Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 40. Hukuk Dairesi 2021/300 E. 2023/876 K. 25.05.2023 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C.
İSTANBUL
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
40. HUKUK DAİRESİ
TÜRK MİLLETİ ADINA
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ KARARI
Dosya No: 2021/300
Karar No: 2023/876
İncelenen Kararın
Mahkemesi: İstanbul 11. Asliye Ticaret Mahkemesi
Tarihi: 11/11/2020
Numarası: 2017/602 (E) – 2020/715 (K)
Davanın Konusu: Maddi Tazminat
Karar Tarihi: 25/5/2023
Yukarıda yazılı İlk derece mahkemesi kararına karşı istinaf kanun yoluna başvurulması üzerine, Dairemiz Heyetince yapılan müzakere sonucunda;
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ: Davacılar vekili dava dilekçesinde özetle; davacıların mirasbırakanı …’in yönetimindeki … plakalı motosikletle seyir halinde iken plakası ve sürücüsü saptanamayan tıra (çekici ve çekiciye bağlı dorse) arkadan çarpması nedeniyle meydana gelen kazada öldüğünü, düzenlenen kaza tespit raporlarında ölen …’in %100 kusurlu olduğu, kazaya neden olan plakası ve sürücüsü saptanamayan tırın ise kurallara uygun biçimde seyrettiği ileri sürülmüş ise de raporun, kaza görüntülerinin ve kazanın oluşumuna ilişkin tanıkların olmayışından dolayı eksik bilgilerle düzenlendiğini ve aslında kazanın oluşumunda tırın da hatalı olduklarını düşündüklerini ileri sürerek, belirsiz alacak davası niteliğinde 20.000,00 TL destekten yoksun kalma tazminatının davalıdan tahsiline karar verilmesini talep etmiş; 2/10/2020 günü sunduğu dilekçeyle talep ettiği toplam tazminat tutarını 150.000,00 TL’ye yükselttiği beyan etmiş; 12/10/2020 günü sunduğu dilekçe ile de davacı … için 111.850,49 TL, davacı … için 15.410,45 TL, davacı … için 22.739,06 TL olmak üzere toplam 150.000,00 TL tazminatın müvekkillerine ödenmesine karar verilmesini istemiştir. Davalı … vekili cevap dilekçesinde özetle; kazanın oluşumunda plakası saptanamayan aracın kusurunun bulunmadığı gerekçesiyle davanın reddini savunmuştur. İlk derece mahkemesince, davanın kabulüne, davacı … için 111.850,49 TL, davacı … için 15.410,45 TL, davacı … için 22.739,06 TL olmak üzere toplam 150.000,00 TL tazminatın davalıdan alınarak adları geçen davacılara verilmesine karar verilmiştir. Bu karara karşı istinaf kanun yoluna başvuran davalı vekili dilekçesinde özetle; kazanın oluşumunda plakası saptanamayan aracın kusurunun bulunmaması nedeniyle davanın reddine karar verilmesi gerektiğini, anne ve baba yönünden pay dağıtımı yapılmadan hesap yapılmasının hatalı olduğunu, hükme esas alınan bilirkişi raporunda davacı için hesaplanan tazminattan evlenme olasılığı nedeniyle indirim uygulanması gerektiğini, birlikte kusur indirimine gidilmeksizin hüküm kurulmasının hatalı olduğunu, Sosyal Güvenlik Kurumu tarafından davacıya ödenmiş veya ödenen rücuya tabi tazminat miktarı saptanarak müvekkili kurum tarafından ödenecek tazminattan mahsup edilmesinin gerektiğini, faiz başlangıç tarihinin de hatalı belirlendiğini belirterek ilk derece mahkemesi kararının kaldırılmasını talep etmiştir. 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanununun (HMK) 355 inci maddesi uyarınca ileri sürülen istinaf nedenleri ve kamu düzenine ilişkin konularla sınırlı biçimde yapılan inceleme sonunda: Dava, trafik kazasından kaynaklanan destekten yoksun kalma tazminatı istemine ilişkindir. 