Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 40. Hukuk Dairesi 2021/330 E. 2023/870 K. 25.05.2023 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C.
İSTANBUL
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
40. HUKUK DAİRESİ
TÜRK MİLLETİ ADINA
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ KARARI
Dosya No: 2021/330
Karar No: 2023/870
İncelenen Kararın
Mahkemesi: İstanbul 18. Asliye Ticaret Mahkemesi
Tarihi: 30/06/2020
Numarası: 2019/512 (E) – 2020/274 (K)
Davanın Konusu: Maddi Tazminat
Karar Tarihi: 25/5/2023
Yukarıda yazılı İlk derece mahkemesi kararına karşı istinaf kanun yoluna başvurulması üzerine, Dairemiz Heyetince yapılan müzakere sonucunda;
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ: Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; davalı … Sigorta AŞ’ye genişletilmiş kasko poliçesiyle sigortalı müvekkili davacı şirkete ait sürücüsü …’nın yönetimindeki … plakalı kamyonun 26/4/2018 günü D-20 Karayolunda seyir halinde iken meydana gelen tek taraflı maddi hasarlı trafik kazası nedeniyle hasar gördüğünü belirterek, belirsiz alacak davası niteliğinde 92.000,00 TL hasar bedelinin, 903,00 TL bilirkişi rapor ücreti, 1.215,00 TL Sigorta Tahkim Komisyonu gideri olmak üzere toplam 94.118,00 TL tazminatın davalıdan tahsiline karar verilmesini talep etmiştir. Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; hasarın teminat dışı olduğunu belirterek, davanın reddini savunmuştur. İlk derece mahkemesince, davanın reddine karar verilmiştir. Bu karara karşı istinaf kanun yoluna başvuran davacı vekili dilekçesinde özetle; kazadan sonra sürücünün olayı derhal iş güvenliği şirketi yetkililerine haber verdiğini, kazanın meydana geldiği yerin İGE İstanbul Havaalanı inşaatı olduğundan Kaza/Olay Formu düzenlenerek sürücünün kimliğinin belirtildiğini, aracın da davalı şirket tarafından gönderilen vinç ile yol kenarına çekildiğini, düzenlenen formda açıkça bilgilerine yer verildiğini, bu nedenle kazanın gerçekleştiği yer ve aracı kullanan sürücü bakımından hiçbir kuşkunun bulunmadığını, hiçbir maddi kanıta dayanmayan ekspertiz raporunun varsayıma dayalı iddialar içerdiğini, davaya konu taleplerin teminat dahilinde değerlendirilmesi gerektiğini, aksini kanıtlama yükümlülüğünün 6102 sayılı Türk Ticaret Kanununun (TTK) 1409 uncu maddesinin 1 inci fıkrası uyarınca sigorta şirketine ait olduğu, davanın tümden reddedilmiş olmasına karşın Avukatlık Asgari Ücret Tarifesinin (AAÜT) 13 üncü maddesinin 4 üncü fıkrası uyarınca maktu vekâlet ücretine hükmolunması gerekirken, nispi vekâlet ücretine hükmolunmasının da yerinde olmadığını belirterek ilk derece mahkemesi kararının kaldırılmasını talep etmiştir. 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanununun (HMK) 355 inci maddesi uyarınca ileri sürülen istinaf nedenleri ve kamu düzenine ilişkin konularla sınırlı biçimde yapılan inceleme sonunda:Dava, kasko sigortasından kaynaklanan tazminat istemine ilişkindir. Davacı ile davalı sigorta şirketi arasında akdedilen genişletilmiş kasko sigortası ile davacıya ait … plakalı kamyonun 14/7/2014 başlangıç, 14/7/2018 bitiş tarihleri arasında geçerli kasko poliçesi düzenlendiği konusunda uyuşmazlık bulunmamaktadır. Somut uyuşmazlıkta tartışılması gereken hukuki sorun, kasko sigortalı kamyonun 26/4/2018 günü D-20 Karayolunda seyir halinde iken meydana gelen tek taraflı trafik kazasında oluştuğu ileri sürülen hasarının, kasko sigortası teminatı kapsamında olup olmadığına ilişkindir. Mal sigortası türünden olan kasko sigorta sözleşmeleri gerek kuruluşlarında, gerek devamı sırasında, gerekse de rizikonun