Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 40. Hukuk Dairesi 2021/518 E. 2021/779 K. 21.05.2021 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C.
İSTANBUL
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
40. HUKUK DAİRESİ
TÜRK MİLLETİ ADINA
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ KARARI
DOSYA NO: 2021/518
KARAR NO: 2021/779
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ: İSTANBUL ANADOLU 5. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ: 11/02/2020
NUMARASI: 2017/1334 (E) 2020/107 (K)
DAVANIN KONUSU: Manevi tazminat (Trafik kazasından kaynaklanan)
KARAR TARİHİ: 21/05/2021
Yukarıda yazılı İlk Derece Mahkemesi kararına karşı istinaf kanun yoluna başvurulması üzerine, Dairemiz Heyetince yapılan müzakere sonucunda;
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ: Davacı vekili dava dilekçesinde özetle, müvekkilinin annesi …’in 24/04/2012 tarihinde, davalı … şirketine sigortalı, davalı … idaresindeki İETT otobüsünün altında kalarak hayatını kaybettiğini, müvekkilinin uğradığı manevi zararın tazmini amacıyla 20.000 TL manevi tazminatın davalılardan müştereken ve müteselsilen tahsiline karar verilmesini talep ve dava etmiştir. Davalı … vekili cevap dilekçesinde özetle, dava konusu kazada müvekkilinin hiçbir kusurunun bulunmadığını, ceza mahkemesi kararının kesinleşmesinin beklenilmesini, talep edilen manevi tazminat miktarının fahiş olduğunu belirterek davanın reddini talep etmiştir. Davalı … AŞ vekili cevap dilekçesinde özetle, … plakalı sayılı aracın müvekkili şirket nezdinde … poliçe numarası ile 01/01/2012-2013 tarihleri arasında ZMMS poliçesi ile sigortalı olduğunu, müvekkili şirketin ancak sigortalısının kazadaki kusuru oranında ve maddi zararın varlığı ispat edildiği takdirde, sorumluluğunun teminat limitiyle sınırlı olarak söz konusu olabileceğini, manevi tazminat talebi ZMMS kapsamı dışında kaldığından müvekkili şirketin herhangi bir sorumluluğunun bulunmadığını belirterek davanın reddini talep etmiştir. İlk Derece Mahkemesince; davacı vekilinin 08/05/2018, 29/11/2018 tarihli celselere mazeret dilekçesi gönderdiği, 23/05/2019 tarihli duruşmada hazır olmadığı, mazeret de sunmadığı, 28/05/2019 tarihli dilekçesi ile yenileme talebinde bulunduğu, yenileme talebi uygun görülmekle taraflara duruşma gün ve saatini bildirir davetiye gönderildiği, 05/11/2019 tarihli celsede de mazeret dilekçesi sunduğu, mazeretin kabulü ile yeni duruşma gününün UYAP’tan öğrenmesine karar verildiği, 11/02/2020 tarihli duruşmaya da mazeret dilekçesi gönderildiği, davalı taraf vekillerinin davayı takip etmek istemediklerini defaten beyan ettikleri ayrıca dosyanın sürüncemede kaldığı gerekçesiyle davanın HMK 150/6 gereğince açılmamış sayılmasına karar verilmiştir. Bu karara karşı davacı vekili istinaf kanun yoluna başvurmuştur. Davacı vekili istinaf dilekçesinde özetle; 29/11/2018 tarihli 2 nolu celsede verilen ara kararların yerine getirilmediğini, karar duruşmasında bu ara kararlardan vazgeçilmesine dair bir karar da alınmadığını, 2 nolu celsenin 3 nolu ara kararındaki ceza dosyasının Yargıtay’dan dönüp kesinleşmesinin beklenmesine karar verildiğini, ceza dosyasının 23/10/2019 tarihinde Yargıtay’dan dönerek kesinleştiğini, ancak buna ilişkin ara kararını gerçekleştirecek hiçbir cevabın dosyaya sunulmadığını, ekte sunulan hastane kayıtlarından da anlaşılacağı üzere o dönemde ciddi sağlık sorunları nedeniyle hastanede bulunduğunu, büro arkadaşlarının gönderdiği mazeret dilekçesinde ara kararların yerine getirilmediği belirtildiği halde, bu konunun göz ardı edildiğini, bir önceki celsede esas mahkeme hakiminin izinli olduğunu, başka bir hakimin dosyaya bakması ve incelemeye alınması hükmü de kurulmasına rağmen dosyadaki bu eksikliklerin dikkate alınmayarak, davalı vekillerinin ısrarlı bir şekilde dosyayı takip etmeyeceklerini söyleyerek dosyanın karara çıkarılmasının haksız ve hukuka aykırı olduğunu belirterek ilk derece mahkemesi kararın kaldırılmasına karar verilmesini talep etmiştir. 