Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 40. Hukuk Dairesi 2021/325 E. 2022/1026 K. 31.05.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C.
İSTANBUL
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
40. HUKUK DAİRESİ
TÜRK MİLLETİ ADINA
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ KARARI
DOSYA NO: 2021/325
KARAR NO: 2022/1026
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ: BAKIRKÖY 7. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ: 16/10/2020
NUMARASI: 2014/206 Esas – 2020/713 Karar
DAVANIN KONUSU: Maddi ve Manevi Tazminat (Trafik Kazasından Kaynaklanan)
KARAR TARİHİ: 31/05/2022
Yukarıda yazılı İlk Derece Mahkemesi kararına karşı istinaf yasa yoluna başvurulması üzerine Dairemiz Heyetince yapılan müzakere sonucunda;
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:Dava ve uyuşmazlık; TBK’nın 54. ve 56. maddeleri kapsamında, yaralamalı trafik kazasından kaynaklanan maddi ve manevi tazminat istemlerine ilişkindir. İlk Derece Mahkemesince; “1-Davacının maddi tazminat talebinin kabulü ile;30.063,09 TL maddi tazminatın davalılar … ve … Tic. Ltd. Şti ‘den kaza tarihi olan 08/11/2011 tarihinden itibaren; davalı … sigorta A.Ş. yönünden (poliçe limiti ile sınırlı olmak üzere) dava tarihinden itibaren işleyecek yasal faiziyle birlikte davalılardan müştereken ve müteselsilen alınarak davacıya verilmesine,2-Davacının manevi tazminat talebinin kısmen kabulü ile, 10.000,00 TL manevi tazminatın davalılar … ve … Tic. Ltd. Şti ‘den kaza tarihi olan 08/11/2011 tarihinden itibaren işleyecek yasal faiziyle birlikte müştereken ve müteselsilen alınarak davacıya verilmesine,Fazlaya ilişkin manevi tazminat talebinin reddine,” karar verilmiştir.Bu karara karşı, davalı … vekili istinaf kanun yoluna başvurmuştur.Davalı … vekili istinaf başvuru dilekçesinde özetle; davacının ıslah talebinin, kaza tarihinden 8 yıl 7 ay sonra yapıldığını, ıslaha karşı zamanaşımı itirazında bulunmalarına rağmen, Mahkemece bu itirazlarının dikkate alınmadığını; sürekli iş göremezlik süresinin hükme esas alınan raporda 20 yıl olarak esas alındığını, ancak davacının 9. yıl sonunda vefat ettiğinden, 11 yıllık fazla iş göremezlik zararına hükmedilmesinin hatalı olduğunu, ölüm nedeniyle 11 yıllık miktarın dayanaksız hale geldiğini, raporun hazırlandığı, 21/02/2020 tarihine kadar yani bilinen dönem için sürekli iş göremezlik nedeniyle uğrayacağı zararın 6.250,66 TL olduğunun tespit edildiğini, pasif dönem olan yani 21/02/2020 ile bakiye ömür sınırı olan 12/10/2031’e kadar dönem içinde zararının 17.214,68 TL olacağının belirtildiğini, ancak davacının, dosya karara çıktıkttan sonra 04/12/2020 tarihinde vefat ettiğini, dolayısıyla 04/12/2020 tarihinde sürekli iş göremezlik zararının da sona erdiğini, bu durumda, aktüerya hesap tablosundan, davacının pasif dönemi olan 21/02/2020 – 04/12/2020 (9 ay + 12 günlük) arasındaki gelirinin dikkate alınarak sürekli iş göremezlik zararının yeniden hesaplanması gerektiğini, bilirkişinin raporundaki tabloya göre davacının 