Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 40. Hukuk Dairesi 2021/285 E. 2023/6 K. 05.01.2023 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
İSTANBUL
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
40. HUKUK DAİRESİ
TÜRK MİLLETİ ADINA
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ KARARI
DOSYA NO: 2021/285
KARAR NO: 2023/6
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ: İSTANBUL ANADOLU 5. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ: 08/12/2020
NUMARASI: 2014/854 Esas – 2020/829 Karar
DAVANIN KONUSU: Maddi Tazminat (Trafik Kazasından Kaynaklanan)
KARAR TARİHİ: 05/01/2023
Yukarıda yazılı İlk Derece Mahkemesi kararına karşı istinaf yasa yoluna başvurulması üzerine Dairemiz Heyetince yapılan müzakere sonucunda;
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ: Dava ve uyuşmazlık; 818 sayılı BK’nın 46. (6098 sayılı TBK’nın 54). maddesi kapsamında, yaralamalı trafik kazasından kaynaklanan maddi tazminat istemine ilişkindir. İlk Derece Mahkemesince 08/12/2020 tarihli kararıyla; “1-Davanın kısmen kabulü ile; -131.035,50-TL sürekli iş göremezlik zararının 90.000,00 TL sinin 30/12/2010 temerrüt tarihinden geriye kalan 41.035,50 TLsinin 05/10/2020 ıslah tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte davalıdan tahsili ile davacıya verilmesine, -11.942,88-TL sağlık ve yol gideri zararının 10.000,00 TLsinin 30/12/2010 tarihinden itibaren ve geriye kalan 1.942,88-TL sinin ise ıslah tarihi olan 05/10/2020 tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte davalıdan tahsili ile davacıya verilmesine, fazlaya ilişkin istemin reddine, ” karar verilmiştir. Bu karara karşı, davalı vekili istinaf kanun yoluna başvurmuştur. Davalı vekili istinaf başvuru dilekçesinde özetle; davanın zamanaşımına uğradığını, Mahkemece zamanaşımı itirazlarının dikkate alınmadığını, müvekkili tarafından yapılan 43.057,86 TL’lik ödemenin güncellenen tutarının azami poliçe limitinden düşülmesi gerektiğini, davacının alkollü bir şekilde ve sürücünün alkollü olduğunu bilerek motosiklete binmesi ve kask takmaması nedeniyle olayda müterafik kusur bulunduğunu ancak %25 oranında müterafik kusur indirimi yapılmasının az olduğunu, kararın bu yönlerden usul ve yasaya aykırı olduğunu belirtmiştir. HMK’nın 355. maddesi kapsamında istinaf itirazları ve kamu düzenine ilişkin hususlarla sınırlı olarak yapılan inceleme sonunda:Dosya kapsamından; 25/04/2009 tarihinde, davalı … nezdinde ZMSS poliçesi ile sigortalı bulunan … plakalı motosiklet ile dava dışı … plakalı aracın kaza yapması neticesinde, … plakalı motosiklette yolcu olarak bulunan davacının yaralandığı; davacı tarafça HMK’nın 107. maddesinde düzenlenen belirsiz alacak davası kapsamında 16/09/2014 tarihinde açılan eldeki davada, 10.000 TL tedavi-yol gideri ve 90.000 TL güç kaybı zararı adı altında maddi tazminat talep edildiği, maddi tazminatın 05/10/2020 tarihinde ıslah ile arttırıldığı ve Mahkemece yapılan yargılama neticesinde, yukarıda belirtildiği şekilde karar verildiği anlaşılmıştır. 2918 sayılı KTK’nın 109/1. maddesinde “Motorlu araç kazalarından doğan maddi zararların tazminine ilişkin talepler, zarar görenin zararı ve tazminat yükümlüsünü öğrendiği tarihten başlayarak 2 yıl ve her halde, kaza gününden başlayarak 10 yıl içinde zamanaşımına uğrar.” düzenlemesi, yine aynı Kanun’un 109/2. maddesinde ise, “dava, cezayı gerektiren bir fiilden doğar ve Ceza Kanunu bu fiil için daha uzun bir zamanaşımı süresi öngörmüş ise bu süre maddi tazminat talepleri için de geçerlidir.” düzenlemesi yer almaktadır. Somut olayda; trafik kazası 25/04/2009 tarihinde meydana geldiğinden, davacının yaralanması nedeniyle ceza dava zamanaşımı süresi 5237 Sayılı TCK’nın 89 ve 66 maddelerine göre 8 yıl olup kazanın meydana geldiği 25/04/2009 tarihinden, davanın açıldığı 16/09/2014 tarihine kadar geçen sürede 8 yıllık ceza dava zamanaşımı dolmamıştır. Bu nedenle, bu yöne ilişkin istinaf itirazında isabet bulunmamaktadır. İlk Derece Mahkemesince karara dayanak yapılan 31/08/2020 tarihli bilirkişi raporunda; davacının sürekli maluliyet zararının 480.566,03 TL olduğu belirlenmiş ve Mahkemece de bu miktar üzerinden %20 hatır taşıması ve %25 oranında müterafik kusur indirimi yapılmıştır. Bu miktar üzerinden %20 hatır ve %25 müterafik kusur indirimi yapılması sonucunda davacının zararının 288.339,63 TL olduğu tespit edilmiştir. Yargıtayın yerleşik kararlarında müterafik kusur oranı %20 olarak kabul edildiğinden, davalı vekilinin bu yöne ilişkin itirazı da yerinde görülmemiştir. Yerel Mahkemece karara esas alınan 29/03/2020 tarihli ek raporda; davacı tarafça dava öncesinde ödenen 18.964,50 TL’lik miktarın, güncellenen değerinin 43.057,86 TL olduğu tespit edilmiştir. Ancak, Mahkemece gerekçeli kararda davacı tarafça dava öncesinde ödenen 18.961,50 TL’lik ödemenin güncellenen tutarının 43.057,86 TL olduğu kabul edilmesine rağmen, davacının sorumlu olduğu azami poliçe limiti olan 150.000 TL’den, güncellenen tutarın değil 18.691,50 TL’lik miktar indirilerek karar verilmiştir. Bu nedenle davalı vekilinin bu yöne ilişkin itirazı yerinde görülmüştür. Bu durumda, davalı …’nin kaza tarihinde sorumlu olduğu azami poliçe teminat limiti olan 150.000 TL’den, güncellenen tutar olan 43.057,86 TL’lik miktarın indirilmesi sonucunda, 106.043,14 TL ile sorumlu tutulması gerekmektedir. Yukarıdaki açıklamalar çerçevesinde, Dairemizce aşağıdaki şekilde yeniden hüküm oluşturulmuştur.
