Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 40. Hukuk Dairesi 2021/474 E. 2023/1181 K. 14.09.2023 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
İSTANBUL
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
40. HUKUK DAİRESİ
TÜRK MİLLETİ ADINA
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ KARARI
Dosya No: 2021/474
Karar No: 2023/1181
İncelenen Kararın
Mahkemesi: Bakırköy 6. Asliye Ticaret Mahkemesi
Tarihi: 9/12/2020
Numarası: 2019/180 (E) – 2020/762 (K)
Davanın Konusu: Maddi Tazminat
Karar Tarihi: 14/9/2023
Yukarıda yazılı İlk derece mahkemesi kararına karşı istinaf kanun yoluna başvurulması üzerine, Dairemiz Heyetince yapılan müzakere sonucunda;
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; davalı …’ın yönetimindeki davalı … Sigorta AŞ’ye Zorunlu Mali Sorumluluk Sigortası (ZMSS) poliçesiyle sigortalı … plakalı çekici ve bu çekiciye bağlı …plakalı römorkun, müvekkili davacı şirkete ait dava dışı sürücünün yönetimindeki … plakalı çekici ile çekiciye bağlı … plakalı römorka çarptığını belirterek, hasar bedeli, değer kaybı tazminatı ve kazanç kaybı tazminatı olmak üzere 1.000 TL maddi tazminatın, davalı sigorta şirketinin hasar bedeli ve değer kaybı tazminatından sorumlu tutulması koşuluyla davalılardan müştereken ve müteselsilen tahsiline karar verilmesini talep etmiştir. Davalı … cevap dilekçesinde özetle; asli kusurunun bulunmadığını, aracın 49 gün boyunca serviste kalmasının da hayatın olağan akışına aykırı olduğunu belirterek, davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir. Davalı … Sigorta AŞ vekili cevap dilekçesinde özetle; ZMSS poliçesini düzenleyen müvekkili şirketin sorumluluğunun 33.000 TL ile sınırlı olduğunu, kazanç kaybı talebinin teminat dışında olduğunu, değer kaybı talebinin kabul edilemeyeceğini belirterek, davanın reddini savunmuştur. İlk derece mahkemesince, değer kaybı tazminatı talebinin her iki davalı yönünden ayrı ayrı reddine; 15.000 TL kazanç kaybı tazminatının davalı …’dan tahsil edilerek davacıya verilmesine; 26.142,55 TL hasar tazminatının davalılardan müştereken ve müteselsilen tahsiline karar verilmiştir. Bu karara karşı istinaf kanun yoluna başvuran davacı vekili dilekçesinde özetle; gerçek zarar niteliğindeki hasar bedeli ve değer kaybının Türk Borçlar Kanunu (TBK) ve Türk Medeni Kanununun genel hükümleri gereğince saptanması gerektiğini, ilk derece mahkemesinin ise gerçek zararı Zorunlu Trafik Sigortası Genel Şartlarını esas alarak tespit ettiğini, değer kaybı talebinin reddine ilişkin karar ile hasar bedeli ve kazanç kaybının genel şartlara göre tespit edildiğine ilişkin kararın haksız ve hukuka aykırı olduğunu belirterek ilk derece mahkemesi kararının kaldırılmasını talep etmiştir. Davalı … Sigorta AŞ vekili istinaf başvuru dilekçesinde özetle; karayolunda meydana gelmeyen davaya konu kazadan kaynaklanan taleplerin teminat dışında olduğunu belirterek, ilk derece mahkemesi kararının kaldırılmasını talep etmiştir. 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanununun (HMK) 355’inci maddesi uyarınca ileri sürülen istinaf nedenleri ve kamu düzenine ilişkin konularla sınırlı biçimde yapılan inceleme sonunda: Dava, trafik kazasından kaynaklanan araç yoksunluk tazminatı, değer kaybı tazminatı ve hasar tazminatı istemine ilişkindir. Karayolları Trafik Kanununun (KTK) 91’inci maddesi uyarınca; işletenlerin, bu Kanunun 85’inci maddesinin birinci fıkrasına göre olan sorumluluklarının karşılanmasını sağlamak üzere mali sorumluluk sigortası yaptırmaları zorunludur. İlk derece mahkemesinin karar tarihinde yürürlükte bulunan KTK’nin 90’ıncı maddesinin 1 inci fıkrasına göre, zorunlu mali sorumluluk sigortası kapsamındaki tazminatlar bu Kanunda öngörülen usul ve esaslara tabidir. Aynı maddenin 2’nci fıkrası gereğince de söz konusu tazminatlar ve manevi tazminata ilişkin olarak bu Kanunda düzenlenmeyen hususlar hakkında 6098 sayılı Türk Borçlar Kanunu’nun haksız fiillere ilişkin hükümleri uygulanır. Somut olayda davaya konu trafik kazası 12/12/2017 tarihinde meydana gelmiştir. Davalı …’a ait … plakalı çekicinin ZMSS poliçesinin tanzim tarihi 4/12/2017, poliçenin başlangıcı 6/12/2017, bitişi ise 6/12/2018 günüdür. Eldeki dava ise 13/3/2019 tarihinde açılmıştır. İlk derece mahkemesince hükme esas alınan makine mühendisi bilirkişi raporunda davacıya ait … plakalı … çekicinin 20/10/2017, 13/4/2017, 10/3/2017, 29/1/2016, 15/7/2014, 2/7/2014, 12/1/2014 ve 12/12/2012 tarihlerinde meydana gelen kazalarda hasar gördüğü belirtilerek, 423.660 km’deki çekici için herhangi bir değer kaybından söz edilmesi