Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 40. Hukuk Dairesi 2021/484 E. 2021/404 K. 23.03.2021 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C.
İSTANBUL
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
40. HUKUK DAİRESİ
TÜRK MİLLETİ ADINA
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ KARARI
DOSYA NO: 2021/484
KARAR NO: 2021/404
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ: İSTANBUL 7. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ: 26/01/2021
NUMARASI: 2021/65 (E) 2021/48 (K)
DAVANIN KONUSU: Trafik kazasından kaynaklanan maddi tazminat
KARAR TARİHİ: 23/03/2021
Yukarıda yazılı İlk Derece Mahkemesi kararına karşı istinaf kanun yoluna başvurulması üzerine, Dairemiz Heyetince yapılan müzakere sonucunda;
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ: Davacı vekili dilekçesinde özetle; müvekkili şirketin yetkilisi dava dışı …’ın sevk ve idaresindeki müvekkili şirkete ait … plakalı araçla Kilyos Caddesinde seyir halinde iken daha önce kaza yapan ve herhangi bir önlem almaksızın cadde üzerinde peşi sıra duran davalılardan …’nın kullandığı … plaka sayılı araç ile davalı …’ın kullandığı … plaka sayılı araçtan … plakalı araca çarpmak zorunda kaldığını, müvekkilinin aracında önemli derecede hasar meydana geldiğini, kazadan önce değerin İstanbul Anadolu ..’nci İcra Müdürlüğünün … Tav sayılı dosyasında 900.000,00 TL olarak belirlenen değerinin, kazadan dolayı 875.000,00 TL olarak tespit edildiğini, sigortacı … Sigorta AŞ ile yapılan ara buluculuk görüşmelerinin anlaşmazlıkla sona erdiğini, gerçek kişi diğer davalıların ara buluculuk kapsamında olmadığını belirterek belirsiz alacak davası niteliğinde şimdilik 100,00 TL’nin davalılardan müştereken ve müteselsilen tahsiline karar verilmesini talep ve dava etmiştir.Davalı … vekili cevap dilekçesinde özetle; ihtilafın zorunlu ara buluculuk hükümlerine tabi olduğunu, davanın belirsiz alacak biçimiyle kabulünün mümkün ve olası olmadığını, müvekkili ile diğer davalı …’ın kazanın ardından zorunlu hal nedeniyle yolun en sağına uyarı işaretini de koyarak trafiği engellemeyecek ve tehlikeye düşürmeyecek biçimde her türlü önlemi alarak araçlarını park ettiklerini, davacı şirketin araç sürücüsünün kazada asli ve tam kusurlu olduğunu, davacının zarar gördüğü iddasını ve pek aşırı talebini kabul etmediklerini, avans faizi talebinin doğru ve haklı olmadığını belirterek davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.Davalı … cevap dilekçesinde özetle; davacının karıştığı ikinci kazanın araçlardan indikleri esnada gerçekleştiğini, davalılardan …’nun kaza reflektörü koyabilmesi için zamanı olmadığını belirtmiştir.İlk derece mahkemesince davanın ara buluculuk dava şartının yerine getirilmemesi nedeniyle 6325 sayılı Hukuk Uyuşmazlıklarında Arabuluculuk Kanununun 18/A-II, 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanununun (HMK) 115’inci maddeleri uyarınca usulden reddine karar verilmiştir.Bu karara karşı istinaf kanun yoluna başvuran davacı vekili dilekçesinde özetle; gerçek kişi davalılar … ve … yönünden zorunlu ara buluculuk ön koşulu bulunmadığını, HMK’nin 57/1’inci maddesi uyarınca davalıların ihtiyari dava arkadaşı olması nedeniyle davanın asliye ticaret mahkemesine açıldığını belirterek ilk derece mahkemesi kararının kaldırılmasına karar verilmesini talep etmiştir.6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanununun (HMK) 355. maddesi kapsamında istinaf itirazları ve kamu düzenine ilişkin hususlarla sınırlı olarak yapılan inceleme sonunda: Dava, trafik kazasından kaynaklanan maddi tazminat istemine ilişkindir.Somut olayda tartışılması gereken hukuki sorun, davalılar … ve …’na karşı açılan trafik kazasından kaynaklanan maddi tazminat davasının, TTK’nin 5/A-1’inci maddesinde ticari davalar için öngörülen zorunlu arabuluculuk dava şartına tabi olup olmadığına ilişkindir.Dava dışı … Sigorta AŞ’ye karşı 6325 sayılı