21/02/2020 – 31/12/2020 (10 ay + 10 günlük) dönemdeki gelirinin peşin değerinin 14.657,66 TL olduğunu, bunun %6’sının da 879,4596 TL olduğunu, 9 ay 12 günlük zararının da 800 TL olduğunu, bu durumda, karar kesinleşmeden davacı vefat ettiğinden, davacının pasif dönem zararını 17.214,68 TL değil, 800 TL olduğunu yani 16.414,68 TL fazlaya hükmedilerek mirasçıların sebepsiz zenginleşmiş olduğunu; buna göre davacının bilirkişi raporuyla tespit edilen toplam 30.063,09 TL zararından, 16.414,68 TL çıkarıldığında, 13.648,41 TL’ye düştüğünün, bu miktara hükmedilmesi gerektiğini, Mahkemece hükmedilen manevi tazminatın fahiş olduğunu belirtmiştir.HMK’nın 355. maddesi kapsamında istinaf itirazları ve kamu düzenine ilişkin hususlarla sınırlı olarak yapılan inceleme sonunda: Dosya kapsamından; 08/11/2011 tarihinde, davalı … Sigorta AŞ.’nin ZMS sigortacısı, davalı … Tic. Ltd. Şti.’nin işleteni ve davalı …’ın sürücüsü olduğu aracın, yaya konumundaki davacı …’ya çarpması nedeniyle meydana gelen trafik kazası neticesinde, …’nın yaralandığı; 30/06/2014 tarihinde davacı … tarafından, belirsiz alacak davacı kapsamında açılan işbu davada; fazlaya ilişkin hakların saklı tutulması kaydıyla, tedavi, geçici – kalıcı güç kaybı zararı adı altında 1.000 TL maddi tazminat ve 50.000 TL manevi tazminat talep edildiği; davacı …’nın yaralanması nedeniyle %6 kalıcı maluliyetinin bulunduğu ve iyileşme süresinin kaza tarihinden itibaren 9 aya kadar uzayabileceğinin, 03/07/2019 tarihli ATK raporuyla belirlendiği, kazanın meydana gelmesinde davalı sürücünün %100 kusurlu olduğunun tespit edildiği anlaşılmıştır. HMK’nın belirsiz alacak davasını düzenleyen 107. maddesinde; “(1) Davanın açıldığı tarihte alacağın miktarını yahut değerini tam ve kesin olarak belirleyebilmesinin kendisinden beklenemeyeceği veya bunun imkânsız olduğu hâllerde, alacaklı, hukuki ilişkiyi ve asgari bir miktar ya da değeri belirtmek suretiyle belirsiz alacak davası açabilir. (2) Karşı tarafın verdiği bilgi veya tahkikat sonucu alacağın miktarı veya değerinin tam ve kesin olarak belirlenebilmesinin mümkün olduğu anda davacı, iddianın genişletilmesi yasağına tabi olmaksızın davanın başında belirtmiş olduğu talebini artırabilir.” hükmüne yer verilmiştir. Yargıtay’ın ve Dairemizin yerleşik kararlarında da açıklandığı üzere, davanın açıldığı tarihte alacak miktarının belirlenmesi imkansız ise belirsiz alacak davası açılabilir. Ayrıca, alacaklı taraftan, alacağın miktar veya değerinin tam olarak belirlenmesinin beklenemediği durumlarda da belirsiz alacak davası açılabilir. Bir başka deyişle, alacağın miktarının belirlenebilmesinin, tahkikat aşamasında yapılacak delillerin incelenmesi, bilirkişi incelemesi veya keşif gibi sair işlemlerin yapılmasına bağlı olduğu durumlarda, belirsiz alacak davası açılabileceği kabul edilmektedir. Belirsiz alacak davasının zamanaşımına etkisi, alacağın tamamı bakımından dava açılmakla kesilmesi şeklinde cereyan eder. Somut uyuşmazlıkta; dava, belirsiz alacak davası olarak açıldığına