Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 40. Hukuk Dairesi 2021/481 E. 2023/1665 K. 12.12.2023 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C.
İSTANBUL
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
40. HUKUK DAİRESİ
TÜRK MİLLETİ ADINA
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ KARARI
DOSYA NO: 2021/481
KARAR NO: 2023/1665
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ: İstanbul 14. Asliye Ticaret Mahkemesi
TARİHİ: 27/10/2020
NUMARASI: 2016/165 (E) – 2020/653 (K)
DAVANIN KONUSU: Maddi ve Manevi Tazminat
KARAR TARİHİ: 12/12/2023
Yukarıda yazılı İlk Derece Mahkemesi kararına karşı istinaf yasa yoluna başvurulması üzerine Dairemiz Heyetince yapılan müzakere sonucunda;
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ: Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; davalı … Sigorta AŞ’ye Zorunlu Mali Sorumluluk Sigortası (ZMSS) poliçesiyle sigortalı davalı sürücü …’ın sevk ve idaresindeki … plaka sayılı araç ile seyir halinde iken yolun sağından soluna geçmek isteyen davacı yaya …’e çarparak yaralanmasına neden olduğunu, destek …’ün tedavi süreci içinde hayatını kaybettiğini, fazlaya ilişkin hakları saklı kalmak koşulu ile davacı … için 1.000 TL, sağlık ve yol harcamaları için 100 TL, bakım için 1.000 TL, davacı eş … için 100 TL olmak üzere toplam 2.200 TL iş ve güçten yoksun kalma tazminatı ile davacı … için 70.000 Tl, davacı … için 40.000 TL, davacı … için 20.000 TL, davacı … için 20.000 TL ile davacı … için 20.000 TL olmak üzere toplam 172.200 TL’nin davalılardan alınıp davacılara verilmesini talep ve dava etmiştir. Davalı … Sigorta Şirketi vekili cevap dilekçesinde özetle; davanın zamanaşımı nedeniyle reddini, davacıların maluliyet oranı ile sürücülerin kusur oranının Adli Tıp Kurumunca (ATK) belirlenmesi gerektiğini, ticari faiz talebinin reddine karar verilmesini talep etmiştir. Davalı … vekili cevap dilekçesinde özetle; müvekkiline ait … plakalı aracın kaza tarihinde diğer davalı …’a kiralandığını, bu nedenle sorumluluğun davalı …’a ait olduğunu belirterek, davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir. İlk derece mahkemesince; iş bu asıl ve ıslahla açılan davanın kısmen kabulü ile kazadan daha sonra vefat eden davacı … için geçici iş göremezlik tazminatı olarak 850,10 TL, bakıcı gideri maddi zararının 756,86 TL olmak üzere toplam 1.606,90 TL’nin davalı sigorta yönünden 28/04/2017 dava tarihinden, diğer davalılardan 01/03/2016 kaza tarihinden itibaren işleyecek yasal faiziyle birlikte davalıdan alınıp davacılara verilmesine, iş bu asıl ve ıslahla açılan davanın kabulü ile davacı … için maddi tazminat olarak 49.925 TL’nin davalı sigorta yönünden 28/04/2017 dava tarihinden, diğer davalılardan 01/03/2016 kaza tarihinden itibaren işleyecek yasal faiziyle birlikte davalıdan alınıp bu davacıya verilmesine, iş bu asıl ve ıslahla açılan davanın kabulü ile davacı … için maddi tazminat olarak 13.150 TL’nin davalı sigorta yönünden 28/04/2017 dava tarihinden, diğer davalılardan 01/03/2016 kaza tarihinden itibaren işleyecek yasal faiziyle birlikte davalıdan alınıp bu davacıya verilmesine, iş bu asıl ve ıslahla açılan davanın kabulü ile davacı … için maddi tazminat olarak 3.936 TL’nin davalı sigorta yönünden 28/04/2017 dava tarihinden, diğer davalılardan 01/03/2016 kaza tarihinden itibaren işleyecek yasal faiziyle birlikte davalıdan alınıp bu davacıya verilmesine, davacı …’ün açtığı kazanç kaybı talebi yerinde görülmediğinden reddine, diğer davalılar … ile … aleyhinde açılmış olan manevi tazminat davasının kısmen kabulü ile takdiren … için 5.000 TL, eş … için 5.000 TL, çocuğu … için 2.500 TL, çocuğu … için 2.500 TL, çocuğu … için 2.500 TL olmak üzere toplam 17.500 TL manevi tazminatın 01/03/2016 kaza tarihinden itibaren işleyecek yasal faiziyle birlikte bu davalıdan alınıp adları geçen davacılara verilmesine, birleşen İstanbul 13. Asliye Ticaret Mahkemesinin 2017/410 (E) sayılı dosyasından açılan davada davacılar … eşi davacı …’ün vefatı nedeniyle açılmış olan davada …, …, … ve … açısından açılmış dava usulü bir dava olup dosyalarından karşılanmış olması nedeniyle reddine karar verilmiştir. Davalı … Sigorta AŞ vekili istinaf başvuru dilekçesinde özetle; hükme esas alınan kusur bilirkişi raporunun denetime elverişli olmadığını, kazadan dört ay sonra evinde vefat eden müteveffanın ölümünün kaza ile illiyetinin bulunmadığını, uzun süreli kiralama sonucu işleten sıfatı yitirilmiş olacağından müvekkil şirketin sorumluluğunun bulunmadığını, tedavi gideri taleplerinin Sosyal Güvenlik Kurumuna (SGK) yöneltilmesi gerektiğini, bakıcı giderinden de müvekkil şirketin sorumluluğunun bulunmadığını belirterek, tehiri icra taleplerinin kabulü ile ilk derece mahkemesi kararının kaldırılmasını talep etmiştir. Davalı … vekili karara karşı istinaf başvurusunda bulunmuş ise de mahkemece istinaf harçlarının kesin süreye rağmen yatırılmadığı gerekçesiyle “istinaf talebinden vazgeçmiş sayılmasına karar verilmiş, usulünce tebliğ edilen bu ek karara karşı adı geçen davalı vekili istinaf başvurusunda bulunmamıştır. 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun (HMK) 355. maddesi kapsamında istinaf itirazları ve kamu düzenine ilişkin hususlarla sınırlı olarak yapılan inceleme sonunda: Dava, trafik kazası nedeniyle maddi ve manevi tazminat istemine ilişkindir. Somut uyuşmazlıkta; dosyada fotokopisi bulunan 13/11/2015 tarihli adi yazılı, üçüncü kişileri bağlayıcı niteliği bulunmayan araç kiralama sözleşmesinin içeriğinden sözleşmenin 15/11/2015 -15/01/2016 tarihleri arasında iki ay süre ile geçerli olduğu, davalı araç sahibi/işleten tarafından uzun süreli kiralamanın ispat edilemediği, kaza tarihini kapsayan geçerli bir sigorta poliçesinin mevcut olduğu anlaşılmaktadır. Dolayısıyla, sigorta poliçesi nedeni ile davalı sigorta şirketinin sorumluluğu bulunmaktadır. Genel Şartların A.5.b. maddesinde tedavi süresine ilişkin geçici bakıcı gideri ve geçici iş göremezlik zararının sağlık giderleri teminatı kapsamında olduğu ve bu teminatın da Sosyal Güvenlik Kurumunun (SGK) sorumluluğunda olduğu, bu nedenle sigorta şirketlerinin sorumluluğunun bulunmadığı açıklanmış ise de; 6111 sayılı kanun ile değişik 2918 sayılı Kanun’un 98. maddesinde SGK tarafından karşılanacak tedavi giderleri arasında geçici işgöremezlik ve geçici bakıcı gideri tazminatı sayılmamıştır. Bu durumda, SGK’nin sorumluluğu alt norm düzeyindeki genel şartlar ile genişletilemeyeceğinden, sözü geçen ilgili genel şart hükmünün uygulanma kabiliyeti bulunmamaktadır. Bu durumda davalı sigorta şirketinin geçici iş göremezlik ve bakıcı zararlarından sorumluluğu devam etmektedir. KTK’nin 99. maddesine göre, ZMSS Genel Şartları ile belirlenen belgeler ile birlikte sigorta kuruluşuna başvuru tarihinden itibaren sekiz iş günü içinde sigortacının tazminatı ödeme yükümlülüğü bulunmaktadır. Bu sürenin sonunda ödememe halinde temerrüdün gerçekleştiği ve davalının temerrüt faizinden sorumlu olduğunun kabulü gerekir. Somut olayda; istinaf sebepleri çerçevesinde davalı zorunlu trafik sigortacısına başvurulmamış olduğundan birleşen davanın açıldığı tarih olan 28/04/2017 tarihi itibariyle faiz işletilmesi destekten yoksun kalma tazminatı yönünden doğru olup, geçici iş göremezlik ve bakıcı giderine ilişkin tazminat kalemleri açısından birleşen