Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 40. Hukuk Dairesi 2021/306 E. 2022/1613 K. 04.10.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
İSTANBUL
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
40. HUKUK DAİRESİ
TÜRK MİLLETİ ADINA
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ KARARI
DOSYA NO: 2021/306
KARAR NO: 2022/1613
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ: İSTANBUL 8. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ: 23/05/2018
NUMARASI: 2014/1191 Esas – 2018/467 Karar
DAVANIN KONUSU: Maddi ve Manevi Tazminat (Trafik Kazasından Kaynaklanan)
KARAR TARİHİ: 04/10/2022
Yukarıda yazılı İlk Derece Mahkemesi kararına karşı istinaf yasa yoluna başvurulması üzerine Dairemiz Heyetince yapılan müzakere sonucunda;
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ: Dava ve uyuşmazlık; 818 sayılı BK’nın 46. ve 47 (6098 sayılı TBK’nnı 54. ve 56). maddeleri kapsamında, yaralamalı trafik kazasından kaynaklanan maddi ve manevi tazminat istemlerine ilişkindir. İlk Derece Mahkemesince; ” Maddi tazminat bakımından; 1-ZMMS ve ZMMKS şirketleri olan … sigorta ve … sigorta bakımından davanın reddine, teminat limiti dışında kalan miktar olan 124.954,91 TL’nin kaza tarihinden itibaren yasal faiziyle beraber davalılar … Tic. Ltd. Şti ve …’den dan alınıp davacıya verilmesine, Manevi tazminat bakımından davanın kısmen kabul, kısmen reddi ile, 2-5.000,00 TL manevi tazminatın kaza tarihinden itibaren işleyecek yasal faiziyle beraber davalılar … Tic. Ltd. Şti ve …’den alınıp davacıya verilmesine, fazlayan ilişkin 15.000,00 TL bakımından talebin reddine,” karar verilmiştir. Bu karara karşı, davacı vekili ile davalı … Ltd. Şti. vekili istinaf kanun yoluna başvurmuşlardır. Davacı vekili istinaf başvuru dilekçesinde özetle; davalı … Sigorta AŞ. sorumluluğunda olan ve zorunlu ferdi kaza poliçesi kapsamında müvekkiline ödenmesi gereken 17.500 TL’lik tazminat yönünden davanın reddine karar verilmesinin usul ve yasaya aykırı olduğunu, 08/03/2018 tarihli bilirkişi raporunda, davacının, zorunlu ferdi kaza sigortası poliçesi genel şartlarına bağlı olarak, %35 oranında sigorta teminatını talep edebileceği ve buna göre talep edebileceği miktarın 17.5000 TL olduğunun tespit edildiğini, bu miktara hükmedilmesi gerekirken, bu talebin reddine karar verilmesinin hatalı olduğunu belirtmiştir. Davalı … Ltd. Şti. vekili istinaf başvuru dilekçesinde özetle; Yerel Mahkeme tarafından çıkarılan tebligatların usulüne uygun tebliğ edilmediğini, müvekkilinin, davadan, gerekçeli kararın verilmesinden iki yıl sonra 14/01/2020 tarihinde haberdar olduğunu, tüm tebligatların, Tebligat Kanunu’nun 35. maddesine göre; ” Büyük İstanbul Otogarı No:… Bayrampaşa İstanbul” adresine yapıldığını, PTT görevlisinin, bu iş yerinin PTT şubesi olduğunu bilmesine rağmen her nasıl olduysa PTT adresine 35. maddesine göre tebligat yapmaktan imtina etmediğini, bu nedenle tüm tebligatların usulüne aykırı yapıldığını, müvekkilinin, HMK’nın 27. maddesinde düzenlenen hukuki dinlenilme hakkının ihlal edildiğini; 01/04/2005 kaza tarihinin üzerinden 8 yıllık ceza dava zamanaşımının dolduğunu, Mahkemece bu hususun dikkate