Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 40. Hukuk Dairesi 2021/420 E. 2023/786 K. 16.05.2023 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
İSTANBUL
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
40. HUKUK DAİRESİ
TÜRK MİLLETİ ADINA
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ KARARI
DOSYA NO: 2021/420
KARAR NO: 2023/786
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ: İstanbul 11. Asliye Ticaret Mahkemesi
TARİHİ: 11/11/2020
NUMARASI: 2017/754 (E) – 2020/716 (K)
DAVANIN KONUSU: İstirdat
KARAR TARİHİ: 16/05/2023
Taraflar arasında görülen davada verilen, yukarıda tarihi ve numarası gösterilen karara karşı istinaf kanun yoluna başvurulmakla dosya incelendi;
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ: Davacı vekili, müvekkilinin, Cumhurbaşkanı’nın darbe gecesi yaptığı çağrı üzerine kendisine ait … plakalı araçla meydanlara çıktığını, bir süre sonra … Parti Bursa – Nilüfer İlçe Teşkilat binası önüne gitmeye karar verdiğini, bu bölgeye giderken park halindeki araçlardan birinin aniden yola çıkması nedeniyle maddi hasarlı trafik kazası meydana geldiğini, kazadan hemen sonra kendisinin araçtan indiğini, ancak olayın şokunu üzerinden atmaya çalışırken kazanın sesine çok sayıda insanın tepki göstererek kendisine bağırmaya başladığını, insanların üzerine yürüyerek kendisini darp etmek istediğini, müvekkilinin o sırada tek başına olması nedeniyle oluşan kalabalıktan korktuğunu ve can güvenliğini sağlamak amacıyla aracını olduğu yerde bırakarak kaza yerinden ayrıldığını belirterek davacı sigorta şirketine cebri icra tehdidi altında yapılan 31.800 TL tutarındaki ödemenin istirdadına karar verilmesi talebinde bulunmuştur. Davalı vekili usulüne uygun davetiye tebliğine rağmen davaya cevap vermemiştir.İlk derece mahkemesince yapılan yargılama neticesinde, “olay günü insanların yaşadığı paniğin, hain darbe girişimine gösterilen kitlesel öfkenin ve toplumsal gerilimin ne düzeyde olduğu hususu, hasara uğrayan ve mağdur konumundaki dava dışı araç sürücüsünün beyanından bile kolayca anlaşılmaktadır. Bu durumda davacı sürücünün, oradaki kitlenin öfkesinden korkması ve paniğe kapılarak olay (kaza) mahallini terk etmesi mahkememizce son derece makul ve haklı kabul edilerek olay yerini terkin haklı nedene dayandığı” denilmek suretiyle davanın kabulü ile 31.800 TL’nin ödeme tarihi olan 05/06/2017 tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte davalı sigorta şirketinden alınarak davacıya verilmesine karar verilmiştir. Karara karşı davalı vekili istinaf dilekçesinde özetle; sigortalı araç sürücüsünün zincirleme trafik kazasına sebebiyet verdiği ve kazadan sonra olay yerini terk ettiği hususunun kaza tespit tutanağı ile sabit olduğunu, trafik sigortası genel şartlarının B.4. maddesi gereğince sigorta şirketinin sigortalıya rücu hakkının bulunduğunu, kazanın 16/07/2020 tarihinde ve gece saatlerinde gerçekleşmiş olmasının, olay yerini terk etmesini haklı kılmadığını, bu hususun herhangi bir delille ispatlanamadığını, nitekim davacının bunu göze alarak meydana çıkıp ardından kazaya karıştıktan sonra kalabalıktan korkarak olay yerini terk etmesinin mantıkla bağdaşmadığını, can güvenliğini tehlikede gören bir kişinin kaza yerini terk etse dahi polis merkezine ya da jandarmaya gidebilecek ve olayı haber verebilecekken kaza yerinden ayrıldıktan bir gün sonra aracının yanına dönmesinin, olay yerini farklı bir saikle terk ettiğini göstermekte olduğunu, kaldı ki kazaya karışan diğer araç sürücüsünün olay yerini terk etmediğini, tutanak tutulmasına nezaret ettiğini, can güvenliği nedeniyle olay yerini terk ettiği iddiasının somut delillerle kanıtlanamadığını belirterek istinaf başvurusunda bulunmuştur. Davalı