dava tarihi itibariyle temerrüdün gerçekleştiği yönünde kurulan hüküm yönünden istinaf eden davalı sigorta şirketinin hukuki yararı yoktur. İlk Derece Mahkemesince İstanbul Adli Tıp Kurumu Trafik İhtisas Dairesinden alınan 10/04/2019 tarihli raporda; davalı sürücü … sevk ve idaresindeki otomobille seyri sırasında seyir yönüne hitap eden yeşil trafik ışığında kavşağın olduğu yerden geçmek isterken yola giren yayaya çarpması sonucu sonucu karıştığı olayda etkenlik arzedecek herhangi bir trafik kural ihlali görülmediğinden kusursuz olduğu, yaya …’ün karşı tarafa geçmek için geçiş yönünde yayalara hitap eden trafik ışıklarının yeşil yanmasını beklemesi gerekirken bahsedilen bu hususlara riayet etmemiş, kırmızı yanan trafik ışığı ve gelmekte olan davalı idaresindeki araca rağmen tehlike arzeder şekilde yola giriş yaparak ışık ihlali ile neden olduğu olayda %100 oranında kusurlu olduğu bildirilmiş, 03/06/2020 tarihli kusur ve tazminat hesap raporunda trafik bilirkişisi tarafından davalı sürücü …’ın olay sırasında kavşağa yaklaşırken kendisine yeşil ışığın yanmakta olduğunu fark etmesine rağmen koşarak karşıya geçmekte olan davacı yayayı fark ederek hızını azaltıp tedbir almadığından, böylece onu arkasından çıkan davacının eşi olan müteveffayı da fark etmesi üzerine etkin fren tedbiri ile kazayı önleme imkanı bulamadığından olayda tali ve %20 kusurlu, yaya …’ün ise olay sırasında kavşaktan ancak ışıkların kendisine kırmızı olarak yanması sırasında, yolu dikkatlice kontrol etmeden ve solundan gelerek duramayacak kadar yaklaşmış araca rağmen karşıya geçmek istediğinden olayda asli ve %80 oranında kusurlu olduğu belirtilmiştir. Tazminat hesabına ve hükme esas alınan 03/06/2020 tarihli bilirkişi raporunun dosya kapsamına ve vefat eden desteğin eşinin karşıya geçerken daha önde olması, desteğin sonradan yola çıkması, kaza anının öncesi ile birlikte irdelenerek davalı sürücünün yola çıkan ilk kişiyi gördükten sonra fren tedbirine başvurması zorunluluğunun doğması gibi hususlarda irdelenerek kazanın oluş şekline uygun olması göz önüne alındığında mahkemece sigortalı araç sürücüsünün %20 kusurlu kabul edilmesinde usul ve yasaya aykırılık bulunmamaktadır. ATK 1. Adli Tıp İhtisas Kurulu’ndan alınan 22/05/2019 tarihli raporda, …’ün 13/11/2015 tarihinde maruz kaldığı araç dışı trafik kazasına bağlı yaralanması ile ölümü arasında illiyet bağı bulunduğu, 2. Adli Tıp İhtisas Kurulu’nun 19/07/2019 tarihli raporunda da 13/11/2015 tarihinde müracaat ettiği hastanede yatışının yapıldığı ve 01/03/2016 tarihinde tedavisi devam ederken evinde vefat ettiği bildirilen …’ün meydana gelen olay ile vefatı arasında geçen yaklaşık 3,5 aylık sürede maluliyetinin tam %100 (yüzde yüz) olduğu bildirilmiştir. Kusur, maluliyet ve Adli Tıp raporlarına göre hesap bilirkişi raporunun dosyadaki bilgi ve belgelere uygun denetlenebilir olduğu, davacının yaşı, vefatından önceki döneme ilişkin maluliyet oranı ve davalı sürücünün kusuru dikkate alındığında, tazminat miktarının belirlenmesinde usul ve yasaya aykırılık bulunmadığı, raporda vefat eden desteğin anne ve babasının paylarının ayrılarak hesap yapıldığı anlaşılmakla davalı sigorta şirketi vekilinin tazminat miktarına yönelik istinaf itirazı da yerinde görülmemiştir. Ancak, Mahkemece asıl ve birleşen davada kabul ve reddedilen kısımlara yönelik davalı sigorta şirketi açısından sadece maddi tazminata ilişkin hükmedilen miktar üzerinden yargılama giderlerine karar verilmesi gerekirken maddi ve manevi tazminat ayırımı yapılmaksızın hükmedilen toplam değer tamamı üzerinden davalı sigorta şirketinin yargılama giderinden sorumlu tutulması doğru olmamıştır.