alınmadığını, kusur incelemesi yapılmadan karar verildiğini, aktüerya hesaplamasının, sicile kayıtlı bir aktüerce yapılmadığını, hükmedilen maddi tazminat tutarının fahiş olduğunu, davacının ödeme alıp almadığı hususunun ilgili yerlerden araştırılmadığını, başka bir sigorta poliçesinin olup olmadığı hususunda araştırma yapılmadığını, kaza tarihinden itibaren faize hükmedilmesinin hatalı olduğunu belirtmiştir. HMK’nın 355. maddesi kapsamında istinaf itirazları ve kamu düzenine ilişkin hususlarla sınırlı olarak yapılan inceleme sonunda: Dosya kapsamından; 01/04/2005 tarihinde, davalı … Sigorta AŞ.’nin zorunlu koltuk ferdi kaza sigortacısı, davalı … Sigorta AŞ.’nin ZMS sigortacısı, davalı … Tic. Ltd. Şti.’nin maliki-işleteni ve davalı …’in sürücüsü olduğu yolcu otobüsünün direksiyon hakimiyetini kaybetmesi nedeniyle tek taraflı kaza yapması neticesinde, davacının yaralandığı; işbu davada, davacı tarafça zorunlu koltuk ferdi kaza poliçesi kapsamında davalı … Sigorta AŞ.’den maddi tazminat, diğer davalılardan güç kaybı tazminatı ve araç sürücüsü ve işleteni olan davalılardan da manevi tazminat talebinde bulunulduğu ve Mahkemece yapılan yargılama neticesinde, yukarıda belirtildiği şekilde karar verildiği anlaşılmıştır. A-Davacı vekilinin istinaf başvurusunun değerlendirilmesi: Yukarıda da belirtildiği üzere davacı vekili dava dilekçesinde, davalı … Sigorta AŞ. aleyhine, kaza yapan aracın karayolu yolcu taşımacılığı zorunlu koltuk ferdi kaza poliçesine dayanarak maddi tazminat talebinde bulunmuştur. Yargıtay ve Dairemizin yerleşik kararlarında vurgulandığı üzere; karayolu yolcu taşımacılığı zorunlu koltuk ferdi kaza sigortası, yolculuğun başlangıcından bitişine kadar, otobüsün içinde veya dışında, otobüs hareket halinde iken veya değilken, yolculuk sırasında veya bekleme, duraklama ve mola yerlerinde karşılaşılabilecek her türlü kazalara karşı, sigortalılar (yolcular, sürücüler ve yardımcılar) yararına taşımacı tarafından yaptırılması zorunlu bir kaza (can) sigortası olup, kazanın oluşunda taşımacının ya da sürücü ve yardımcılarının bir kusurları bulunmasa bile, ölümlerde sigorta poliçesinde yazılı tutarın tamamı, bir zarar (destekten yoksunluk) hesabı yapılmaksızın, ölen kişinin mirasçılarına eksiksiz ve kesintisiz olarak; yaralanmalarda beden gücü kayıp oranına göre zarar gören kişilere ödenir. Ödenecek tazminat miktarı yönünden “zarar sigortası – tutar (meblâğ) sigortası” ayrımında zorunlu koltuk sigortası bir “tutar (meblâğ) sigortası”dır. Zarar sigortasında sigortacının ödeyeceği tutar, “sigorta değeri” ya da “sigorta poliçesinde yazılı tutar” olmayıp, sigortalının ya da üçüncü kişinin uğradığı “zararın tutarı”dır. Meblâğ sigortasında ise, sigortacı, sigorta ettirilen kişinin zarara uğraması durumunda, somut zarar ne olursa olsun, sigorta sözleşmesinde belirlenen tutarı (meblâğı), başka bir deyişle, sigorta poliçesinde yazılı olan “sigorta bedelini” eksiksiz ve tam ödemek zorundadır. 