Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 40. Hukuk Dairesi 2021/354 E. 2023/873 K. 25.05.2023 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C.
İSTANBUL
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
40. HUKUK DAİRESİ
TÜRK MİLLETİ ADINA
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ KARARI
Dosya No: 2021/354
Karar No: 2023/873
İncelenen Kararın
Mahkemesi: İstanbul 8. Asliye Ticaret Mahkemesi
Tarihi: 22/09/2020
Numarası: 2015/752 (E) – 2020/449 (K)
Davanın Konusu: Maddi Tazminat
Karar Tarihi: 25/5/2023
Yukarıda yazılı İlk derece mahkemesi kararına karşı istinaf kanun yoluna başvurulması üzerine, Dairemiz Heyetince yapılan müzakere sonucunda;
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ: Davacı … vekili dava dilekçesinde özetle; dava dışı …’nun yönetimindeki … plakalı kamyonetin aşırı hızlı seyir halinde iken yolun sağında kaldırımın kenarında bisikletiyle bekleyen davacıya arkadan çarparak yaralanmasına neden olduğunu belirterek, belirsiz alacak davası niteliğinde bedensel zarar tazminatının belirlenerek temerrüt tarihinden itibaren işleyecek avans faizi ile birlikte davalıdan tahsiline karar verilmesini talep etmiş; 22/6/2020 günü sunduğu dilekçe ile talep ettiği maddi tazminat tutarını 60.000,00 TL’ye yükseltmiştir. Davalı … vekili cevap dilekçesinde zamanaşımı itirazında bulunarak, davanın reddini savunmuştur. İlk derece mahkemesince, 15.000,00 TL tazminat alacağını temlik alan davacı …’in davasının 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanununun (HMK) 150 nci maddesi uyarınca açılmamış sayılmasına, davacı …’nın davasının kısmen kabulüne, 45.000,00 TL tazminatın davalıdan alınarak davacıya verilmesine karar verilmiştir. Bu karara karşı istinaf kanun yoluna başvuran davalı … vekili dilekçesinde özetle; davanın sekiz yıllık uzamış zamanaşımı geçtikten sonra açılmış olduğunu, hesaplamaya esas alınan maluliyet raporunun mevzuata uygun düzenlenmediği gibi davacı muayene edilmeksizin evrak üzerinden düzenlenen raporun hükme de esas alınamayacağını, maluliyet oranları arasındaki çelişkinin giderilmesi gerektiğini, gerekli dikkat ve özen yükümlülüğünü yerine getirmeyen bisikletli davacıya kusur atfedilmesi gerektiğini, davacının askerlik süresinin aktüer hesaplamada dikkate alınmadığını, maluliyeti diz bölgesinde olan davacı yönünden birlikte kusur indirimi yapılması gerektiğini, kuruma 3/7/2015 günü yazdığı dilekçede …’ın, davacının babası …’ye … tarafından elden 1.000,00 TL ödendiğini beyan ettiğini, bu sebeple bu tutarın aleyhlerine hükmolunan tazminattan tenzili gerektiğini, temerrüt tarihinin hatalı hesaplandığını belirterek ilk derece mahkemesi kararının kaldırılmasını talep etmiştir. 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanununun (HMK) 355 inci maddesi uyarınca ileri sürülen istinaf nedenleri ve kamu düzenine ilişkin konularla sınırlı biçimde yapılan inceleme sonunda: Dava, trafik kazasından kaynaklanan bedensel zarar tazminatı istemine ilişkindir.2918 sayılı Karayolları Trafik Kanununun (KTK) 109 uncu maddesinin 1 inci fıkrası uyarınca; motorlu araç kazalarından doğan maddi zararların tazminine ilişkin talepler, zarar görenin, zararı ve tazminat yükümlüsünü öğrendiği tarihten başlayarak iki yıl ve herhalde, kaza gününden başlayarak on yıl içinde zamanaşımına uğrar. Aynı maddenin 2 nci fıkrasına göre de dava, cezayı gerektiren bir fiilden doğar ve ceza kanunu bu fiil için daha uzun bir zamanaşımı süresi öngörmüş bulunursa, bu süre, maddi tazminat talepleri için de geçerlidir. Somut uyuşmazlıkta, sürücüsü …’nun yönetimindeki … plakalı kamyonetin, 10/7/2007 günü seyir halinde iken davacı …’ya çarparak yaralanmasına neden olduğu, bedensel zarar tazminatı istemine ilişkin eldeki davanın ise 20/7/2015 günü açıldığı, dava dilekçesinin 17/8/2015 günü tebliğ edildiği davalı …nın vekili vasıtasıyla HMK’nin 127 nci maddesinde öngörülen ve sürenin son gününün isabet ettiği tarihe göre aynı Kanunun 104 üncü maddesi uyarınca belirlenen yasal süre içerisinde 7/9/2015 günü sunduğu cevap dilekçesi ile zamanaşımı itirazında bulunduğu; davacı vekilinin dava dilekçesinde gelişen