gerçekleşmesi aşamasındaki ihbar yükümlülükleri bakımından iyi niyet esasına dayalı sözleşme türlerindendir. Kara Araçları Kasko Sigortası Genel Şartlarının (KAKSGŞ) A.1 inci maddesine göre gerek hareket gerekse durma halinde iken sigortalının veya aracı kullananın iradesi dışında araca ani ve harici etkiler neticesinde sabit veya hareketle bir cismin çarpması veya aracın böyle bir cisme çarpması, müsademesi, devrilmesi, düşmesi yuvarlanması gibi kazalar ile üçüncü kişilerin kötü niyet ve muziplikle yaptıkları hareketler, aracın yanması, çalınması veya çalınmaya kalkışılması sonucu oluşan maddi zararlar bu tür sigortanın teminatı kapsamındadır. Diğer taraftan TTK’nin 1409 uncu maddesinin 1 inci fıkrası uyarınca sigortacı geçerli bir sigorta ilişkisi kurulduktan sonra oluşan rizikolardan sorumlu olduğu gibi, aynı maddenin 2 nci fıkrası hükmüne göre kural olarak rizikonun teminat dışında kaldığına ilişkin iddianın sigortacı tarafından kanıtlanması gerekmektedir. Olayın sigortalının ihbar ettiği biçimde değil de, sigortacının iddia ettiği biçimde gerçekleşmesi halinde ise, bu oluş biçiminin KAKSGŞ’nin A.5 inci maddesinde sayılan teminat dışında kalan hallerden olması gerekmektedir. İlkeler yukarıda anlatılan biçimde olmakla birlikte, sigortalı, KAKSGŞ ve TTK hükümleri uyarınca rizikonun gerçekleştiğine dair doğru ihbar yükümlülüğünü kasten yerine getirmez veya iyi niyet kurallarına açıkça aykırı biçimde sigorta teminatı dışında kalan bir hususu sanki bu oluşan riziko teminat içinde kalmış gibi ihbar edildiği somut delillerle kanıtlanırsa, ispat yükümlülüğü yer değiştirip sigortalıya geçer.(Yargıtay Hukuk Genel Kurulunun 10/12/1997 gün ve 1997/11-772-1043, 16/12/1998 gün ve 1998/11-872-905, 22/12/2010 gün ve 2010/17-655-688 sayılı ilamları) Davacı vekili dava dilekçesinde müvekkili davacıya ait müvekkili davacıya ait kamyonun dava dışı …’nın yönetiminde iken meydana gelen tek taraflı trafik kazasında hasar gördüğünü ileri sürmüştür. Dava dilekçesi ekinde sunulan ve iş güvenliği şirketi yetkilileri tarafından düzenlendiği belirtilen ve olayın meydana geliş biçimi ile sürücüye ilişkin bilgilere yer verilen Kaza/Olay Formunda, bu belgelerin ne zaman düzenlendiğine ilişkin açıklamaya yer verilmemiştir. Davacı vekili dilekçesinde kazadan sonra olay yerine çağrılan emniyet güçlerinin aracın kaza yerinden hareket ettirilmesi nedeniyle tespit tutanağının düzenlenmediğini ileri sürmüş olmakla birlikte, olaydan sonra çekilen fotoğraflardan, yol kenarındaki çelik bariyerlerin zarar gördüğünün anlaşılmasına karşın, kazanın kolluğa haber verildiğine ilişkin kanıt sunmamıştır. Davacı ile davalı arasında akdedilen kasko poliçesinin geçerli olduğu tarihte yürürlükte bulunan KAKSGŞ’nin A.5.10 uncu maddesi uyarınca zorunlu haller (tedavi veya yardım amaçlı sağlık kuruluşuna gitme, can güvenliği nedeniyle uzaklaşma vb) hariç olmak üzere bu maddenin 5.4 ve 5.5 nolu bendlerdeki ihlaller nedeniyle, sürücünün kimliğinin tespit edilmesini engellemek için kaza yerinden ayrılması durumunda araçta meydana gelen zararlar sigorta teminatı dışındadır.Somut uyuşmazlık yukarıda yapılan açıklamalar ışığında değerlendirildiğinde; davaya konu trafik kazası nedeniyle herhangi bir kişin yaralanmadığı gibi davacıya ait kamyon sürücüsünün can güvenliği nedeniyle olay yerinden uzaklaştığına ilişkin herhangi bir kanıtta bulunmamaktadır. Diğer bir anlatımla somut uyuşmazlıkta davacıya ait kasko sigortalı kamyon sürücüsünün, tedavi veya yardım amaçlı sağlık kuruluşuna gitme, can güvenliği nedeniyle uzaklaşma zorunluluğu altında olmaksızın ve kolluğa herhangi