Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 40. Hukuk Dairesi 2021/391 E. 2023/971 K. 06.06.2023 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
İSTANBUL
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
40. HUKUK DAİRESİ
TÜRK MİLLETİ ADINA
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ KARARI
DOSYA NO: 2021/391
KARAR NO: 2023/971
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ: İstanbul 5. Asliye Ticaret Mahkemesi
TARİHİ: 10/03/2020
NUMARASI: 2015/1132 (E) – 2020/222 (K)
DAVANIN KONUSU: Tazminat
KARAR TARİHİ: 06/06/2023
Taraflar arasında görülen davada verilen, yukarıda tarihi ve numarası gösterilen karara karşı istinaf kanun yoluna başvurulmakla dosya incelendi;
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ: Davacılar vekili, 02/03/2015 tarihinde meydana gelen trafik kazasında, davalıların sürücüsü, işleteni ve trafik sigortacısı oldukları … plaka sayılı aracın davacı …’ya çarparak ağır şekilde yaralanmasına neden olduğunu belirterek adı geçen davacı için bakıcı gideri ve iş göremezlik zararından oluşan şimdilik 2.000 TL maddi tazminat ve 50.000 TL manevi tazminat ile diğer davacı … için 20.000 TL manevi tazminatın hüküm altına alınmasını talep etmiştir. Davalı sigorta şirketi vekili davanın reddini talep etmiştir. Diğer davalılar vekili, kazanın meydana gelmesinde müvekkili araç sürücüsünün kusuru olmadığından bahisle davanın reddini istemiştir.İlk derece mahkemesince yapılan yargılama neticesinde, davalı araç sürücüsünün kusurunun bulunmadığına ilişkin mütalaada bulunan 13/01/2020 tarihli ATK raporu doğrultusunda davanın reddine karar verilmiştir. Karara karşı davacı … (diğer davacının yargılama sırasında vefat etmiş olması ve geride tek mirasçı olarak davacı …’yı bırakmış olması nedeniyle … mirasçısı vekili olarak da istinaf başvurusunda bulunmuştur) vekili, kusur raporları arasındaki çelişki giderilmeden karar verilmiş olmasının doğru olmadığı gerekçesiyle istinaf başvurusunda bulunmuştur. Dava, trafik kazasında yaralanarak malul kalan … bakımından iş göremezlik ve bakıcı gideri tazminatı ile manevi tazminat ve diğer davacı bakımından ise manevi tazminat istemine ilişkindir. Davacı …’nın ilk derece mahkemesi karar tarihinden sonra vefat etmiş olması nedeniyle dava, sözü geçen davacı bakımından vefat tarihine kadar gerçekleştiği iddia olunan iş göremezlik tazminatı ve bakıcı gideri istemine dönüşmüştür. Davacı, kazanın gerçekleşmesinde davalı araç sürücüsünün kusurlu olduğunu ispat etmekle yükümlüdür. Bir başka ifadeyle, eldeki davada ispat yükü davacı tarafa aittir. Maddi vakıaların ispatı tanık dahil her türlü delille mümkündür. 02/03/2015 günü saat 19:00 sıralarında meydana gelen kazanın hemen akabinde düzenlenmiş bir kaza tespit tutanağı bulunmamaktadır. Kaza raporu ve çizilen olay yeri basit krokisi, 03/03/2015 günü geceleyin 01:14’te, davalı sürücünün beyanı doğrultusunda tanzim edilmiştir. İlk derece mahkemesince dosyaya kazandırılan 09/07/2019 tarihli bilirkişi raporunda, seçenekli olarak değerlendirme yapılarak, kazanın yolun sol şeridinde meydana gelmesi halinde davalı araç sürücüsü kusursuz; kazanın yolun sağ şeridinde meydana gelmesi halinde ise davalı araç sürücüsünün asli kusurlu olduğu, ancak gerekçeleri de açıklanarak, kazanın yolun sağ şeridinde meydana gelme olasılığının daha fazla olduğu mütalaa edilmiştir. Raporda, olay yeri basit krokisinde çarpma noktası olarak gösterilen yerin davacının yaşındaki bir kişinin aşamayacağı şekilde bariyer ile kapatılmış olan yolun sol şeridi olduğu, işaretlenen çarpma noktasının tanık anlatımlarına ters düştüğü belirtilmiştir. Buna karşılık, ATK’dan alınan 13/01/2020 tarihli raporda ise, kazanın oluşumuna ilişkin çarpma noktasının yeri itibariyle davalı sürücünün ifadesi dışında aksi bir beyan bulunmadığından ötürü davalı sürücünün beyanı dikkate alınmak suretiyle, kazanın yolun sol şeridinde meydana geldiği kabul edilerek, davalı araç sürücüsünün kusursuz olduğu kanaatinde bulunulmuştur. İlk derece mahkemesince de mevcut delil durumu itibarıyla ATK raporuna ne sebepten ötürü üstünlük tanındığı açıklanmadan ve raporlar arasındaki çelişki de giderilmeden yazılı şekilde karar verilmesi doğru olmayıp bu yöne ilişkin istinaf itirazları yerindedir. Eksik incelemeye dayalı olarak karar verilemez. O halde, davalı tarafa tanık bildirme imkanı tanınarak bildirmesi halinde gerek davalı tanıkları ve gerekse duruşmada dinlenen davacı tanıkları keşif mahalline çağrılmak suretiyle, refakate kusur durumunun belirlenmesine dair alanında uzman bilirkişi heyeti de alınarak, keşif mahallinde tanıkların dinlenilmesi, davacının kaza öncesinde kardeşi olan Hidayet’in yanına gitmekte olduğu yönündeki beyanı tahtında, kazazede davacının otogar istikametinde yolun ne tarafından geçebileceği ve diğer fiziki koşullar da değerlendirilerek, kazanın hangi şeritte gerçekleşmiş olabileceği konusunda her iki raporu değerlendiren, tartışan, çelişkiyi giderici ve denetime elverişli yeni bir rapor alınarak sonucuna göre karar verilmek üzere ilk derece mahkemesi kararının kaldırılmasına, davanın yeniden görülmesi için dosyanın mahkemesine gönderilmesine karar vermek gerekmiştir.
KARAR: Yukarıda açıklanan gerekçe ile; 1-Davacılar vekilinin istinaf başvurusunun kabulüne,2-Hukuk Muhakemeleri Kanununun 353/1-a/6. maddesi uyarınca ilk derece mahkemesi kararının kaldırılmasına,3-Davanın yeniden görülmesi için dosyanın kararı veren mahkemeye gönderilmesine,4-Davacı tarafça yatırılan istinaf karar harcının iadesine, 5-İstinaf yargılama giderlerinin ilk derece mahkemesince yeniden verilecek kararda dikkate alınmasına, 6-İstinaf incelemesi duruşmalı yapılmadığından vekalet ücretine hükmedilmesine yer olmadığına, Dair, HMK’nın 362/1-g maddesi gereğince her iki taraf yönünden kesin olmak üzere dosya üzerinde yapılan inceleme sonunda oy birliğiyle karar verildi. 06/06/2023