Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 40. Hukuk Dairesi 2021/319 E. 2023/922 K. 26.05.2023 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
İSTANBUL
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
40. HUKUK DAİRESİ
TÜRK MİLLETİ ADINA
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ KARARI
DOSYA NO: 2021/319
KARAR NO: 2023/922
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ: İstanbul 11. Asliye Ticaret Mahkemesi
TARİHİ: 01/12/2020
NUMARASI: 2016/385 (E) – 2020/809 (K)
DAVANIN KONUSU: Tazminat
KARAR TARİHİ: 26/05/2023
Taraflar arasında görülen davada verilen, yukarıda tarihi ve numarası gösterilen karara karşı istinaf kanun yoluna başvurulmakla dosya incelendi;
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ: Davacılar vekili, davalıların sürücüsü, işleteni ve trafik sigortacısı oldukları … plaka sayılı aracın 23/01/2016 tarihinde sebebiyet verdiği trafik kazasında yaralanan davacı için 1.000 TL maddi tazminat ve davacının anne ve babası olan diğer davacıların uğramış oldukları manevi zararın karşılığı olarak anne için 20.000 TL, baba için 20.000 TL olmak üzere toplam 40.000 TL manevi tazminatın hüküm altına alınmasını talep etmiştir. Davalı sigorta şirketi vekili davanın reddini talep etmiştir. Diğer davalılar vekili, kusurun tamamının davacı tarafa ait olduğunu belirterek davanın reddini talep etmiştir. İlk derece mahkemesince yapılan yargılama neticesinde, maddi tazminat talebinin feragat nedeniyle reddine, …’nın kaza nedeni ile bedensel zarara uğradığı, ameliyat geçirmek zorunda kaldığı, davacı anne ve baba lehine manevi tazminata hükmedilmesi için aranan ağır bedensel zarar şartının gerçekleştiği gerekçesiyle kusur durumu dikkate alınarak manevi tazminat talebini kısmen kabulü ile davacılar … ve … için 5.000’er TL’den olmak üzere 10.000 TL manevi tazminatın 23/01/2016 tarihinden itibaren işleyecek yasal faiziyle birlikte sigorta şirketi haricinde kalan davalılardan tahsiline karar verilmiştir. Karara karşı davalılar vekili, davacıların maluliyet durumunun tespitinden kaçındıklarını, ortada tespit edilmiş bir mağduriyet ve kalıcı hasar bulunmadığını, sadece dosyaya sunulan fotoğraflar ve ameliyat olduğuna dair raporlar ile manevi tazminata hükmedilmesinin hukuka aykırı olduğunu, manevi zararın ortaya konulamadığını, davacı …’nın kollukta verdiği ifadesinde şikayetçi olmadığını, bu durumun manevi zarara uğramadıklarının kanıtı niteliğinde olduğunu, kaldı ki davacıların, velayetleri altında bulunan çocuklarına gerekli özen ve ihtimamı göstermediklerini, trafiğe açık alanda cadde üzerinde oluşan kazanın, velayet görevinin yerine getirilmemiş olmasından kaynaklandığını, dolayısıyla manevi tazminat isteminin yerinde olmadığını belirterek istinaf başvurusunda bulunmuştur. Dava, trafik kazasından kaynaklanan manevi tazminat istemine ilişkindir. Dairemizce de usul ve yasaya uygun görülen, keşif neticesi tanzim edilen trafik kazasının meydana geldiği yerin belirlenmesine ilişkin düzenlenen 05/06/2020 tarihli bilirkişi raporu ve bu rapora dayalı olarak düzenlenen 20/06/2020 tarihli ATK raporunda, kontrolsüzce yola çıkan davacı yaya %90, davalı araç sürücüsü ise etkili fren ve direksiyon tedbirine uymamaktan mütevellit %10 oranında kusurlu olduğu mütalaa edilmiştir. Davalı araç sürücüsü kazanın gerçekleşmesinde az da olsa kusurlu olduğuna göre davalıların haksız fiilden mütevellit sorumlulukları bulunmaktadır. BK’nın 56/2. maddesinde ağır bedensel zarar veya ölüm hâlinde, zarar görenin veya ölenin yakınlarına da manevi tazminat olarak uygun bir miktar paranın ödenmesine karar verilebileceği düzenlenmiştir. Dosyada mübrez Şişli Etfal Eğitim Araştırma Hastanesi tarafından düzenlenen epikriz formuna göre olay tarihinde yaşı küçük olan davacı …, kaza nedeniyle vücut bölgesinin birden çok yerinde yumuşak doku bozukluğu ve ayrıca, tibia şaft kırığı, tibia üst uç kırığı oluşacak şekilde yaralanmış ve sol tibia diafiz tip 1 açık kırığı tanısıyla operasyon geçirerek hastanede 4 gün kadar yatmış; iki günde bir pansuman yapılmak ve 15 gün sonra dikişler alınmak ve 3 hafta sonra kontrole gelmek üzere taburcu edilmiştir.Buna göre, davacı anne ve baba bakımından çocuklarının yaralanmış olmasından kaynaklı manevi tazminat koşulları oluşmuş olup, bu yöne ilişkin istinaf iddia ve itirazlarında hukuken isabet bulunmamaktadır. Bu durumda yapılan yargılamaya, toplanan delillere, dosya içeriğine, hükmün dayandığı yasal ve hukuksal gerekçeye, delillerin takdirinde bir isabetsizlik bulunmamasına ve yazılı şekilde karar verilmiş olması doğru olduğuna göre; kabule şayan görülmeyen istinaf itirazları reddedilerek, yerinde olmayan istinaf başvurusunun esastan reddine karar vermek gerekmiştir.
KARAR: Yukarıda açıklanan gerekçe ile;1-6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanununun 353/1-b/1. maddesi uyarınca davalılar … ve … Tic. San. AŞ vekilinin istinaf başvurusunun esastan reddine, 2-Alınması gereken 638,10 TL istinaf karar harcından peşin alınan 319,20 TL harcın mahsubundan sonra bakiye 318,9‬0 TL istinaf karar harcının istinafa başvuran davalılardan tahsil edilerek Hazineye irat kaydına, 3-İstinafa başvuran tarafça yapılan istinaf yargılama giderlerinin kendi üzerinde bırakılmasına, 4-Artan gider ve delil avansının karar kesinleştiğinde ilgilisine iadesine,5-İstinaf incelemesi duruşmalı yapılmadığından, vekalet ücreti tayinine yer olmadığına,Dair, dosya üzerinde yapılan inceleme sonunda ihtiyari dava arkadaşı konumunda bulunan her bir davacı için davalılar aleyhine hükmedilen manevi tazminat tutarları göz önünde bulundurulmak sureti ile Hukuk Muhakemeleri Kanununun 362/1-a maddesi gereğince her iki taraf yönünden kesin olarak oy birliğiyle karar verildi. 26/05/2023