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanununun (HMK) 355. maddesi kapsamında istinaf itirazları ve kamu düzenine ilişkin hususlarla sınırlı olarak yapılan inceleme sonunda: Dava, trafik kazasından kaynaklanan manevi tazminat istemine ilişkindir. Uyuşmazlık; HMK’nın 150/6 maddesi gereğince davanın açılmamış sayılmasına ilişkin verilen kararın yerinde olup olmadığı noktasında toplanmaktadır. HMK.’nın 150.maddesinde “Usulüne uygun şekilde davet edilmiş olan taraflar, duruşmaya gelmedikleri veya gelip de davayı takip etmeyeceklerini bildirdikleri takdirde dosyanın işlemden kaldırılmasına karar verilir. Usulüne uygun şekilde davet edilmiş olan taraflardan biri duruşmaya gelir, diğeri gelmezse, gelen tarafın talebi üzerine, yargılamaya gelmeyen tarafın yokluğunda devam edilir veya dosya işlemden kaldırılır. Geçerli bir özrü olmaksızın duruşmaya gelmeyen taraf, yokluğunda yapılan işlemlere itiraz edemez. İşlemden kaldırılmasına karar verilmiş ve sonradan yenilenmiş olan dava, ilk yenilenmeden sonra bir defadan fazla takipsiz bırakılamaz. Aksi halde dava açılmamış sayılır.” düzenlemesi bulunmaktadır. Somut olayda; davacı vekilinin 23/05/2019 tarihli duruşmaya katılmadığı, mazeret de sunmadığı, mahkemece HMK.’nın 150. maddesi uyarınca dava dosyasının yenileninceye kadar işlemden kaldırılmasına karar verildiği, akabinde davacı vekilinin 28/05/2019 tarihinde yenileme talebinde bulunduğu, dosyanın 11/06/2019 tarihinde yenilendiği, davacı vekilinin 11.02.2020 tarihli duruşmaya mesleki mazeretini içerir dilekçe sunduğu, mahkemece mazeretin belgelenmemesi nedeniyle HMK’nın 150/6. maddesi gereğince davanın açılmamış sayılmasına karar verilmiştir. Davacı vekili 09/02/2020 tarihli mazeret dilekçesinde, 11/02/2020 tarihli duruşma ile aynı tarihte Bakırköy 10. Aile Mahkemesi’nin 2019/575 E. sayılı dosyanın duruşmasının olduğu beyan edilerek mazeretin kabulü ile dosyadaki eksik hususların tamamlanması talep edilmiştir. Davacı vekilinin mazeretine dayanak başka mahkemedeki duruşma dosyasını açıkça belirttiği görülmüştür. Bu durumda davacı vekilinin mazeretini gerekçelendirdiği, UYAP sisteminden yapılacak araştırma üzerine mazeret içeriğinin denetlenebileceği ve görülebileceği anlaşılmakla, davacı vekilinin mazereti kabul edilerek oluşacak sonuca göre bir karar verilmesi gerekirken yazılı biçimde karar verilmesi doğru kabul edilmemiştir. Açıklanan nedenlerle, davacı vekilinin istinaf başvurusunun kabulü ile HMK’nın 353/1-a-6 maddesi gereğince ilk derece mahkemesi kararının kaldırılmasına ve davanın yeniden görülmek üzere dosyanın mahkemesine gönderilmesine karar verilmiştir.
KARAR: Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere: 1-Davacı vekilinin istinaf başvurusunun KABULÜ ile, yukarıda esas ve karar numarası belirtilen İlk Derece Mahkemesi kararının HMK’nın 353/1-a/6. maddesi gereğince KALDIRILMASINA, 2-Davanın yeniden görülmesi için dosyanın Mahkemesine GÖNDERİLMESİNE, 3-İstinaf başvurusu için yatırılan karar ve ilam harcının istek halinde İlk Derece Mahkemesince yatırana iadesine, 4-İstinaf incelemesi duruşmalı yapılmadığından, vekâlet ücreti hükmedilmesine yer olmadığına, 5-Davacı vekili tarafından sarfedilen istinaf yargılama giderinin ilk derece mahkemesince yeniden verilecek kararda dikkate alınmasına, 6-İstinaf talep eden tarafından istinaf aşaması için yatırılan gider avansının yatıran tarafa iadesine, Dosya üzerinde yapılan inceleme sonucunda HMK’nın 353/1-a maddesi gereğince kesin olmak üzere oy birliği ile karar verildi.21/05/2021