Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 40. Hukuk Dairesi 2021/374 E. 2021/461 K. 30.03.2021 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C.
İSTANBUL
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
40. HUKUK DAİRESİ
TÜRK MİLLETİ ADINA
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ KARARI
DOSYA NO: 2021/374
KARAR NO: 2021/461
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ: İSTANBUL ANADOLU 2. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ: 14/01/2021 tarihli ara karar
NUMARASI: 2020/724 (E)
DAVANIN KONUSU: Trafik kazasından kaynaklanan destekten yoksun kalma tazminatı ve manevi tazminat
KARAR TARİHİ: 30/03/2021
Yukarıda yazılı İlk Derece Mahkemesi kararına karşı istinaf kanun yoluna başvurulması üzerine, Dairemiz Heyetince yapılan müzakere sonucunda;
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ: Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; 06/10/2020 tarihinde davalılardan …’a ait, diğer davalı … sevk ve idaresindeki … plakalı araç ile Seydikemer ilçesinden Dalaman istikametine seyir halinde iken kavşakta kırmızı ışık ve hız ihlali yaparak, yaya geçidinden geçmekte olan davacıların kızı ve kardeşleri olan …’e çarparak ölümüne neden olduğunu, fazlaya ilişkin haklar saklı kalmak üzere şimdilik davacı anne … için 1.000 TL ve davacı baba … için 1.000 TL maddi tazminatın davalılar … ve … yönünden olay tarihinden, davalı sigorta şirketi yönünden temerrüt tarihinden itibaren işleyecek avans faiziyle birlikte davalılardan müştereken ve müteselsilen tahsiline, davacı anne için 75.000 TL ve davacı baba için 75.000 TL, davacı kardeşler …, … ve … için 25.000’er TL manevi tazminatın davalılardan … ve …’den olay tarihinden itibaren işleyecek yasal faiziyle birlikte müştereken ve müteselsilen tahsiline, davalılar … ve …’nin taşınır ve taşınmaz malları ile bankalardaki ve üçüncü kişilerdeki hak ve alacakları üzerine ihtiyati tedbir konulmasına karar verilmesini talep etmiştir. Davacı vekili 14/01/2021 tarihli dilekçesi ile haksız fiil (ölüm) tarihi itibarıyla davacıların maddi ve manevi tazminat alacaklarının muaccel hale geldiğinden bahisle İİK 257 vd. maddeleri uyarınca davalılar … ve …’nin taşınır ve taşınmaz malları ile bankalardaki ve üçüncü kişilerdeki hak ve alacakları üzerine ihtiyati haciz kararı verilmesini talep etmiştir. İlk Derece Mahkemesi 14/11/2021 tarihli ara kararıyla ihtiyati haciz talebine konu alacağın herhangi bir mahkeme kararına veya kıymetli evrağa dayanmadığını, alacağın varlığı, miktarı ve vadesinin geldiğinin yargılamayı gerektirdiğini, dosyaya sunulan somut delillerle yaklaşık ispat koşulunun oluşmadığını, aleyhine ihtiyati haciz kararı verilmesi istenen borçlunun mallarını kaçırmaya, gizlemeye veya kendisinin kaçmaya hazırlandığına dair mahkemeye kanaat oluşturacak delil de sunulamadığından ihtiyati haciz talebinin reddine karar vermiştir. Bu karara karşı istinaf kanun yoluna başvuran davacılar vekili dilekçesinde özetle; tazminatın haksız eylemin gerçekleştiği tarihte muaccel hale geldiğini, dosyaya sunulan trafik kazası tutanağı, ölü muayene raporu, davalının asli kusurlu olduğunun tespit edildiği bilirkişi raporu, ceza dosyası sureti vb. belgeler de nazara alındığında müvekkillerin destekten yoksunluk ve manevi zararlarının olduğunun kuvvetle muhtemel olduğunu, İİK’nin 257 vd. maddesinde öngörülen ihtiyati haciz koşullarının gerçekleşmesi nedeniyle ihtiyati haciz talebinin reddi kararının kaldırılmasına karar verilmesini talep etmiştir. 