HÜKÜM: Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere:
A-Davalı … Sigorta AŞ vekilinin istinaf başvurusunun kabulü ile, Yukarıda esas ve karar numarası belirtilen İlk Derece Mahkemesi kararının, HMK’nin 353/1-b/2. maddesi gereğince düzeltilerek yeniden esas hakkında karar verilmek üzere kaldırılmasına, Buna göre: 1-Davanın kısmen kabulü ile kazadan daha sonra vefat eden davacı … için geçici işgörmezlik tazminatı olarak 850,10 TL, bakıcı gideri maddi zararının 756,86 TL olmak üzere toplam 1.606,90 TL’nin davalı sigorta şirketi yönünden 28/04/2017 dava tarihinden, diğer davalılardan 01/03/2016 kaza tarihinden itibaren işleyecek yasal faiziyle birlikte davalılardan müteselsilen alınıp davacılara verilmesine, 2-Davacı … için davanın kabulü ile maddi tazminat olarak 49.925 TL’nin davalı sigorta şirketi yönünden 28/04/2017 dava tarihinden, diğer davalılardan 01/03/2016 kaza tarihinden itibaren işleyecek yasal faiziyle birlikte davalılardan müteselsilen alınıp adı geçen davacıya verilmesine, 3-Davacı … için açılan davanın kabulü ile maddi tazminat olarak 13.150 TL’nin davalı sigorta yönünden 28/04/2017 dava tarihinden, diğer davalılardan 01/03/2016 kaza tarihinden itibaren işleyecek yasal faiziyle birlikte davalılardan müteselsilen alınıp adı geçen davacıya verilmesine,4- Davacı … için açılan davanın kabulü ile maddi tazminat olarak 3.936 TL’nin davalı sigorta yönünden 28/04/2017 dava tarihinden, diğer davalılardan 01/03/2016 kaza tarihinden itibaren işleyecek yasal faiziyle birlikte davalılardan müteselsilen alınıp adı geçen davacıya verilmesine, 5-Davacı …’ün açtığı kazanç kaybı talebi yerinde görülmediğinden reddine, 6-Davalılar … ile … aleyhinde açılmış olan manevi tazminat davasının kısmen kabulü ile takdiren … için 5.000 TL, eş … için 5.000 TL, çocuğu … için 2.500 TL, çocuğu … için 2.500 TL, çocuğu … için 2.500 TL olmak üzere toplam 17.500 TL manevi tazminatın 01/03/2016 kaza tarihinden itibaren işleyecek yasal faiziyle birlikte adı geçen davalılardan alınarak davacılara verilmesine, 7-İlk derece mahkemesi dosyası ile birleşen İstanbul 13. Asliye Ticaret Mahkemesinin 2017/410 (E) sayılı dosyasından açılan davada verilen hüküm bakımından davacı tarafça istinaf başvurusunda bulunulmaması ve yine istinaf başvurusunda bulunan davalı sigorta şirketi vekilinin istinaf itirazlarının birleşen davaya ilişkin olmaması nazara alınarak, birleşen davada ilk derece mahkemesinin hükmü tekrar edilerek; -Davacı …’ün eşi davacı …’ün vefatı nedeniyle açılmış olan davada …, …, … ve … tarafından açılan davanın reddine, Asıl davada; 8-Harçlar Kanununa göre maddi tazminat davası yönünden alınması gereken 4.687,24 TL ilam harcından ıslah harcı olarak alınan 226 TL harcın mahsubu ile bakiye 4.461,24‬ TL harcın davalılardan müştereken ve müteselsilen tahsili ile Hazineye gelir kaydına, 9-Harçlar Kanununa göre manevi tazminat davası yönünden alınması gereken 1.195,42 TL ilam harcından asıl ve birleşen davada peşin alınan toplam 793,08‬ TL harcın mahsubu ile bakiye 402,34‬ TL harcın davalılar … ve …’tan müştereken