sigorta şirketi tarafından zarar gören üçüncü kişilere yapılan ödemelerin, İstanbul … İcra Müdürlüğü … Esas sayılı dosyası üzerinden, olay yerini terk sebebine dayalı olarak sigortalı olan davacıya rücu edilmesini müteakip, davacı sigortalının icra tehdidi altında takip konusu borcu ödediği bu paranın istirdadı istemine ilişkin olarak eldeki davayı açmış olduğu görülmektedir. İİK’nın 72/7. maddesinde, takibe itiraz etmemiş olması yüzünden borçlu olmadığı bir parayı tamamen ödemek mecburiyetinde kalan şahsın, bir sene içerisinde bu paranın geri alınmasını isteyebileceği düzenlenmiştir. Davacı tarafından yapılan ödeme tarihine göre dava süresinde açılmıştır. Esasen bu yöne ilişkin herhangi bir uyuşmazlık bulunmamaktadır. İstinafa konu asıl uyuşmazlık, sigortalıya rücu koşullarının oluşup oluşmadığı noktasında toplanmaktadır. Poliçe başlangıcı ve kaza tarihi itibarıyla yürürlükte bulunan ZMSS Genel Şartlarının B.4.f maddesinde, bedeni hasara neden olan trafik kazalarında, sigortalının veya eylemlerinden sorumlu olduğu kişilerin, tedavi veya yardım amaçlı sağlık kuruluşuna gitme, can güvenliği nedeniyle uzaklaşma gibi zorunlu haller hariç olmak üzere olay yerini terk etmesi veya kaza tutanağı, alkol raporu vb. kazanın oluş koşullarına ilişkin gereken belgelerin düzenlenmesi yükümlülüğüne aykırı davranması halinde rücu edilebileceği düzenlenmiştir. Her ne kadar, olay yerinin terk edilmesine ilişkin teminat dışılığa dair halin, sadece cismani zararın olduğu trafik kazalarında söz konusu olabileceğine ilişkin mahkeme kabulünde isabet bulunmamakta ise de (çünkü uygulamada, olay yeri terk nedenine dayalı teminat dışılık halinin ister bedeni zarar ister sadece maddi zarar olsun her iki halde de uygulanabilir olduğu kabul edilmektedir); mahkemenin, davacının olay yeri terkinin haklı nedene dayandığına dair kabulünde ve gerekçesinde usule ve yasaya aykırılık bulunmamaktadır. Şöyle ki; davaya konu trafik kazası, 15 Temmuzu 16 Temmuza bağlayan darbe girişiminde bulunulan gece saat 02:00 ila 03:00 arası meydana gelmiş olup kazaya karışan dava dışı araçlardan birinin sürücüsü olan ve her iki tarafa da eşit mesafedeki tanık …’in yeminli anlatımına göre, kaza mahallindeki karmaşa içerisinde olan kalabalığın, sebepsiz bir şekilde kaza yaptıklarından bahisle üzerlerine yürüdüklerini, kendisinin de polis gelene kadar kazayı yapan aracın sahibi olduğunu söyleyemediğini, zira kalabalıktan korktuğunu ifade ettiği nazara alındığında, toplumsal öfkenin en yüksek sınırda olduğu bir zaman diliminde kalabalığın önünde gerçekleşen trafik kazası sonrasında davacının can güvenliği nedeniyle olay yerini terk etmiş olmasının, darbe gecesi yaşanan olayların akışına uygun olduğu, dolayısıyla teminat dışılığa ilişkin koşullarının bulunmadığı, davalı vekilinin istinaf iddia ve itirazlarının yerinde olmadığı görülmektedir.
KARAR: Yukarıda açıklanan gerekçe ile; 1-Hukuk Muhakemeleri Kanununun 353/1-b/1. maddesi uyarınca davalı vekilinin istinaf başvurusunun esastan reddine, 2-Alınması gereken 2.172,26 TL istinaf karar harcından peşin alınan 543,60 TL harcın mahsubundan sonra bakiye 1.628,66‬ TL istinaf karar harcının istinafa başvuran davalı taraftan tahsil edilerek Hazineye irat kaydına, 3-İstinafa başvuran tarafça yapılan istinaf yargılama giderlerinin kendi üzerinde bırakılmasına, 4-Artan gider ve delil avansının karar kesinleştiğinde ilgilisine iadesine, 5-İstinaf incelemesi duruşmalı yapılmadığından, vekalet ücreti tayinine yer olmadığına, Dair, dosya üzerinde yapılan inceleme sonunda dava değeri (31.800 TL) göz önünde bulundurulmak sureti ile Hukuk Muhakemeleri Kanununun 362/1-a maddesi gereğince her iki taraf yönünden kesin olarak oy birliğiyle karar verildi. 16/05/2023