4925 sayılı Karayolu Taşıma Kanunu ile buna bağlı Yönetmeliğin yürürlüğe girmesinden sonra düzenlenen 25.03.2004 tarihli Genel Şartlar A.3.2 maddesi 1.fıkrasında: “Bu sigorta ile teminat altına alınan bir kaza, sigortalının kaza tarihinden itibaren iki yıl içinde sakatlığına yol açtığı takdirde, tıbbi tedavinin sona ermesi ve sakatlığın kesin olarak tespiti sonucunda, sakatlık tazminatı aşağıda belirtilen oranlar dahilinde kendisine ödenir.“ denildikten sonra hangi zarar durumunda veya organ kaybında ne oranda tazminat ödeneceği (01.07.2006 tarihinden itibaren) tablo halinde gösterilmiştir. Yukarıda belirtilen yasal düzenlemeler ve açıklamalardan anlaşılacağı üzere; davalı … Sigorta AŞ.’nin zorunlu koltuk ferdi kaza sigortacısı olarak sorumluluğunun, ZMS sigortacısından farklı ve ayrı olduğu gözetilerek, davacının maluliyeti nedeniyle hak edebileceği sigorta bedelinin doktor bilirkişi tarafından Genel Şartlar’a ekli cetvellere göre maluliyet oranı belirlendikten sonra meblağın hesaplanması gerekmektedir. Somut uyuşmazlıkta; adli tıp uzmanı doktor bilirkişinin de dahil olduğu, 08/03/2018 tarihli bilirkişi kurulu raporunda; davacının yaralanmasının, Karayolu Taşımacılığı Zorunlu Koltuk Ferdi Kaza Sigortası Poliçesi Genel Şartları A.3.2 maddesinde belirtilen arazlara bağlı kaybına kıyasen %35 oranında olduğu ve bu oranın da poliçe azami limiti olan 50.000 TL’ye oranlandığında, davacının talep edebileceği tazminat miktarın 17.500 TL olduğu mütalaa edilmiştir. Bilirkişi kurulu raporunun yapılan incelemesinde; raporun, HMK’nın 279. maddesinde aranılan koşullara uygun olarak düzenlendiği, denetim ve hüküm kurmaya elverişli ve yeterli olduğu kanısına varılmıştır. Bu durumda, Mahkemece, davalı … Sigorta AŞ. aleyhine açılan davanın kabulü ile 17.500 TL maddi tazminatın bu davalıdan tahsili ile davacıya verilmesine karar verilmesi gerekirken, bu talebin reddine karar verilmesi doğru olmamıştır. Bu nedenle, davacı vekilinin istinaf başvurusundaki iddia ve itirazlar kabule şayan görülmüştür. B-Davalı … Tic. Ltd. Şti. vekilinin istinaf başvurusunun değerlendirilmesi: TK’nın 35. maddesine göre borçlu şirketin ticaret sicil adresine tebligat yapılabilmesi için, bu adrese daha önce bir tebligatın çıkarılması, borçlu şirketin adresten taşınması veya adresin kapalı olması nedeni ile tebligatın yapılamamış olması gerekir. 7201 sayılı Tebligat Kanunu’nun 35/4. maddesi uyarınca; daha önce tebligat yapılmamış olsa bile, tüzel kişiler bakımından resmî kayıtlardaki adresleri esas alınır ve bu madde hükümleri uygulanır. Bu durumda, anılan maddeye göre tebligat yapılabilmesi için, tebligat yapılan adresin, tebliğ tarihi itibariyle muhatabın ticaret sicilinde kayıtlı adresi olması zorunludur. Öte yandan Tebligat Kanunu’nun Uygulanmasına Dair Yönetmeliğin 57. maddesinin ikinci fıkrasında; “Adresini değiştiren kişi yenisini bildirmediği ve adres kayıt sisteminde yerleşim yeri adresi de tespit edilemediği takdirde, adres araştırması yapılmasına gerek kalmaksızın ek-1’de yer alan (6) numaralı örneğe göre düzenlenecek tebliğ evrakının bir nüshası eski adresin kapısına asılır ve asılma tarihi tebliğ tarihi sayılır.” düzenlemesi yer almaktadır. Tebligat Kanunu’nun 35. maddesi ve Tebligat Yönetmeliği’nin 57. maddesi gereğince ticaret siciline bildirilen adrese TK’nın 35. madde gereğince tebligat yapılabilmesi için söz konusu adrese