Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 40. Hukuk Dairesi 2021/291 E. 2023/916 K. 26.05.2023 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
İSTANBUL
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
40. HUKUK DAİRESİ
TÜRK MİLLETİ ADINA
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ KARARI
DOSYA NO: 2021/291
KARAR NO: 2023/916
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ: İstanbul Anadolu 5. Asliye Ticaret Mahkemesi
TARİHİ: 20/10/2020
NUMARASI: 2018/1327 (E) – 2020/616 (K)
DAVANIN KONUSU: Tazminat
KARAR TARİHİ: 26/05/2023
Taraflar arasında görülen davada verilen, yukarıda tarihi ve numarası gösterilen karara karşı istinaf kanun yoluna başvurulmakla dosya incelendi;
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ: Davacı vekili, müvekkilinin maliki olduğu… plakalı aracın karıştığı trafik kazasında ağır hasara uğradığını, bu hususta davalı sigorta şirketine başvuru yapıldığını, davalı sigorta şirketi tarafından sigorta tazminatının ödenmesi için ibraname imzalanmasının şart koşularak ibraname imzalanmadığı takdirde bu ödemenin yapılmayacağının bildirilmesi üzerine baskı altında bu ibraname imzalanarak ödemenin alındığını, ancak rayiç bedelin çok altında bir bedelin davacı şirkete ödendiğini belirterek şimdilik 1.000 TL’nin davalıdan tahsiline karar verilmesi talebinde bulunmuştur. İlk derece mahkemesince yapılan yargılama neticesinde, taraflar arasındaki mutabakatname uyarınca 218.000 TL ödemenin yapılmış olması nedeniyle borcun sona erdiği, davacının davalıyı ibra ettiği, giderek davacının davalıdan alacağının kalmadığı gerekçesiyle davanın reddine karar verilmiştir. Karara karşı davacı vekili, ödeme yapılması şartıyla ibraname imzalatıldığını, KTK’nın 111/2. maddesi uyarınca sigorta şirketi tarafından yapılan ödemenin yetersiz olduğunu, bu nedenle ödenen miktar düşüldükten sonra bilirkişi raporunda tespit edilen rayiç piyasa değerinin kalan kısmının hüküm altına alınması gerektiğini belirterek istinaf başvurusunda bulunmuştur. Dava, kasko sigorta sözleşmesinden kaynaklanan alacak istemine ilişkindir. Davacı taraf, taraflar arasında düzenlenen ibranameye konu ödemenin yetersiz olduğundan bahisle ibranamenin iptali ile bilirkişi raporunda tespit edilen rayiç piyasa değerinden ibranameye konu ödemenin mahsubundan sonra kalan kısmın hüküm altına alınmasına karar verilmesi talebinde bulunmaktadır. HMK’nın 355. maddesi kapsamında istinaf itirazları ve kamu düzenine ilişkin hususlarla sınırlı olarak yapılan inceleme sonunda: 2918 sayılı Yasanın 111/2. maddesi uyarınca tazminat miktarlarına ilişkin olup da yetersiz veya fahiş olduğu açıkça belli olan anlaşmalar veya uzlaşmaların yapıldıkları tarihten itibaren 2 yıl içinde iptal edilebileceği düzenlenmiş ise de; işbu madde hükmünün, araç sürücüsü, işleten ve trafik sigortacısı ve ihtiyari mali sorumluluk sigortacısının hukuki sorumluluğuna dair yapılan anlaşmalara ilişkin olduğu, keza, sözü geçen maddenin 1. fıkrasında, “bu kanunla öngörülen hukuki sorumluluğu kaldıran veya daraltan anlaşmalar geçersizdir” denilmek suretiyle, madde hükmünün, 2918 sayılı Yasanın, “Hukuki Sorumluluk ve Sigorta” başlıklı 8. kısmında düzenlenen hukuki sorumluluğa dair yapılan anlaşmalara ilişkin olduğu hususunun açık bir şekilde tasrih edildiği; bu kısımda, trafik kazalarından kaynaklı hukuki sorumluluğa dair hükümler vaz edilmiş olup, bir mal sigorta türü olan kasko sigortasına dair herhangi bir düzenleme bulunmadığı, dolayısıyla, sözü geçen yasal düzenlemenin kasko sigorta sözleşmesinden kaynaklı alacak davalarında uygulanabilir nitelikte olmadığı, Yargıtay 4. Hukuk Dairesi 2022/4883 Esas – 2022/13349 Karar sayılı karar ile 17 HD 2016/14093 Esas – 2017/6940 Karar sayılı kararlarının da aynı yönde olduğu, BK’nın 28 ve 30. maddelerinde öngörülen gabin ile irade fesadı hallerine ilişkin de bir ispat ortaya konulamadığı, ibranamenin makbuz sayılmasını sağlayacak şekilde ihtirazi kayıtla imzalanmasının da söz konusu olmadığı, dolayısıyla ibranamenin iptali koşullarının bulunmadığı görülmektedir. Bu durumda davacı vekilinin istinaf başvurusunun esastan reddine karar vermek gerekmiştir.
KARAR: Yukarıda açıklanan gerekçe ile; 1-6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanununun 353/1-b/1. maddesi uyarınca davacı vekilinin istinaf başvurusunun esastan reddine,2-Alınması gereken 179,90 TL istinaf karar harcından peşin alınan 59,30 TL harcın mahsubundan sonra bakiye 120,60 TL istinaf karar harcının istinafa başvuran davacı taraftan tahsil edilerek Hazineye irat kaydına, 3-İstinafa başvuran tarafça yapılan istinaf yargılama giderlerinin kendi üzerinde bırakılmasına, 4-Artan gider ve delil avansının karar kesinleştiğinde ilgilisine iadesine, 5-İstinaf incelemesi duruşmalı yapılmadığından, vekalet ücreti tayinine yer olmadığına, Dosya üzerinde yapılan inceleme sonucunda, kararın tebliğinden itibaren iki haftalık süre içerisinde Yargıtay ilgili hukuk dairesine hitaben verilecek temyiz dilekçesi ile temyiz yolu açık olmak üzere, oy birliğiyle karar verildi. 26/05/2023