olanağı bulunmadığı bildirilmiş; gerekçeli kararda ise aracın kilometre kaydı dikkate alınarak yerinde olmayan değer kaybı tazminatının reddine karar verildiği anlaşılmıştır. İlk derece mahkemesinin karar tarihi gözetildiğinde, Anayasa Mahkemesi’nin 17/7/2020 gün ve 2019/40 (E) – 2020/40 (K) sayılı kararıyla KTK’nin 90’ıncı maddesinin 1’inci tümcesinde yer alan “…ve bu Kanun çerçevesinde hazırlanan genel şartlarda…” ibaresi ile 2’nci tümcesindeki “…ve genel şartlarda…” ibaresinin ve aynı Kanunun 92’nci maddesinin (i) bendinin Anayasa’ya aykırı olduğuna ve iptaline karar vermiş olması nedeniyle zarar ve zarar kapsamının KTK’nin ve TBK’nin haksız fiile ilişkin hükümlerine ve Yargıtay uygulamalarına göre belirlenmesi gerekmektedir. Zira uygulanması gereken bir kanun hükmünün, hüküm kesinleşmeden önce Anayasa Mahkemesi’nce iptaline karar verilirse, usuli kazanılmış hakka göre değil, Anayasa Mahkemesinin iptal kararından sonra oluşan yeni duruma göre karar verilebilecektir. [Aynı yönde Yargıtay Hukuk Genel Kurulunun (HGK) 21/1/2004 gün ve 2004/10-44 (E) – 2004/19 (K) sayılı kararı] Diğer yandan Anayasa Mahkemesinin iptal kararı sonucu oluşan durumun eldeki maddi anlamda kesinleşmemiş ve görülmekte olan davaya da uygulanması zorunludur. [HGK’nin 21/3/2012 gün ve 2012/20-12 (E) – 2012/232 (K) sayılı kararı] Bu itibarla eldeki davada davacıya ait çekicinin değer kaybından kaynaklanan zararının, KTK’nin ve TBK’nin haksız fiile ilişkin hükümlerine göre saptanması gerekmektedir. Yargıtay uygulamasına göre değer kaybı, trafik kazası sonucu hasar gören aracın onarılmasından sonraki değeri ile hiç hasar görmemiş durumdaki değeri arasındaki farktan oluşmaktadır. Araçtaki değer kaybı belirlenirken, aracın markası, yaşı, modeli ve hasar gördüğü kısımları dikkate alınarak, aracın kaza tarihinden önceki ikinci el satış değeri ile aracın onarımından sonra ikinci el satış değerinin saptanması gerekmektedir. Eldeki davada ise hükme esas alınan bilirkişi raporunda, davacıya ait çekicinin önceden hasar gördüğü kazalar ile kilometresi dikkate alınarak değer kaybından söz edilemeyeceği belirtilmiş, ilk derece mahkemesince aracın kilometresinden ötürü değer kaybının olmayacağı belirtilerek davanın reddine karar verilmiştir. Somut uyuşmazlık yukarıda yapılan açıklamalar ışığında değerlendirildiğinde, davacıya ait çekicinin önceden meydana gelen trafik kazalarında hasar gören bölümleri ile hasarın kapsamı ve ağırlığı açıklanıp davacıya ait çekicinin markası, tipi, cinsi, model yılı ve kilometresi gibi bilgilere yer verilerek, hasarsız emsallerinin değeri ile kazadan sonra onarılmış değeri arasındaki farka göre değer kaybının oluşup oluşmadığının saptanması gerekirken, yetersiz bilirkişi raporuna dayanılarak karar verilmesi isabetsizdir. Kararın kaldırılma gerekçesine göre, davalı … Sigorta AŞ vekilinin dilekçesinde ileri sürdüğü istinaf nedenleri inceleme dışı bırakılmıştır.
KARAR: Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere: 1-Davacı vekilinin istinaf başvurusunun kabulüne, yukarıda esas ve karar numarası belirtilen ilk derece mahkemesi kararının HMK’nin 353/1-a/6’ncı maddesi uyarınca kaldırılmasına,2-Davalı … Sigorta AŞ vekilinin istinaf başvurusu hakkında bu aşamada karar verilmesine yer olmadığına, 3-Davanın yeniden görülmesi için dosyanın mahkemesine gönderilmesine,4-Davacı tarafından istinaf kanun yolu başvurusu için yatırılan istinaf karar ve ilam harcının, istekte bulunulması durumunda ilk derece mahkemesince yatıran tarafa geri verilmesine,5-İstinaf kanun yolu başvurusu bu aşamada incelenmeyen davalı … Sigorta AŞ tarafından yatırılan istinaf karar ve ilam harcı ile istinaf kanun yolu başvuru harcının talepte bulunulması durumunda geri verilmesine, 6-İstinaf incelemesi duruşmalı yapılmadığından, vekâlet ücretine hükmedilmesine yer olmadığına, 7-İstinaf kanun yolu başvurusundan ötürü davacı tarafından sarf edilen yargılama giderinin, ilk derece mahkemesince yeniden verilecek kararda gözetilmesine,8-İstinaf kanun yolu incelemesi için yatırılan gider avansından artan tutarın, HMK’nin 333’üncü maddesinin, 1’inci fıkrası uyarınca ilk derece mahkemesince kendiliğinden yatıran tarafa geri verilmesine,9-İstinaf kanun yolu incelemesinin sonucuna göre icranın geri bırakılması kararı kapsamında davalı … Sigorta AŞ tarafından verilen teminat mektubunun 2004 sayılı İcra ve İflas Kanununun 36’ncı maddesinin 5’inci fıkrası uyarınca geri verilmesine, Dosya üzerinde yapılan inceleme sonucunda HMK’nin 353/1-a ve 362/1-g maddeleri uyarınca kesin olmak üzere oy birliğiyle karar verildi.14/9/2023