bir başvuruda bulunmadan olay yerinden ayrıldığı, böylece KAKSGŞ’nin A.5.10 uncu maddesinde öngörülen olay yerinden ayrılmasını gerektirecek koşulların oluşmadığının anlaşılması karşısında, yukarıda açıklanan doğru ihbar yükümlülüğüne uyulduğundan söz edilemez. Bu itibarla, gerçekleştiği ileri sürülen rizikonun kasko poliçesi teminatı kapsamında olduğunun; aracın, uyuşturucu madde veya Karayolları Trafik Yönetmeliğinde belirlenen seviyenin üzerinde alkollü içki almış kişilerce veya aynı mevzuatta alkollü içki alamayacağı belirtilen kişilerce alkollü içki alınmak suretiyle kullanılmadığını ve aracın ilgili mevzuat hükümlerine göre gerekli sürücü belgesine sahip olmayan kimseler tarafından kullanılmadığını; diğer bir anlatımla rizikoda KAKSGŞ’nin A.5 inci maddesinde sayılan teminat dışında kalan hallerin bulunmadığını kanıtlama yükü davacıdadır. Dosyaya sunulan kanıtların içeriği ile davacı oluştuğunu ileri sürdüğü rizikonun kasko sigortası kapsamında kaldığını somut kanıtlarla ispatlayamamıştır. Bu nedenle davanın reddine karar verilmesinde isabetsizlik bulunmamaktadır. Ancak ilk derece mahkemesinin hüküm tarihinde yürürlükte bulunan Avukatlık Asgari Ücret Tarifesinin (AAÜT) 13 üncü maddesinin 4 üncü fıkrası uyarınca tazminat isteminin tümüyle reddine karar verilen davacı aleyhine maktu vekâlet ücretine hükmolunması gerekirken, hesaplanan nispi vekâlet ücretinin davacıdan tahsiline karar verilmesi yerinde değildir.
HÜKÜM: Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere: I-Davacı … Ticaret Limited Şirketi vekilinin istinaf başvurusunun kabulüne, yukarıda esas ve karar numarası belirtilen ilk derece mahkemesinin kararının, HMK’nin 353/1-b/2 nci maddesi gereğince düzeltilerek yeniden esas hakkında karar verilmek üzere kaldırılmasına, Buna göre: 1-Davacı tarafından, davalı … Sigorta AŞ’ye karşı açılan kasko sigortasından kaynaklanan maddi tazminat davasının reddine, 2-Harçlar Kanunu uyarınca alınması gereken 54,40 TL maktu karar ve ilam harcından peşin alınan 1.607,31 TL karar ve ilam harcından mahsubu ile bakiye 1.552,91‬ TL karar ve ilam harcının talep halinde davacıya geri verilmesine, 3-İlk derece mahkemesinin karar tarihinde yürürlükte bulunan AAÜT’nin 13 üncü maddesinin 4 üncü fıkrası uyarınca 3.400,00 TL maktu vekâlet ücretinin davacıdan tahsil edilerek, vekille temsil edilen davalı … Sigorta AŞ’ye verilmesine, 4-İlk derece mahkemesinde sürdürülen yargılama nedeniyle davacı tarafından harcanan yargılama giderinin üzerinde bırakılmasına, 5-Harcanmayan gider avansının HMK’nin 333 üncü maddesinin 1 inci fıkrası uyarınca ilk derece mahkemesince kendiliğinden yatıran tarafa geri verilmesine, II-İstinaf incelemesi bakımından; 1-Davacı … Ticaret Limited Şirketi tarafından peşin yatırılan istinaf karar ve ilam harcının, talep halinde ilk derece mahkemesi tarafından geri verilmesine, 2-İstinaf kanun yolu başvurusu nedeniyle davacı … Ticaret Limited Şirketi tarafından harcanan posta gideri 31,50 TL, istinaf kanun yolu başvuru harcı 162,10 TL olmak üzere toplam 193,60 TL yargılama giderinin, davalı … Sigorta AŞ’den tahsil edilerek, davacı … Ticaret Limited Şirketi’ne verilmesine, 3-İstinaf incelemesi duruşmalı yapılmadığından, vekâlet ücretine hükmedilmesine yer olmadığına, 4-İstinaf kanun yolu incelemesi için yatırılan gider avansından artan tutarın, HMK’nin 333 üncü maddesinin, 1 inci fıkrası uyarınca ilk derece mahkemesince, kendiliğinden yatıran tarafa geri verilmesine, Dair, dosya üzerinde yapılan inceleme sonucunda HMK’nin 362/1-a maddesi gereğince kesin olmak üzere oy birliğiyle karar verildi. 25/5/2023