HÜKÜM: Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere:
A-Davalı vekilinin istinaf başvurusunun kabulü ile, Yukarıda esas ve karar numarası belirtilen İlk Derece Mahkemesi kararının, HMK’nın 353/1-b/2. maddesi gereğince düzeltilerek yeniden esas hakkında karar verilmek üzere kaldırılmasına, Buna göre: 1-Davanın kısmen kabulü ile, 106.043,14 TL sürekli iş göremezlik zararının 90.000 TL’sinin 30/12/2010 temerrüt tarihinden geriye kalan 16.043,9‬0 TL’sinin 05/10/2020 ıslah tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte davalıdan tahsili ile davacıya verilmesine, -11.942,88 TL sağlık ve yol gideri zararının 10.000 TL’sinin 30/12/2010 tarihinden itibaren ve geriye kalan 1.942,88 TL’sinin ise ıslah tarihi olan 05/10/2020 tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte davalıdan tahsili ile davacıya verilmesine, fazlaya ilişkin istemin reddine, 2-Harçlar Kanunu gereğince alınması gereken 8.059,62 TL harçtan, davacı tarafça peşin olarak yatırılan 1.707,75 TL peşin harç ve sonradan yatırılan 802,37 TL ıslah harcının mahsubu ile bakiye 5.549,50 TL harcın davalıdan tahsili ile Hazine’ye irat kaydına,3-Davacı tarafça yatırılan 1.707,75 TL peşin harç ve 802,37 TL ıslah harcı olmak üzere toplam 2.510,12 TL harcın davalıdan tahsili ile davacıya verilmesine, 4-Davacı tarafından yapılan 25,20 TL başvuru harcı, 414,45‬ TL tebligat ve müzekkere gideri, 3.700 TL bilirkişi ücreti ve 314,50 TL Adli Tıp Kurumu rapor ücreti olmak üzere toplam 4.454,15 TL yargılama giderinden kabul-ret oranına göre 3.503,51 TL’sinin davalıdan tahsili ile davacı tarafa ödenmesine, kalan miktarın davacı üzerinde bırakılmasına,5-Davalı tarafından yapılan yargılama gideri bulunmadığından bu konuda karar verilmesine yer olmadığına, 6-Davacı taraf kendisini vekil ile temsil ettirdiğinden Dairemizce kararın verildiği tarihte yürürlükte bulunan AAÜT gereğince hesaplanan 18.697,90 TL nispi vekalet ücretinin davalıdan alınarak davacıya verilmesine,7-Davalı taraf kendisini vekil ile temsil ettirdiğinden, reddedilen miktar nedeniyle Dairemizce kararın verildiği tarihte yürürlükte bulunan AAÜT gereğince hesaplanan 9.200 TL vekalet ücretinin davacıdan tahsili ile davalıya verilmesine,8-Taraflarca dosyaya yatırılan ve sarf edilmeyen gider avansının karar kesinleştiğinde Hukuk Muhakemeleri Kanununun 333. maddesi uyarınca ilgili tarafa iadesine,
B-İstinaf İncelemesi Bakımından:1-Davalı tarafından peşin olarak yatırılan istinaf karar harcının, istem halinde İlk Derece Mahkemesi tarafından iadesine,2-İstinaf aşamasında davalı tarafından yapılan 80 TL posta ve tebligat gideri ile 162,10 TL istinaf başvuru harcının davacıdan tahsili ile davalıya verilmesine, 3-İstinaf incelemesi duruşmalı yapılmadığından vekalet ücretine hükmedilmesine yer olmadığına, 4-İstinaf için yatırılan gider avansından artan kısmın yatıran tarafa iadesine, Dair dosya üzerinde yapılan inceleme sonucunda, HMK’nın 362/1-a maddesi uyarınca kesin olmak üzere oy birliğiyle karar verildi.05/01/2023