öncelikle normal usullere göre tebligat çıkartılıp bilâ tebliğ dönmesi halinde 35. maddedeki tebliğ prosedürünün işletilmesi gerekir. Somut uyuşmazlıkta; 14/03/2013 tarihli Ticaret Sicil Gazetesinde davalı … Tic. Ltd. Şti’nin adresinin “İstanbul Bayrampaşa Büyük İstanbul Otogarı No:…”; kazaya karışan yolcu otobüsünün aynı zamanda maliki olan davalının, kazaya karışan araç ruhsat belgesinde de adresi ” Büyük İstanbul Otogarı No:… Esenler İstanbul” olduğunun belirtildiği tespit edilmiştir. Dava dilekçesi bu adrese tebliğe çıkarılmış ancak, tebliğ edilememesi üzerine Tebligat Kanunu’nun 35. maddesine göre tebliğ yapılmıştır. Yargılamanın sonraki aşamalarında da yapılması gereken tüm tebliğler aynı adrese Tebligat Kanunu’nun 35. maddesinde belirtilen usule uygun olarak yapılmıştır. Bu nedenle, davalı … Tic. Ltd. Şti. vekilinin, tebligatın usulsüz olduğuna dair itirazı yerinde görülmemiştir. Davalı vekilinin diğer istinaf iddia ve itirazlarına gelince; yargılama aşamasında yazılı ya da sözlü olarak bu itirazlar ileri sürülmemiştir. Bir başka deyişle, davalı yargılamaya katılmamıştır. HMK’nın 357. maddesi gereğince bu iddia ve itirazların istinaf aşamasında dikkate alınması mümkün değildir. Bu nedenle, davalı vekilinin, itirazları da kabul edilmemiştir. Yukarıdaki açıklamalar çerçevesinde, Dairemizce aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM: Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere: A-Davalı … Tic. Ltd. Şti. vekilinin istinaf başvurusunun HMK’nın 352/1-b/1. maddesi gereğince esastan reddine, B-Davacı vekilinin istinaf başvurusunun kabulü ile, Yukarıda esas ve karar numarası belirtilen İlk Derece Mahkemesi kararının, HMK’nın 353/1-b/2. maddesi gereğince düzeltilerek yeniden esas hakkında karar verilmek üzere kaldırılmasına, Buna göre: 1-Davalı … Sigorta AŞ. hakkındaki maddi tazminat davasının reddine, 2-Davalı … Sigorta AŞ. hakkındaki maddi tazminat davasının kabulü ile 17.500 TL maddi tazminatın dava tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte bu davalıdan tahsili ile davacıya verilmesine, 3-Davalılar … Tic. Ltd. Şti ve … aleyhine açılan maddi tazminat davasının kabulü ile, ZMSS teminat limitini aşan 124.954,91 TL’nin kaza tarihinden itibaren işleyecek yasal faiziyle birlikte davalılar … Ltd. Şti ve …’den müştereken ve müteselsilen tahsili ile davacıya verilmesine, 4-Manevi tazminat davasının kısmen kabulü ile, 5.000 TL manevi tazminatın kaza tarihinden itibaren işleyecek yasal faiziyle birlikte davalılar … Ltd. Şti ve …’den müştereken ve müteselsilen tahsili ile davacıya verilmesine, fazlaya ilişkin talebin reddine, 5-Harçlar Kanunu’na göre alınması gereken 9.662,78 TL nispi ilam harcından, peşin alınan 108,80 TL harcın mahsubu ile eksik kalan 9.553,68 TL harcın davalı … Tic. Ltd. Şti, … ve … Sigorta AŞ.’den müştereken ve müteselsilen tahsili ile Hazine’ye irat kaydına, (davalı … Sigorta AŞ.’nin, 17.500 TL üzerinden hesaplanan, 1.195,42 TL’sinden sorumlu olması kaydıyla) 6-Davacının ilk dava açılırken peşin olarak yatırdığı 531,48 TL harcın davalılar … Ltd. Şti, … ve … Sigorta AŞ.’den müştereken ve müteselsilen tahsili ile davacıya verilmesine, (davalı … Sigorta AŞ.’nin, 17.500 TL üzerinden hesaplanan, 65,75 TL’sinden sorumlu olması kaydıyla) 7-Davacının yaptığı ilk masraf 35,60 TL, 1.800 TL bilirkişi ücreti, 534,55-TL posta gideri ücreti olmak üzere toplam 2.370,15-TL’nin ret ve kabul oranına göre 2.093,55-TL ‘nın davalı … Turizm ve Tic. Ltd. Şti, … ve … Sigorta AŞ.’den müştereken ve müteselsilen tahsili ile davacıya verilmesine, (davalı … Sigorta AŞ.’nin, 17.500 TL üzerinden hesaplanan, 293,22 TL’sinden sorumlu olması kaydıyla) 8-Davacı kendisini vekil ile temsil ettirdiğinden, hükmedilen maddi tazminat miktarı üzerinden, İlk Derece Mahkemesince kararın verildiği tarihte yürürlükte bulanan AAÜT gereğince hesaplanan 13.146,39-TL nispi vekalet ücretinin davalı … Ltd. Şti ve …’den müştereken ve müteselsilen tahsili ile davacıya verilmesine, 9-Davacı kendisini vekil ile temsil ettirdiğinden, hükmedilen manevi tazminat miktarı üzerinden, İlk Derece Mahkemesince kararın verildiği tarihte yürürlükte bulanan AAÜT gereğince hesaplanan 2.180 TL vekalet ücretinin davalı … Ltd. Şti ve …’den müştereken ve müteselsilen tahsili ile davacıya verilmesine, 10-Davacı kendisini vekil ile temsil ettirdiğinden, davalı … Sigorta AŞ. aleyhine hükmedilen maddi tazminat miktarı üzerinden, Dairemizce kararın verildiği tarihte yürürlükte bulunan AAÜT gereğince hesaplanan 9.200 TL vekalet ücretinin bu davalıdan tahsili ile davacıya verilmesine, 11-Reddedilen manevi tazminat miktarı nedeniyle, İlk Derece Mahkemesi kararının verildiği tarihte yürürlükte bulunan AAÜT gereğince hesaplanan 2.180 TL vekalet ücretinin davacıdan tahsili ile kendilerini vekil ile temsil ettiren davalılar … Tic. Ltd. Şti ve …’e verilmesine, 12-Davacının HMK 120 madde gereğince yatırdığı gider avansından kalan miktarın karar kesinleştiğinde davacıya iadesine, C-İstinaf İncelemesi Bakımından: 1-Davacı tarafından peşin olarak yatırılan istinaf karar harcının, istem halinde İlk Derece Mahkemesi tarafından kendisine iadesine, 2-İstinaf aşamasında davacı tarafından yapılan 120 TL posta ve tebligat gideri ile 148,60 TL istinaf başvuru harcının davalılar … Tic. Ltd. Şti, … ve … Sigorta AŞ.’den müştereken ve müteselsilen tahsili ile davacıya verilmesine, 3-Harçlar Kanunu’na göre alınması gereken 9.662,78 TL harçtan, peşin alınan 54,40 TL harcın mahsubu ile bakiye 9.608,38‬ TL harcın davalı … Tic. Ltd. Şti.’den tahsili ile Hazine’ye irat kaydına, 4-İstinaf incelemesi duruşmalı yapılmadığından vekalet ücretine hükmedilmesine yer olmadığına, 5-İstinaf için yatırılan gider avansından artan kısmın yatıran tarafa iadesine, Dair, dosya üzerinden yapılan inceleme sonucunda, hükmedilen manevi tazminat miktarı ile, davalı … Sigorta AŞ. aleyhine hükmedilen maddi tazminat miktarları yönünden, HMK’nin 362/1-a maddesi uyarınca kesin, davalılar … Ltd. Şti, … aleyhine hükmedilen 124.954,91 TL’lik maddi tazminat yönünden, HMK’nın 361. maddesi uyarınca gerekçeli kararın tebliği tarihinden itibaren iki haftalık süre içerisinde, dairemize ya da bulunulan yer bölge adliye mahkemesi hukuk dairesine veya ilk derece mahkemesine verilecek dilekçeyle Yargıtayda temyiz yolu açık olmak üzere oy birliği ile karar verildi.04/10/2022