göre, davalı vekilinin ıslah edilen miktara yönelik zamanaşımı itirazında isabet bulunmadığı kanısına varılmıştır.Kazanın oluş şekli, kusur durumu, tarafların sosyal ve ekonomik durumları ile İlk Derece Mahkemesi kararının gerekçesi bir bütün olarak değerlendirildiğinde; Mahkemece hükmedilen manevi tazminat miktarının, TBK’nın 56. maddesinde düzenlenen manevi tazminat müessesesinin amacına ve hakkaniyet ilkesine uygun ve makul olduğu kanısına varıldığından, bu yöne ilişkin itiraz da yerinde görülmemiştir. Davalı … vekilinin, davalı …’nın, İlk Derece Mahkemesince karar verilmesinden sonra 04/12/2020 tarihinde vefat ettiği, ancak hükme esas alınan bilirkişi raporunda ise, 2031 yılına kadar sürekli iş göremezlik zararının hesaplandığına yönelik itirazına gelince; Mahkemece karara dayanak yapılan 21/02/2021 tarihli bilirkişi raporunun incelemesinde; davacı …’nın 12/10/2031 tarihine kadar yaşayabileceği varsayılarak geçici ve kalacı iş göremezlik zararının hesaplandığı, bu hesaplama sonucunda toplam zararının 29.162,19 TL ve tedavi gideri bedelinin ise 900,90 TL olduğunun mütalaa edildiği ve davacı tarafın bu miktar üzerinden davasını ıslah etmesi sonucunda, Mahkemece, toplamda 30.063,09 TL maddi tazminata hükmedildiği anlaşılmıştır. Dosyada bulunan nüfus kayıtlarının yapılan incelemesinde ise; davacı … İlk Derece Mahkemesinin kararının verildiği tarihten sonra 04/12/2020 tarihinde vefat ettiği tespit edilmiştir. Bu durumda, davacı … için, sürekli iş göremezlik zararının, kaza tarihinden, ölüm tarihine kadar olan dönem için hesaplanması ve bu miktara hükmedilmesi gerekmektedir. Karara dayanak yapılan aktüerya raporunda; davacı …’nın geçici iş göremezlik zararının 5.698,85 TL, raporun hazırlandığı 21/02/2020 tarihine kadar yani bilinen dönem için sürekli iş göremezlik zararının 6.250,66 TL olduğu, pasif dönem olan 21/02/2020 ile bakiye ömür sınırı olarak kabul edilen 12/10/2031 arasındaki zararı da 17.214,68 TL olarak hesaplanmıştır. Yukarıda da belirtildiği üzere davacı … 04/12/2020 tarihinde vefat ettiğine göre, sürekli iş göremezlik zararı da 04/12/2020 tarihinde sona ermiştir. Buna göre, davacının pasif dönemi olan 21/02/2020 – 04/12/2020 arasındaki 9 ay 12 günlük gelirinin dikkate alınarak, sürekli iş göremezlik zararı yeniden hesaplandığında; tabloya göre, davacı …’nın 21/02/2020- 31/12/2020 dönemindeki 10 ay 10 günlük gelirinin peşin değeri 14.657,66 TL, %6 oranındaki maluliyete tekabül eden miktarı 879,4596 TL, 9 ay 12 günlük zararı ise 800 TL olmakta, Mahkemece hükmedilen 17.214,68 TL’den 800 TL indirildiğinde, 16.414,68 TL fazlaya hükmedildiği; toplam olarak hükmedilen 30.063,09 TL’den, 16.414,68 TL indirildiğinde kalan zarar miktarı 13.648,41 TL olmaktadır. Bir başka deyişle, davacı (müteveffa) … için toplamda 13.648,41 TL maddi tazminata hükmedilmesi gerekmektedir. Bu nedenle, davalı … vekilinin bu yöne ilişkin itirazı yerinde görülmüştür. Yukarıdaki açıklamalar çerçevesinde, Dairemizce davanın esası hakkında yeniden hüküm oluşturulmuştur.