2918 sayılı Karayolları Trafik Kanununun (KTK) 91 inci maddesinin 1 inci fıkrası uyarınca, işletenlerin, bu Kanunun 85 inci maddesinin 1 inci fıkrasına göre olan sorumluluklarının karşılanmasını sağlamak üzere mali sorumluluk sigortası yaptırmaları zorunlu olduğu belirtilmiş; aynı Kanunun 85 inci maddesinin 1 inci fıkrasında, bir motorlu aracın işletilmesi bir kimsenin ölümüne veya yararlanmasına yahut bir şeyin zarara uğramasına sebep olursa, araç işleteninin bu zarardan sorumlu olacağı açıklanmış; anılan Kanununun 85 inci maddesinin son fıkrasında ise, işleten ve araç işleticisi teşebbüsün sahibinin, aracın sürücüsünün veya aracın kullanılmasına katılan yardımcı kişilerin kusurundan kendi kusuru gibi sorumlu olduğuna ilişkin hükme yer verilmiştir. Yukarıda açıklanan yasal düzenlemelerden Zorunlu Mali Sorumluluk Sigortasının (ZMSS); motorlu bir aracın karayolunda işletilmesi sırasında, bir kimsenin ölümüne veya yaralanmasına veya bir şeyin zarara uğramasına neden olması halinde, o aracı işletenin zarara uğrayan üçüncü kişilere karşı olan sorumluluğunu belli limitler dahilinde karşılamayı amaçlayan ve yasaca yapılması zorunlu kılınan bir zarar sigortası türü olduğu anlaşılmaktadır. Yani ZMSS, bir motorlu aracın işletilmesi bir kimsenin ölümüne veya yararlanmasına yahut bir şeyin zarara uğramasıyla ortaya çıkan ve aracın sürücüsünün veya aracın kullanılmasına katılan yardımcı kişilerin kusuru oranında sorumlu tutulan işletenin yükümlülüğündeki zararı, poliçede öngörülen limitler dahilinde teminat altına alır. 5684 sayılı Sigortacılık Kanununun 14 üncü maddesinin 1 inci fıkrası uyarınca, … Şirketleri Birliği nezdinde oluşturulan …na, sigortalının tespit edilememesi durumunda kişiye gelen bedensel zararlar; rizikonun meydana geldiği tarihte geçerli olan teminat tutarları dâhilinde sigortasını yaptırmamış olanların neden olduğu bedensel zararlar; sigorta şirketinin malî bünye zaafiyeti nedeniyle sürekli olarak bütün branşlarda ruhsatlarının iptal edilmesi ya da iflası halinde ödemekle yükümlü olduğu maddî ve bedensel zararlar; çalınmış veya gasp edilmiş bir aracın karıştığı kazada, Karayolları Trafik Kanunu uyarınca işletenin sorumlu tutulmadığı hallerde, kişiye gelen bedensel zararlar; Yeşil Kart Sigortası uygulamaları için faaliyet gösteren Türkiye Motorlu Taşıt Bürosunca yapılacak ödemeler için başvurulabilir. Cumhurbaşkanı, gerekli görülen hallerde, eşyaya gelecek zararların kısmen veya tamamen Hesaptan karşılanmasına karar vermeye yetkilidir. Kolluk tarafından düzenlenen Trafik Kazası Tespit Tutanağında ölen motosiklet sürücüsü …’in asli kusurlardan olan arkadan çarpma olgusu nedeniyle asli kusurlu olduğu belirtilmiş, plakası ve sürücüsü saptanamayan kamyon sürücüsüne ise kusur yüklenmemiş; eldeki davada hükme esas alınan alınan Adli Tıp Kurumu (ATK) İstanbul Trafik İhtisas Dairesinin raporunda ise; olay yeri yolun tek yönlü, asfalt kaplama, üç şeritli meskun mahal, olay zamanının gece aydınlatmanın mevcut olduğu, çarpmanın tek yönlü yolun orta şeridi içerisinde meydana geldiği, araçlara ait fren izine rastlanmadığı, çarpma sonucu motosikletin seyir yönüne göre yolun soluna doğru 14 metre sürüklendiği, motosikletin arkadan çarptığı tırın plakasının ve sürücüsünün saptanamadığı, ölen sürücü …’in yönetimindeki motosiklette yolcu olarak bulunan tanık …’un E-6 Kuzey yolda seyir halinde bulundukları sırada önlerinde seyreden bir kamyona arkadan çarptıklarını, daha sonrasını hatırlamadığını beyan ettiği belirtilerek, yönetimindeki motosiklet ile seyri sırasında yola gereken dikkatini vermeyen, yolun icap ve koşullarına uygun hızla seyrini sürdürmesi, önünde seyreden vasıtayı güvenli mesafeden takip etmesi gerekmekte iken bu hususlara riayet etmeyen, yakın seyrettiği araca seyir hızıyla yaklaşarak tedbir almadan arkadan çarpan, dikkat ve özen yükümlülüğüne aykırı seyri ile olayın meydana gelmesine neden olan ölen sürücü …’in asli derecede tam kusurlu olduğu; plakası ve sürücüsü saptanamayan kamyon sürücüsünün nizami kurallar içinde seyrini sürdürdüğü sırada, ölen sürücünün yönetimindeki motosiklet ile önünde seyreden