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanununun (HMK) 355. maddesi kapsamında istinaf itirazları ve kamu düzenine ilişkin hususlarla sınırlı olarak yapılan inceleme sonunda: Talep, trafik kazasından kaynaklanan destekten yoksun kalma tazminatı ve manevi tazminat istemiyle açılan davada, ihtiyati haciz talebinin reddine ilişkin ara kararın kaldırılması istemine ilişkindir.Somut uyuşmazlıkta davacılar vekili trafik kazasından kaynaklanan destekten yoksun kalma tazminatı ve manevi tazminat talebinde bulunmuştur. Zarar haksız eylemden kaynaklandığından tazminat haksız eylemin gerçekleştiği tarihte muaccel hale gelmektedir. Buradaki “muacceliyet” kavramı, alacaklı tarafından talep ve dava edilebilir hale gelmiş olma anlamındadır. Dosyada bulunan bilgi ve belgeler de nazara alındığında haksız fiil tarihi itibarıyla davacıların maddi ve manevi tazminat alacakları muaccel hale gelmiştir. İhtiyati haciz talep edilen davanın ilk açıldığı aşamada zararın miktarının kesin olarak belirlenmesini beklemek hakkaniyetle bağdaşmayacaktır. 2004 sayılı İcra İflas Kanununun 257’nci maddesi; “Rehinle temin edilmemiş ve vadesi gelmiş bir para borcunun alacaklısı, borçlunun yedinde veya üçüncü şahısta olan taşınır ve taşınmaz mallarını ve alacaklarıyla diğer haklarını ihtiyaten haczettirebilir.” hükmünü içermektedir.Bu açıklamalar ışığında dosyanın incelenmesinde; soruşturma dosyasından ve Fethiye 6.Asliye Ceza Mahkemesinin 2020/548 Esas sayılı dosyasından alınan trafik bilirkişisinin rapor içeriği, trafik kazası tespit tutanağı ve diğer belgelerin, alacağın varlığına ve muaccel olduğuna ilişkin kanı oluşturacak nitelik taşıdığı ve bu aşamada yaklaşık ispat koşulunun da bulunduğu gözetilerek, İİK’nin 257/1’inci maddesi kapsamında ihtiyati haciz kararı verilmesi gerekirken, talebin reddedilmesi doğru görülmemiştir. Bununla birlikte manevi tazminat miktarının takdirinin hâkime ait olduğu, hâkimin yargılama sonunda hak ve nesafete uygun karar vereceği, böylece bu aşamada talep edilen miktarın tamamı yönünden ihtiyati haciz kararı verilmesinin doğru olmayacağı değerlendirilerek, mahkemece uygun görülecek miktar yönünden, yine aynı Kanunun 259’uncu maddesi uyarınca takdir edilecek teminat mukabilinde ihtiyati haciz kararı verilmesi gerektiği düşünülmüş, bu itibarla davacılar vekilinin ihtiyati haciz talebinin reddine ilişkin ara kararına yönelik istinaf başvurusunun kabulü ile HMK’nin 353/1-a/6’ncı maddesi uyarınca ilk derece mahkemesi kararının kaldırılmasına dair aşağıdaki karar verilmiştir.
KARAR: Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere: 1-Davacılar vekilinin istinaf başvurusunun KABULÜ ile, yukarıda esas ve karar numarası belirtilen ilk derece mahkemesinin 14/01/2021 tarihli ara kararının HMK’nin 353/1-a/6’ncı maddesi gereğince KALDIRILMASINA, 2-Davanın yeniden görülmesi için dosyanın Mahkemesine GÖNDERİLMESİNE, 3-İstinaf başvurusu için yatırılan karar ve ilam harcının istek halinde İlk Derece Mahkemesince yatırana iadesine, 4-İstinaf incelemesi duruşmalı yapılmadığından, vekâlet ücreti hükmedilmesine yer olmadığına, 5-Davacılar vekili tarafından sarfedilen istinaf yargılama giderinin ilk derece mahkemesince yeniden verilecek kararda dikkate alınmasına, 6-İstinaf talep eden tarafından istinaf aşaması için yatırılan gider avansının yatıran tarafa iadesine, Dosya üzerinde yapılan inceleme sonucunda HMK’nin 353/1-a maddesi gereğince kesin olmak üzere oy birliği ile karar verildi.30/03/2021