HÜKÜM: Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere:A- Davalı … vekilinin istinaf başvurusunun kabulü ile, Yukarıda esas ve karar numarası belirtilen İlk Derece Mahkemesi kararının, HMK’nın 353/1-b/2. maddesi gereğince düzeltilerek yeniden esas hakkında karar verilmek üzere kaldırılmasına, Buna göre:1-Davacının maddi tazminat talebinin kabulü ile;30.063,09 TL maddi tazminatın davalılar … ve … Tic. Ltd. Şti’den kaza tarihi olan 08/11/2011 tarihinden itibaren; davalı … sigorta AŞ. yönünden (poliçe limiti ile sınırlı olmak üzere) dava tarihinden itibaren işleyecek yasal faiziyle birlikte davalılardan müştereken ve müteselsilen alınarak müteveffa … mirasçıları olan …, … ve …’ya miras payları oranında verilmesine (davalı …’ın, 13.648,41 TL ile sınırlı olarak müteselsilen sorumlu tutulmasına) 2-Davacının manevi tazminat talebinin kısmen kabulü ile, 10.000 TL manevi tazminatın davalılar … ve … Tic. Ltd. Şti’den kaza tarihi olan 08/11/2011 tarihinden itibaren işleyecek yasal faiziyle birlikte müştereken ve müteselsilen alınarak müteveffa … mirasçıları olan …, … ve …’ya miras payları oranında verilmesine, fazlaya ilişkin manevi tazminat talebinin reddine,3-Harçlar Kanunu gereğince alınması gerekli 2.736,70 TL harçtan davacı tarafça peşin olarak yatırılan 174,20 TL ve ıslah harcı 496,33 TL’nin mahsubu ile bakiye 2.066,17 TL’nin davalılardan (davalı Sigorta Şirketi hükmolunan maddi tazminat oranı dikkate alınarak 2.053,60 TL’den, davalı … ise 932,32 TL’den müteselsilen sorumlu olmak üzere) alınarak Hazine’ye irat kaydına,4-Davacı tarafından yapılan 25,20 TL başvurma harcı, 174,20 TL peşin harç ve 496,33 TL tamamlama harcı olmak üzere toplam 695,73 TL’nin davalılardan müştereken ve müteselsilen alınarak müteveffa … mirasçıları olan …, … ve …’ya miras payları oranında verilmesine, 5-Davacı tarafından yapılan 2.022,23 TL posta ve tebligat gideri, bilirkişi ücreti (ayrıntısı UYAP’ta kayıtlı ), 1.001,50 TL ATK rapor ücreti olmak üzere toplam 3.023,73 TL yargılama giderinden kabul ve ret oranı üzerinden takdiren 1.513,05 TL yargılama giderinin davalılardan müteselsilen (davalı sigorta şirketi hükmolunan maddi tazminat oranı dikkate alınarak 1.135,38 TL’sinden, davalı … ise 1.372,75 TL;sinden müteselsilen sorumlu olmak üzere) alınarak müteveffa … mirasçıları olan …, … ve …’ya miras payları oranında verilmesine, bakiye yargılama giderinin davacı üzerinde bırakılmasına, 6-AAÜT’ye göre kabul edilen maddi tazminat üzerinden hesap edilen 4.509,46 TL vekalet ücretinin davalılardan (davalı … 3.400,00 TL’den müteselsilen sorumlu olmak üzere) müteselsilen alınarak müteveffa … mirasçıları olan …, … ve …’ya miras payları oranında verilmesine, 7-AAÜT’ye göre kabul edilen manevi tazminat üzerinden hesap edilen 3.400,00 TL vekalet ücretinin davalılar … ve … Tic. Ltd. Şti’den müteselsilen tahsili ile müteveffa … mirasçıları olan …, … ve …’ya miras payları oranında verilmesine, 8-AAÜT’ye göre reddedilen manevi tazminat üzerinden hesap edilen 3.400,00 TL vekalet ücretinin müteveffa … mirasçıları olan …, … ve …’dan tahsili ile davalılar … ve … Tic. Ltd. Şti’ne verilmesine, 9-Kararın kesinleşmesine kadar yapılan yargılama giderlerinin davacı tarafça peşin olarak yatırılan yargılama gider avansından mahsubu ile bakiye kısmın karar kesinleştiğinde ve talep halinde davacılara iadesine, B-İstinaf İncelemesi Bakımından: 1-Davalı … tarafından peşin olarak yatırılan istinaf karar harcının, istem halinde İlk Derece Mahkemesi tarafından kendisine iadesine, 2-İstinaf aşamasında davalı … tarafından yapılan 162,10 TL istinaf başvuru harcının müteveffa … mirasçıları olan …, … ve …’dan tahsili ile bu davalıya verilmesine, 3-İstinaf incelemesi duruşmalı yapılmadığından vekalet ücretine hükmedilmesine yer olmadığına, 4-İstinaf için yatırılan gider avansından artan kısmın yatıran tarafa iadesine, Dair dosya üzerinde yapılan inceleme sonucunda, HMK’nın 362/1-a maddesi uyarınca kesin olmak üzere oy birliğiyle karar verildi.31/05/2022