Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 40. Hukuk Dairesi 2021/381 E. 2023/781 K. 16.05.2023 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
İSTANBUL
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
40. HUKUK DAİRESİ
TÜRK MİLLETİ ADINA
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ KARARI
DOSYA NO: 2021/381
KARAR NO: 2023/781
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ: Bakırköy 5. Asliye Ticaret Mahkemesi
TARİHİ: 09/10/2020
NUMARASI: 2015/1118 (E) – 2020/434 (K)
DAVANIN KONUSU: Tazminat (ölüm ve cismani zarar sebebiyle açılan tazminat)
BİRLEŞEN BAKIRKÖY 6. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
DAVANIN KONUSU: Tazminat (ölüm ve cismani zarar sebebiyle açılan tazminat)
KARAR TARİHİ: 16/05/2023
Taraflar arasında görülen davada verilen, yukarıda tarihi ve numarası gösterilen karara karşı istinaf kanun yoluna başvurulmakla dosya incelendi;
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ: Davacılar vekili, davalıların sürücüsü ve trafik sigortacısı oldukları … plaka sayılı aracın sebebiyet verdiği trafik kazasında davacılardan …’ın yaralandığını belirterek tüm davacılar yönünden maddi ve manevi tazminat ile …’ın yargılama sırasında vefat etmesinden kaynaklı birleşen dava dosyası üzerinden destekten yoksun kalma tazminatı talep etmiştir. Davalılar vekilleri asıl ve birleşen davalarda davanın reddini talep etmişlerdir. İlk derece mahkemesince yapılan yargılama neticesinde, “davalı …’ın idaresindeki … plaka sayılı otomobil sürücüsü … ile kazada cismani zarara uğrayan davacı …’ın kusur durumlarının tespiti yönünden yaptırılan adli tıp bilirkişisi raporunda, davacının %100 kusurlu olduğu, davalının ise kusurlu olmadığı görüldüğünden alınan raporların da olayın oluş şekline uygun düştüğü mahkemece kabul edilerek aksi taleplerin reddi ile açılan davaların da kusur sorumluluğuna dayalı haksız fiilden kaynaklanan maddi ve manevi tazminat davaları olması nedeniyle başkaca araştırma yapılmadan davanın reddine karar verilmesi gerektiği” sonuç ve kanaatiyle asıl ve birleşen davaların reddine karar verilmiştir. Karara karşı davacılar vekili, davalı araç sürücüsüne kusur izafe eden İTÜ öğretim görevlileri tarafından tanzim edilen rapor ve ek rapor karara esas alınması gerekirken davalı sürücü ifadeleri alınarak düzenlenen ATK raporlarına itibar edilmesinin doğru olmadığını, davalı araç sürücüsünün vakti olmasına rağmen fren veyahut tesirli bir korna uyarısına başvurmaksızın sebebiyet verdiği trafik kazasında kusurlu olduğunu, kaza tespit tutanağında dahi araç sürücüsüne kusur izafe edildiğini, davalı araç sürücüsünün aracını daha tedbirli ve yavaş kullanması durumunda trafik kazasının engellenebilecek nitelikte olduğunu belirterek istinaf başvurusunda bulunmuştur.Asıl ve birleşen dava trafik kazasından kaynaklanan maddi ve manevi tazminat ile destekten yoksun kalma tazminatı istemine ilişkindir. Davalı araç sürücüsü ve trafik sigortacısı olan davalı sigorta şirketinin sorumluluğunun doğabilmesi için kazanın gerçekleşmesinde sigortalı araç sürücüsü olan davalının az da olsa kusurunun bulunması şarttır. (Borçlar Kanunu 49 ve 2918 sayılı KTK’nın 85 ve devamı maddeleri) Dosya içerisindeki bilgi ve belgeler, tanık anlatımları, kaza tespit tutanağı ceza soruşturma dosyası, şikayetten vazgeçme nedeniyle kesinleşen kovuşturmaya yer olmadığına dair karar ile dosyaya kazandırılan 23/09/2013, 02/06/2014, 14/01/2015, 16/10/2017 (ek rapor), 16/05/2019, 05/03/2020 tarihli bilirkişi raporları ve soruşturma aşamasında ve duruşmada dinlenen tanık anlatımlarına göre müteveffa yayanın, yaya yoluna kapalı bir tarafı bariyerle çevrili transit yol üzerinden karşıya geçmeye çalıştığı esnada, -sağ ön şeritte ilerleyen ve aniden fren yaparak yavaşlayan beyaz bir minibüsün önünden geçip- davalı aracının önüne çıkarak sebebiyet verdiği trafik kazasında, davalı araç sürücüsünün alabileceği bir tedbir olmadığı, mahkemenin davalı araç sürücüsünün kusursuz olduğuna ilişkin kabul şeklinde oluş, usul ve yasaya aykırılık bulunmadığı görülmektedir. Bu durumda yapılan yargılamaya, toplanan delillere, dosya içeriğine, hükmün dayandığı yasal ve hukuksal gerekçeye, delillerin takdirinde bir isabetsizlik bulunmamasına ve yazılı şekilde karar verilmiş olması doğru olduğuna göre; yerinde olmayan istinaf başvurusunun esastan reddine karar vermek gerekmiştir.
KARAR: Yukarıda açıklanan gerekçe ile; 1-6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanununun 353/1-b/1. maddesi uyarınca davacılar vekilinin istinaf başvurusunun esastan reddine, 2-Alınması gereken 179,90 TL istinaf karar harcından peşin alınan 177,9‬0 TL harcın mahsubundan sonra bakiye 2 TL istinaf karar harcının istinafa başvuran davacı taraftan tahsil edilerek Hazineye irat kaydına, 3-İstinafa başvuran tarafça yapılan istinaf yargılama giderlerinin kendi üzerinde bırakılmasına, 4-Artan gider ve delil avansının karar kesinleştiğinde ilgilisine iadesine,5-İstinaf incelemesi duruşmalı yapılmadığından, vekalet ücreti tayinine yer olmadığına,Dair, ihtiyari dava arkadaşı konumundaki her bir davacı yönünden objektif dava birleşmesi teşkil eden davalarda manevi tazminat davasında talep edilen miktarlar ve maddi tazminat davalarında, 21/05/2015 tarihli ıslah dilekçesi ile ıslah edilen miktarlar gözetilerek HMK’nın 362/1-a maddesi gereğince her iki taraf yönünden kesin olmak üzere dosya üzerinde yapılan inceleme sonunda oy birliğiyle karar verildi. 16/05/2023