Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 40. Hukuk Dairesi 2021/271 E. 2021/237 K. 18.02.2021 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C.
İSTANBUL
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
40. HUKUK DAİRESİ
TÜRK MİLLETİ ADINA
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ KARARI
DOSYA NO: 2021/271
KARAR NO: 2021/237
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ: İSTANBUL ANADOLU 11. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ: 12/10/2020
NUMARASI: 2019/1121 (E) 2020/346 (K)
DAVANIN KONUSU: Tazminat
KARAR TARİHİ: 18/02/2021
Taraflar arasında görülen davada verilen ve yukarıda tarih numarası gösterilen karara karşı istinaf kanun yoluna başvurulmakla; re’sen dikkate alınabilecek hususlar ayrık olmak üzere istinaf talep ve gerekçeleri ile tarafların ilk derece mahkemesinde ileri sürdükleri iddia ve savunmalar esas alınmak sureti ile dosya incelendi;
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ: Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; müvekkili …’un, … işletmesinin sahibi olduğunu, işletmeye ait olan … plakalı aracı 16.02.2019 tarihli kira sözleşmesi ile …’ya kiraladığını, aralarında yaptıkları kira akdi süresi içerisinde davalı …’nın sevk ve idaresinde olan aracın 21.02.2019 tarihinde kaza yaptığını, davalı sigorta şirketinin kasko sigortacısı olduğunu, davalılar tarafından hasarın karşılanmadığını belirterek 30.680,00 TL tazminatın davalılardan müteselsilen tahsiline karar verilmiştir. Davalı sigorta şirketi davanın reddini talep etmiştir. İlk derece mahkemesince yapılan yargılama neticesinde; eldeki davaya bakma görevinin Tüketici Mahkemelerine ait olduğu gerekçesiyle davanın görevsizlik nedeniyle usulden reddine karar verilmiştir. Karara karşı davacı vekili; müvekkilinin Rent a Car işletmecisi olduğunu, tacir sıfatının bulunduğunu, dolayısıyla kasko sigorta şirketiyle aralarında yapılan sözleşmenin tüketici işlemi niteliğinde olmadığını belirterek istinaf başvurusunda bulunmuştur. Davacı taraf eldeki davada kira sözleşmesi ve kasko sigorta sözleşmesine dayalı olarak eldeki davayı açmış bulunmaktadır. Davacı, Rent a Car işletmecisi olup gerçek kişi tacir konumundadır. Dolayısıyla davacı taraf ile davalı sigorta şirketi arasındaki sözleşmenin tüketici işlemi niteliğinde olması mümkün değildir. Dava tarihi itibarıyla yürürlükte bulunan 6102 sayılı Türk Ticaret Kanunu’nun 4/1-a maddesi gereği her iki tarafın ticari işletmesi ile ilgili olup olmadığına bakılmaksızın Türk Ticaret Kanunu’nda düzenlenen hususlar mutlak ticari davalardır. TTK 5/1 maddesi gereği ticari davalara bakmakla görevli mahkeme asliye ticaret mahkemeleridir. Sigorta hukuku 6102 sayılı Türk Ticaret Kanunu’nun 6. kitabında 1401 ve devamı maddelerinde, kasko sigortası ise 1453 ve devamı maddelerinde düzenlenmiştir. Bu durumda davalı sigorta şirketi aleyhine açılan dava Türk Ticaret Kanununda düzenlenen hususlardan olması nedeniyle mutlak ticari bir dava söz konusu olup asliye ticaret mahkemesinin görev alanı içinde bulunmaktadır. (Yargıtay 17. Hukuk Dairesi’nin 26/09/2017 gün ve 2016/15755-2017/8206 sayılı kararı benzer nitelikteki diğer kararları). Bu nedenle davalı sigorta şirketi bakımından açılan davada görevsizlik kararı verilmiş olması doğru olmamıştır. Diğer yandan HMK’nın 4/1-a maddesi uyarınca kira ilişkisinden doğan alacak davaları da dâhil olmak üzere kira ilişkisinden kaynaklanan tüm uyuşmazlıkları konu alan davalar ile bu davalara karşı açılan davalar Sulh Hukuk Mahkemelerinin görevi kapsamında kalmaktadır. Somut olayda davacı ile davalı … arasında dava konusu hasar gören araca ilişkin 16/02/2019 tarihli kira sözleşmesi bulunmaktadır. Bu durumda bu davalı bakımından dosya tefrik edilerek görevsizlik kararı verilmesi gerekirken soyut gerekçelerle görevsizlik kararı verilmiş olması doğru olmamıştır. O halde davacı vekilinin istinaf başvurusunun kabulüne, davalı gerçek kişiye yönelik açılan davada tefriken görevsizlik kararı verilmesi ve diğer davalıya yönelik açılan davanın ise sair dava şartlarında eksiklik bulunmaması durumunda esasına girilerek tarafların iddia ve savunmaları doğrultusunda yargılamaya devam olunması amacıyla ilk derece mahkemesi kararının kaldırılmasına, davanın yeniden görülmesi için dosyanın mahkemesine gönderilmesine karar vermek gerekmiştir.
KARAR: Yukarıda açıklanan gerekçe ile, 1-6100 sayılı HMK’nın 353/1-a/3. maddesi gereğince davacı vekilinin istinaf kanun yoluna başvuru talebinin kabulüne, 2-İlk derece mahkemesi kararının kaldırılmasına, 3-Davanın yeniden görülmesi için dosyanın kararı veren ilk derece mahkemesine gönderilmesine, 4-Peşin alınan istinaf karar harcının talep halinde yatırana iadesine, 5-İstinaf yargılama giderlerinin ilk derece mahkemesince yeniden verilecek kararda dikkate alınmasına, Dair, 6100 sayılı HMK’nun 7251/39 md. ile değişik 362/1-c maddesi gereğince her iki taraf yönünden kesin olmak üzere, dosya üzerinde yapılan inceleme sonunda oy birliğiyle karar verildi.18/02/2021