ve müteselsilen tahsili ile Hazineye gelir kaydına 10-Davacılar tarafından maddi tazminat davası için yatırılan 236,25 TL peşin harç ile 29,20 TL başvuru harcı toplamı 265,45‬ TL’nin davalılardan alınarak davacılara verilmesine,11-Manevi tazminat talebi bakımından ayrıca yapılmış yargılama gideri bulunmadığından, davacılar tarafından yapılan toplam 1.858,86 TL yargılama giderinin davalılardan müteselsilen alınarak davacılara verilmesine, 12-Davalı … tarafından yapılan 50 TL yargılama giderinin reddedilen miktar oranlanarak takdiren 12,60 TL’nin davacılardan alınarak adı geçen davalıya verilmesine, 13-Maddi tazminat davası yönünden davacılar kendilerini vekil ile temsil ettirdiklerinden ilk derece mahkemesinin karar tarihinde yürürlükte bulunan Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi (AAÜT) uyarınca kabul edilen miktar üzerinden hesaplanan 9.720,25 TL vekâlet ücretinin davalılardan müştereken ve müteselsilen alınarak, vekille temsil edilen davacılara verilmesine, 14-Maddi tazminat davası yönünden davacı tarafça istinaf yoluna başvurulmaması nedeniyle ilk derece mahkemesinin vekalet ücretine ilişkin hükmü tekrar edilerek; -Davalılar kendilerini vekil ile temsil ettirdiklerinden AAÜT uyarınca, reddedilen miktar üzerinden hesaplanan 18.474,84 TL vekâlet ücretinin davacılardan alınarak davalılara verilmesine, 15-Manevi tazminat davası yönünden davacı tarafça istinaf yoluna başvurulmaması nedeniyle ilk derece mahkemesinin vekalet ücretine ilişkin hükmü tekrar edilerek; -Kabul edilen manevi tazminat davası yönünden davacılar kendilerini vekil ile temsil ettirdiklerinden AAÜT uyarınca kabul edilen miktar üzerinden hesaplanan 3.400 TL vekâlet ücretinin davalılar … ile …’tan alınarak, davacılara verilmesine, 16-Reddedilen manevi tazminat yönünden davalı … kendisini vekil ile temsil ettirdiğinden AAÜT uyarınca reddedilen miktar üzerinden hesaplanan 3.400 TL vekâlet ücretinin davacılardan alınarak adı geçen davalıya verilmesine, 17-Birleşen davada, karar ve ilam harcı 54,40 TL’nin peşin alınan 215,18 TL’den mahsubu ile kalan 160,78 TL ilam harcının karar kesinleştiğinde ve talep halinde davacılara iadesine, 18-Birleşen davada, davacılar tarafından yapılan yargılama giderinin davacılar üzerinde bırakılmasına, 19-Tarafların gider avansından artan bakiyesinin karar kesinleştiğinde ve talep halinde taraflara iadesine,
B-İstinaf İncelemesi Bakımından: 1-Davalı … Sigorta Şirketi tarafından peşin olarak yatırılan istinaf karar harcının, istem halinde İlk Derece Mahkemesi tarafından iadesine,2-İstinaf aşamasında davalı … Sigorta Şirketi tarafından yapılan 32,50 TL posta ve tebligat gideri ile 162,10 TL istinaf başvuru harcının davacılardan tahsili ile davalı … Sigorta Şirketine verilmesine, 3-İstinaf incelemesi duruşmalı yapılmadığından vekâlet ücretine hükmedilmesine yer olmadığına, 4-İstinaf için yatırılan gider avansından artan kısmın yatıran tarafa iadesine, Dair dosya üzerinde yapılan inceleme sonucunda, HMK’nin 362/1-a maddesi uyarınca kesin olmak üzere oy birliğiyle karar verildi. 12/12/2023