Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 40. Hukuk Dairesi 2021/369 E. 2022/1909 K. 01.11.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
İSTANBUL
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
40. HUKUK DAİRESİ
TÜRK MİLLETİ ADINA
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ KARARI
DOSYA NO: 2021/369
KARAR NO: 2022/1909
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ: İSTANBUL 15. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ: 19/01/2021
NUMARASI: 2020/100 Esas – 2021/21 Karar
DAVANIN KONUSU: Maddi Tazminat (Trafik Kazasından Kaynaklanan)
KARAR TARİHİ: 01/11/2022
Yukarıda yazılı İlk Derece Mahkemesi kararına karşı istinaf kanun yoluna başvurulması üzerine, Dairemiz Heyetince yapılan müzakere sonucunda;
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ: Dava ve uyuşmazlık; 818 sayılı BK’nın 45 (6098 sayılı TBK’nın 53/3). maddesi kapsamında, ölümlü trafik kazasından kaynaklanan destekten yoksun kalma tazminatı istemine ilişkindir. İlk Derece Mahkemesinin 09/05/2017 tarih ve 2015/1237 Esas – 2017/375 Karar sayılı kararıyla; davanın kabulüne ve 26.055,92 TL maddi tazminatın dava tarihinden itibaren işleyecek avans faizi ile birlikte davalıdan tahsili ile davacıya verilmesine, karar verilmesi ve davalı tarafça bu karara karşı istinaf kanun yoluna başvurulması üzerine; Dairemizce yapılan istinaf inceleme ve denetimi sonucunda, 12/12/2019 tarih, 2019/180 Esas – 2019/695 Karar sayılı kararında; “6098 sayılı Türk Borçlar Kanunu’nun 74. md. gereğince; hukuk hakimi, ceza mahkemesince belirlenmiş ve kesinleşmiş olan maddi olgu ile bağlı ise de; kusurun bulunup bulunmadığı ve oranına ilişkin ceza mahkemesi kararı ile bağlı olmadığı gibi, kusura ilişkin saptamaya dayanan beraat kararı ile de bağlı değildir. Bu durumda mahkemece, kesinleşen ceza dosyası celp edilerek hükme esas alınan ATK Trafik İhtisas Dairesi raporu, trafik kaza tespit tutanağı ve ATK raporunda sözü edilen (ceza mahkemesince alınan) 04/03/2010 tarihli bilirkişi raporu birlikte değerlendirilmek suretiyle somut uyuşmazlıkta davalının savunmaları da dikkate alınarak desteğin kazanın oluşumunda kusuru bulunup bulunmadığı alınacak bilirkişi raporuyla belirlenmeli, ATK’nın kusur raporunun aksine davalı sigortalının sürücüsü …’un olayda kusurlu olduğunun belirlenmesi halinde aradaki çelişkinin giderilmesi için İTÜ Ulaştırma Mühendisliği bölümünde görevli bilirkişi kurulundan çelişkiyi giderecek şekilde rapor alınmalı ve sonuçta davalı sigortalısının kusursuz olduğu sonucuna ulaşıldığı takdirde davanın reddine; kusurlu bulunması halinde ise kusur oranı esas alınarak aktüer bilirkişi raporu alınarak sonucuna göre karar verilmelidir. Açıklanan nedenlerle davalı vekilinin istinaf başvurusunun kabulü ile HMK’nın 353/1-a/6. maddesi uyarınca İlk Derece Mahkemesi kararının kaldırılarak mahkemesine gönderilmesine,”şeklinde karar verilmiştir. Dairemizin kararı sonrasında, yeniden yapılan yargılama sonucunda, kazanın meydana gelmesinde, davalı nezdinde sigortalı araç sürücüsünün kusurunun bulunmadığı gerekçesiyle davanın reddine karar verilmiştir. Bu karara karşı, davacı vekili istinaf kanun yoluna başvurmuştur. Davacı vekili istinaf başvuru dilekçesinde özetle; kararın eksik inceleme sonucu verildiğini, dosyadaki kusur oranının usulünce araştırılmadığını, ATK’dan rapor alınması gerektiğini, kararın bu nedenle usul ve yasaya aykırı olduğunu belirtmiştir. HMK’nın 355. maddesi kapsamında istinaf itirazları ve kamu düzenine ilişkin hususlarla sınırlı olarak yapılan inceleme sonunda: Dosyanın yapılan incelemesinde, Dairemizin yukarıda alıntılanan kararında, İTÜ Ulaştırma Mühendisliği bölümünde görevli bilirkişi kurulundan çelişkiyi giderecek şekilde rapor alınması gerektiği belirtilmesine karşılık, Mahkemece, tek kişilik Adli Trafik Uzmanı tarafından düzenlenen 23/11/2020 tarihli bilirkişi raporuna dayanılarak karar verildiği; bir başka deyişle, Dairemizin kararı doğrultusunda işlem yapılmadığı ve eksik inceleme sonucunda karar verildiği anlaşılmıştır. Bu nedenle, davacı vekilinin istinaf başvurusundaki iddia ve itirazlar kabule şayan görülmüştür. Yukarıdaki açıklamalar çerçevesinde, Dairemizce aşağıdaki şekilde karar oluşturulmuştur.
KARAR: Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere : 1-Davacı vekilinin istinaf başvurusunun kabulü ile İlk Derece Mahkemesi kararının HMK’nın 353/1-a/6. maddesi uyarınca kaldırılmasına,2-Davanın yeniden görülmesi için dosyanın Mahkemesine gönderilmesine,3-İstinaf başvurusu için yatırılan karar ve ilam harcının istek halinde İlk Derece Mahkemesince yatırana iadesine,4-İstinaf incelemesi duruşmalı yapılmadığından vekalet ücreti hükmedilmesine yer olmadığına, 5-Davacı vekili tarafından yapılan istinaf yargılama giderinin İlk Derece Mahkemesince yeniden verilecek kararda dikkate alınmasına,6-İstinaf talep eden tarafından istinaf aşaması için yatırılan gider avansının yatıran tarafa iadesine,Dosya üzerinde yapılan inceleme sonucunda, HMK’nın 353/1-a maddesi uyarınca kesin olmak üzere oy birliği ile karar verildi.01/11/2022