kamyona arkadan çarpması ile karıştığı olayda, kamyon sürücüsünün davranışının olayın meydana gelmesine etkili olmadığı belirtilmiştir. ATK İstanbul Trafik İhtisas Dairesi tarafından düzenlenen raporda; davacıların mirasbırakanı sürücünün yönetimindeki … plakalı motosiklet ile plakası saptanamayan kamyonun kaza sırasındaki konumları ve sürücülerinin davranışları irdelenerek, olayın meydana gelmesine neden olan kusur oranının; yasal dayanaklarıyla birlikte, eylemler ile sonuç arasında bulunan nedensellik bağını ortaya koyacak biçimde; dosya kapsamından anlaşılan oluşa, bilimsel ölçütlere, usul ve kanuna uygun olarak saptandığı kabul edilmiştir. Somut uyuşmazlık yukarıda yapılan açıklamalar ışığında değerlendirildiğinde; plakası ve sürücüsü saptanamayan kamyon sürücünün kusuru bulunmadığından, KTK’nin 85 inci maddesinin 1 inci ve son fıkraları uyarınca işletenin de sorumluluğundan söz edilemeyecek, buna göre de işletenin sorumlu olduğu zararı limitler dahilinde teminat altına alan ZMSS poliçesini düzenleyen sigorta şirketi ya da …nın sorumluluğundan da söz edilemeyecektir. Bu itibarla plakası ve sürücüsü saptanamayan kamyon sürücünün kusurunun bulunmadığının anlaşılması karşısında, davalı …nın sorumluluğuna ilişkin 5684 sayılı Sigortacılık Kanununun 14 üncü maddesinin 1 inci fıkrasında öngörülen koşullar oluşmadığından, davanın reddine karar verilmesi gerekirken, kabulüne karar verilmesi isabetsizdir. Kararın kaldırılma gerekçesine göre, davalı …nın dilekçesinde ileri sürdüğü diğer istinaf nedenleri inceleme dışı bırakılmıştır.
HÜKÜM: Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere: I-Davalı … vekilinin istinaf başvurusunun kabulüne, yukarıda esas ve karar numarası belirtilen ilk derece mahkemesinin kararının, HMK’nin 353/1-b/2 nci maddesi gereğince düzeltilerek yeniden esas hakkında karar verilmek üzere kaldırılmasına, Buna göre: 1-Davacılar …, … ve …’in destekten yoksun kalma tazminatına ilişkin davalarının ayrı ayrı reddine, 2-Harçlar Kanunu uyarınca davacı sayısınca alınması gereken toplam 539,7‬0 TL (179,90 TLx3) maktu karar ve ilam harcından peşin alınan karar ve ilam harcı 112,71 TL, ıslah harcı olarak alınan 445,00 TL olmak üzere toplam 557,71 TL karar ve ilam harcından mahsubuna, bakiye 18,01‬ TL karar ve ilam harcının talep halinde yatıran tarafa geri verilmesine, 3-Dairemizin hüküm tarihinde yürürlükte bulunan Avukatlık Asgari Ücret Tarifesinin (AAÜT) 13 üncü maddesinin 4 üncü fıkrası uyarınca 9.200,00 TL maktu vekâlet ücretinin davacılardan tahsili ile vekille temsil edilen davalı …na verilmesine, 4-Davacılar tarafından ilk derece mahkemesinde sürdürülen yargılama nedeniyle harcanan yargılama giderlerinin üzerlerinde bırakılmasına, 5-Harcanmayan gider avansının HMK’nin 333 üncü maddesinin 1 inci fıkrası uyarınca ilk derece mahkemesince kendiliğinden yatıran tarafa geri verilmesine, II-İstinaf incelemesi bakımından ; 1-Davalı … tarafından peşin yatırılan istinaf karar ve ilam harcının, talep halinde ilk derece mahkemesi tarafından geri verilmesine, 2-İstinaf kanun yolu başvurusu nedeniyle davalı … tarafından harcanan posta gideri 31,50 TL, istinaf kanun yolu başvuru harcı 162,10 TL olmak üzere toplam 193,6‬0 TL yargılama giderinin, davacılardan müştereken ve müteselsilen tahsil edilerek, davalı …na verilmesine, 3-İstinaf incelemesi duruşmalı yapılmadığından, vekâlet ücretine hükmedilmesine yer olmadığına, 4-İstinaf kanun yolu incelemesi için yatırılan gider avansından artan tutarın, HMK’nin 333 üncü maddesinin, 1 inci fıkrası uyarınca ilk derece mahkemesince, kendiliğinden yatıran tarafa geri verilmesine, Dair, dosya üzerinde yapılan inceleme sonucunda HMK’nin 362/1-a maddesi gereğince kesin olmak üzere oy birliğiyle karar verildi. 25/5/2023