yeni bir durumu ileri sürmediği gibi hükme esas alınan davacının yaralanmasına ilişkin Adli Tıp Kurumu (ATK) 3 üncü İhtisas Kurulunun 31/1/2018 gün ve 350 sayılı raporu ile ATK Adli Tıp 2 nci Üst Kurulunun 21/2/2019 ve 381 sayılı raporunda da gelişen yeni bir durumdan söz edilmediği anlaşılmıştır. Yukarıda da açıklandığı gibi davaya konu trafik kazası 10/7/2007 günü meydana gelmiş; davaya konu kaza ile nedensellik bağı içinde davacının zararı ortaya çıkmış; zarar gören davacı zararı ve tazminat yükümlüsünü de öğrenmiştir. Bu itibarla KTK’nin 109 uncu maddesinin 2 nci fıkrası uyarınca somut olaya uygulanması gereken taksirle yaralama suçuna ilişkin TCK’nin 89 uncu maddesinin 1 inci fıkrasında öngörülen cezanın üst sınırına göre aynı Kanunun 66 ncı maddesinin 1 inci fıkrasının (e) bendi uyarınca 8 yıllık zamanaşımına tabi olan eldeki davanın, davaya konu trafik kazasının meydana geldiği 10/7/2007 gününden, 6098 sayılı Türk Borçlar Kanununun 153 üncü maddesinde öngörülen zamanaşımını durduran ve aynı Kanunun 154 üncü maddesinde belirtilen zamanaşımını kesen neden olmaksızın 8 yıllık zamanaşımı geçtikten sonra 20/7/2015 günü açıldığının anlaşılması karşısında, zamanaşımına uğrayan davanın reddine karar verilmesi gerekirken, kabulüne karar verilmesi isabetsizdir. Kararın kaldırılma gerekçesine göre davalı Güvence Hesabı vekilinin ileri sürdüğü diğer istinaf nedenleri bu aşamada inceleme dışı bırakılmıştır.
HÜKÜM: Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere: I-Davalı … vekilinin istinaf başvurusunun kabulüne, yukarıda esas ve karar numarası belirtilen ilk derece mahkemesinin kararının, HMK’nin 353/1-b/2 nci maddesi gereğince düzeltilerek yeniden esas hakkında karar verilmek üzere kaldırılmasına, Buna göre: 1-Temlik alan davacı …’in davasının HMK’nin 150 nci maddesi uyarınca açılmamış sayılmasına, 2-Davacı … tarafından, davalı …na karşı açılan trafik kazasından kaynaklanan bedensel zarar tazminatı istemine ilişkin davanın zamanaşımına uğraması nedeniyle reddine, 3-Harçlar Kanunu uyarınca alınması gereken 54,40 TL karar ve ilam harcının temlik alan davacı …’den tahsili ile Hazineye gelir kaydına, 4-Harçlar Kanunu uyarınca alınması gereken 179,90 TL maktu karar ve ilam harcının, peşin alınan karar ve ilam harcı 5,54 TL, ıslah harcı olarak alınan 202,00 TL olmak üzere toplam 205,54‬ TL karar ve ilam harcından mahsubu ile bakiye 25,64 TL karar ve ilam harcının davacı .dan tahsili ile Hazineye gelir kaydına, 5-Dairemizin karar tarihinde yürürlükte bulunan Avukatlık Asgari Ücret Tarifesinin (AAÜT) 13 üncü maddesinin 4 üncü fıkrası uyarınca 9.200,00 TL maktu vekâlet ücretinin davalı …’dan tahsil edilerek, vekille temsil edilen davalı …na verilmesine, 6-İlk derece mahkemesinin hüküm tarihinde yürürlükte bulunan AAÜT uyarınca 3.400,00 TL maktu vekâlet ücretinin temlik alan davacı …’den tahsil edilerek, vekille temsil edilen davalı …na verilmesine, 7-Davalı … tarafından sarf edilen 40,00 TL posta giderinden ibaret yargılama giderinin davacı …’dan tahsil edilerek, davalı …na verilmesine, 8-İlk derece mahkemesinde sürdürülen yargılama nedeniyle davacı tarafından harcanan giderlerin üzerinde bırakılmasına, 9-Harcanmayan gider avansının HMK’nin 333 üncü maddesinin 1 inci fıkrası uyarınca ilk derece mahkemesince kendiliğinden yatıran tarafa geri verilmesine, II-İstinaf incelemesi bakımından; 1-Davalı … tarafından peşin yatırılan istinaf karar ve ilam harcının, talep halinde ilk derece mahkemesi tarafından geri verilmesine, 2-İstinaf kanun yolu başvurusu nedeniyle davalı … tarafından ödenen 148,60 TL istinaf kanun yolu başvuru harcından ibaret yargılama giderinin, davacı …’dan tahsil edilerek, davalı …na verilmesine, 3-İstinaf incelemesi duruşmalı yapılmadığından, vekâlet ücretine hükmedilmesine yer olmadığına, 4-İstinaf kanun yolu incelemesi için yatırılan gider avansından artan tutarın, HMK’nin 333 üncü maddesinin, 1 inci fıkrası uyarınca ilk derece mahkemesince, kendiliğinden yatıran tarafa geri verilmesine,Dair, dosya üzerinde yapılan inceleme sonucunda HMK’nin 362/1-a maddesi gereğince kesin olmak üzere oy birliğiyle karar verildi. 25/5/2023