Hukuk Uyuşmazlıklarında Arabuluculuk Kanunu (HUAK) uyarınca arabuluculuk yoluna başvuran davacı vekilinin, anlaşmama tutanağının düzenlenmesinin ardından trafik kazasından kaynaklanan maddi tazminata hükmolunması istemini içeren davayı … plakalı aracın sürücüsü davalı …, … plakalı araç sürücüsü … ile … plakalı otomobilin ZMSS poliçesini düzenleyen … Sigorta AŞ’ye karşı İstanbul 7’nci Asliye Ticaret Mahkemesinin 2020/461 (E) sırasına kayıtlı davayı açtığı, anılan mahkemenin 25/01/2021 tarihli ara kararıyla da davalılar … ve …’e karşı açılan davanın HMK’nin 167’inci maddesi uyarınca ayrılmasına karar verildiği anlaşılmaktadır. HMK’nin 166’ncı maddesinin 4’üncü fıkrası uyarınca; davaların temelini oluşturan vakıaların (dava sebebinin) veya hukuki sebeplerin aynı veya birbirine benzer olması, diğer bir anlatımla davaların aynı veya birbirine benzer sebeplerden doğması veya biri hakkında verilecek kararın (hükmün) diğerini etkileyecek nitelikte bulunması durumunda, iki dava arasında bağlantı varsayılır. Davacı ile … plaka sayılı otomobile ilişkin Zorunlu Mali Sorumluluk Sigortası poliçesini düzenleyen davalı … Sigorta AŞ arasındaki trafik kazasından kaynaklanan maddi tazminat davasının, 6102 sayılı Türk Ticaret Kanununun (TTK) 1401 ve devamı maddelerinde düzenlenen Sigorta Hukukuna ilişkin olması nedeniyle aynı Kanunun 4/1’inci maddesi uyarınca ticari dava olduğu konusunda duraksama bulunmamaktadır. Davacının davalılar … ve …’na açtığı trafik kazasından kaynaklanan maddi tazminat davası TTK’nin 4’üncü maddesi uyarınca ticari dava niteliği taşımamakta ise de, davalı … Sigorta AŞ’ye karşı açılan dava ile birlikte görülmesinin sebebi yukarıda açıklandığı biçimde aralarında ihtiyari dava arkadaşlığı bulunan davalı sürücü …’e karşı açılan dava ile arasında bağlantı bulunmasından kaynaklanmaktadır. Bununla birlikte hemen belirtmek gerekir ki, davacı ile davalılar … ve … arasındaki ticari olmayan dava TTK’nin 5/a maddesi uyarınca zorunlu arabuluculuk kapsamında da bulunmamaktadır. Somut uyuşmazlık yukarıda yapılan açıklamalar ışığında değerlendirildiğinde; … plakalı araç sürücüsü … ile ZMSS poliçesini düzenleyen … Sigorta AŞ, 6098 sayılı Türk Borçlar Kanununun 61’inci maddesi ile 2918 sayılı Karayolları Trafik Kanununun 85’inci maddesinin 1’inci fıkrası uyarınca motorlu aracın işletilmesinden doğan zarardan müştereken ve müteselsilen sorumlu olmaları nedeniyle HMK’nin 57/1-a maddesi uyarınca ihtiyari dava arkadaşı oldukları gözetilerek, kanıtların birlikte takdir edilerek değerlendirilmesi, çelişkili sonuçlara neden olunmaması ve usul ekonomisi bakımından, sürücü davalı … ile … plakalı araç sürücüsü …’na karşı açılan davanın, … plakalı araç sürücüsü … ile müteselsil sorumlu olan … Sigorta AŞ hakkındaki davayla birlikte görülmesi gerekirken, HMK’nin 166 ve 167’nci maddelerine aykırı biçimde ayrılarak, yerinde olmayan gerekçe ile arabuluculuk dava şartının gerçekleşmediği gerekçesiyle davanın usulden reddine karar verilmesi doğru olmamıştır.
KARAR: Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere: 1-Davacı vekilinin istinaf başvurusunun kabulü ile, yukarıda esas ve karar numarası belirtilen ilk derece mahkemesi kararının HMK’nin 353/1-a/5’inci maddesi gereğince kaldırılmasına, 2-Davanın yeniden görülmesi için dosyanın Mahkemesine gönderilmesine, 3-İstinaf başvurusu için yatırılan karar ve ilam harcının istek halinde İlk Derece Mahkemesince yatırana iadesine, 4-İstinaf incelemesi duruşmalı yapılmadığından, vekâlet ücreti hükmedilmesine yer olmadığına, 5-Davacı vekili tarafından sarfedilen istinaf yargılama giderinin ilk derece mahkemesince yeniden verilecek kararda dikkate alınmasına, 6-İstinaf talep eden tarafından istinaf aşaması için yatırılan gider avansının yatıran tarafa iadesine, Dosya üzerinde yapılan inceleme sonucunda HMK’nin 353/1-a maddesi gereğince kesin olmak üzere oy birliği ile karar verildi.23/03/2021