.079,43 TL yargılama giderinin davalılar … Sigorta AŞ, … Sigorta AŞ, … Ticaret AŞ ve …’den alınarak, davacılara verilmesine, 9-Harcanmayan gider avansının HMK’nin 333’üncü maddesinin 1’inci fıkrası uyarınca ilk derece mahkemesince kendiliğinden yatıran tarafa geri verilmesine, II-İstinaf incelemesi bakımından; 1-Davalı … Ticaret AŞ tarafından peşin yatırılan istinaf karar ve ilam harcının, talep halinde ilk derece mahkemesi tarafından geri verilmesine, 2-İstinaf kanun yolu başvurusu nedeniyle davalı … Sigorta AŞ tarafından harcanan posta ve tebligat gideri 54,50 TL, istinaf kanun yolu başvuru harcı 162,10 TL olmak üzere toplam 216,6‬0 TL yargılama giderinin, davacılardan müştereken ve müteselsilen tahsil edilerek, davalı … Ticaret AŞ’ye verilmesine, 3-İstinaf incelemesi duruşmalı yapılmadığından, vekâlet ücretine hükmedilmesine yer olmadığına, 4-İstinaf kanun yolu incelemesi için yatırılan gider avansından artan tutarın, HMK’nin 333’üncü maddesinin, 1’inci fıkrası uyarınca ilk derece mahkemesince, kendiliğinden yatıran tarafa geri verilmesine, Dair, dosya üzerinde yapılan inceleme sonucunda HMK’nin 362/1-a maddesi gereğince kesin olmak üzere oy birliğiyle karar verildi.